Son tespitlere göre 21 bin 43 kişinin hayatını kaybettiği depremlerden en çok etkilenen şehir depremlerin merkezlerinin bulunduğu Kahramanmaraş ili oldu.
Boğaziçi Üniversitesi Deprem Mühendisliği Ana Bilim Dalı'nın ‘Kahramanmaraş – Gaziantep Türkiye M7.7 Depremi – Kuvvetli Yer Hareketi ve Bina Hasar Kestirimi Ön Raporu' adlı raporuna göre Kahramanmaraş'taki binaların yaklaşık yüzde 40'ı yıkıldı veya orta/ağır derecede hasar aldı.
Yeni Şafak yazarı İsmail Kılıçarslan, "Deprem bölgesinden sıcak notlar" başlıklı yazısında deprem sonrası gittiği Kahramanmaraş'taki gözlemlerini paylaşırken Maraşlı iş adamlarının yaşanan büyük felaket karşısındaki kayıtsızlığına tepkilerini dile getirdi.
"GSM ŞİRKETLERİ REZALETİ"
Kılıçarslan'ın yazısından dikkat çeken bazı paragraflar...
Maraş'ta asıl zorluk iletişimde. Faturalarımız bir gün gecikse hepimizi mahkemeye vermekte olağanüstü hızlı davranan GSM şirketleri 4 gündür “iletişime açık” hale getirememişler şehri. Mobil bazlar, jeneratörler vd. hak getire. Tam bir rezalet. Hattı kapalı depremzedelerin hatlarını açıp dakika yüklediklerinde takdir ettiğim GSM şirketleri şehri iletişime açabilmek konusunda başarısızlık abidesi durumundalar.
"MARAŞLI İŞADAMLARI KOLLARI SIVAMIŞ DEĞİL"
Kılıçarslan, Maraşlı iş adamlarının bir kaçı hariç şehirdeki depremzedelerin yaşadığı felakete kayıtsız kaldıklarını belirterek şunları ifade etti:
Ancak can sıkıcı bir gerçeklik var Maraş'la ilgili. Bu akıp gelen yardımları sıcak yemeğe, yatacak yere, sağlıklı bir lojistik merkezine dönüştürecek kimdir sizce?
Bana hemen “devlet” cevabını vermeyin. Devletin ilk andaki görevi sürdürülebilirliktir, organizasyondur. Hemen “STK'lar” cevabını da vermeyin. STK'ların ilk andaki görevi yardım ulaştırıp arama kurtarma yapmaktır.
Sıcak yemeği, barınma alanlarını, lojistik merkezlerini kurmak, her fırsatta varlıklarını gözlerimizin içine sokan, “kimin malı daha çok” yarışına giren Maraşlı işadamlarına düşer, düşmeli. Ama açık konuşayım, 2-3 işadamının olağanüstü çabalarını saymazsak Maraş'ın işadamlarının hiçbiri ama hiçbiri kolları sıvamış değil. Devasa fabrikalarını halka açabilirler mi? Evet. Günde 100 bin kişiye sıcak yemek ulaştıracak organizasyon yapabilirler mi? Evet. Şehirden çıkmak isteyen depremzedelerin tahliye ve geçici barınma işlerini çözebilirler mi? Evet. Ortalıktalar mı? Hayır! Ne bir Maraş dostu olarak ben unuturum, ne de Maraşlı unutur bu “stratejik ihmal”i. Demedi demeyin.
"MARAŞ'TAKİ BİNALAR İÇİNDE YAŞAYANLARA MEZAR OLMUŞ"
Gelelim sürekli “bunu sonra konuşuruz” diyerek ertelediğimiz yere. Maraş'ta, bütün Maraş kamuoyunun bildiği şekilde “kentsel dönüşüm gerektiren” yerlerin tamamı yerle bir olmuş. Eski, deprem yönetmeliğine uygun inşa edilmemiş evler, yaşayanlarına mezar olmuş. Bu “ihmal”i sadece oy kaygısıyla hareket eden siyaset mekanizmasına bağlamak en hafif tabirle vicdansızlık olur. Yeni evi 10 metrekare küçük olacak diye evini kentsel dönüşüme vermeyen insanın da suçu var, imar meselelerini görmezden gelmeyi alışkınlık haline getirmiş yerel yönetim yaklaşımlarının da suçu var. Toplamda insan kalitemizle ilgili bir sorun bu.
Deprem sonrası yapılan ve yine de yıkılan binalara gelince. Altını kazıyınca göreceğiz ki ya bir “kitabına uydurma operasyonu” sonucu yapılmış binalar olacaktır bunlar yahut ruhsat sonrası müdahalelerle makyajlanmış binalar… Benim sıklıkla gittiğim ve “geniş olsun” diye kolonlarının kesildiği bir bina altı kafe vardı mesela. Cadde boyunca yıkılan iki binadan iri o bina mesela.
Yeni Şafak