Yazar Ali Osman Aydın, Türkiye'de arama motoru Google ve sosyal medya hesaplarında en çok yapılan aramaları inceledi ve sosyolojik tespitlerde bulundu.
Aydın'ın bugünkü yazısı şu şekilde:
Kim Milyoner Olmak İster Ve Cinsiyetin Getirdiği Taktiksel Üstünlüğü Kaybetmeme Dürtüsü!
Twitter, Facebook, Instagram, Tiktok, YouTube, Ekşi Sözlük, Google gibi Türkiye'de en çok kullanılan internet platformlarında,en çok nelerin arandığıyla ilgili bir istatistik var.
İlk beş yüz seçilmiş, en çok merak edilen ilk beş yüz şey. Bu istatistik biraz da iletişim teknolojilerinin bizde ne amaçla kullanıldığını gösteriyor. Yani hep iddia edilegeldiği gibi insanlığı mı kurtarıyoruz teknolojiyle yoksa pazar öğleden sonrası berbat can sıkıntısını mı bastırmaya çalışıyoruz…
İstatistik Temmuz ayını içermesine ve bu ay da dizi filmler, sezondaki kadar yayınlanmamasına rağmen aramalarda dizi, filmler ve oyuncuları yer almış. İstatistiğe bakılırsa, yıllar önce ekranlara veda eden tartışmalı Muhteşem Yüzyıl, hala en çok izlenen dizilerden. Sadakatsiz 4. Bölüm 'de her ne anlatılıyorsa belli ki çok beğenilmiş, çünkü tüm Türkiye aynı anda, aynı dizinin, aynı bölümünü tekrar tekrar izlemiş. Dijital platformlardaki yabancı dizilerin de çok izleyicisi olduğu istatistikten anlaşılıyor.
Kamu kurumlarının siteleri, bankalar, hava durumu ve illere göre namaz saatleri en çok arananlarda önemli bir yer tutuyor. Yani istatistiğin milli ve dini havası baskın…
İnsanımızın pek çok meseleyi olduğu gibi ekonomiyi de çok yakından takip ettiği anlaşılıyor. Konut kredisi, doların geleceği, altın fiyatlarının anlık durumu en çok takip edilen gündemler. TKGM Parsel Sorgulamanın en çok merak edilenlerden olması arsa satışlarıyla ilgili negatif propagandanın aksi yönünde bir seyir olduğunu gösteriyor…Sanal para olan “coin”in her türü aramalarda mevcut.
Türkiye battı, ekonomimiz çöktü, insanlar aç derken, hatırı sayılır fiyatlara satılan arabaların fiyat listeleriyle ilgili bir hayli arama yapılmış. Merak edenler için söyleyelim Skoda, BMW, Mercedes, Renault, Hyundai, Seat en çok aranan ve fiyat listeleri sorgulanan markalar olmuş. Taşıt Kredisi oranlarına dair aramalar da buna paralel olarak yüksek çıkmış. Sadece bürokrasi değil vatandaş da lükse meraklı.Biri bu istatistikleri 6'lı masayla da paylaşmalı…
Parsel sorgulama ve en çok aranan otomobil markalarına bakılırsa orta sınıfın eridiğini söylemek zor. Bir miktar kan kaybetse de hala canlılığını sürdüren, satın alma alışkanlıklarından vazgeçmeyen bir orta sınıfın varlığından bahsedebilir miyiz,Özgür Demirtaş ya da Şahan Gökbakar bir zahmet açıklasın…
İstiklal Marşı, abdest nasıl alınır, konut kredisi, Sedat Peker twitter ve Kanal İstanbul… Siyasal, toplumsal, düşünsel olarak Türkiye'nin içinde bulunduğu kafa karışıklığını en iyi anlatan arama kriterleri bunlar bence. Türkiye dindarlaşıyor mu, seküler eğilimler güçleniyor mu, tahkim edildiği için mi milliyetçilik artıyor… Tam “Tarafsız Bölge” tarzı tartışma konusu…
Din dedik ya… Felak,Kevser sureleri, Yunus Emre ve Mescidi Aksa'da aranalar arasında. Sosyal medyada olsa bu konsantre dindarlığa “Anadolu İslam'ı” denir ve geçilirdi. Fakat o kadar sığ değil.
Görüldüğü gibi ilginç bir veri elimizdeki. Sadece ilginç de değil düpedüz çelişkili. Magazinin, gelenekselliğin, dindarlığın ve ekonomik kurnazlığın bir arada olduğu kolay izah edilemeyecek bir düşünsel harita. Tabii veriler en çok büyükşehirlerden mi yoksa Anadolu'dan mı alınmış bilmiyoruz! Belki de AK Parti'nin en çok oy aldığı yerlerdendir… Fikri Sağlar olsa “başka bir ihtimal yok“ derdi. Kemalistler elbette sadece bilimsel makale araması yapmak ve Faşist Wagner'in Adagio'larını dinlemek için kullanıyorlardır interneti, biliyorum. AKP'liler istatistiğe müdahale ettikleri için Hegel'ler, Kant'lar, Bergman'lar görünmüyordur. Yoksa ohooo… Yazık şu Kemalistlere…
Kim Milyoner Olmak İstemez?
Ekranların en uzun ömürlü ve en çok izlenen yarışma programlarından Kim Milyoner Olmak İster'i denk geldikçe izliyorum. İlginçleşti program. Vaktiyle Kenan Işık zamanında idare eder bir bilgi yarışmasıydı. Şimdilerde özelikle ilk beş sorusuyla neredeyse IQ testine döndü. Nice hakimler, doktorlar ilk soruda eleniverdiler de insan içine çıkamaz oldular. Neyse…
Her izlediğimde yarışmaya katılan bazı kadınların hali tavrı dikkatimi çekiyor. Ama bir benim mi dikkatimi çekiyor diye de düşünmüyor değilim! Yazılan bir şey var mı diye biraz internette gezindim, pek dikkate alan olmamış bu durumu. Mesele benim hüsnü kuruntum olabilir pekala…
Şimdi efendim… Televizyondaki bir yarışma programına, milyonların önüne çıktınız…Bilginizi sınayacağınız (!) bir programda neden o kadar abartılı konuşur, yanlara yata yata güler, aşırı şirin numaraları çekip işveli işveli hareket ederek sahte bir portre çizersiniz, anlayamıyorum. Aslında anlıyorum, ama bu durum beni rahatsız ediyor.
Normal bir şekilde konuşmak, ölçülü gülmek, vıcık vıcık sevimlilik numaraları yapmamak, adaba riayet etmek görgünün asgari kurallarındandır… Hem bu kadar işveyle sunucuyu etki altına almaya çalışmak da centilmenliğe aykırıdır. Ama bu programda bazen işler başka türlü yürüyor… Ha bir de kadın yarışmacılara çıkan soruların erkeklere çıkanlara oranla daha basit olduğu yönünde bir kanaatim var ki, söylesem “cinsiyetçilik yapmakla” suçlayıp tefe koyarlar beni, maazallah…
Bazı kadınların sunucuyu etkileme amacıyla sergiledikleri davranışları görünce tesettürün toplum hayatındaki yerini, önemini, değerini ve tesettürlü kadının varoluşsal gücünü düşünüyorum, gayri ihtiyari.
Bir kadın maddi ve manevi tesettüre riayet ettiğinde bu tür hareketlere girmez, giremez. Tesettür kadının cinsel kimliğini “örterek” insani kimliğiyle öne çıkmasını şart koşar. Şimdi o bazı kadınları düşünüyorum da, şayet dediğimiz ölçülerde tesettürlü olsalar, hiçbir enstrümanları kalmayacak ellerinde sanki. Çünkü gördüğümüz kadarıyla ne bilgi- birikimleri var, ne de dişe dokunur muhakemeleri…Yani kullanabilecekleri tek enstrümanları işve, cilve ve kahkahalarından mürekkep cinsel kimlikleri…(Sanki Türkan Şoray'ın oynadığı Yeşilçam romanslarından fırlamış şuh kadınlar gibiler…) Belki de tesettür ile ilgili endişelerinin altında yatan budur. Cinsiyetin getirdiği taktiksel üstünlüğü kaybetmeme dürtüsü…Yani silahlarını gömmek istemiyor bazı kadınlar… Bu tutum erkek ve kadın eşitliğini amaç edinen bir toplumda eşitsizliğin temelini oluşturuyor buna da sabah programında Hakan Ural bir omuz atsın da anlayalım…