Diyanet İşleri Başkanlığı ve Türkiye Diyanet Vakfının (TDV) ortak projesi olan anaokulu açıldı. Diyanet İşleri Başkanlığı yerleşkesindeki Reyyan Anaokulunun açılış törenine Mehmet Görmez ve eşi Hatice Görmez, TDV Mütevelli Heyeti İkinci Başkanı Mazhar Bilgin, TDV Genel Müdürü Mustafa Tutkun ile Ankara İl Milli Eğitim Müdürü Vefa Bardakçı katıldı.
Kur'an-ı Kerim tilavetiyle başlayan açılış programında, anaokuluna başlayan çocuklar da Kur'an ve şiir okudu.
Görmez, açılışta yaptığı konuşmada anaokulunun, yenilerinin açılmasına vesile olmasını diledi. Çocuğun, gerçek İslam'ı temsil ettiğini vurgulayan Görmez, "Çocuk masumiyeti, safiyeti temsil eder. Çocuk, yüce kitabın, kerim kitabın ifadesiyle 'gözün nurudur.' İnsanoğlunun en değerli organı gözdür, gözün de en önemli vazifesi ışıktır, nurdur. Yüce Rabbimiz yüce kitabında çocuğu gözün nuru olarak tavsif eder. Göz, nurunu kaybettiği zaman görmez. İnsanlık çocukları kaybettiği zaman istikbal olmaz. Mazide kalır, geleceğini görmez. Çocuk,Kur'an'ın ifadesiyle aynı zamanda kalbin sururudur, kalbin sevincidir" diye konuştu.
Hz. Peygamber'in de her çocuğun Müslüman olarak doğduğunu belirttiğini anlatan Görmez, "Sonra anne babası onu değiştirir." diye buyurduğunu kaydetti. Görmez, her çocuğun Rabbine teslim olduğunu, çocukta masumiyet, günahsızlık bulunduğunu dile getirerek, şöyle devam etti: "Sevgili peygamberimiz, bazı hadislerde, hadisi kutsi olarak rivayet edilen bir ifadede süt emen yavrular hürmetine Allah'tan af dilemiştir. Bizler de süt emen yavrular hürmetine Allah'tan af dilemeliyiz. Neden? Çocuklarımıza iyi bir dünya kuramadığımız, iyi bir dünya hazırlayamadığımız için. Rabbimiz dünyayı sadece bizim emrimize vermedi, sadece biz orada tasarrufta bulunalım diye yaratmadı. Bizden sonraki nesillere güzel bir dünya kuralım diye verdi. Ama biz hep kendimizi düşündük, bizden sonraki nesilleri düşünmedik. Hatta, işte Halep'te izliyoruz, bizden sonraki nesilleri katlediyoruz."
Eğtimin bütün dünyanın en önemli meselesi olduğunun altını çizen Görmez, Müslümanların karşı karşıya kaldığı problemlerin temelinde eğitim meselesinin bulunduğunu kaydetti.
Görmez, çocuğun kişiliğinin yüzde 70'inin, 7 yaşına kadar oluştuğunu belirterek, bu çağlarda ebeveynlerin, onları yaratıldıkları fıtrata uygun bir eğitimle yetiştirme görevi bulunduğunu söyledi.
TDV'NİN GECİKMİŞ HİZMETİ
TDV'nin çok gecikmiş bir hizmeti başlattığını ifade eden Görmez, Diyanet teşkilatının görevleri arasında böyle bir vazifenin bulunmadığını ancak yaygın din eğitiminin, görevleri arasında yer aldığını anlattı. Görmez, "Biz yaygın din eğitimini sadece camide yaşlı büyüklerimize vermekle mükellef değiliz. Biz yaygın din eğitimini bu topraklarda yaşayan 7'den 70'e bütün insanlarımıza, bütün çocuklarımıza vermek zorundayız" dedi.
Anaokulunun açılışının duyulmasından itibaren vatandaşların aradığını ve bu hizmete öncülük yapılmasını istediklerini aktaran Görmez, "Acizane kanaatim odur ki Diyanet İşleri Teşkilatı bu konuda çok gecikmiştir." değerlendirmesinde bulundu. Göreve başladığı günden beri bir hususun dikkatini çektiğini dile getiren Görmez, şunları söyledi: "Bazı yayın organlarımız Diyanet ile çocuk kelimesini yan yana yakıştırmıyor. Diyanet ile genç kelimesini de yan yana yakıştırmayan kardeşlerimiz, dostlarımız oluyor. Niye yakıştırmıyorsunuz? Diyanet, bu toprakları vatan kıldığımız günden bugüne kadar, bizim medeniyetimizin özünü oluşturan, kimliğimizi oluşturan, din-i mübin-i İslam'a hizmet etmek için kurulmuş bir müessese değil mi? Siz çocuğu dinden ayırabilir misiniz? Dini gençten ayırabilir misiniz? Diyanet sadece camiye gelen yaşlı insanlara mı hizmet etmek için kuruldu? O dostlarımızın ben biraz çağdaş dünyaya da göz atmalarını isterim. İtalya'da anaokullarının yüzde 25'i doğrudan kilisenindir. Almanya'da doğrudan ve dolaylı kilise çalışanlarının sayısı 1 milyondur. Bunların büyük bir kısmı anaokulu öğretmenlerinden oluşur."
Görmez, bu gecikmişliği telafi etmek için bir çaba içine giren TDV'ye teşekkür etti. "Ancak, biraz sonra göreceğimiz anaokulunun aynı güzellikte benzerlerini ülkemin her ilinde, ilçesinde istiyorum" diyen Görmez, yurt dışındaki millet varlığına yönelik de bu müesseselerin açılması gerektiğini söyledi.
Bu hizmetleri yönetenlerle de işbirliği içinde olup rehberlik yapmanın önem taşıdığını dile getiren Mehmet Görmez, "Bizim, Türkiye'de bu noktada eğitim veren bütün kardeşlerimize rehberlik yapacak gücümüz, bilgimiz vardır." ifadesini kullandı.
"KALP ATIŞI KADAR NORMAL''
"Küçük yaştaki yavrularımızın dillerinin besmeleyle dönmeye başlamasını kimse yadırgamamalı. Kalp atışı kadar normal ve tabii bir şeydir. Bilakis besmelesiz kalması kalp atışlarının normalden uzaklaşması kadar tehlikelidir." diyen Görmez, kendisinin de 2 gün önce dede olduğunu ve torununun kulağına ezan ve kamet okuduğunu anlattı.
Görmez, bebeklerin kulaklarına okunan ezan ve kametin, bebeğin ruhunda bıraktığı tesirin, onun kalp atışı kadar tabii olduğunu söyledi. Bunları birbirinden ayırmamak gerektiğini ifade eden Görmez, çocukların dini doğru öğrenmesi gerektiğini vurguladı.
Çocuklar için dua eden Görmez, sözlerini şöyle tamamladı: "Burası anaokuludur. Ben kreş kelimesinin Türkçe'den ihraç edilmesinin gerektiğini düşünürüm. Çünkü o, insan yavruları için kullanılan bir kelime değildi malumunuz. Onun için anaokulu çok güzel bir ifade. Çünkü hem çocuğun masumiyetini ifade ediyor hem de ananın mektep olduğunu bize ifade etmiş oluyor. Ve gerçekten de yeryüzünde en büyük mektep, en büyük üniversite annedir, anadır. Bize bu mektebi yaşatan annelerimize hürmetlerimizi arz ediyorum."
Konuşmaların ardından açılış kurdelesini kesen Görmez ve davetliler, anaokulunu gezerek çocuklarla sohbet etti.