Erdoğan: 14 Mayıs, LGBT'cilere ders verme günü olacak
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, 'AK Parti, LGBT'ye karşı mı? Milliyetçi Hareket Partisi LGBT'ye karşı mı? Cumhur İttifakı LGBT'ye karşı mı? Peki CHP, LGBT'ye karşı mı? İP karşı mı? Bunun yanında HDP karşı mıdır? Bunlar LGBT'ci.' dedi

Oluşturma Tarihi: 2023-04-23 09:34:57

Güncelleme Tarihi: 2023-04-23 09:34:57

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, 6 Şubat'ta meydana gelen depremlerin ardından Gaziantep'in Nurdağı ilçesinde yapımı tamamlanan köy evlerinin teslim törenine katıldı. Belpınar köyünde düzenlenen törene MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli, HÜDAPAR Genel Başkanı Zekeriya Yapıcıoğlu, İçişleri Bakanı Süleyman Soylu ile Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanı Murat Kurum da katıldı.

YAPICIOĞLU: YARALARIN ÖNEMLİ KISMI SARILDI

Törende ilk olarak konuşan HÜDAPAR Genel Başkanı Zekeriya Yapıcıoğlu, deprem felaketinin ardından yaraların sarılması için çabalandığını belirterek, "Rabbime şükürler olsun, yaraların önemli bir kısmı sarıldı. Rabbime hamdolsun inşallah dimdik doğrulacağız, kaldığımız yerden devam edeceğiz. Ufku 14 Mayıs'ın ötesine geçmeyenler bu yaraları böyle saramazlar. Bunları iyi takdir edeceksiniz bundan hiçbir şüphem yok" dedi.

BAHÇELİ: ERDOĞAN, AÇIK ARA FARKLA CUMHURBAŞKANI OLMALIDIR
MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli, konuşmasında muhalefetin 387 günde Cumhurbaşkanı adayı belirlediğini ancak hükümetin deprem felaketinden 76 gün sonra depremzedeleri evlerine yerleştirdiğini ifade ederek, herkesi 14 Mayıs seçimlerinde destek olmaya çağırdı. Deprem felaketinin ardından devletin tüm imkanları ile afet bölgesinde seferber olduğunu belirten Bahçeli şöyle konuştu:

"6 Şubat gününden bugüne 76 gün geçti, 2 ay 16 gün demektir. Böyle bir süre içerisinde büyük bir felaketin acılarını yaşayarak bugünlere eriştik. Bir konuyu özellikle belirtmek istiyorum. Bunu bütün yönüyle bilmenizde, düşünmenizde, geleceğe hazırlamanızda faydalı olacak kanaatindeyim. Altılı Masa ilk toplantısını 12 Şubat 2022, son toplantısını 6 Mart 2023'te yaptı. Yani 12 ay 21 gün sonra bir başka deyişle 387 gün sonra 13 toplantı yaparak güç bela bir cumhurbaşkanı adayı belirleyebildiler. Bu kadar süre içerisinde Altılı Masa, masanın altında yedincisi onun ötesinde PKK'sı, Kandil'i, Avrupa kıtası, emperyalist güçler bütün desteğiyle Türkiye'de bir sistemin değişikliğini arzulayarak televizyonları acımasızca kullandılar. Yalan, iftirayla her şeyi istismara yöneldiler ve arkasından da Türkiye'nin yönetimine talip olmaya çalıştılar. Şimdi dikkatinize sunmak istediğim 13 defa toplanacaksın. 387 gün masada istediğini yiyeceksin. Saatler süren toplantılar yapacaksın, kamuoyuna çıkıp yalan yanlış bilgilerle algılama yöntemini kullanacaksın. Ama ancak 16 Mart'ta cumhurbaşkanı adayını belirleyeceksin. Şimdi hesap şudur; 13 defa toplanıyorsun 387 günden beri bir türlü aday belirleyemiyorsun. Ama şunu hepinizin bilmesini istiyorum, 6 Şubat'tan 22 Nisan'a yani 76 gün içerisinde asrın felaketinin ardından şehitlerimiz toprağa verildi, yaralılarımız Türkiye'nin birçok yerinde hastanelere yönlendirildi, enkazlar kaldırıldı, beslenme ihtiyacı, barınma ihtiyacı sağlandı, bir yandan çadırlar, öbür yandan konteynerler ve öte yandan da her türlü güvenlik temin edilerek Türkiye'nin tekrar ayağa kalkması, tekrar milletimizin umutla geleceğe bakması için her türlü fedakarlıklar ortaya kondu. Bu Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sisteminin 24 Haziran seçimlerinden sonra hayata geçirildiği 9 Temmuz'da Sayın Cumhurbaşkanımız Recep Tayyip Erdoğan'ın ülke yönetiminin lideri konumuna gelmesi çalışkan, kabiliyetli, inanmış bir kadroyla önce yangınlar, sonra sel felaketleri, sonra il bazında depremler netice itibariyle 6 Şubat'tan itibaren de çok büyük bir asrın felaketi olarak nitelendirilen bir felakettir. Omuzlayıp bugünlere gelmiştir. Şimdi bütün Gazianteplilerin hangi partiden olursanız olunuz. Bugüne kadar nereyi düşünmüşseniz düşününüz. Ama gerçekleri görmemezlikten gelemezsiniz. Sizin böyle bir asrın felaketinde milletimizi tekrar ayağa kaldıran moralini yükselten beslenme, barınma ihtiyaçlarını karşılayan gelecek Türkiye'sinin güler yüzlü olmasına bugünden temeller atan bir Cumhur İttifakı'nı yarıda bırakamazsınız, estirdiği rüzgarı durduramazsınız. Onun için 2 ay 16 günde bu büyük fedakarlığı ortaya koyan Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemi'nin lideri konumunda bulunan muhterem Recep Tayyip Erdoğan'ın görevinin devamı birinci asli göreviniz olmalıdır. Yani 14 Mayıs'ta Recep Tayyip Erdoğan açık ara bir farkla cumhurbaşkanı olmalıdır. Ve bu farklılıkla beraber mecliste her türlü reformu sürdürebilecek bir sayısal çoğunluğu da beraberinde getirmelidir. O sebepten dolayı 14 Mayıs çift başlı bir Selçuklu kartalına benzer; birisi cumhurbaşkanı, birisi Türkiye Büyük Millet Meclisi. O sebepten dolayı 387 günden beri aday belirleyemeyen, aday belirlendikten sonra da yalan yanlış seyahatlerle milleti aldatan, bu ülkeye vereceği hiçbir şeyi olmayana sen, 2 ay 16 günde nelerin yapıldığını, nasıl gördüğünüzü, her gelene anlatın, anlatın, anlatın. Böylelikle Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemi'nin ikinci dönemini mutlak surette hayata geçirin. Onun için TCG Anadolu Gemisi, Filyos'taki gaz üretimi, Togg, yollar, köprüler ve bundan sonra da daha büyük bir Türkiye'ye gidecek olan bir yürüyüşü aksatmamak için bu çift başlı kartalı harekete geçirmelisiniz. Onun için bu zaferi hep beraber tatmalıyız. Şimdi bakıyorsunuz, ev sözü verilmiş 2 ay içerisinde çadır, konteyner her türlü ihtiyaç karşılanıyor. Öbür taraftan da kalkınmayı köyden başlatarak köy evlerini koyuyor. 14 Mayıs'taki zaferle ilişkilendirildiği için bugünkü evlere zafer evleri demelisiniz."

ERDOĞAN: 650 BİN YENİ YUVA YAPIYORUZ


Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan ise törene katılanların bayramını tebrik ederek başladığı konuşmasında, bayramın, depremlerin yüreklerde açtığı yara nedeniyle buruk geçirildiğini ifade etti. Cumhurbaşkanı Erdoğan, ülke yöneticileri olarak binaları sağlam yapıp, derelerin önünü kesmeyerek, tabiatla barışık yaşayarak afetlere karşı hazırlıklı olmak gerektiğini vurgulayarak, "Gerisi Rabbimizin takdiridir. Son felaketinin ardından hemen kolları sıvadık. İnsanımızı güvenli binalara kavuşturmak için depremin 15'inci gününden itibaren temelleri atıp inşaatlara başladık. Yaptığımız tespitler doğrultusunda deprem bölgesinde 507 bini konut ve 143 bini köy evi olmak üzere 650 bin yeni yuva yapıyoruz. Bunlardan 319 binini bir yıl içinde teslim ederek, şehirlerimizi ayağa kaldırmayı planlıyoruz. Nitekim deprem bölgesine yaptığım son ziyaretlerin tamamında, her şehrimizde yeni konutlarımızın ve köy evlerimizin temel atma törenlerini gerçekleştirdik. Şu ana kadar 105 binin üzerinde konutun yapım sürecini başlattık. Bunların yarıya yakınının da temelini de attık. Sadece konut yapmıyoruz. Okuluyla, sağlık merkeziyle, çarşısıyla, pazarıyla, yeşil alanıyla, parkıyla, yepyeni hayat alanları inşa ediyoruz. Yine sadece depremde yıkılan yerlerin değil, bölgedeki şehirlerimizin tamamının altyapısını da yeniliyoruz. Küçük sanayi siteleri kurarak konutla birlikte istihdamı da gözetiyoruz. Cumhuriyet tarihinin bu en büyük konut ve şehircilik seferberliğini Allah'ın izniyle alnımızın akıyla tamamlayacağız" diye konuştu.

'5 YILDA İSTANBUL'DA RİSKLİ BİNA BIRAKMAYACAĞIZ'

Daha önce yaşanan afetlerin yaralarını sardıklarını belirten Erdoğan, İstanbul'da da kentsel dönüşüm ile riskli bina bırakmamayı amaçladıklarını belirterek şöyle dedi:

"Biliyorsunuz daha önce pek çok depremde, selde, yangında, vatandaşlarımızı kısa sürede yenileriyle buluşturmuştuk. İnşallah burada da aynısını yapacağız. Van'da bunu yaptık mı? Bingöl'de bunu yaptık mı? Antalya'da, Manavgat'ta, Muğla'da bunları yaptık mı? Kütahya'da, Simav'da bunları yaptık mı? Değerli kardeşlerim, bay bay Kemal'in milletvekili olduğu İzmir'de bunu yaptık mı? Hadi sen de yap. Yapamaz. Bunların nasibi yok. Ayrıca biliyorsunuz, geçtiğimiz günlerde İstanbul'da yeni bir kentsel dönüşüm kampanyasının müjdesini milletimizle paylaştık. Riskli binalarda yaşayan İstanbullu kardeşlerimize dönüşüm bedelinin yarısını devlet olarak bizim karşılayacağımız, yarısını da çok uygun şartlı borçlanma imkanı getirdiğimiz bir teklif sunduk. Bir kısmı yerinde, bir kısmı rezerv alanlarda yürütülecek bir çalışmayla yılda 300 bin konutu dönüştürerek, 5 yılda İstanbul'da riskli bina bırakmamaya amaçlıyoruz."

Erdoğan daha sonra alana kurulan sinevizyondan kentsel dönüşüm ve afet konutlarına ilişkin görüntüleri törene katılanlarla birlikte izledi.

'BAY BAY KEMAL VE AVENESİNDEN FAYDA GELMEZ'

Konuşmasına CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu ve CHP'li belediye başkanlarını eleştirerek devam eden Erdoğan, şöyle konuştu:

"Değerli kardeşlerim, bay bay Kemal ve avenesinden bu ülkeye fayda gelmez. Ne İstanbul'un başındaki belediye başkanından ve Ankara'nın başındaki belediye başkanından ne İzmir'in başındaki belediye başkanından hiçbir şey olmaz. Bunlar çöp, çukur, çamur demektir. Bunlar, susuzluk demektir. Bunlar Allah göstermesin, böyle bir yağmur olduğu zaman her tarafı yağmurun götürdüğü şehirler demektir. Hep bunları yaşadık ve biz iş yapmanın insanlarımızı güvenli ve huzurlu konutlara kavuşturmanın peşindeyiz. Bunlar da her konuda yaptıkları gibi kentsel dönüşümde de projelerimize takoz olmanın peşinde. Milletimiz her iki zihniyeti de görüyor, biliyor. İşte ben İstanbul'a belediye başkanı olduğum zaman, İstanbul'da ne vardı? Susuzluk vardı. Çöp vardı, çamur vardı ve meşhur Ümraniye çöplüğünün patlaması neticesinde 39 vatandaşımızın ölümü vardı. Şimdi CHP, büyükşehirde de o vardı, ilçede o vardı. Biz oraları şu anda park, bahçe haline getirdik."

'ÇİFTÇİYE 10 YENİ MÜJDE VERİYORUZ'

Ülkedeki tüm yerleşim yerlerini afetlere dirençli hale getirene kadar kimsenin engellemesine izin vermeden çalışmayı sürdüreceklerini belirten ve çiftçilere müjdeler veren Cumhurbaşkanı Erdoğan, şöyle devam etti:

"Kardeşlerim, 11 vilayeti Cumhur İttifakı olarak defaatle dolaştık. Durmak yok, durmak yok. İlk temelleri atışımızın 60'ıncı gününde inşasını 45 günde tamamladığımız 10 köy evinin anahtarlarını teslim ediyoruz. Mimarisi, inşası ve diğer tüm özellikleriyle gerçekten çok güzel eserler olan bu köy evlerimizin hak sahiplerine hayırlı olmasını diliyorum. Bugün aynı zamanda çiftçilerimize 10 yeni müjde veriyoruz. Evet. İlk olarak bugün burada hepsi de özgün mimari eseri olan ahırı, köy konağı, akıllı tahtası, camisi, peyzajıyla, akıllı köy evleri örneklerini milletimizin takdirine sunuyoruz. Bu projeyle gelişmiş altyapısı, internet destekli teknolojisi, yenilenebilir enerjisi, sıfır atık uygulaması, sürü yönetim sistemi, entegre meteoroloji yazılımı ve daha pek çok özellikleriyle yeni bir model ortaya koyuyoruz. İkinci olarak afet alanlarındaki köy evlerimizde hayatını sürdürecek çiftçilerimize Ziraat Bankamız vasıtasıyla sıfır faizli hayvancılık kredileri verecek, hayvan ve yem alımlarını destekleyeceğiz. Böylece ahırlar doğacak, üretim artacak, çiftçilerimizin kazançları yükselecek. Üçüncü olarak afet alanları dışındaki bölgelerde buralarda yaşayan gençlerimiz başta olmak üzere tüm vatandaşlarımızdan bu kırsal dönüşümden yararlanmak isteyenlere de el uzatıyoruz. Bu kardeşlerimize ilk evim kampanyası şartlarıyla akıllı köylerden ev sahibi olma imkanı getiriyoruz. Dördüncü olarak halen köylerde yaşayan vatandaşlarımızdan mevcut evini yıkıp bu modele uygun, sağlam güvenli, teknoloji destekli eve kavuşmak isteyenlere de uygun şartlı finansman sağlayacağız. Beşinci olarak ülkemizdeki et ve süt fiyatlarının izahı olmayan seviyelere çıkmasına yol açan sıkıntıya çözüm getirecek bir adım atıyoruz. Kırsal dönüşüm kapsamında 50 baş üzeri büyükbaş, damızlık üretim merkezleri haline getirecek teşvikler vereceğiz. Böylece bir yandan hayvan varlığımızı yükseltirken, diğer yandan da en az yüzde 30 verim artışı hedefliyoruz. Altıncı olarak sözleşmeli üretim modeliyle aile tipi işletmelerde büyükbaş ve besi hayvancılığını destekleyerek her haneye en az bir asgari ücret garantisi vereceğiz. Yedinci olarak tarımsal üretimde basınçlı sulama altyapısını güçlendirerek birim alanda daha çok rekolte ve gelir elde edilmesini sağlayacağız. Sekizinci olarak sözleşmeli üretimi yaygınlaştırarak hem üreticimizin gelirini garanti altına alacak hem arz güvenliğini temin edecek hem de gıdadaki fiyat dalgalanmalarının önüne geçeceğiz. Dokuzuncu olarak jeotermal organize sanayi bölgeleri başta olmak üzere sebze ve meyve yetiştirme amaçlı sera yatırımlarındaki desteği artıracağız. Onuncu olarak tarımsal üretimin en büyük girdisi olarak üre gibi, mazotlu gübrelerdeki dışa bağımlılığımızı azaltacak önemli bir projeyi devreye alıyoruz."

'ZONGULDAK'A FABRİKA KURUYORUZ'

Karadeniz'den doğal gaz çıkarıldığını ve karaya bağlandığını belirten Erdoğan, "Nasıl iyi mi? Şimdi Karadeniz gazından üre sağlayacak bir fabrikayı Zonguldak'ta kuruyoruz. Bay bay Kemal ve onun yandaşları ne diyor? Hani diyorlar doğal gaz, hani Karadeniz'den doğal gaz çıkacaktı? İki akşamdır, üç akşamdır doğal gazın nasıl yandığını Karadeniz'de Sakarya'da görmedin mi? Ama bunlarda göz var bakarkör, kulak var duymaz. Kalpleri var değerli kardeşlerim, kesinlikle mühürlüdür. Özel sektör yatırımı olarak kurulan bu fabrikayla ilgili süreçler tamamlandı. Yakında onun da inşasına başlıyoruz" dedi.

'TÜRKİYE YÜZYILI, ÜRETİM YÜZYILI OLACAK'

Hedeflerinin Türkiye Yüzyılı'nı üretim yüzyılı yapmak olduğunu dile getiren Cumhurbaşkanı Erdoğan, "Amacımız Türkiye Yüzyılı'nı üreticinin yüzyılı yapmaktır. Bu projenin ülkemize, çiftçilerimize ve gençlerimize hayırlı olmasını diliyorum. Kardeşlerim, ülkemizin artık felaketlerin, yıkıcı etkilerine teslim olmadığının en güzel örneği işte burada gördüğünüz manzaradır. Görüldüğü gibi bir yandan temel atıyor, bir yandan anahtar teslim etmeye başlıyoruz. Bir yandan da tarihimizin en önemli kırsal dönüşüm projelerinden birini hayata geçiriyoruz. Bundan sonraki günlerde de, biten her köy evini önümüzdeki aylardan itibaren bitmeye başlayacak, her konutu sahipleriyle buluşturarak yolumuza devam edeceğiz Dünyada bu kadar büyük bir afetin ardından, bu kadar kısa sürede arama kurtarmadan enkaz kaldırmaya, geçici barınma alanlarından kalıcı konut inşasına kadar her alanda kat edilen böyle bir mesafe yoktur" diye konuştu.

'BİZ DEPREM TURİSTİ GİBİ BURAYA GÖRÜNTÜ VERMEYE GELMİYORUZ'

Deprem felaketinin ardından bölgede yaptıkları çalışmalar ile hayatın normal seyrine girmeye başladığını anlatan Erdoğan, "Allah'a hamdolsun. Artık Gaziantep'te neredeyse çadırkent kalmadı. Her yer konteynerkentlerle döşendi. Hatay dışında her yerde enkaz kaldırımı çalışmalarını tamamladık. Deprem bölgesinin her köşesinde yeni konutlarımızın inşaatları hızla yükseliyor. Geçici barınma merkezlerinde 3,5 milyon vatandaşımızın tüm ihtiyaçlarını karşılayarak hayatlarını sürdürmelerini sağlıyoruz. Hava şartlarının da düzelmesiyle beraber bölgemizde hayat, yavaş yavaş normal seyrine girmeye başladı. İnşallah önümüzdeki yıl bu vakitlerde tüm şehirlerimiz eski canlılığına, eski dinamizmine kavuşmuş olacak. Biz bazı deprem turistleri gibi buraya fotoğraf çektirmeye, görüntü vermeye gelmiyoruz. Biz hem acıları paylaşmaya hem yaraları sarmaya geliyoruz. Bu anlayışla yüreklerindeki sızını hiçbir zaman dinmeyeceğini bildiğimiz depremzede vatandaşlarımızın daima yanlarında olmayı sürdüreceğiz. Acılarını paylaşırken hayatlarını daha iyiye götürecek her türlü desteği ve imkanı kendilerine sağlamaya devam edeceğiz. Rabbimden ülkemizi bu tür afetlerden, her türlü kaza ve beladan muhafaza eylemesini diliyorum" diye konuştu.

'AMANOS TÜNELLERİ İNŞASINA YAKINDA BAŞLIYORUZ'

Cumhurbaşkanı Erdoğan, Gaziantep ve Hatay için büyük öneme sahip olan Amanos Tünelleri inşasına yakında başlanacağını belirterek, "Gaziantep sadece bu bölgemizin değil, ülkemizin üretim, istihdam, ihracat merkezleri arasında giderek yıldızı daha da parlayan bir şehirdir. Şehirde faaliyette olan 1240 fabrikaya sürekli yenileri ilave ediliyor. Kuruluş safhasındaki altıncı organize sanayi bölgesi de devreye girdiğinde bu rakam 2 bine çıkacak. Şehrin ihracatı aylık 1 milyar doları buldu. Sanayiden turizme, tarımdan insani yardımlara kadar her alanda şehrimizin başarılarını yakından takip ediyoruz. Ülkemize böylesine büyük katkılar yapan bir şehrin önünü açacak projelere destek olmak da boynumuzun borcudur. Bu kapsamda bir diğer deprem bölgemiz Hatay için de büyük önem taşıyan Amanos Tünelleri'nin inşasına yakında başlıyoruz. Amanos Tünelleri Gaziantep'in sanayideki üretim gücüdür. İskenderun Limanı'yla katlayarak artıracaktır. Aynı şekilde bu tüneller Hatay'ın muazzam potansiyelini Anadolu'yla buluşturarak şehrin kısa sürede deprem durgunluğunu özellikle üzerinden atmasına vesile olacaktır" ifadelerini kullandı.

'GAZİANTEP ŞEHİR MERKEZİNE 50 BİN KONUT'

Gaziantep'in Nurdağı ilçesine Organize Sanayi Bölgesi kurulacağını ve Nurdağı'nın yanı sıra depremin vurduğu İslahiye ilçesine yatırımcılar için cazibeyi artırmak için ilave teşviklerin devreye alınacağını kaydeden Erdoğan, "Depremin yaralarını sarmak için bu iki ilçemizde yapacağımız 50 bin konuta ilave olarak Gaziantep şehir merkezinde de 50 bin konutluk bir proje planlıyoruz. Görüldüğü gibi tüm şehirlerimiz Gaziantep'i ve ilçelerini de deprem öncesinden daha iyi bir konuma getirmek için gece gündüz çalışıyoruz. Ülkemizi son 21 yılda hayata geçirdiğimiz demokrasi ve kalkınma atılımlarıyla Türkiye Yüzyılı için hazırladık" dedi.

'AİLE VE GENÇLİK BANKASI KURUYORUZ'

Karadeniz gazının ve petrol üretiminin geliri ile aile ve gençlik bankası kurulacağını anlatan Erdoğan, "Türkiye Yüzyılı vizyonumuzla önceliklerimizin başına Karadeniz doğal gazını geçirdik mi? Geçirdik. Karşımızdaki muhalefet inansa da inanmasa da biz Karadeniz doğal gazını Elhamdülillah karayla buluşturduk. Şimdi ise Karadeniz gazının ve petrol üretimimizin gelirlerinin bir kısmıyla ne yapıyoruz biliyor musunuz? Aile ve gençlik bankasını kuruyoruz. Bir taraftan Karadeniz doğal gazı, bir taraftan da Gabar'da karadan çıkacak olan petrol. Bunlarla artık Türkiye çok daha vakur, çok daha kararlı bir şekilde geleceğe yürüyor. Bu banka ev hanımlarımızın emekliliğini desteklemekten, gençlerimizin eğitimine, istihdamına, evliliğine bedelsiz katkı sağlamaya kadar pek çok alanda milletimize hizmet verecek. Ev hanımlarımızın emekliliğini de gençlerimizin istihdamını ve evliliğini, aile yapımızın güçlü bir şekilde devam etmesi hususunda kritik önemde görüyoruz" diye konuştu.

'14 MAYIS, LGBT'CİLERE DERS VERME GÜNÜ OLACAKTIR'

Ailenin korunmasını amaçladıklarını ve 14 Mayıs'ı da bu kapsamda önemsediklerini dile getiren Cumhurbaşkanı Erdoğan, sözlerini şöyle tamamladı:

"AK Parti, LGBT'ye karşı mı? Milliyetçi Hareket Partisi LGBT'ye karşı mı? Cumhur İttifakı LGBT'ye karşı mı? Peki CHP, LGBT'ye karşı mı? İP karşı mı? Bunun yanında HDP karşı mıdır? Bunlar LGBT'ci. Bunlar bizim kutsal aileler yapımıza karşı. İşte 14 Mayıs bunun için çok önemli. 14 Mayıs LGBT'cilere, kadına şiddetin yanında olanlara ders verme günü olacaktır. Bugüne kadar girdiğimiz her mücadeleyi milletimizle aynı istikamete bakarak, aynı hassasiyetleri paylaşarak aynı amaçla yol yürüyerek kazandık. İnşallah 14 Mayıs seçimlerinde de milletimizle birlikte zafere ulaştıktan sonra deprem şehirlerimizi beraberce ayağa kaldırmayı sürdürecek, Türkiye Yüzyılını beraberce inşa edeceğiz."

Erdoğan, konuşmasının ardından Gaziantep'in Nurdağı ilçesinin Mesthüyük köyü ile Kahramanmaraş'ın Türkoğlu ilçesine bağlı Özbek köyüne canlı bağlantı yaparak yapımı tamamlanan köy evlerinin anahtar teslimlerini gerçekleştirdi. Anahtar tesliminin ardından Gaziantep İl Müftüsü Hüseyin Hazırlar tarafından yapılan duanın ardından evler için Cumhurbaşkanı Erdoğan ve diğer katılımcılar tarafından temsili kurdele kesimi yapıldı. Cumhurbaşkanı Erdoğan, son olarak alanda bulunanlara AK Parti Gaziantep milletvekili adaylarının tanıtımını yaptı.

KAHRAMANMARAŞ'TA DEPREMZEDELERLE BAYRAMLAŞTI

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Nurdağı'nda köy evlerinin teslim töreninin ardından Kahramanmaraş'a gitti. Cumhurbaşkanı Erdoğan burada kurulu olan Baykar Konteyner Kentte, depremzedeler ile düzenlenen bayramlaşma törenine katıldı. Depremzedeler ile bayramlaşan ve alanda bulunanlara hitap eden Erdoğan, deprem felaketi nedeniyle bayramı buruk yaşadıklarını belirterek, "Bu felaketlerde hayatını kaybeden 50 binin üzerindeki vatandaşımıza bir kez daha Allah'tan rahmet, yakınlarına başsağlığı diliyorum. Rabbimden ülkemizi ve milletimizi bir daha böyle ağır imtihanlara maruz bırakmamasını diliyorum. Depremin ardından arama- kurtarma faaliyetleri ile acil yardım ve geçici barınma ihtiyaçlarının karşılanması ile enkaz kaldırma ve kalıcı konutların inşası ile geceli gündüzlü bir çalışma yürüttük. Çok geniş bir yıkım alanına ve ağır kayıplara rağmen hamdolsun bu yükün altında kalmadık. Asrın felaketini devlet ve millet olarak sergilediğimiz asrın dayanışması ile göğüsledik" dedi.

'CUMHUR İTTİFAKI, ZİLLET İTTİFAKINA BENZEMEZ'

Afet konutlarının yapımına başlandığını ve köy evlerinden bazılarının anahtar teslimini yaptıklarını ifade eden Cumhurbaşkanı Erdoğan, şöyle konuştu:

"Henüz depremin ikinci haftasında kalıcı konutların inşasına başladık. Depremin 75'inci gününde 105 binin üzerinde kalıcı konutun yapım sürecine start verdik. Bunların yaklaşık yarısının da temelini attık. Hatta bugün inşası tamamlanan köy evlerinden bazılarını hak sahiplerine anahtarlarını teslim ettik. Bundan sonraki her gün, her hafta, her ay bu şekilde devam edeceğiz. Önümüzdeki yılın bu vakitlerine kadar İnşallah, 319 bin konut ve köy evini depremzedelerimizin hizmetine sunmuş olacağız. Sakın bizi deprem turistleriyle karıştırmayın ha. Cumhur İttifakı, zillet ittifakına benzemez. Cumhur İttifakı ne derse onu yapar. Deprem bölgesine gelerek sadece görüntü veren, şov yapan, sonra da bir daha dönüp buraya bakmayan deprem turistlerini siz de zaten iyi biliyorsunuz. Bizler buraya hem acıları paylaşmaya hem yaraları sarmaya geliyoruz. Yapıları ise adım adım takip ediyor, sizlerin aktardığı ve kendi gördüğümüz aksaklıkları eksiklikleri anında düzeltiyoruz. Esasen deprem bölgesinde sadece konut yapmıyoruz. Burada asıl yaptığımız şey iş yerleriyle, altyapısıyla, tarihi ve kültürel dokusunu koruyarak adeta yeni şehirler kurmaktır. Türkiye'nin tarihi bir seçim arifesinde olduğu bir dönemde biz önceliğimizi depremzedelerimizin yaralarına sarılmasına vermekten asla vazgeçmedik, vazgeçmeyeceğiz. Türkiye Yüzyılı vizyonumuzun ilk maddesine de bunu yerleştirdik. Ülkemizi afetlere karşı dirençli hale getirecek çalışmaları illerimizin tamamına yayıyoruz. Geçtiğimiz günlerde İstanbul'da, dönüşüm ve rezerv alan projesi olarak çok sayıda konutun ve dükkanın teslimini yaptık. Temelini attık. Deprem bölgesi şehirlerini ihya ederken İstanbul'dan başlayarak diğer şehirlerimizi hızla depreme karşı dayanıklı hale getirmek için yeni destek programının müjdesini de milletimizle paylaştık. Buna göre riskli yapısını dönüştürmek isteyen vatandaşlarımıza maliyetin yarısını devlet olarak biz vereceğiz. Konutun büyüklüğüne göre, 750 bin lirayla 900 bin lira arasında değişen bu hibe desteğinin kalan yarısı için de çok uygun şartlarda kredi imkanı sağlayacağız. Amacımız İstanbul'da bir yıl içinde 300 bin konutun 5 yıl sonunda da 1,5 milyon konutun dönüşümünü tamamlamaktır. Avrupa ve Asya yakasındaki rezerv alanların belirlenmesinden, yerinde dönüşüme kadar tüm planlarımızı buna göre yaptık. Deprem bölgesindeki inşaatların da bir yıl içinde söz verdiğimiz şekilde tesliminin gerçekleşmesiyle Türkiye'yi afetlere karşı dirençli hedefimize büyük ölçüde yaklaşmış olacağız. Türkiye Yüzyılı yolunda hiçbir engel tanımadan, eksikleri tamamlayarak, hataları düzelterek hedeflerimizi birer birer gerçekleştireceğiz. Bunun için 14 Mayıs'ta durmak yok yola devam diyor muyuz? Doğru adımlarla, yola devam ediyor muyuz? Türkiye Yüzyılı için hemen şimdi diyor muyuz? Maraş bizimle oldukça Allah'ın izniyle Türkiye Yüzyılı şafağının doğuşunun önüne kimse geçemez."

'MİLLETİN KADERİNİ YALANCILARIN, TEFECİLERİN ELİNE BIRAKMAYIZ'

Karadeniz gazıyla ülkeye 500 milyar ile 1 trilyon dolar arasında kaynak kazandırıldığını dile getiren ve yapılan hizmetlere çamur atanları kin ve nefret çukurunda debelenmeye bıraktıklarını kaydeden Erdoğan, şunları söyledi:

"Milletimize hizmetlerimizi, müjdelerimizi sadece afetlerle mücadeleyle sınırlı tutmuyoruz. Biliyorsunuz dün ne oldu? Karadeniz gazının keşfi ve kullanıma sokulmasıyla ülkemiz enerji bağımsızlığı yönünde tarihi bir ilerleme kaydetti. Vatandaşlarımıza bu büyük devrimin sadece gururunu yaşatmakla kalmayıp, somut neticelerini günlük hayatına da yansıtmak için önemli bir karar aldık. Dedik ki bir ay boyunca konutlarda kullanılan gazın tamamı, bir yıl boyunca da mutfak ve su ısıtma amaçlı kısmı ücretsiz olacak. Ama bay bay Kemal buna inanmadı. Bay bay Kemal'in yanındakiler inanmadı. Hele hele yavrucuklar var yanında. Onlar da dediler ki hani Karadeniz gazı? Nerede? Ne zaman çıkacak? Ya gözünüz var kör müsünüz? İşte doğal gaz var yanıyor. Ama bunların gözleri var görmez, kulakları var, duymaz. Kalpleri var mühürlü. Öyleyse benim milletim görüyor ya, yeter. Milletimizin bu sevincini paylaşmaya bile yanaşmayın. Yapılan hizmete çamur atmaya kalkanları kendi kin ve nefret çukurlarında debelenmeye bırakıyoruz. Birileri varsın, Londra tefecilerinin kapısında 300 milyar dolansın. Bunların buralardan böyle bir para getireceğine inanıyor musunuz? 14 Mayıs'ta bunlara bunun hesabını sormaya var mısınız? Bunlara biz bu milletin kaderini yalancıların, tefecilerin eline bırakmayız, demeye var mısınız? Kardeşlerim biz sadece Karadeniz gazıyla ülkemize değeri 500 milyar dolar ile 1 trilyon dolar arasında hesap edilen yerli, milli, anamızın ak sütü gibi helal bir kaynağı kazandırdık. Şimdi Gabar'dan da çıkıyor. Ha onlar buna da inanmazlar. Gabar'dan, elhamdülillah, rezerv 1 milyar doları aşkın çıkıyor. Biz ülkemizin ve devletimizin imkanlarını büyüttükçe milletimizin refahını, huzurunu, güvenliğini güçlendirmeye devam edeceğiz. Ne diyoruz biz? Durmak yok. Durmak yok. Durmak yok."

'AİLELERİMİZE LEKE SÜRDÜRMEYECEĞİZ'

Karadeniz gazından elde edilecek gelirle aile ve gençlik bankası kuracaklarını belirten ve ailelere leke sürdürmeyeceklerini vurgulayan Erdoğan, şöyle devam etti:

"Bu anlayışla Karadeniz gazını ülkemize kazandırırken yeni bir adım daha atıyoruz. Kaynağını Karadeniz gazı ve kendi ürettiğimiz petrolden alacak, bir de ne kuruyoruz şimdi? Aile ve gençlik bankası kuruyoruz. Ailenin taşıyıcısı olan ev kadınlarımızın emekliliğine buradan destek vereceğiz. Gördüğünüz gibi kaynağı söylüyorum. Ve bu kaynaktan çıkanın da nereye gideceğini de söylüyorum. Ne diyoruz? Aile ve gençlik bankası. Öyle laf ola beri gele yok. Bunun benzerini bu kardeşiniz nerede gördü? Norveç'te gördü. Norveç petrolünün belli bir kısmını gençler için rezerve ediyor ve başka bir şey için kullanılmıyor, buradan elde edilen imkanı gençlik için kullanıyor. Biz de inşallah Karadeniz gazının Gabar'ın belli bir oranını kimler için kullanacağız? Aile ve gençler için kullanacağız. Gençliğimizin eğitimine, istihdamına, evlenmesine buradan katkı sağlayacağız. Bir başka ifadeyle geleceğimize güvenle bakmamızı sağlayacak aile ve gençlik politikalarını buradan finanse edeceğiz. Terör örgütlerine göz kırparak, sapkın akımları arkalarına alarak ülkenin kazanımlarına, fütursuzca saldırarak Türkiye'yi çökertmek isteyenler emin olun bundan da rahatsız olacaklar. Her konuda olduğu gibi bu hususta da kimin ne dediğine değil milletimizin ne istediğine, milletimizin bize hangi istikameti gösterdiğine bakacağız. Siz her şeye layıksınız. Bunlar LGBT'ci öyle mi? Biz LGBT'nin karşısındayız. MHP, LGBT'nin karşısında. Cumhur İttifakı olarak biz LGBT'nin karşısındayız. Çünkü biz ailenin kutsiyetine inanıyoruz. Ailelerimize leke sürdürmeyeceğiz. Varsın onlar LGBT'ci olmaya devam etsinler. CHP'si de olsun, İP'i de olsun, öbür tarafta HDP'si de olsun. Kim olursa olsun. Biz kendimize bakacağız. Çünkü biz milletleri millet yapan güçlü ailelerdir. Ve bu güçlü ailelerin içinde LGBT olmaz."

'DURDUK YERE MEZHEP TARTIŞMASI AÇIYORLAR'

Gençlere seslenen ve her iyi ve güzel gelişmeyi değersizleşmek için çırpınanların olduğunu ifade eden Erdoğan, CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu'nun durduk yere mezhep tartışması açtığını vurgulayarak şunları söyledi:

"Gençler, dikkat ederseniz her iyi ve güzel gelişmeyi değersizleştirmek için çırpınan bir kesim var. Bunlar kuduruyor. Mesela İHA, SİHA yapıyoruz. İşte şu anda bu gördüğünüz bütün konteynerler AFAD'a Baykar tarafından teslim edildi. Kendilerinden Allah razı olsun. TCG Anadolu gemisini denize indiriyoruz, Kızılelma'yı gökyüzüne çıkartıyoruz. Bunları hemen tezvirata başlıyor. Neymiş? Savunma sanayii ürünleri karın mı doyururmuş. Bunların dünyadan haberi yok. Savunma sanayii alanındaki her bir gelişme aynı zamanda Türkiye'nin milli teknoloji hamlesinde attığı yeni bir adımdır Teknolojide ilerlemek demek, tasarımından üretimine, tüm safhalarında gençlerimizin birikimlerinin ve enerjilerinin değerlendirilmesi demektir. Türkiye'nin gençleri tasarladıkça, ürettikçe, katma değer oluşturdukça milletimizin ve devletimizin kazancı da artacaktır. Başkaları yaptığında hayranlıkla seyrettikleri teknolojik gelişmelerin altında kendi ülkemizin, kendi insanımızın imzasının olmasından rahatsızlık duyanların gerisindeki haleti ruhiyeyi ve siluetleri sizler iyi biliyorsunuz. PKK'sından FETÖ'süne, terör örgütleriyle pazarlık yapınca elbette bunlardan rahatsız olurlar. Küresel emperyalizmin temsilcisi kurumlara sözler verince elbette bunlardan rahatsız olurlar. Dikkat ederseniz bu karanlık pazarlıklarını gizlemek için durduk yere etnik köken tartışması açıyorlar. Durduk yere mezhep tartışması açıyorlar. Durduk yere yalan ve iftira mahsulü kampanyalar başlatıyorlar. Halbuki kimse kimseye kökenini de mezhebini de sormaz. Bugüne kadar Erdoğan'ın ağzından böyle bir şey duydunuz mu? Yani ana muhalefetin başındaki zat hangi mezhepten olursa olsun bizi hiç düşündürmez. Saygı duyarız. Ama bunu kalkıp istismar vasıtası yapmak, bir mutfak pozisyonu içerisinde bunu anlatmanın ne anlamı var? Seccade nedir? Secde nedir, bilmeyenlerin ağızlarından çıkanlardan bihaber olanların seçim öncesi havayı bozmak için başlattıkları bu istismar siyaseti ülkemizde zemin tutmaz. Sen Seccadeye ayakkabınla basabilirsin. Kıblesi Kabe olmayanın seccadesi de bu şekilde olur. İnşallah bize de bir seccade hediye ettiler. Dedik ki inşallah bu seccadeyi biz 15 Mayıs'ta şükür secdesinde kullanacağız. Çünkü Türkiye fotoğrafı 85 milyonun tüm renkleriyle ortaya çıkan bir zenginliktir. Ülkemiz siyasetinin değerlerin istismarıyla yönlendirildiği dönemler geride kaldı. Gazi Mustafa Kemal Atatürk'ün isminin arkasına sığınarak bu ülkeye faşizmin en ilkel şeklini dayatanların devri kapanalı çok oldu. Kahramanmaraş sadece depremin fay hatlarının değil geçmişte siyasi ve sosyal hayatlarında yapılan tahriklerin de acısını çekmiş bir şehrimizdir. Şimdi birileri tekrar eski Türkiye'nin diğer tüm hastalıkları gibi bu konuları da kaşımanın, kanatmanın insanları birbirine pişman etmenin peşinde. Ne kadar uğraşırlarsa uğraşsınlar İnşallah buna da izin vermeyeceğiz."

'TERÖR ÖRGÜTLERİNİ GÖMMEYE DEVAM EDECEĞİZ'

Türkiye'nin 21 yıllık emeğinin mahsulü olan demokrasi ve kalkınma kazanımlarına el uzatılmasına göz yummayacaklarını ve terör örgütleriyle mücadeleden taviz vermeyeceklerini kaydeden Erdoğan, konuşmasını şöyle tamamladı:

"Teröristleri Cudi'de mağaralara gömdük mü? Gabar'da gömdük mü? Tendürek'te gömdük mü? Bestler Deresi'nde gömdük mü? Hiç endişeniz olmasın bundan sonra da bu terör örgütlerini gömmeye devam edeceğiz. Asıl bunların rahatsızlığı nereden? Şimdi Kandil bunlara destek veriyormuş. Hale bak. Kandil'den terörist başları bay bay Kemal'e destek veriyor. Biz diyorlar bay bay Kemal'in yanındayız. Ne kadar güzel. İyi ki bunu söylüyorlar. Benim milletim de bu teröristlerin destek verdiği bir CHP, bir İP'e, bir HDP'ye ben inanıyorum ki destek vermeyecektir. Diğerlerini zaten saymaya gerek yok. Ama biz hep birlikte Cumhur İttifakı'na şöyle sapsağlam yanında yer alırsak, dimdik durursak 14 Mayıs inanıyorum ki bizim zaferimiz de neticelenecektir. Bu terör örgütleri ve emperyalist kan emiciler destekli tek parti faşizmi artığı zihniyeti hep beraber sandığa gömmeye var mıyız? Maraş'ın her mücadelemizde olduğu gibi 14 Mayıs'ta da en güçlü şekilde bizim yanımızda yer alacağından şüphe etmiyorum."