“Dündar ve Özdil’in küsme ve barışmaları sahici mi?”
Türkiye gazetesi yazarı Cem Küçük, Sözcü gazetesi yazarları Uğur Dündar ile Yılmaz Özdil arasında yaşanan ‘tartışma’ ve ‘küsme’ ile ilgili kaleme aldığı makalesinde, “Bunların küsme ve barışmaları sahici mi?” sorusunu gündeme getirdi.
Oluşturma Tarihi: 2021-06-28 11:07:13
Güncelleme Tarihi: 2021-06-28 11:07:13
Türkiye gazetesi yazarı Cem Küçük, Uğur Dündar ile Yılmaz Özdil arasında yaşanan ‘tartışma' ve ‘küsme' ile ilgili kaleme aldığı makalesinde, “Bunların küsme ve barışmaları sahici mi?” sorusunu gündeme getirdi.
Cem Küçük'ün “Bunların küsme ve barışmaları sahici mi?” başlıklı makalesi şöyle:
Yılmaz Özdil 2013'te Artı 1 televizyonunun kuruluşunda kara para imasında bulundu. Kastettiği doğrudan Uğur Dündar'dı. Dündar bunun üzerine Tele 1 kanalında Yılmaz Özdil'e Allah ne verdiyse söyledi... Kavgada bile söylenmeyecek sözleri sarf etti.
Dündar, “Sakın cenazeme gelme. Yılmaz Özdil benim için bitmiştir. Sana yazıklar olsun. Hâlâ ‘değerli ağabeyim' diyor. Sakın bana değerli ağabeyim deme. Sen artık değersiz Yılmaz'sın. Karşıma çıkarsan çok fena olur. Daha fazla uzatırsan bir tane çarpar yollarım. Yine söylüyorum sakın cenazeme gelmesin. Benim için bitmiştir. Yazıklar olsun" dedi.
Tabii muhaliflerin hepsi şaşkındı. İki sıkı dost bilinen gazetecinin arasına kara kedi girmişti... Aradan iki üç geçince ne olacak diye beklerken Uğur Dündar geri vites yaptı. Kendisini olayın yaşandığı anda ağlayarak arayanların olduğunu vurgulayan Dündar, "Ben de o akşam hakikaten elektro kardiyografi kâğıdını saklıyorum, gerçekten tehlikeli bir durumun eşiğinden döndüm. Çok üzüldüm. İnsanlar en yakınlarından hiç ummadıkları bir davranış geldiğini görünce böyle oluyor” dedi.
Kendisinin kastedilmediğini şimdi anladığını vurgulayan Dündar, "O anda bana gelen mesajlarda cevap vermem gerektiği söylenmişti. Ben bu durumda o tweeti gördüm. Arkadaşlarım değerli kardeşim Yılmaz'la konuşmuş. Anlıyorum ki, bir yanlış anlaşılma var. Benim bunun üstüne söyleyecek lafım olamaz. Mesele benim için bitmiştir. Yılmaz bundan sonra da benim için kardeşim olacaktır. Canlı yayın kazası olduğu için üzgünüm” açıklamasında bulundu.
Şimdi Yılmaz Özdil bal gibi Uğur Dündar'ı kastetti!.. Bunu anlayan Dündar, Özdil'e dümdüz gitti. Sonra belli ki araya girenler oldu. Ve bu iş uzarsa, “AK Parti bu işten galip çıkar, kavganız onlara yarıyor” dediler. Uğur Dündar'ın geri vites yapması bundandı.
Ancak o günlerde ben de muhalif medyadaki bazı isimlerle konuştum. Özdil-Dündar kavgasında çoğu muhalif gazeteci Dündar'dan yana tavır aldı. Özdil tek başına kalmıştı. Özdil'i savunan tek bir isim bile yoktu. Hatta kavga uzasaydı Yılmaz Özdil Sözcü'den kovulacaktı...
Bunu gören Özdil de Rudyard Kipling'in “Adam Olmak” şiirinden bazı mısralar yazdı. Şiiri tercüme eden Bülent Ecevit'ti.
“Yüreğine, sinirine dayan diyecek direncinden başka şey kalmasa da,
herkesin bırakıp gittiği noktada,
sen dayanabilirsen tek”
Özdil yalnız kaldığının farkındaydı. Herkes sırtını dönmek üzereydi. Müjdat Gezen ve birçok kişi hemen Dündar'dan yana tavır aldı. Şimdi güya barıştılar. Bence dostlukları eskisi gibi olmaz. Aleni kavga etmezler ama şen şakrak da olmazlar.
Peki ne oldu da Özdil, Dündar'a tavır aldı? Görüştüğüm muhalif kesimden insanlar işi Özdil'in kıskançlığına bağlıyorlar. Başka gazeteciler muhalif kesimde öne çıkınca Özdil'in galiba sinirleri bozulmuş. Muhalif kanallarda da Özdil artık izlenmiyormuş. Öyle ya, en çok okunan ya da izlenen muhalif gazeteci o olmalıydı. Ancak karşı cenahta Dündar'ın, Özdil'den daha çok sevildiği görülmüş oldu...
Aslında muhaliflerin son 20 senede yaptıkları şey kendi kitlelerini afyonlamak. Başka iş yaptıkları yok. Her seçimde bunun sonucunu görüyorlar. Korkusundan kaçıp mesleği bırakıp gidenler bile oldu. Onlar kaçak dövüşüyorlar.
Muhalefetteyken birbirine düşenler şayet iktidar olsalar birbirlerine neler derler acaba?