Dolar

34,5424

Euro

36,0063

Altın

3.006,41

Bist

9.549,89

Doğan Holding'in işgali' davasına devam kararı

Fetullahçı Terör Örgütü'nün 15 Temmuz darbe girişimi sırasında, Doğan Medya Center'in işgal edilmesine ilişkin davada 15 Temmuz şehidi Vedat Bağcerci'nin ölümünden sorumlu tutulan sanık eski yüzbaşı, 'Benim en ufak bir dahilim yoktur. Bağcerci'nin ölümüne neden olanlar er geç ortaya çıkacaktır' dedi.

8 Yıl Önce Güncellendi

2017-08-07 18:52:55

Doğan Holding'in işgali' davasına devam kararı


Fetullahçı Terör Örgütü'nün 15 Temmuz darbe girişimi sırasında Doğan Medya Center'in işgal edilmesine ilişkin 19 sanığın üçer kez ağırlaştırılmış müebbet ve 15'er yıla kadar hapis istemiyle yargılanmasına devam edildi. İstanbul 27'inci Ağır Ceza Mahkemesi'nde görülen duruşmaya, 3 tutuklu sanık Erdal Şeker, Süleyman Ahmet Kaya, Mehmet Akif Aslan cezaevinden getirilirken, bazı tutuksuz sanıklar ve taraf avukatları da salonda hazır bulundu. Müştekilerden Doğan Medya Center, Başbakanlık, Türkiye Büyük Millet Meclisi ve Savunma Bakanlığı ile olaylarda şehit olan Vedat Bağcerci'nin ailesi de duruşmaya katılırken, izleyiciler arasında eski Kültür ve Turizm Bakanı AK Parti Milletvekili Nabi Avcı da yer aldı.

Duruşma salonunda oturum açılmadan önce müştekilerden biri "Bizim acımız var, onlar gülümsüyor" diyerek sanıklara su şişesi fırlattı. Müşteki, sakinleşmemesi üzerine güvenlik görevlileri tarafından salondan çıkarıldı.

Duruşmanın başlaması üzerine ilk olarak yüzbaşı Mehmet Akif Aslan'ın savunması alındı. Sanık Aslan savunmasında "Doğan Medya çalışanlarıyla hiçbir probleminim yok. Sadece emre itaat ettim ve hiçbir şekilde emir dışına çıkmadım. FETÖ ile hiçbir bağlantım yok. CNN Türk'e, terör saldırısına karşı binayı kuşatma emri aldığımız için gittik. Bu emri yerine getirmesem kurmay subay olamadan, akademiden ilişkim kesilirdi. Emrin yerine getirilmemesi söz konusu değildir. Büyük resmi bilemediğimiz için, Reina deseler yine giderdik. Binaya girdiğimizde kameramanı çekim yapmaması için uyardık. Bizim tek derdimiz binanın bir an önce boşaltılmasıydı. Herkes telefonla çekim halindeydi. Silahlarımız omuzlarımıza asılı vaziyette ve namlusu aşağı bakacak şekildeydi. Vatandaşların canlı yayının durdurulmasından 10 dakika önce nizamiyede 50 kişilik gruplar halinde toplanması manidardır" dedi.

"NEDİM ŞENER ÜSTÜMÜZE YÜRÜDÜ"

Sanık Aslan, daha sonra vatandaşlardan 20 kişilik bir grubun üst kata çıktığını belirterek, "Ben kimseye ateş etmedim. Bize kesinlikle sıkıyönetim emri verilmedi. İddianamede Nedim Şener'e, 'Vururum seni' dediğim yazılmış. Kendisi üzerimize yürüyerek hakaret etmiş ve bize saldırmıştır. Bütün görüntüler iddianameye ekli değildir. Şener, vatandaşları binaya alarak binanın zarar görmesine, olayın bu hale gelmesine neden olmuştur. Bu yaptığı, provokatörlerin ölüme sebebiyet vermesine yol açabilirdi. Sosyal medya hesabım yok ve görevimi yaparken internete de bakmadım. Görüntüler her zaman gerçeği söylemez. Ayrıca tabancayı kullananlar karanlıkta kalmıştır" şeklinde konuştu. Bir şikayetçi avukatının, "Yaptığınızdan pişman mısınız?" sorusuna yanıt veren sanık Aslan, "Yine aynı şekilde, 'terör saldırısı var' deseler giderim. Darbe teşebbüsüne alet oluğum için üzgünüm" dedi.

"OLAYLARI ANLAMAYA BAŞLAYINCA EMRİ VEREN KOMUTANIMI ARADIM"

Sanık Aslan'ın ardından tutuklu sanıklardan Yüzbaşı Erdal Şeker'in ifadesi alındı. Sanık Şeker de terör ihbarı üzerine CNN Türk binasına gittiklerini belirterek, "Olayları anlamaya başlayınca emri veren komutanımız Ahmet Zeki Gerehan'ı arayıp, vatandaşların geldiğini, direndiğini, polislerin olduğunu söyledim. Israrla, 'Emir var, orayı boşaltmaya devam edin' dedi. Kandırıldığımı anlayıp teslim olma kararı verdim. Silah namustur verilmez. Ya kendini bilmez bir sivilin eline geçse ve o da sağa sola ateş etseydi? Darbe girişiminin CNN Türk ile ne ilgisi olabilir? Darbeyle ilgim yoktur. Emirle ilgili de art niyet aramadım" diye konuştu.

"MAKTULÜN ÖLÜMÜYLE BİR İLGİM YOK"

Sanık Süleyman Ahmet Kaya ise, "Maktul Vedat Bağcerci'nin ölümüyle ilgili en ufak bir dahilim yoktur. Bağcerci'nin ölümüne neden olanlar er geç ortaya çıkacaktır" dedi.

İDDİANAMEDEN

İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı tarafından hazırlanan iddianamede, sanıkların "Cebir ve şiddet kullanarak, Türkiye Cumhuriyeti Anayasası'nın öngördüğü düzeni ortadan kaldırmaya veya bu düzen yerine başka bir düzen getirmeye veya bu düzenin fiilen uygulanmasını önlemeye teşebbüs", "Cebir ve şiddet kullanarak TBMM'yi ortadan kaldırmaya veya TBMM'nin görevlerini kısmen veya tamamen yapmasını engellemeye teşebbüs", "Cebir ve şiddet kullanarak Türkiye Cumhuriyeti hükümetini ortadan kaldırmaya veya görevlerini yapmasını kısmen veya tamamen engellemeye teşebbüs" suçlarından 3'er kez ağırlaştırılmış müebbet ve "Silahlı terör örgütüne üye olmak" suçundan 7,5'er yıldan 15'er yıla kadar hapisle cezalandırılmaları istenmişti.

İddianamede, sanık Süleyman Ahmet Kaya'nın, Vedat Bağcerci'nin ölümü nedeniyle "kasten öldürme" suçundan müebbet ile "silahla tehdit", 9 kez uygulanmak üzere "kasten öldürmeye teşebbüs", "basın ve yayın organının yayınının hukuka aykırı şekilde engellenmesi" suçlarından 125 yıldan 215 yıla kadar hapis cezasına çarptırılması istenirken, sanık Mehmet Akif Aslan'ın "silahla tehdit", iki kez uygulanmak üzere "kişiyi hürriyetinden yoksun kılma" suçlarından 12 yıldan 39 yıla kadar, sanık Erdal Şeker'in "silahla tehdit" ve "basın ve yayın organının yayınının hukuka aykırı şekilde engellenmesi" suçlarından 4 yıldan 12,5 yıla kadar hapisle cezalandırılması talep edilmişti.


SON VİDEO HABER

Boğaz'da büyük tehlike! Santim farkıyla atlatıldı

Haber Ara