Başkanlık tarafından 81 il ve 326 ilçe müftülüğüne bağlı 407 büroda dini rehberlik hizmeti sunulmasının yanı sıra evlilik, nikah, boşanma, aile, sağlık, çocuk, kadın ve gençlere yönelik problemlerle ilgili yapılan başvurulara çözüm üretilmeye çalışılıyor.
Hizmet içi eğitim seminerlerine katılan ve alanında uzmanlaşan 3 bin 267 personel, çocuk evi, çocuk evleri sitesi, çocuk destek merkezi, kadın konuk evi, huzurevi ve fabrika gibi mekanlarda manevi destek hizmeti veriyor.
Aile ve Dini Rehberlik bürolarına son 7 yılda yapılan 66 bin 625 başvurunun 25 bin 820'si evlilik, nikah ve boşanma, 20 bin 800'ü aile, 6 bin 289'u sağlık, 4 bin 747'si çocuk, 2 bin 548'i kadın, 3 bin 444'ü genç ve 2 bin 977'si sosyal durum konularını kapsıyor.
Ayrıca kadına yönelik şiddeti içeren aile içi şiddet, aldatma, çocuk ihmal ve istismarı, küçük yaşta zorla evlilik ile töre ve namus cinayetleri gibi konularda yapılan 4 bin 794 başvuruda yardım talebinde bulunuldu.
Bu başvurulara, manevi rehberlik hizmetinin yanı sıra Aile, Çalışma ve Sosyal Hizmetler Bakanlığıyla yapılan protokoller çerçevesinde ilgili kurumlara yönlendirme şeklinde karşılık verildi.
"Şiddetin İslam'da kabul edilebilir davranış olmadığını anlatıyoruz"
Diyanet İşleri Başkan Yardımcısı Prof. Dr. Huriye Martı, AA muhabirine yaptığı açıklamada, kadına yönelik şiddeti engelleme çalışmalarının, "bilinçlendirme ve farkındalık" ile "şiddet mağdurlarıyla özel ilgilenme" olarak iki ana başlıkta yapıldığını söyledi.
Bilinçlendirme ve farkındalık çalışmaları kapsamında şiddetin İslam'da hiçbir şekilde kabul edilebilir bir davranış modeli olmadığının anlatıldığını belirten Martı, şiddete uğramış kadınlara yönelik manevi danışmanlık ve rehberlik çalışmalarının yapıldığını aktardı.
"Şiddetle mücadele tek taraflı yürütülemez"
Şiddetle mücadelenin hiçbir şekilde tek taraflı yürütülemeyeceğini vurgulayan Martı, şu ifadeleri kullandı:
"Şiddete maruz kalanlara manevi olarak 'Bunlar geçecektir. Dünyanın imtihanları, sabredeceksin. Sessizce bir kenarda oturacaksın.' diyerek telkinde bulunulduğunun zannedilmesi gerçekten son derece yanlış. Çünkü bu arkadaşlarımız alanının uzmanlarından, öğretim üyelerinden, saha çalışanlarından mağdurla görüşme teknikleri konusunda özel eğitim alıyorlar.
Personelimiz için önemli olan, şiddetle mücadele konusunda insanın en temel hakları can, mal, ırz, aklı ve inancının korunması, dokunulmaz olması hususunda aile içinde farkındalık oluşturmaktır. İvedilikle çözüm üretilmesi, şiddetin hangi dinamiklerden o aile içinde beslendiğinin tespit edilmesi ve gerekiyorsa hukuki başvurulara, psikolojik ve psikiyatrik yardım alınması konusunda mağdurun yönlendirilmesi söz konusudur."
Temel aile bilincine yönelik eğitimler verildi
Martı, "Ailenin Korunması ve Aile İçi Şiddetin Önlenmesinde Toplumsal Farkındalığın Sağlanması" projesi kapsamında Doğu Anadolu ve İç Anadolu Bölgesi'ndeki pilot illerde paneller, kahvehane sohbetleri ve cuma vaazları yapıldığını kaydetti.
"Huzurlu Aile, Güçlü Toplum, Güvenli Gelecek" projesi dahilinde başlatılan "Evliliğe İlk Adım" seminerinin başlıklarından birinin "Yuvamız Merhamet Ocağı Olsun" modülü olarak belirlendiğini anlatan Martı, bu seminerlerin müftülük ve belediyelere nikah için başvuran çiftlere yönelik yapıldığı bilgisini verdi.
Martı, "Temel Aile Bilinci Eğitimi" projesi kapsamında ise din görevlileri, Kur'an kursu öğreticileri ve yaklaşık 600 bin kursiyere eğitim verildiğini dile getirerek, "Baba Okulu" seminerleri kapsamında ilk etapta 4 pilot ilde başlatılan projenin 81 ilde "Baba Okulu Eğitici Eğitimleri" ismiyle uygulanmasının hedeflendiğini bildirdi.