Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan ve Başbakan Binali Yıldırım Ankara'da toplu açılış törenine katıldı. Erdoğan burada yaptığı konuşmada, 2016'da Türkiye'nin 2,9 oranında büyüdüğünü hatırlattı. Cumhurbaşkanı Erdoğan, AB ve OECD ülkelerinin büyüme oranlarının daha düşük olduğunu söyleyerek, "Bize tabii ki 2,9 yetersiz geliyor. Ancak dünyadaki anlı şanlı ekonomi değerlendirme kuruluşları var ya, hani benim her zaman bunlara biraz fırça attığım; 'Bu açıklamalarınız siyasidir. Bunların açıklamalarına bakmayın' dediğim var ya, onların değerlendirmelerinin bir puan üzerinde bunun çıktığını unutmayalım. Bu ne demektir? Ters köşe oldular yine. Bu millet penaltıyı iyi atar" dedi.
Erdoğan'ın konuşmasından satır başları şöyle:
"Cumhuriyet tarihi boyunca verdiğimiz demokrasi mücadelesinin karargâhı hep Ankara olmuştur. Ankara, şu anda anayasa değişikliğine karşı 'hayır' kampanyası yapan ama 'evet' denmesi için ne gerekiyorsa onu söyleyen birisi var ya, işte o zatın partisinin tek parti olarak bu ülkeyi yönettiği dönemde, maalesef millete tepeden bakan, milleti hor gören bir anlayışın hakimiyetine girmiştir. Milletin karargâhı olması gereken Ankara, bu faşist, baskıcı anlayışın istilasına uğramıştır. Can evine ateşler dökülen günlerden geçen milletimiz, kendisine demokrasinin, özgürlüklerin, kalkınmanın yolunu açan herkese dört elle sarılmıştır.
Kardeşlerim, bir vesileyle Ankara'ya gelen Aşık Veysel, Anadolu'dan gelen herkes gibi kılığından kıyafetinden dolayı Ulus'a sokulmamıştır. Bugünkü 'hayır' diyen zihniyet işte Aşık Veysel'i de Ulus'a sokmayan zihniyettir. Hamdolsun bugün Ankara'nın tüm kurumlarında, tüm mahallelerinde; hani dün o caddelerine sokulmayan insanlar var ya onlar ve onların çocukları, torunları yaşıyor. İşte onlar 'evet' diyenler. Rahmetli Menderes'i sadece milletin isyanına kulak verdiği, milletin taleplerini yerine getirdiği için darağacına çıkardılar. Ona sessiz kalanlar, darağacına çekenlerin arkasında duranlar da 'hayır' diyenlerdir.
1960 darbesinden beri Türkiye demokrasi ve kalkınma yolunda ne zaman ileriye doğru adımlar atmışsa hep aynı şey olmuştur. Birtakım eller hemen devreye girmiş, darbelerle, muhtıralarla, koalisyonların sebep olduğu siyasi ve ekonomik krizlerle ülkemiz hep geriye itilmiştir. Türkiye sadece 1991 yılından bu yana istikrarlı bir yönetime sahip olsaydı, bugün nerede olacaktık biliyor musunuz? Şu anda bulunduğumuz yerin tam 2 kat daha ilerisinde olacaktık. Yani bugün kişi başına düşen milli gelir 11 bin dolar, bu durumda şu an itibarıyla 22 bin dolarlık kişi başına düşen milli gelire sahip olacaktık.
Elhamdülillah önceki gün büyüme rakamları açıklandı. Türkiye, 2016 yılında 2,9 büyüdü. Bazıları bu rakamı küçümsemeye kalkabilir. Aynı dönemde AB'nin ortalama büyüme rakamı ne biliyor musunuz? Yüzde 1,5. OECD ülkelerinin ortalama büyümesi ne kadar biliyor musunuz? 1,7. Bize tabii ki 2,9 yetersiz geliyor. Ancak dünyadaki anlı şanlı ekonomi değerlendirme kuruluşları var ya, hani benim her zaman bunlara biraz fırça attığım; 'Bu açıklamalarınız siyasidir. Bunların açıklamalarına bakmayın' dediğim var ya, onların değerlendirmelerinin bir puan üzerinde bunun çıktığını unutmayalım. Bu ne demektir? Ters köşe oldular yine. Bu millet penaltıyı iyi atar.
Şu meydana bak, şu meydanın bereketine bak. Hani bazen diyorsunuz ya, 'Avrupa, Avrupa duy sesimizi' diyorsunuz ya, gör Ankara'yı gör. Öyle kahve köşelerinde 'hayır' kampanyası yapmakla benim bu milletimi aldatamayacaksınız. Avrupa'ya gelen siyasetçilerimizin önünü kesmekle 16 Nisan'ı döndüremeyeceksiniz. İnşallah 16 Nisan'da Avrupa'nın liderlerine, bir kısmı hariç, gereken dersi vermeye var mıyız?"
"Halk oylamasını yapıyoruz, Kılıçdaroğlu çıkmış diyor ki, 'Hayır diyenler teröristtir' diyormuşuz. Kılıçdaroğlu, yine yalan söylüyorsun. Biz demokrasiye öylesine inanmışız ki, bağlı olmuşuz ki, milletin iradesi bizim için en saygın tepe noktadır. 'Evet' diyen ne kadar saygınsa 'Hayır' diyen de o kadar saygındır."
"İsviçre Parlamentosu'nun önünde büyük bir pankart... Benim resmim ve şakağıma dayanmış bir silah. Ne diyor? 'Erdoğan'ı öldürün'. Be dangalaklar, Erdoğan sizin demenizle mi ölecek? Biz bu yola kefenimizi giyerek çıktık. Rabbimin takdiri neyse o olacak. Ne bir an ileri ne bir an geri. Siz o sokaklarda sosyalist partinizi, PKK'lıları, sol terör örgütlerini dolaştırarak, kendi polislerinizle onları koruma altına alarak Türkiye'nin şanından, izzetinden bir şeyleri söküp alacağınızı mı zannediyorsunuz? 16 Nisan geliyor, Türk milleti, 80 milyon, inşallah bütün Batı'nın liderlerine en büyük dersi verecek."