Bakanlık, Türkiye'nin Doğu Akdeniz'deki sondaj faaliyetleri nedeniyle AB'nin aldığı yaptırım kararına ilişkin listenin onaylanması hakkında yazılı açıklama yaptı.
Açıklamada, "AB'nin dün 2 TPAO yetkilimizin isimlerini içeren yaptırım listesini onaylaması, birlik dayanışması kisvesi altında tarafgir ve hukuk tanımaz tutumunun yeni bir örneğidir. AB'nin 11 Kasım 2019 tarihli kararı uyarınca açıklanan bu yaptırımın bizim için hiçbir hüküm ve değeri yoktur." denildi.
Türkiye ve Kıbrıs Türklerinin meşru hakları hilafına izlenen bu gayri adil politikanın hem uluslararası hukuka hem AB müktesebatına aykırı olduğu vurgulanan açıklamada, "AB'nin Rum/Yunan ikilisinin maksimalist deniz yetki alanı iddialarını, hangi kararı alırsa alsın, ülkemize dikte etmeye çalışması beyhudedir. AB uluslararası bir mahkeme gibi hareket edemez. Sınırlandırılmamış ihtilaflı deniz yetki alanlarını nihai deniz sınırları gibi gösteremez." ifadesi yer aldı.
AB'nin Doğu Akdeniz konusunda iş birliği ve diyaloğu desteklemesi gerektiği belirtilen açıklamada, Türkiye'nin ve Kıbrıs Türklerinin meşru haklarını yok sayması ve Rum/Yunan ikilisinin maksimalist iddialarının ve politikalarının esiri olmasının esef verici olduğunun altı çizildi.
Açıklamada, "27 Şubat tarihli söz konusu yaptırım kararı, Doğu Akdeniz'de hem kendi haklarımızı hem Kıbrıs Türklerinin haklarını korumak konusundaki kararlılığımızı etkilemeyecek, bilakis daha da güçlendirecektir." değerlendirmesinde bulunuldu.