Sabah gazetesi yazarı Haşmet Babaoğlu, oyuncu Eda Ece'nin ödül aldığı törende depremzedeleri hedef alan sözlerini sert sözlerle eleştirdi. Babaoğlu, "depremzedelere kafayı taktılar" dedi.
"SİZ GERÇEKTEN KİMSİNİZ YAHU"
Ömürleri böyle geçti işte!
Durup dururken öttüğü için güneşin de doğacağını sanan horozlar gibi yaşıyorlar hâlâ... Kibirleri sosyal sınıf kibridir... "Mahalle"leri onlara "sürü" kuvveti verdiğinde birden kendilerinden olmayanlara atıp tutmaya başlarlar.
İnsan ara sıra yakalarından tutup sarsarak "Siz gerçekten kimsiniz yahu?" diye sormak ister, biliyorum.
Kim olduklarını bilmediğimizden değil, belki sarsılır da kendilerine gelirler diye...
Ama beyhude çabadır.
"DEPREMZEDELERE KAFAYI TAKTILAR"
Depremzedelere kafayı taktılar.
Siyasisi, TV yorumcusu, oyuncusu; hepsi depremzedenin mağduriyetinden seçim ekmeği yemeyi planlamış belli ki...
Gerçeklikle ilgileri olmadığı, Anadolu'yu ve halkı hiç tanımadıkları, yaşanan felaketleri Hollywood filmi sandıkları için, kim bilir neler umuyorlardı?
Şimdi hayal kırıklığıyla tepinip duruyorlar.
Gördünüz... Ödül töreninde yine biri çıktı, dinleyicilerin kahkahaları arasında depremzedelerin oylarıyla aklı sıra dalga geçti.
"BOKTAN ESPRİLER"
Cihangir'deki kafası dumanlı abileri neler anlatmışsa artık bu oyuncuya...
"Deprem bölgesine yaptığımız yardımları başkaları yapıyor sandılar, sandıkta gördük" deyiverdi.
Seviye o kadar aşağılarda artık... Sonra da gelsin, "Ben sadece mizah yaptım" savunmaları...
Şunu da bilelim artık... Mizah, düz alaysa zaten alçakça bir şeydir.
Boktan esprileri zekâ ürünü, her mizah çabasını sisteme muhalefet sayan sersemliği ne zaman terk edeceğiz?
YETTİ BE!
Sonuç olarak istiyorum ki... Bir devlet yetkilisi çıkıp açıklasın... Ne vermişler AHBAP'a?
Bu tayfanın AHBAP'ı ne yapmış?
Bir şey verdikleri yok ya, eğer para pul meselesiyse hepsi, onu da bilelim. Halkın bir şerefi var elbet; geri ödeyip bu hesabı kapatırız.
Onu ört, bunu ört... Onu anlayışla karşıla, buna aldırma!
Barış olsun, yeni sayfa açılsın! İyi de nereye kadar?
Böyle diye diye gelinen yere bakın! Yetti be! Ödüllerini de alıp gitsinler gözümüzün önünden...