İşte Erdoğan'ın açıklamaları:
"HER AN AFRİN MERKEZE GİREBİLİRİZ"
Hedef Afrin. İyi bir noktaya geldik. Etkisiz hale getirilenlerin sayısı 3171 oldu. Afrin merkez kuşatılmış vaziyette. Her an merkeze girmekle karşı karşıyayız. PYD/YPG maaşı Amerika'dan alıyor. Bunları kendisine söylediğim zaman beyefendi rahatsız oluyor. Siz bütçeye koydunuz. Ben ekranda izletince de, diyorlar ki Amerika düşmanlığı çoğalır. Ben hiçbir şey yapmadığım halde Amerika'da Türkiye düşmanlığı aldı başını gidiyor.
"KANAL İSTANBUL'DA GECİKTİK"
15 sene önce nelerimiz yoktu be. Bunlar var mı? Var. Şu anda uçak filomuz THY'de 300'ün üzerine çıktı. Az önce Binali Bey anlattı. En fazla destinasyona uçan biziz. Yeni uçaklarımız geliyor non-stop uçacak. Modern ülkeye bu yakışır da onun için. Bu non-stop en ileri noktalara uçmada da uçak full gidiyor. Yarı boş falan değil. Geciktik. Kanal İstanbul'la dünyada yeni bir ufku açacağız. Kanal İstanbul çok ses getirecek. Sıradan bir olay değil, ama geciktik. İhalesini hemen yapıp işi bitirmemiz lazım. Dün terör örgütünün ikisi asfalta el yapımı bomba yerleştiriyor. İHA'larımız tespit etti, bu alçaklar öldürüldüler. Ne yazık ki arkadan gelen 30 kadar içinde yolcu olan kamyonet patlatıldı ve 3 kişi aynı aileden şehit oldu. Ondan sonra utanmadan siviller öldürülüyor bilmem ne yapılıyor. O iş sizin işiniz.
"BUNLARIN GÖZÜ ELMAS, ALTIN GÖRÜR"
Dünyada sivilleri asıl öldüren sizsiniz. Cezayir'de 5 milyon insanı öldürdüler, bu batı. Hep bu katliamları bunlar yaptı. Bunların gözü elmas, altın görür. Bunların gözü petrol görür, bunların gözü insanı görmez. Böyle bir durumu var. Bir tanesinin hanımı şunu söyledi. 4'lü oturuyoruz, helikopterlerle buralara geldiler, buralardan elmaslar, altınları, pırlantaları toplayıp götürdüler. Yaptıkları hiçbir şey yok. Yollar, her yer rezalet. Sadece işlerine yarayanı alıp götürdüler. Biz kesinlikle bu topraklarda işgal için yokuz. Bu terör örgütlerinden temizleyerek bu toprakları gerçek sahiplerine teslim edeceğiz. Yapacağımız iş bu. Bunu yaparken hem kendi güvenliğimizi sağlamak hem de komşularımızın dertlerine derman olmak oturduğumuz yerden mümkün olmayacaktı bu adımı attık.
"KENDİ EVLERİNE GÖNDERECEĞİZ"
Onların barış ödülleri onların olsun. İhtiyacımız yok. Bize rabbimizin rızası yeter. Biz ilk olarak Fırat Kalkanı Harekatı ile sahaya girdik. Terör ittifaklarına kendimizin ihtiyaçlarına uygun yeni işbirlikleri ile cevap verdik. Bugün 49. gününe giren Zeytin Dalı Harekatı'nı yürütüyoruz. Burayı emin bir belde haline yeniden getirmenin mücadelesini veriyoruz, vereceğiz. 3171 şu ana kadar. Sayıyı altıktan sonra bu artmıştır. 815 kilometre karelik alanın üzerindeki bölgeyi kontrolümüz altına getirdik. Burada da 2 bin kilometre karelik alanı kontrolümüz altına alacak Afrinli kardeşlerimizi kendi evlerine göndereceğiz. Afrin'e 6 kilometre kare falan Cinderes'ten kalmıştır. Evler tek tek elden geçiriliyor. Bölücü terör örgütü çocukları, kızları, bıyıkları bile terlememiş körpe delikanlıları anne babalarının gözü önünde öldürüyor. Ükemizden birileri de hala çıkıp bizim Afrin'de ne işimiz var diyebiliyor. Üstelik bunlar Türkiye'de siyaset yapıyor. Biz teröristleri Afrin'de imha etmezsek onların eylem yapacağı tek yer Türkiye'dir. Kimse kendini kandırmasın. Başkalarını kandırmaya da çalışmasın.
"BUGÜN AFRİN'DEYİZ, YARIN MÜMBİÇ'TE"
Suriye'deki mesele herhangi bir kesimin kendi hakkını, hukukunu koruma çabası değildir. Amaç bölgemizin bağrına kanatılacak bir hançer sağlamaktadır. Bu hançeri tutan el de, ondan fayda sağlayacak olan da bellidir. Kimse bizden böyle bir hançerin saplanmasına rıza göstermemizi beklemesin. Bugün Afrin'deyiz, yarın Mümbiç'te olacağız, ertesi gün Fırat'ın doğusunun Irak sınırına kadar teröristlerden temizlenmesini sağlayacağız.
KREDİ DERECELENDİRME KURULUŞLARINA TEPKİ
30 milyar doları aşkın bir harcamayı biz sadece Suriyeli mülteci kardeşlerimize yaptık. Bunda STK'larımızın, belediyelerimizin katkısı var. Gecelik faizlerin yüzde 7500'leri bulduğu o ülke hamdolsun geride kaldı. Siz bakmayın kimi kredi derecelendirme kuruluşlarının ali cengiz oyunlarına. Onların tek derdi Türkiye'yi köşeye sıkıştırarak bundan nemalanacaklara yol açmaktır. Sizin kredi derecelendirme kuruluşları olarak verdiğiniz notlar bizim karne notu değildir. Bizim karne notu halkımızın notudur. Senin ölçü ne ya? Önce ölçünü ortaya koy. Yanımızda komşu batmış bitmiş bir anda 4 kademe yükseltiyorsun. Türkiye ekonomisi ile ilgili de kalkıp yok durağanmış, yok bir derece indiriyormuş. Sizi de çok iyi tanıyoruz. Sen neye bakıyorsun? Bunlarda ölçü siyaset...