Dolar

34,8733

Euro

36,6798

Altın

3.051,41

Bist

10.058,47

'Doğu Kudüs anlaşması kağıt üstünde kalmasın'

ABD Başkanı Trump’ın Kudüs adımının ardından olağanüstü toplanan İslam İşbirliği Teşkilatı’nın aldığı tarihi kararın, değerli bir adım olduğuna dikkat çeken uzmanlar, bildirinin kağıt üzerinde kalmaması gerektiği konusunda hemfikir olduklarını belirtti. Atılacak öncelikli adımlardan ilkinin Kudüs’e kar amacı gütmeyen yapıtırım yapacak ‘babayiğitlerin’ ortaya çıkması olduğuna dikkat çeken STK temsilcilerine göre bir an önce ekonomik ve siyasi girişimler başlatılmalı.

8 Yıl Önce Güncellendi

2017-12-15 09:20:57

'Doğu Kudüs anlaşması kağıt üstünde kalmasın'

ABD Başkanı Donal Trump'ın Kudüs'ü İsrail'in başkenti ilan etmesinin ardından İstanbul'da toplanan İslam İşbirliği Teşkilatı (İİT) ABD'nin kararına karşı Doğu Kudüs'ü Filistin'in başkenti ilan ederken üye ülkelere bir dizi önlemin hayata geçirilmesi için çağrıda bulundu.

SINIRLAR YENİDEN TEYİT EDİLDİ

1967 BM kararına göre Filistin'in sınırlarını da bir kez daha teyit eden İİT'nin yayınladığı ortak bildiriyle, ABD'nin en sert şekilde kınanmasından, artık arabulucu olmadığının ilanına, Filistin meselesinin tüm dünyaya sürekli şekilde anlatılarak gündemde tutulmasından, İslam Kalkınma Bankası'nın Filistin projelerine öncelik vermesine, Kudüs ve diğer işgal altındaki topraklarda ekonomik ve sosyal kalkınma için harekete geçilmesine kadar önemli karar alındı.

KARARLARIN HAYATA GEÇİRİLMESİ GEREKİYOR

Karar'dan Kenan Butakın ve Hilal Öztürk'ün haberine göre tarihi zirveyi Filistin sorununda dönüm noktası haline getirmek için ise bildirideki maddelerin en hızlı şekilde hayata geçirilmesi gerekiyor. Filistin ve Kudüs'le ilgili çalışmalar yapan STK ve uzmanlar ‘Neler yapılması gerekir?' sorusuna İsrail'e baskı oluşturacak seviyede ilişkilerin kesilmesi, Filistin ve Kudüs meselesinin sürekli gündemde tutulması, Kudüs'e giden Müslüman sayısında artış olması, otel, restoran, tarım üretimi gibi alanlarda yatırım yapılması önerilerinde bulundu.

Kudüs'te çok sayıda Osmanlı eserini onaran ve Filistinlilere yardam ulaştıran Mirasımız Derneği Genel Başkanı Muhammet Demirci, 2006 yılında Kudüs'e giden Müslümanların sayısı 26 bin iken, Rusya'dan 500 bin, Amerika 450 bin, Fransa'dan 350 bin, Polanya'dan 450 bin Hristiyanın gittiğini anlattı.

Demirci şunları söyledi:

“350 bin Müslümanın yüzde 56'sı yoksuluk sınırının altında. Bir pet şişe su 7 lira. İsrail hayatı bilinçli olarak pahalı tutuyor. Kudüs'ün en büyük savunucularının yanlarında olmak için oraya gitmek lazım” dedi. Kudüslü Müslümanların yanında olmak için orada otel veya restoran gibi işletmeler açılabileceğini belirten Demici “İsrail elbette güçlük çıkartıyor, ruhsat bedelleri çok yüksek örneğin. Ama kâr amacı gütmeyecek, daha doğrusu zengin olmak için değil Kudüs'ün yanında olmak için yatırım yapacak babayiğitlere ihtiyaç var. Kudüs'ün tarıma dayalı bir ekonomisi var ama hepsi İsrail'in kontrolünde. Elbette toprak satın almak mümkün ancak ufak kârla yetinip, zengin olma hedefi koymadan... Ya da bir Yahudi işadamıyla ortaklık kurarak işlemler daha kolay hale getirilebilir” 

HAYATIMIZIN İÇİNE KONULMALI

İHH Mütevelli Heyet Başkanı Hüseyin Oruç ise Filistin ve Kudüs için ilk olarak yapılması gereken şeyin sorunun iyi anlatılması olduğunu belirtti. Nijer Dışişleri Bakanının kendilerini ziyaretinde kısa süre önce Avrupa Parlementosu'nda (AP) yaptığı görüşmeyi anlattığını belirten Oruç, konu ile ilgili şunları söyledi:

“Kendisinden hemen önce Netanyahu ordaymış. Fakat AP Başkanı Netanyahu'yu kabul etmemiş. Orada Filistin ve Kudüs meselesinde kendisine anlatılanların bir çok İslam devletinin söylemediği şeyler olduğunu söyledi. AP'nin Filistin'i bizim liderlerimizden daha iyi anlamış olmasından üzüntü duyduğunu ifade etti. Medya haber, yazı dizileri ve belgesellerle hızlıca insanlara ulaşmalı. Filistin ve Kudüs hayatımızın içine konulmalı” dedi. Kudüs'ün bir bütün olduğunu belirten Oruç şöyle konuştu: “İsrail karasal sınırların hepsini kapattı. İşgallere rağmen İslam coğrafyası Kudüs ile bağlantısını kopartmamalı. Çok sayıda insan Kudüse gitmeli, Mescidi boş bırakmamalılar. Tüccarlar gitmeli. Kudüs'dekiler için ekonomik destekten daha önemlisi yalnız olmadıklarını hissettirmek. Mescid-i Aksa'nın batı yakasında, ağlama duvarının olduğu yerdeki arazileri astronomik rakamlarla satın almak istiyorlar. Batı yakasını tamamen ele geçirmek istiyorlar. Müslüman zenginler bu arazileri satın alarak vakıflaştırmalı. İsrail'in dokunamayacağı hale gelmeli ki bu davamızı gelecek nesillere aktarabilelim. Bu anlamda yürüyen çalışmalar var.”

‘İNTİFADA'DAN ABD SORUMLU OLACAK

Prof. Dr. Hüseyin Pazarcı, tarihi bildirinin önemli sonuçlarından birinin ABD'nin geri adım atmaması halinde başlayacak intifadadan yine ABD'nin sorumlu tutulacağının kayda alınması olduğunu söyledi. Pazarcı “İİT'nin kararı ileride Kudüs'ün bir kısmının İsrail bir kısmının da Filistin'in başkenti olacak şekilde bir düzenlemeye belki vesile olur. Ama İsrail kabul etmez ve diretirse bu sorun devam eder. Bildiride intifada ve protestoların tüm sorumluluğunun ABD olduğu vurgulanıyor. Doğu Kudüs'te Filistin nezdinde bir büyükelçilik veya temsilcilik açılabilir ama fiiliyatta bir etkisi olmaz. Çünkü Filistin'e gitmek için İsrail'den geçiliyor ve engeller oluşturuluyor” dedi.

TÜRKİYE BAŞARILI BİR DİPLOMASİ YÜRÜTTÜ

Prof. Dr. Hasan Köni:

“Sosyal bilimlerde bu tür projeksiyonları yapmak kolay değil. ABD, İsrail ve Suudi Arabistan'ın ne yapacağı kestirilemiyor. Türkiye ise bu hamleyle başarılı bir diplomasi yürüttü. En çok faydası da içeride olacak. İsrail ise kesinlikle bu karardan geri dönmez. 1948'den bu yana sinsi sinsi çalışıyor. ABD'yi yanında tuttu. Rusya içerisinde de önemli yerlerde bu kararı destekleyen Yahudiler var. Onlar da bu olayı destekliyor.”

FİLİSTİN'İN ELİ GÜÇLENDİ SUUD ETKİSİ KIRILDI

İİT Zirvesi'ni değerlendiren Karar Yazarı Prof. Dr. Mensur Akgün, ortak bildiriyle Kudüs'ün statüsünün tek taraflı ve keyfi kararlarla değiştirilemeyeceğinin ortaya konulduğunu kaydetti. Akgün şunları söyledi:

“Zirvenin üç önemli sonucu oldu. İlki doğal olarak Filistin sorunu ve Kudüs'ün statüsüne ilişkin. Trump'ın ABD Büyükelçiliği'ni taşıma kararı uzun süredir gündemde olmayan Filistin sorununu yeniden gündeme soktu. İİT Kudüs'ün statüsünün değiştirilemez olduğunu teyit etmek imkânı buldu. Filistin'in devlet olarak tanınması için yeni ve güçlü bir çağrı yapıldı. İkinci sonucu Filistin Devlet Başkanı Mahmud Abbas'a Türkiye'nin liderliğinde sahip çıkıldı. Onun yalnız bırakılmayacağı belli oldu. Abbas bundan sonra hem içeride, hem de dışarıda kendisini daha güçlü hissedecektir. Daha sağlam bir müzakere pozisyonundan hareket edecektir. Yeni Suudi liderliği dahi onu kabul edemeyeceği bir uzlaşmaya zorlayamayacaktır. Üçüncü sonucuysa Türkiye'nin yaşadığı tüm sorunlara rağmen dünya siyaset sahnesinde etkin bir ülke olduğunu bir kez daha göstermesi oldu. Türkiye, Kudüs'te yaşanabilecek bir oldu-bittiye olabilecek en güçlü şekilde karşı çıktı ve böylesi bir toplantıyı bu denli kısa bir zaman içinde tertipleyebildi. İİT Zirvesi'nden belki bazılarının beklediği gibi fiili yaptırım çıkmadı, ama zaten çıkması da zeminde var olan koşullar altında mümkün değildi. Bence toplantı amacına ulaştı, Kudüs'ün statüsünün tek taraflı ve keyfi kararlarla değişmeyeceğini sanırım herkes gördü.”

BAHÇELİ'DEN ERDOĞAN'A DESTEK GELDİ

Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın dünkü ilk programı iş adamı ve sanayicilerin katıldığı İstihdam Şûrası oldu. Şûra'nın ardından MHP lideri Devlet Bahçeli ile bir telefon görüşmesi yapan Erdoğan, önceki gün İslam İşbirliği Teşkilatı olağanüstü Zirvesi sonrası alınan kararları değerlendirdi. MHP liderinin telefon görüşmesinde Erdoğan'ı tebrik ettiği ve Kudüs konusunda her türlü desteğe hazır olduklarını söylediği öğrenildi.

SON VİDEO HABER

Kassam, İsrail askerlerini araçlarıyla birlikte imha etti

Haber Ara