Hangi yollardan geçildiğinin, neler yaşandığının çok iyi bilindiğini dile getiren Erdoğan, katılımcılara şöyle seslendi:
"Eminim hepiniz geçmişe dönüp baktığınızda verilen mücadelenin yorgunluğundan çok, aldığımız mesafeyi göreceksiniz. Toplantı yapmaya salon bulamadığımız, tüm kapıların yüzümüze kapandığı, genç kızlarımızın üniversite kapılarına bir ‘ah' bıraktığı günlerden geçtik. Kimilerinin eğitim hayatı yarım kaldı, kimilerinin ömrü yetmedi bugünleri görmeye fakat çok şükür ki milletimizin varlığına yönelen tehditleri el birliğiyle bertaraf ederek, varlık mücadelesinde yollar katettik. Bugün gençlerimiz, bu varoluş mücadelesinin ne anlama geldiğini bilmeyebilir. Çok özel bir coğrafya üzerinde yaşadığımızı onlara iyi anlatmak durumundayız. Bu toprakların, iradesi kendi elinde bir millet tarafından yönetilmesi istenmiyor. Ne zaman milletimiz iradesini ortaya koysa, bu engellenmeye çalışıldı. Neyse ki 15 Temmuz'da bu denklemi milletçe çözdük. Cesaret ve kararlılığımız, bize bir vatan bağışladı. Artık tüm dünya bu iradenin gücünü biliyor."
Emine Erdoğan, 15 Temmuz'da canlarını siper eden 248 şehidi ve gazileri minnetle anarken, son aylarda teröre kurban verilen tüm canlara da rahmet diledi. Erdoğan, "Onların emaneti olan bu toprakları koruma sorumluluğu bize hayatımız boyunca vazifedir. İnşallah el birliğiyle milletimizin iradesini hak ettiği yerde temsil gayretinde olmaya devam edeceğiz." diye konuştu.
Türkiye'nin içinde bulunduğu coğrafyanın her an bilinçle yaşanması gereken, üzerinde büyük senaryoların yazıldığı bir coğrafya olduğunu belirten Erdoğan, şöyle devam etti:
"Yıllardır milletçe ortaya koyduğumuz iradeyi artık kurumsallaştırmak durumundayız. Vesayetlerin ve medya kartellerinin değil, milletin gerçekten hakim olduğu bir düzen tesis etmeliyiz. Önümüzdeki günler, bu kurumsallaşma adına son derece önemlidir. Bu yolda kadınlar olarak yine çok önemli sorumluluklarımız var. Son 15 yıllık mücadelede kadınların çabası çok önemli bir yer tutmuştur. Kadınlar, milletçe elde ettiğimiz başarının en büyük ortağıdır. Kapı kapı dolaşarak, insanlara derdimizi anlattığımız günleri hatırlayın. Nice ezberi bozduk hep birlikte. Bizi yok saymak isteyenlere 'Hayır, biz de varız' dedik. O günlerin heyecanı hala yüreğimde tazeliğini koruyor. İnşallah yine aynı heyecanla gayretimize devam edeceğiz."
"BUGÜN ÇOCUKLARIMIZA VERDİĞİMİZ EĞİTİM, ÜLKEMİZİN GELECEĞİNİN AYNASIDIR"
Emine Erdoğan, Türkiye'nin demokrasi mücadelesinde kadınların çok önemli bir yeri olduğunu vurgulayarak, konuşmasını şöyle sürdürdü:
"Yeri geldiğinde görünmez aktörler olmayı kabullenerek, tüm dünyaya örnek olacak bir kadın hareketi başlatmışlardır. Şayet bir kadın tarihi yazılacaksa, Türkiye'deki kadın ve sivil toplum konusu hiç atlanmaması gereken bir mevzudur. Başörtüsü başta olmak üzere, çeşitli toplumsal kısıtlamalar nedeniyle hakları ellerinden alınan kadınlarımız, sivil toplum kuruluşlarında güçlerini birleştirmiştir. Vakıf ve dernekler, adeta bir okul olmuştur. Okuma programlarından sosyal organizasyonlara kadınlarımız, kendilerini bugünlere hazırlamıştır. Bu sağlam temel üzerinde, sabrederek, bugünün milletvekilleri, akademisyenleri, yazarları, sanatçıları olmuşlardır. Eğitim yasakları kalktıktan sonra evlatlarıyla üniversiteye giden nice kadın hikayesi var bu ülkenin. Bu kutlu mücadelenin bütün aktörlerini burada saygı ve minnetle yad etmek istiyorum. Bu mücadele azmini yeni nesillere taşıyabilirsek, elimizdeki nimetin de hakkını vermiş oluruz. Cenab-ı Hak, 'Bir toplum kendini değiştirmedikçe, Allah onların durumunu değiştirmez.' buyuruyor. Bu mücadele azmini, bu samimi gayreti inşallah daim kılalım. Hazreti Mevlana'nın dediği gibi 'Kalbinle yaptığın her şey sana geri döner.' Halis niyetlerimiz bundan sonra da bize yoldaş olsun inşallah."
Eğitim-Bir-Sen çatısı altındaki eğitimcilere çok özel sorumluluklar düştüğüne vurgu yapan Erdoğan, mücadele ruhunu korumak ve değişimle gelen sorunlara çözümler üretmek gerektiğini söyledi.
Erdoğan, bütün eğitim planlarını değişimi göz önüne alarak yapmak gerektiğine işaret ederek, "Ama bunu yaparken kadim bilgiyi güncelleyerek bugüne taşımalıyız. Bugün çocuklarımıza verdiğimiz eğitim, ülkemizin geleceğinin aynasıdır. 'Eğitimin kökleri acı, meyvesi tatlıdır.' derler. Evlatlarımızı teknolojinin esaretinden kurtararak, kabiliyetlerini açığa çıkaran bir anlayışla yetiştirelim." dedi.
Annelerin çocuk eğitiminde önemli bir yeri olduğunu, babaları bu sorumluluktan uzak tutmadan, dengeli ve sağlıklı bir aile yapısı içinde çocuk yetiştirmeye özen göstermek gerektiğini dile getiren Erdoğan, sözlerini şöyle tamamladı:
"Bugün burada çok ufuk açıcı konuların müzakere edileceğini biliyorum. Özellikle kadınların sivil toplum gücü konusunda farklı ülke tecrübeleri konuşulacak. Bu vesileyle altını çizmek istediğim bir konu var. Bildiğiniz üzere, Suriye iç savaşından kaçarak ülkemize sığınan 3 milyon misafirimiz var. Bu kardeşlerimizin 5 yıldır bir misafir gibi bu topraklarda ağırlanmasında sivil toplum kuruluşlarımızın çok büyük bir katkısı var. Allah hepinizden razı olsun. Gün geçmiyor ki bir yardım yemeği, bir seferberlik yapılmasın. Ekmeğini, sofrasını, cebindeki harçlığı paylaşabilen bu asil milletin bir ferdi olmak hepimize onur veriyor. Pakistan'ın yüce ruhlu şairi Muhammed İkbal'i de Türkiye semalarında ayağa kaldıran bu hasletler değil miydi? Biliyorsunuz, İkbal bir gün Türkiye'ye gelirken, 'Türk hava sahasına girmiş bulunuyoruz' anonsu üzerine, kemerini çözüp ayağa kalkıyor; 'Bu topraklar Mevlana'nın kabrinin bulunduğu mübarek topraklar. Bu mukaddes coğrafyada yaşayan millet öyle bir millet ki asırlarca İslam'ın muhafızlığını yaptı. Bu necip millete karşı içimde sonsuz bir hürmet var. Hürmeten ayağa kalktım' diyor. Allah bizleri bu asil davranışa layık kılsın. Gençlerimize bu kutlu mirasın şuurunu kazanmayı nasip eylesin."
Konuşmasının ardından Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın eşi Emine Erdoğan'a, Memur-Sen ve Eğitim-Bir-Sen Genel Başkanı Ali Yalçın ile Memur-Sen ve Eğitim-Bir-Sen Kadın Komisyonları Başkanı Habibe Öçal tarafından "Fahri Üyelik Belgesi" ile öğretmenler tarafından yapılan bir hediye takdim edildi.