Dolar

34,9466

Euro

36,7211

Altın

2.977,22

Bist

10.125,46

Dr. Yüksel Hoş: Kıbrıs'ta yabancılara ciddi toprak satışları var

Araştırmacı yazar Dr. Yüksel Hoş, Kıbrıs adasında yaşanan son gelişmelerle ilgili görüş ve düşüncelerini sosyal medya hesabından paylaştı. Dr. Hoş, adada ciddi toprak satışlarının yapıldığına dikkat çekti

3 Yıl Önce Güncellendi

2022-06-27 00:52:17

Dr. Yüksel Hoş: Kıbrıs'ta yabancılara ciddi toprak satışları var

Dr. Yüksel Hoş, twitter hesabından bir dizi paylaşımda bulunarak Kıbrıs adasının coğrafi ve stratejik önemine ilişkin bilgiler paylaşırken, adanın doğu kıyısında İsrail'e toprak satışları yapıldığını vurguladı. Dr. Hoş, sosyal medya hesabında Kıbrıs adasına ilişkin şu değerlendirmeyi yaptı:

Bilgilenmenizi istiyorum çünkü burada özellikle adanın DOĞU Kıyısında İsrail'e ciddi toprak satışları var. Bu bir iddia değil malumun ilamı. İsrail'e gelmeden çok şey var.

FWHvEDNWAAA9-F4

Kıbrıs, Barış harekatı itibarı ile verimli ve ekilebilir alanların %85'inin bizde, suyun %85'inin güneyde kaldığı bir adadır. Dahası bakır da güneydedir. Güneydeki bu gördüğünüz dağlık bölge (Karlıdağlar) ise Trabzon'dan daha fazla yağış almaktadır. Oraya ise sahip değiliz.

FWHvEDNWAAA9-F4

KKTC yani bizde bulunan bölgede iki önemli ova var. Batıda Güzelyurt ovası Narenciye üretir çünkü daha sulak. Doğudaki Mesarya ovası ise çok verimli ama suyu Rumlar tarafından uzun süre önce kesilmiştir. Burası sulamalı tarımla harika verimli haldeyken şimdi kuru tarım bölgesi Bu gördüğünüz ova şu anda inşaat talanına uğramakta. Buradan birincil olarak mal alanlar ise İsrailliler.

FWHwHENWYAAScRR

Solda gördüğünüz büyük yapı da onların Sezar isimli şirketine ait bir resort. Bu ova, KKTC'nin kendi kendine yeterliliği için güneye karşı en büyük kozudur. Tarım üretimi!

FWH1oRwUcAE46Bt

Ovanın bu günlerdeki hali bu şekildedir. Hesapsız bir rant ve talan ile araziler satılmakta, turistik tesis için 1.sınıf tarım arazileri kaybedilmekte. Kıyılarda arazisi olanlar İsrailli şirketlere satmakta. Türk toprak satmaz Arap satar değil mi? Değil işte. Paranın yüzü tatlı. KKTC'nin alanı 3355 km2'dir ve bunun yarıdan fazlası 1870 km2‘si (%57) ovadır. Geri kalan alanın da yarısı ormandır (643 km2) ve biraz da mera vardır (163 km2). Bunları niye yazıyorum? Söyleyeyim. Bu rakamlar, doğru bir tarımla 2,4-2,6 milyonluk bir nüfusa yetecek rakamlardır.

FWH1gLoXoAAV6-W

Örneğin büyüklüğü KKTC'nin 2/3'ü kadar olan küçücük Lüksemburg, KKTC'den 3 kat fazla buğday üretirken KKTC'de 110 bin dönüm alanda sadece 30 bin ton hasat yapılmaktadır. Dünyada tahıl kıtlığına yaklaşılmakta iken Rum'a karşı tahılı bol olması gereken KKTC çok çok geridedir.

FWIMzjtXgAAb51F

Her şeyini satabilirsin. Evini, eşyanı, eşeğini, aracını ama tarım toprağını ve kıyı arazilerini satarsan barış zamanında sorun yaşamazsın. Güçlüyken de sorun yaşamazsın ama işler değişirse kıyılarında meskun olmadığın yerde ortalara hapsolur kalırsın. KKTC bunu yaşadı mı? Evet. Barış Harekatı öncesinde Rumlar Türklere en fazla kıyıdan uzak iç kesimlerde kuşatılmış özerk enklavlar reva görüyordu. Kıyıda bir yer varsa içeri ile bağlantısı olmayacaktı. İngilizler ise daha fazlasını veriyordu ama sıtmaya razı edip Rumları enosisten vazgeçirmek içindi.

FWH-0rzXwAA-Gcc_1

Rumlara göre Türklere sadece Türk çoğunluklu yerlerde özerklik verilebilirdi ama buna da yanaşmıyorlardı. İstedikleri şey nüfus oranında Türk temsiliydi. Girit'te aynı şey yapılmış, katliamlarla 1/4 oranına indirgenen Türklere temsil sağlanmış en son ada Yunanistan'a katılmıştı.

O dönemde batılılarca yapılmış manipülatif yani gerçeği saptırıcı içerikli ETNİK haritalarda Girit'te Türklerin az yerde çoğunlukta olduğu gösterilir, kıyılar ile iç kesimler arasında bağ yok gösterilirdi. İşte bilimin siyasi sınırları, politikayı yönlendirici yönü burada başlar.

FWH9PaWUIAACsKf

Mesela üstte kıyıdaki şu sarı nokta adanın merkezi olan KANDİYE şehridir. Kandiye'de çoğunluk Türklerdeydi ama görüntüye göre bu sadece sarı bir leke gibidir. Yani adanın en kalabalık metropolünü nokta göster, içteki ıssız yerleri de kıyıya değmeyecek şekilde Türk var göster.

Elimdeki Osmanlı/Girit haritalarına bakıp ahaliye dair vergi defterlerindeki Müslim/gayrimüslim oranlarına baktığımda köylerden hangileri müslüman hangileri Hristiyan yazıyor ve yukarıdaki haritaları tamamen yalanlıyor da. Ama coğrafya siyaseti manipüle etmek için araçtır.

FWH8CvRUsAAq3PF

Bir de Rumlar, bölgede Türklere yönelik şiddetli katliamlara başlamadan önce Türklerin adadaki oranı %60'ları bulmaktaydı. Sonraları bu %40'lara düşmüş ve katliamlarla %30'un altına indirgenmişti. Sonrasında ise "DEMOKRASİ" devreye girdi ve 1/4 demokratik temsil tanındı Türklere Sen %60'lardayken demokrasi denmez ama katliamlarla senin rakamın makul seviyeye indirgendiği vakit o demokrasi kartı çıkarılır ki temsilde sesin kısık çıksın. Suriye'de yapılan/yapılacak şey budur. Araplar burada. PYD kendi bölgesinde Kürtlerin çoğunlukla yaşadığını söylemekte. İşte 1896'da Girit hükümeti kurulduğundan hemen sonra şehirleri dağlara bağlayan yol üstü köylerde insanlarımızı topluca böyle yok etmeye başladılar. Özel seçilmiş olan Doğu Girit'te halkı %90 öldürdüler. Çünkü olası Türk çıkarması buraya yapılabilirdi. Her katliam planlıdır.

Girit'teki halk, padişaha yazdıkları yazılardan sonuç çıkmayınca Akdeniz'e ticaret gemisi bile gitmemiş İran Şahına çaresizce mektup yazdılar.Padişah'ın adını söylemeyeyim Payitaht diyelim. Neyse. İşte böyle böyle %60'lardan şu andaki Türksüz Girit'e gelindi. %100 Enosistir bu!

FWIAH_EUYAEcAKM

Mesela Hasan adındaki bu çocuk, köyünde ölülerin arasında yatarak kurtulan tek çocukmuş. Köylerde tam etnik temizlik yapıldı. Tüm bunlar, Avrupa hümanizm akımı ile şiir ve romanlar yazarken ve hümanizm tesirinde iken olan şeylerdi. Çünkü human onlar biz ise "subhuman" idik (?)

Bu bağlantı sahalarda boşuna soykırımlar, katliamlar yapılmaz.Zengezur'da Türk ve Kürtler boşuna katledilmedi. Önce azınlığa düşürüp sonrasında burada çok olan biziz demek için yapıldı. Srebrenitsa, Meriç kıyısı Edeköy hep Türkiye yönüne bakan bağlantı bölgeleriydi. Planlıdır!

FWIDL4GXkAAAtcT

Katliamlarla boşaltılan bölgelerde "demokrasi" devreye sokulur. Srebrenitsa'da belediye seçimlerini Boşnaklar artık kazanamıyor. Ufacık şehrin 8372 erkeğini katletmişsin. Seçimlere bu rakamı Boşnaklar için +8372 olarak yazabilirsen işte o vakit katliamın kazanımı yalan olur

Bu noktada demokrasi havarilerinin gözleri kör, kulakları sağırdır. Pozitif ayrımcılık demokrasi için de dile getirilmelidir. Özellikle katliamlar ve soykırımlarla nüfusu ortadan kaldırılan veya seyreltilen bölgelerde. Ancak bunu da seslendiren olmamıştır. Olmalıdır arkadaşlar!

Ne diyordu Denktaş? Kıbrıs Girit olmasın! Bu sebepten kritik araziler, şu "ergenekon" ile suçlanan devlete yakın bazı kimselerin adına tapulanmıştı. Peki şu anda ne durumdayız? Evet... Şimdi bu araziler "şimdiki sahiplerince" İsrail'e geçiyor. Üzücüdür bu. Düşündürücüdür de.

FWIIErbWYAIN4Ji

Bana KKTC'nin en stratejik yeri neresidir deseniz İskele'dir derim. Çünkü Karpas yarımadasını kontrol eden yol buradan geçer. Boğum noktasıdır. İsrail'e, Lübnan'a ve Suriye'deki Rus üslerine bakar. İngiliz üssüne de yakın sayılır. Burada sahil yolunda Türk'ten çok yabancı vardır.

Ne diyor gazete? Ruslar İskele'yi sevdi. Sever tabi. Karşıda Hmeymim Rus üssü var. Ruslar bir yerde ne yapar biliyoruz. Vatandaşlarını artırır, sonrasında ise plebisitle bir ülkeye bağlanır. Sıcak deniz mi? Evet. Rusların sıcak denizler politikası var mı? Evet. Düşündürücüdür.

Son yanan yer de KKTC'de Mersinlik adındaki Ormanlık bölgeydi. Bu köy tam İskele belediyesi idari alanına girmektedir. Dehşet bir yangındır bu arkadaşlar. Şimdi haklı olarak dikkatimi çekiyor. Donanma kom. Merkezi dibinde Marmaris yanıyor. KKTC'de Mersinlik ormanları yanıyor.

Bu bölge denize paralel "riviera" sahadır. Yani kıyı gerisi stratejik yükseltisi açısından askeri niteliği mühim bir saha. Buraların bitki örtüsü hep kalmalıydı çünkü bitki, kamuflajlı birçok şeyi ve "birçok girişi" gizler. Artık buralar çıplak. Askeri faaliyet rahat izlenir.

FWH2hUAUYAcMaRN

Uydu her şeyi görmez arkadaşlar. Her detay alanı aynı anda izlemez. Bitki örtüsü yoğun yerlerde örneğin Kolombiya ormanlarında FARC gerillalarını izlemede hiç işe yaramadı. Mağaraları hele kamuflajla kaplı ise hiç göremez. Uydu çekim açısı en iyi seviyede de olsa yatayı görmez.

Beşparmak dağlarının kuzeyindeki Mersinlik'ten güneyindeki İskele'ye doğru giden yollarda ne var ne yok bilmiyoruz. Eğer askeri maksatlı bir şey varsa yangında ortaya çıkar, yoksa da gelecekte buralardaki hedefler görünür olur maksadıyla bu yangınlar çıkarılmış olabilir mi? Evet.

Ermenistan-Azerbaycan arasındaki son savaşta dikkat etti iseniz kel bir coğrafyadaki Ermeni üsleri, kabak gibi belliydi ve patlatıldı. Öyle ki ağaç ve yeşilin olmadığı yere kamuflaj örtü gererek adeta "buradayız" demişlerdi birçok yerde. Bundan faydalanıldı mı? Evet. Öyleyse?

Askeriyede kamuflaj renkleri hakim bitki örtüsüne göredir. O ülkedeki renkler canlı ise canlı, step görüntülü ise soluktur. Operasyonun icra edileceği ülkeye göre kamuflaj dikilir. Uydu teknolojisi ne olursa olsun bu kültür hep devam edecektir. Ama çıplak arazide ne kamuflajı?

FWIRGqFXgAIjVIE

Hep yeşil Kıbrıs dedik. Bizim için öyleydi ve öyle olması da yararımıza. Dağlık bir bölgede vejetasyon yani bitki örtüsü yoğunsa orada tutunursun. Bakın 90'lardan 2010'lara dek Çeçen Direnişinin tek tutunduğu yer güneydeki dağlık bölgeydi. Ruslar yakarak temizledi (ör: Şatoy)

*Bu haberde yer alan görüş ve düşünceler yazara aittir, TİMETURK'un editöryal politikasını yansıtmayabilir.

SON VİDEO HABER

Uçakta olay çıkarıp, 'Türkiye'yi satın alırım' diye tehdit etti

Haber Ara