Beşköprü Mahallesindeki, 9 metrekarelik atölyesinde, elektronik alet kullanmadan 30 yıldır sandalet üreten, bölgenin son sandalet ustası Soner Yukarlı, teknolojiye direnerek geleneksel yöntemlerle yaptığı insanlık tarihinin en eski ayakkabısı sandaletlerden hem gelir elde ediyor hem de mesleğinin unutulmaması için mücadele veriyor.
El emeği sandaletleri en küçük hata yapmadan çıkardığını ve yaptığı ürünlerin deniz suyu görmediği sürece eskimeyeceğini dile getiren Soner Yukarlı, ilçede bu mesleği yapan son kişinin kendisi olduğunu söyledi.
Kanat adını verdikleri birinci sınıf deriden modeller çıkardığını anlatan Yukarlı, "Hepsi el işi, önce modeli çıkarıyoruz. Çizip, kesiyoruz. Sonra kestiğimiz yerin kalem, bıçak izini kaybettirmek için tıraşlıyoruz. Ham boyanın içine bademyağını karıştırırım. Yumuşak olması için güzelce sürerim. Görüntüsü de güzel olur. Sonra elimle işler ve tıraşlarım. Ayaklar rahatsız olmasın diye kenarlarını inceltirim. Hangi parça olursa olsun. 7 defa elimden geçer" diye konuştu.
"MESLEĞİ GELECEK NESİLLERE AKTARMAK İSTİYORUM"
El yapımı sandalet üretimini gelecek nesillere aktarmak istediğini vurgulayan Yukarlı, çırak bulamadığından yakındı. Yukarlı, "bu meslek ileride kaybolacak, biz son nesilleriz. Bu işleri gelecek yıllara aktarması için çırak arıyorum ama bulamıyorum" dedi.
İstedikleri modeli diktiği özel müşterileri olduğunu kaydeden Yukarlı, şunları söyledi; "2 Alman geldi, 12 çift sandalet istedi. Sarıgerme'de otelde kalıyorlarmış, benim bitirdiğim güne kadar otelde kalacaklarını ne zaman bitirirsem otelden çıkacaklarını söylediler. Bende o modellerin üstüne düştüm 5 günde bitirdim, teslim ettim."