Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Cumhurbaşkanlığı Külliyesi'nde düzenlenen Kabine Toplantısı'nın ardından millete seslendi.
Konuşmasına, kendisini dinleyenleri selamlayarak başlayan Erdoğan, bir ayı aşkın bir sürenin ardından bugün yapılan Kabine Toplantısı'nda sağlıktan tabii afetlere, ekonomiden eğitime ve dış gelişmelere kadar Türkiye'nin gündemindeki birçok meseleyi görüştüklerini belirtti.
Bir süredir maruz kalınan kuraklık, yangın ve sel felaketleri sebebiyle Türkiye'nin üzüntülü günler geçirdiğini dile getiren Erdoğan, Anadolu'nun pek çok yerinde kuraklık sebebiyle tarlaların biçilmeden sürüldüğüne dikkati çekti.
Erdoğan, neredeyse 4 haftadır gündemde olan büyük çaplı orman yangınlarının küresel bir sorun haline dönüştüğüne işaret ederek, Türkiye'de 2021 yılında 54 farklı ilde çıkan yangınlarda yaklaşık 150 bin hektarlık alanın etkilendiğini aktardı.
Tarihin bu en büyük yangınlarında zarar gören alanların 82 bin hektarının Antalya'da, 62 bin hektarının da Muğla'da olduğunu belirten Erdoğan, buna karşılık son dönemde Rusya'da 3 milyon hektarlık, Amerika'da 3 milyon hektardan fazla, Kanada'da 3 milyon hektara yakın, Meksika'da ise 600 bin hektarlık alanın yandığını kaydetti.
Avrupa'nın pek çok ülkesinin yangınlarla boğuştuğunu dile getiren Erdoğan, şöyle konuştu:
"Ülkemizdeki yangınların en azından bir kısmında terör örgütlerinin sabotaj şüphesi olmakla beraber genel bir afet haliyle karşı karşıya bulunduğumuz açıktır. Son 1,5 asrın rekorlarının kırıldığı bu dönemde 40 dereceyi bulan hava sıcaklığı, 80 kilometreyi bulan rüzgar hızı ve yüzde 9'lar seviyesine inen nem oranı sebebiyle yangınların önüne geçilmekte zorlanılmıştır. Manavgat'ta başlayan ve giderek yayılan yangınlara karşı devletimiz ilk andan itibaren tüm imkanlarıyla mücadelesini vermiş, vatandaşlarımızın yanında yer almıştır. Böylesine bir felaketi dahi istismar edenlere rağmen, milletimizle birlikte bu büyük afetin üstesinden gelmeyi başardık. Yangınlara toplam 18 uçak, 68 helikopter, 9 insansız hava aracı, binin üzerinde arazöz, 680 iş makinesi, 6 binden fazla personel ve binlerce gönüllü ile müdahale edilmiştir. Ayrıca diğer kurumlar ve belediyelerden de 8 binin üzerinde personel ve binin üzerinde araç desteği sağlanmıştır."
En son Köyceğiz ile büyük yangınların tamamının kontrol altına alındığını belirten Erdoğan, soğutma çalışmalarının sürdüğünü söyledi.
Cumhurbaşkanı Erdoğan, sadece 28 Temmuz'dan sonra başlayan yangınlarda ormanların yanı sıra 72 bin dekar ekili ve dikili alan, bin dekara yakın sera, 2 bin 590 ton depolu ürün, 2 bin 600 tarımsal yapının zarar gördüğüne dikkati çekerek, bunun yanında yangınlarda 395 büyükbaş hayvan, 4 bin 505 küçükbaş hayvan, 7 bin 749 arı kovanı, 29 bin 600 kanatlı hayvanın itlaf olduğunu aktardı.
Yangınların en yoğun olduğu dönemde Türkiye'ye uçak ve helikopter dahil çeşitli araçlar ile yangın söndürme ekipleri gönderen dost ülkelere bir kere daha şükranlarını sunan Erdoğan, şunları ifade etti:
"Orman yangınları ile mücadelemize destek için Rusya'dan gelen bir uçağın Kahramanmaraş'ta düşmesi sonucu 5'i Rus ve 3'ü Türk 8 personelin hayatını kaybetmiş olmasından milletçe büyük bir üzüntü duyduk. Aynı şekilde yangınlar sırasında hayatını kaybeden orman işçilerimizin ve vatandaşlarımızın acısı da yüreğimizi yakıyor. Orman yangınlarıyla canları pahasına mücadele eden kahramanları, milletim adına hiçbir zaman unutmadık, unutmayacağız. Yangınlarda maddi zarar gören vatandaşlarımızın kayıplarının telafisi için gereken her türlü çalışma yürütülmektedir. Zarar tespitleri yapılmıştır. Buna göre yıkık, acil yıkılacak ve ağır hasarlı olarak sadece Antalya ve Muğla'da 2 bin 486 bağımsız bölüm belirlenmiştir. Evleri tamamen kullanılamaz hale gelen vatandaşlarımıza en geç bir yıl içinde yeni konutları teslim edilecektir. Tüm hayvan kayıpları hibe olarak karşılanacaktır. Bitkisel üretim alanlarının ihyası için ihtiyaç duyulan fide, tohum, fidan gibi ürünler bedelsiz olarak hak sahiplerine verilecektir."
Çiftçileri yüksek katma değerli alternatif tarım uygulamalarına yöneltmek için projeler hayata geçireceklerini dile getiren Erdoğan, "Yanan ormanlarımız Anayasamızın 169'uncu maddesine uygun şekilde tekrar canlandırılacak, tarım ve turizm dahil kesinlikle başka bir amaç için kullanılmayacaktır. Bu çerçevede ilk etapta 84 milyon vatandaşımızın her biri için 3 adet hesabıyla 252 milyon fidan yıl bitmeden toprakla buluşturulacaktır." dedi.
Cumhurbaşkanı Erdoğan, bugüne kadar 5,5 milyar fidanı toprakla buluşturmuş, ülkesinin orman alanını 2 milyon hektar artırmış bir hükümet olduklarını hatırlatarak, şunları kaydetti:
"Yanan yerleri en kısa sürede yeniden ağaçlandıracağımızdan kimsenin şüphesi olmasın. Yangınların ilk başladığı andan itibaren Tarım ve Orman Bakanımız, Çevre ve Şehircilik Bakanımız, İçişleri Bakanımız, Ulaştırma ve Altyapı Bakanımız, Enerji Bakanımız, Dışişleri Bakanımız sürekli bölgede bulunmuşlardır. Diğer bakanlarımız da zaman zaman bölgeye giderek, kendi alanları ile ilgili çalışmalara katılmışlardır. Ayrıca milletvekillerimiz, bakan yardımcılarımız, kurum yöneticilerimiz de sahayı paylaşarak çalışmaların koordinasyonunda görev almışlardır. Kızılay, AFAD gibi kuruluşlarımız buralarda sürekli görev icra etmişlerdir. Aynı şekilde Silahlı Kuvvetlerimiz, Kara Kuvvetlerimiz, bunun yanında Jandarma bütün imkanlarıyla seferber olmuştur."
Bizzat yangın bölgelerine giderek, sürekli buradakilerle temas halinde olarak süreci yakından takip ettiklerini belirten Erdoğan, afet bölgesi ilan edilen yerlerdeki vatandaşlara pek çok destek ve erteleme imkanı sağladıklarını anımsattı.
"Bu büyük afetten gereken dersleri elbette çıkardık." diyen Erdoğan, yaşanan tecrübelerin ışığında orman yangınları ile mücadele konusundaki planlar ve uygulamaları gözden geçirerek, böylesine büyük afetlere karşı daha hazırlıklı olunmasını sağlayacaklarını söyledi.
Bu çerçevede, özellikle sorumlu kurumların kapasitelerinin genişletilmesi konusunda kapsamlı bir çalışma yapılacağını ifade eden Erdoğan, aynı şekilde afetlerde daha güçlü, etkin ve kapsayıcı bir koordinasyon için de gereken adımların atılacağını vurguladı.
Cumhurbaşkanı Erdoğan, yaşanan bu büyük yangınlar için millete bir kez daha "geçmiş olsun" dileklerini iletti.
İç Anadolu'da bazı bölgeler kuraklıkla mücadele ederken, güneyde yangınla kavrulurken, Karadeniz kıyılarındaki şehirlerin sel felaketine maruz kaldığını anımsatan Cumhurbaşkanı Erdoğan, "Doğu Karadeniz'de Rize ve Artvin'de, Batı Karadeniz'de ise Bartın, Sinop ve Kastamonu'da kısa sürede yağan büyük miktarlı yağışların yol açtığı sel afetleri yaşanmıştır. Kastamonu'nun Bozkurt ilçesinde metrekareye 453 kilogram, Küre'de 394 kilogram, Devrekani'de 386 kilogram, Bartın'ın Ulus ilçesinde 362 kilogram, Sinop'un Ayancık ilçesinde 331 kilogram yağış düşmüştür." bilgisini verdi.
Bozkurt'ta son 5 yılın ağustos ayı yağış ortalamasının 31,5 kilogram, yıllık yağış miktarının ise 774 kilogram civarında olduğunu anımsatan Erdoğan, şöyle devam etti:
"Bu afette birkaç günde 453 kilogram gibi bir seviyeye çıkmıştır. Afet yaşanan öteki ilçelerimizde de benzer tablolarla karşı karşıyayız. Sadece 2,5 günlük yağışları ifade eden bu rakamlar ülkemizin diğer pek çok yerindeki yıllık yağış toplamının bile birkaç kat üzerindedir. Böylesine büyük bir yağışa hiçbir altyapının dayanması mümkün değildir. Yüksekliği 5 metreyi bulan sel suları, önlerine gelen her şeyi sürükleyip denize doğru atmıştır.
Ülkemizin hemen her şehrinde olduğu gibi buralarda da elbette imardan ve yapıdan kaynaklanan sorunlar vardır ama karşımızda tarihte ender rastlanacak bir afet olduğu gerçeğini de göz ardı edemeyiz. Sel sularının yerleşim yerlerini tehdit etmeye başladığı andan itibaren tüm kurumlarımız harekete geçmiştir. İçişleri Bakanımız, Çevre ve Şehircilik Bakanımız, Ulaştırma ve Altyapı Bakanımız, Enerji Bakanımız, Kültür ve Turizm Bakanımız ilgili diğer tüm yöneticilerimiz çalışmalara bizzat nezaret etmektedir."
Kimi yerleşim merkezlerinin kara bağlantılarının tamamen kesildiği için müdahalelerin belli bir süre sadece hava yoluyla ve botlarla yapıldığını anımsatan Cumhurbaşkanı Erdoğan, daha sonra bu bölgelerin kara bağlantısının Türk Silahlı Kuvvetleri tarafından kurulan portatif köprülerle tekrar sağlandığını söyledi.
Cumhurbaşkanı Erdoğan, halihazırda bölgede 10 bin 245 arama tarama ve kurtarma personeli, 1208 araç, 1292 iş makinesi, 1 sahil güvenlik korveti, 4 Sahil Güvenlik botu, 48 bot, 22 helikopter, 2 insansız hava aracı, 3 jandarma insanlı keşif uçağı, 83 ambulans, 54 UMKE aracı, 18 itfaiye aracı, su baskınlarının temizlenmesi için gereken yüzlerce araç gereç, mobil enerji ve haberleşme araçlarının görev yaptığını belirtti.
Mobil jeneratörlerin helikopterlerle dağ başlarına çıkarıldığını anımsatan Erdoğan, "Orada da evlere elektrikler verilmiştir. Sel suları altında kalan yerlerdeki vatandaşlarımız hava ve kara araçlarıyla güvenli bölgelere taşınmıştır. Evleri, iş yerleri, araçları su ve moloz yığınları altında kalan vatandaşlarımızın iaşe ve ibate ihtiyaçları için gereken tedbirler alınmıştır." dedi.
En büyük üzüntünün can kayıpları olduğunu vurgulayan Erdoğan, şu ana kadar sele kapılan 78 vatandaşın cenazesine ulaşıldığını ve kayıp olduğu bildirilen vatandaşların arama çalışmalarının devam ettiğini söyledi.
Hayatını kaybeden vatandaşların çoğunluğunun Bozkurt'ta olduğunu belirten Cumhurbaşkanı Erdoğan, "Sinop Ayancık'ta da ciddi can kaybımız vardır, Bartın'da kaybolan bir vatandaşımızın naaşına ulaşılmıştır. Sellerde hayatını kaybeden vatandaşlarımıza bir kez daha Allah'tan rahmet, yakınlarına ve milletimize başsağlığı diliyorum. Yağışların Karadeniz'in farklı bölgelerinde devam edeceği görülüyor. Buradan bölgedeki vatandaşlarımızı sel baskınlarına karşı dikkatli olmaya, kurumlarımızı tedbirlerini artırmaya davet ediyorum." dedi.
İklim değişikliğinin yol açtığı tabiat olaylarının artarak süreceğinin anlaşıldığını vurgulayan Erdoğan, şöyle devam etti:
"Esasen ülkemizin deprem, sel, heyelan, yangın, kuraklık dahil her türlü tabii afete karşı müdahale konusunda iyi bir birikimi, hazırlığı, teçhizatı vardır. AFAD başta olmak üzere bu konuda sorumluluk sahibi kurumlarımız ülkemizin sınırlarını aşan başarılara imza atmaktadır. Ancak yaşadığımız hadiseler, bu konudaki kapasitemizi daha da geliştirmemiz gerektiğine işaret ediyor. Devlet, en çok da zor zamanlarında, kötü günlerinde vatandaşının yanında olmak, onun yaralarını sarmak için vardır. Felaket ne kadar büyük olursa olsun devletin hazırlığının da ona göre artması gerekiyor.
Deprem hazırlıkları konusunda kapsamlı bir çalışma zaten yürütüyoruz. İlaveten orman yangınları, sel baskınları ve heyelan afetleri ile kuraklığa karşı planlarımızı gözden geçirip yenileyeceğiz. Daha etkin koordinasyon, daha hızlı müdahale, daha eğitimli arama kurtarma birimleri, daha güçlü araç-gereç altyapısı için gereken adımları atıyoruz ve süratle atacağız. Afetler konusundaki ihtisas kurumumuz AFAD'ı daha da güçlendireceğiz. Ayrıca Türk Silahlı Kuvvetleri, Jandarma, Emniyet gibi altyapısı güçlü birimlerimizin mevcut imkanlarını daha etkin değerlendirecek bir sistem kuracağız." "Vatandaşlarımız müsterih olsun"
Cumhurbaşkanı Erdoğan, şunları kaydetti:
"Milletimizi nasıl terör örgütlerinin, darbe heveslerinin, istiklalimize ve istikbalimize göz diken alçakların, ekonomimize tuzak kuranların tasallutuna bırakmadıysak tabii felaketler karşısında da yalnız bırakmayacağız. Vatandaşlarımız müsterih olsun, elbette giden canları geri getiremeyiz ama bunun dışındaki her türlü kaybı, zararı telafi edecek güce, imkana, kararlılığa hamdolsun sahibiz. Türkiye'yi bir daha geçtiğimiz günlerde 22'nci yıl dönümüne ulaştığımız 1999 depreminin ardından şahit olduğumuz çaresizlik görüntülerine mahkum etmemek için her türlü tedbirleri alıyoruz, almayı da sürdüreceğiz. Son dönemdeki Van, Elazığ, İzmir depremlerinin ardından dünyada örneği görülmedik bir hızla şehirlerimizi nasıl ayağa kaldırdığımızı en iyi milletimiz biliyor. Güneyimizdeki yangın ve kuzeyimizdeki sel felaketleri konusunda da aynısını yapacağız." Aşılama oranı düşük iller
Cumhurbaşkanı Erdoğan, "Bu illerimizden başlayarak tüm vatandaşlarıma bir kez daha aşılarını derhal olmaları çağrısında bulunuyorum. Aşı olmayan üniversite öğrencilerimiz ve üniversite çalışanlarımızdan düzenli PCR testi yaptırmalarını talep edeceğiz. Uçak ve şehirler arası otobüs yolculuğu için zorunlu PCR testi uygulamasını devreye alacağız." şeklinde konuştu.
Cumhurbaşkanı Erdoğan şunları söyledi:
"6 Eylül'de yüz yüze eğitimin başlamasıyla henüz aşı olmamış öğretmen ve personelin haftada en az 2 defa PCR testi yaptırmasını isteyeceğiz. Konser, tiyatro ve sinema gibi insanların toplu olarak bulunduğu faaliyetler için de zorunlu PCR testi uygulamalarını devreye alacağız."
Cumhurbaşkanı Erdoğan, "Türkiye, elbette isteyenin istediği gibi elini kolunu sallayarak girip çıkabileceği, dilediği gibi hareket edebileceği sahipsiz bir ülke değildir."
Erdoğan sözlerine şöyle devam etti:
"Ana muhalefetin veya ana muhalefetin yanındaki muhaliflerin dediği gibi 1,5 milyon Afgan ülkemizde kesinlikle yok. Bunların hepsi birer yalan. Gayemiz öncelikle bu ülkenin istikrarı ve güvenliği olduğu için gerekirse Taliban'ın kuracağı hükümetle de görüşüp, ortak gündemlerimizi konuşacağız. Türkiye elbette yol geçen hanı değil. Bu ülkenin kanunlarına, kurallarına, düzenine uymayanların kaos çıkartacak tavırlar sergilemesine asla izin vermeyiz. (Sığınmacılar) Kamu güvenliğini tehdit edecek şekilde bu insanların hayatlarına kast edenleri, yağmaya yeltenenleri asla affetmeyiz. Türkiye'nin, Avrupa'nın mülteci ambarı olmak gibi bir görevi, sorumluluğu, mecburiyeti yoktur. Ülkemizde hukuk herkes içindir. Misafirlerimiz de bunun dışında değildir. Ancak sığınmacıları kirli gündemlerine meze etmek isteyenlere de göz yummayız. (Sığınmacılar) Bu konuda kurumlarımızın yürüttükleri kapsamlı çalışmaları hızla sonuçlandırıp orta vadede meseleyi tamamen çözeceğiz."