Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan, ABD'nin başkenti Washington'ın en prestijli düşünce kuruluşlarından Brookings Enstitüsü'nde konuştu. Erdoğan, PKK'nın Diyarbakır'daki bombalı saldırısı sonucu hayatını 7 güvenlik görevlisine Allah'tan rahmet dileyerek konuşmasına başladı. "Küresel sorunlar ve Türkiye'nin 2023 hedefleri" başlıklı panelde konuşan Erdoğan, "Köşeye sıkışan PKK'nın bu saldırısını sert bir dille kınıyorum" dedi.
Erdoğan'ın konuşmasından satır başları şöyle:
"Terör örgütü bu tip eylemlerle alçak ve kirli yüzünü göstermektedir. İnşallah terör belasını bu ülkenin önünde bir engel olmaktan çıkaracağız. Çeşitli kılıflar altında himaye gören terör bu cesaretle ülkemizi, vatandaşlarımızı hedef almayı sürdürüyoruz. Tahammülümüz kalmamıştır. Bu saldırıların Avrupalı ülkeler başta tüm dünyanın PKK ve uzantılarının gerçek yüzünü görmesine vesile olmasını diliyorum.
Günümüzde insanlık, bilimde, teknolojide, tıpta ve daha birçok alanda tarihteki en ileri noktasındadır. Uzayın derinliklerinden insan vücudundaki en ince ayrıntılarına kadar fevkalade geniş bir ilgi alanına sahibiz. Dijital devrim ve internet hayatı giderek daha çok kolaylaştırıyor. Bu aynı zamanda karşımıza yeni güçlükler, başta güvenlik olmak üzere yeni sınamalar çıkardı. İklim değişikliği, yoksulluk, açlık, düzensiz göç, terörizm gibi ortak sorunlar tüm dünyayı derinden etkiliyor. Biri diğerinden daha az önemli olmayan meseleler. Uluslararası toplum olarak yapmamız gereken küresel sorunlara nasıl kapsamlı çözümler bulabileceğimizi tartışmaktır. Bugün uluslararası toplumun eli kanlı diktatörleri durdurmak bir yana, teröristlere terörist demekte bile zorlandığı günlerden geçiyoruz.
Bugün dünya gündemini meşgul eden en önemli krizler Türkiye'nin etrafında yaşanıyor. Adeta kuşatılmış bir ülke konumunda. Öncelikle şunu ifade etmek isterim ki, etrafımızdaki krizler bizim insan odaklı yaklaşımımızda sapmaya yol açmadı, açmayacaktır.
FİLİSTİN DEVLETİ KURULMALIDIR
Bağımsız ve egemen bir Filistin devleti kurulması şarttır. İsrail'den beklentilerimizi ifade etmiştim. İsrail'in özür dilemesiyle süreç başladı. Ambargonun kaldırılması önemli bir başlık. Filistin'in günde yaklaşık 4 saatlik enerji imkanı var. Enerji gemisiyle Gazze'ye elektrik enerjisi verilebilmesi, halkın enerji imkanını sağlayabilmesi temennimizdir. Gerek denizden su temini yoluyla adım atmak, gerekse sondaj yoluyla su temini sağlamak talebimiz var. Arkadaşlarımız iletmiş durumda. Gerek okul, gerek hastane, bu konudaki ihtiyacın giderilmesi konusu. Bir diğer adımda Türkiye üzerinden ayni yardımların Filistin'e, Gazze'ye ulaştırılması konusudur ki, bu konuda görüşmeler devam ediyor. Temenni ediyorum ki Nisan ayı itibariyle bir olumlu bir sonuca varırız.
"İYİ-KÖTÜ TERÖRİST YOKTUR"
Terör değişen şartlara kendini uyarlamayı gayet iyi biliyor. İnsanoğlunun temel korkularını, endişelerini, mağduriyet duygularını, inançlarını sömürerek kendine zemin oluşturan terörün hiçbir insani ve ahlaki değeri bulunmuyor. Bu hastalıklı zihniyetin kökünü kurutmak için daha çok çaba göstermeliyiz. Tüm terör örgütlerine karşı aynı kararlılıkla mücadeleye sadık kalınması gerekiyor. Örneğin şu an DAEŞ bir terör örgütü. DAEŞ'e karşı YPG'nin mücadele ettiği, dolayısıyla YPG iyi teröristtir. Böyle bir yaklaşımı kabul etmemiz mümkün değil. Bu örgütlerin hepsi PKK'nın yandaşlarıdır. PKK neyse YPG de odur. Bu anlayışla yaklaşırsak ben şu tespiti yaparım. El Nusra bir terör örgütü değil mi? Terör örgütü... DAEŞ'e karşı savaşıyor. O zaman Nusra da iyi bir örgüt... Böyle mi bakacağız olaylara? Biz el ele vereceğiz. Boko Haram'a da, Eş Şebab'a da aynı anlayışla karşı çıkmalıyız. Başta ABD olmak üzere müttefiklerimiz ve partnerlerimizle işbirliği içindeyiz. Yabancı terörist savaşçıların geçişinin engellenmesi noktasında hiçbir ülkenin göstermediği çabayı gösteriyoruz. Bazı terör örgütlerine karşı tedbir alırken diğerlerine sesiz kalmak uluslararası toplumun vicdanına uygun bir tabloyu yansıtmıyor.
BELÇİKA'YA ELEŞTİRİ
17 Şubat ve 13 Mart'ta Ankara'da vuku bulan saldırılar YPG kamplarında eğitim gören saldırganlar tarafından gerçekleştirilmiştir. İstanbul'daki saldırılar DAEŞ mensubu bir canlı bomba PKK ve YPG'lilerin desteğiyle yapılmıştır. Bu eylemlerle Paris, Brüksel ya da Lahor'da yapılanlar arasındaki fark yoktur. Gaziantep'te yakaladığımız teröristi Belçika'ya bildirdik. Buna rağmen serbest bıraktı. Daha sonra havalimanındaki o acı tabloyu, felaketi yaşadık. Aynı şekilde bizde, güçlü bir iş adamımızı öldüren terörist Brüksel'de elini kolunu sallayarak dolaşıyor. 10 yıl oldu. Kendisini istedik. Teslim edilmiyor. Söylediğimizde, aldığımız cevap şu. “Özgürlüklerden yanayız.” Bu nasıl özgürlük ya? Öldürülen insanın hakkını kim savunacak? Bunu düşünce özgürlüğü olarak tanımlıyorlar. İşveren konumundaki insanı öldürüyorsunuz. Bu anlayışın dünyada tüm ülkeler olarak hep birlikte karşısına dikilmemiz şart. Bu örgütler hiçbir insani, ahlaki değer taşımadıklarını ortaya koymuşlardır. Biz sadece samimiyet, ilkeli duruş istiyoruz. O kadar.
Terörün dini, milliyeti, ırkı, vatanı yoktur. Maalesef İslam dinini terörizmle ilişkilendirmek gibi bir eğilimle de karşı karşıyayız. Antisemitizme karşı olduğumuzu başbakanlığımın ilk yılında açıklamış bir liderim. Aynı şeyi Batı'dan bekliyorum. Aynı şekilde İslamofobya'ya açıklamaları gerekir. Bir Müslüman olarak bütün bu iddiaları reddediyoruz.