Genişletilmiş İl Başkanları Toplantısı'nda klonuşan Cumhurbaşkanı Erdoğan,
Erdoğan'ın açıklamalarından satır başları;
Sizlerle en son ocak ayında bir araya gelmiştik. Yüksek Seçim Kurulu'nun ilan ettiği resmi sonuçlara göre 755 belediyeyi AK Parti adayları kazandı. Oy oranı olarak da yüzde 44 gibi önemli netice elde ettik. AK Parti olarak bir önceki seçime göre kazandığımız, kaybettiğimiz yerler oldu. Bunların hepsinin değerlendirmesini yaptık, yapıyoruz.
'2023 SEÇİMİNE BAMBAŞKA BİR AK PARTİ OLARAK ÇIKACAĞIZ'
Bundan sonraki seçim 2023 Haziran'ında yapılacak. Her düzeyde kapsamlı çalışmalar yürüteceğiz. Bu tarihe kadar her düzeyde kapsamlı çalışmalar yürüteceğiz. İnşallah 4 yıl sonraki seçimlerde milletimizin karşısına, kurulduğu günkü heyecanı ile ve artık 22 yılı bulacak tecrübesiyle bambaşka bir AK Parti olarak çıkacağız. Kendimizi sürekli yenileyerek, tazeleyerek maziden atiye kurduğumuz köprüyü güçlendireceğiz. Tüm kademelerimizle sancımız öyle bir sancı ki bunu çekeceğiz, sandıktan arzu ettiğimiz neticeyi de alabilelim.
'AK PARTİ HALKA TEPEDEN BAKAN SİYASETÇİLERİN YERİ DEĞİLDİR'
Meclis tatile girdiğine göre, milletvekillerimizin faaliyetlerini bu doğrultuda yapmamız gerekiyor. Vaktimizin büyük bölümünü bu hedefe ulaşmak için ayırmamız şarttır. AK Parti sırça köşklerde siyaset yapan, halka tepeden bakan siyasetçilerin yeri değildir. Kendinde hamallığını üstlendiğimiz yükü taşıma mecali bulamayanlar bayrağı arkadaşına bırakmalıdır.
'BÜYÜK ZAFERLER ÖNÜMÜZDE DURUYOR'
Geçtiğimiz 1 asır boyunca yeni arayışlar peşinde koştuk. 21'inci asır yeniden dirilişimin, Rabbimize ve kendimize dönüşümüzün asrı olacaktır. AK Parti kadroları olarak büyük şahlanışa öncülük edebilirsek ne mutlu bize. Bugüne kadar yaptıklarımızla Türkiye'yi demokrasiden ekonomiye, altyapıdan dış politikaya kadar gerçek anlamda bağımsız ülke haline getirmeyi başardık. Büyük zaferler önümüzde duruyor. Rabbim ömür, sağlık ve imkan verdikçe kendim de bu yolda yürümeye devam edeceğim.
'AK PARTİ'NİN SEÇİM MANİFESTOSU 11 BAŞLIKTAN OLUŞUYORDU'
Hiç şüphe yok ki Allah doğruların yardımcısıdır. Seçimlerden 2 ay önce 31 Ocak 2019 tarihinde mahalli seçimlerde taahhütlerimizi kamuoyuna ilan ettik. Gönül belediyeciliği ile AK Parti'nin insan merkezli ilkelerini içeren bu belge 11 başlıktan oluşuyordu. Bu belgeyle milletimize şehir planlarını hazırlama sözümüz var. Altyapı ve ulaşım sorunlarını çözme taahhütte bulunduk. Kentsel dönüşüm çalışmalarını vatandaşlarımıza ve şehirlerimize yönelik yürütmeyi ilan ettik. Akıllı şehirler uygulamalarıyla teknolojinin tüm uygulamalarını insanımıza sunacağız dedik. Sosyal belediyecilik çalışmalarına öncelik vererek insana dokunan hizmetlere öncelik vereceğimize ahdettik.
Biz muhalefet adaylarının yaptıkları gibi atıp tutup sözümüzü inkar etmedik. Hemen inkara başladılar. Sanki kasada ne var ne yok bilmiyormuş gibi konuşmaya başladılar. Daha durun, önümüzde çok önemli süreç var. Ne yapacağınızı, ne yaptıklarınızı göreceğiz. AK Parti'nin belediye meclis üyeleri denetim görevini en iyi şekilde yapacaklardır. İstanbul, Ankara gibi bir ilde kahir ekseriyet AK Partili meclis üyelerinde. Onların düşünceleri ve tavrı eleştiriye tabi. Parlamentoda böyle bir ekseriyet söz konusu değil. AK Parti'nin parlamentoya getirdiği yasa tasarısı bunu engellemek için elinizden geleni yapıyorsunuz, bu sizin için meşru; ama yerel yönetimlerde gayrimeşru. Nasıl bir iş bu? Demokrasinin gereği neyse AK Parti'nin üyeleri bütün görevlerini milletin hayrına olacak şekilde devam ettirecektir. Bunun için de şerde fren, hayırda... Yöntemimiz bu olacak. Ne aldanan olacağız, ne aldatan. Verdiğimiz sözleri yerine getirdik, getiriyoruz.
'BAY KEMAL'İN İŞİ SÜREKLİ YALAN'
18 yıl önce göreve geldiğimizde evinde arabası bulunmayan şimdi bir araba, iki araba... Çiftçimizin traktörü, biçerdöveri yokken şimdi Anadolu'nun her yerinde. Şimdi her evin bahçesinde traktör var, biçerdöver var. Bay Kemal'in işi sürekli yalan, başka işi yok.
Bunlar konuşuyor olabilir, bizim söylediklerimizi yapma mecburiyetimiz var. Her bir başkanımızın bu ilkeleri yazıya döküp masasından eksik etmemesi gerekiyor. Biz de bu konunun takipçisi olacağız. Yürütülen faaliyetleri bu ilkeler çerçevesinde değerlendireceğiz. Amacımız şehirlerimizde bu ilkeler doğrultusunda köklü bir değişimi gerçekleştirmek olmaktır.
'BUNU BAŞARDIĞIMIZDA KANDİL DİYE BİR MESELEMİZ KALMAYACAKTIR'
Her karış toprağı şehit kanıyla sulanan bir ülkede yaşıyoruz. Son 17 yıldır tüm gücümüzle mücadele ediyoruz. Gezi olaylarından 15 Temmuz!a kadar pek çok olayı püskürttük. Ülkemizin güney sınırında terör koridoru projesini bozduk. Buna rağmen Fırat'ın doğusunda aynı gayret sürüyor. 1984 yılından beri terör saldırılarının merkezi olan Kuzey Irak'ta Pençe-1 ve Pençe-2 ile kalıcı çözümler buluyoruz. Amacımız bir güvenlik hattı oluşturmaktır. Bunu başardığımızda Kandil diye bir meselemiz kalmayacaktır. Fırat'ın doğusundaki terör örgütleriyle Kuzey Irak'takilerin bağlantısını kesmiş olacağız.
ABD'YE 'S-400' VE 'F-35' MESAJI
Erbil'de konsolosluk görevlimize yapılan saldırı, harekatın ne kadar etkili olduğunun göstergesidir. bu saldırıyı yapanları da yakaladık. Eksik varsa ya da başarılı bir operasyonla diğerlerini de inlerinde etkisiz hale getirdik. Biz PKK başını Kandil'den koparmadıkça bu tür saldırılar devam edecek. Irak ve İranlı yetkililerle görüş birliği içindeyiz. ABD ile güvenli bölge oluşturma görüşmelerimiz sürüyor. Türkiye'nin Rusya'dan satın aldığı S-400 için ABD'nin aklıselimle hareket edeceğini umuyorum. Nisan 2020 bu sistemleri aktif olarak kullanmaya başlayabileceğiz. F-35 projesinden dışlanma tehditleri başta olmak üzere, ülkemizin güvenlik önceliklerinden bizi alıkoyamayacağını ifade etmek istiyorum. Türkiye'ye daha fazla adaletsizlik yapılmamalı. Biz üzüm yemenin peşindeyiz. Güvenlik ihtiyaçlarımız neyi gerektiriyorsa yapacağız. Birkaç yıl sonra bu konuda başka bir Türkiye manzarasıyla karşılaşacağız. Türkiye kalesinde gedik açtırmayacağız.
'BU KORİDORU PARAMPARÇA ETMEKTE KARARLIYIZ'
Bu kutlu yürüyüşü durdurmak için kurulan tuzaklar hazırlayanların başına geçecektir. Elbette eksiklerimiz ve hatalarımız olabilir. Hiç kimse samimiyetimizden gayretimizden şüphe edemez. Bugüne kadar elde ettiğimiz tüm başarıların gerisinde bu anlayışla hareket etme gayretimiz var.
Biz Fırat'ın doğusundaki terör koridorunu paramparça etmekte kararlıyız. Şu ana kadar bunu başarıyla yürüttük. Avrupa, ABD ambargoları bizi bu sorunu çözmekten alıkoyamayacaktır. Ne yapılması gerekiyorsa yapıyoruz ve yapacağız. Bir yerlerden izin almamıza gerek yok.
'KABADAYILIK YAPAN YA TOPRAĞIN ALTINA GİRECEK YA ZİLLETE TESLİM OLACAK'
Kendi göbeğimizi kendimiz kesmemizi biliriz. Kabadayılık yapan ya toprağın altına girecek, ya zillete teslim olacak. Aklıselim sahibi herkese sesleniyorum; gelin bu PYD denilen örgütü tasfiye edelim. Türkiye'de yaşayan Suriyeli kardeşlerimizden 330 bini Suriye'ye geri döndüler. Kapasite doldu. Daha fazla kardeşimizin dönmesi için Münbiç ve Fırat'ın doğusunu güvenli hale getirmemiz gerekiyor. Bizim buna acil ihtiyacımız var. Hiçbir ülke nüfusunun yüzde 5'i kadar mülteciye evsahipliği yapmamıştı, yapmaz. Türkiye bu fedakarlığı sergileyerek insanlığın ahlakını kurtardı. Bizim lafa değil, parasal destekleri verin. Batı bu. Biz batı değiliz, farklıyız.
'PARAMIZLA ALACAĞIZ, KİM VERİRSE ONA GİDECEĞİZ'
Şimdi F-35'le biz 1 milyar 430 milyon dolar ödeme yapmışız. 4'ünü teslim ettiler ülkemize gelmesine müsaade etmiyorlar. Sonra Patriot satmayıp niye S-400 alıyorsunuz diyorlar. Şimdi ABD kongresine sesleniyorum; biz Obama döneminde Patriot almayı arzu ettiğimizde siz vermediniz. Şimdi Sayın Trump döneminde yine engel olmaya çalışıyorsunuz. Paramızla alacağız. Kim verirse ona gideceğiz. Rusya ile her türlü anlaşmamızı yaptık. Siz yine de verecekseniz biz sizden Patriot alırız dedik. Kusura bakmayın, biz şu anda bütün tedbirlerimizi en ideal şekilde almak zorundayız. F-35 vermiyor musunuz, biz o konuda da yine tedbirlerimizi alır, başka yerlere döneriz. Bu konuda da çalışmalarımızı yapıyoruz. Biz eli bağlı duramayız.
Kıbrıs'ta bizim soydaşlarımız var. Biz Kıbrıs'ta garantörüz. Biz kabile devleti değiliz.
'BÖYLE GİDERSE B KONUDA DÜŞÜNMEK ZORUNDA KALACAĞIZ'
Savunma sanayinde düne kadar kapılarında dilenci gibi beklettiler. Sayın Bush bir gün bana 'Sayın Başbakan, size bu yapılanı kabul etmem' dedi, çağırdı, Colin Powell'ı çağırdı 'Bu böyle olmaz. 24 saat, 48 saat İHA'ları vereceksiniz' dedi. Bu yeter mi? Biz doğuda, güneydoğuda terörle mücadele içindeyiz. Bizi terörle mücadelede yanlız bırakan stratejik ortaklar var. Biz NATO üyesiyiz. Bu komşular bizi mal sahibi yaptılar. Şimdi İHA'mız var, SİHA'mız da var. Mühimmatları da üretiliyor. Akıllı bomba alacağız Sayın Obama ile konuştuk, 'Halledeceğiz' dedi. Hala halledecekler. Şimdi biz üretiyoruz. Bu yönde de faydaları var. Şimdi SİHA'nın ötesine geçiyoruz. Bir üst sınıfı dünyada yok gibi o üretiliyor. Bir iki ay içinde onun test çalışmaları başlayacak. Çok farklı yere geliyoruz. Kendi savaş uçağımızı da yapacağız. Başka çaremiz yok. Sayın Trump'a Osaka'da onu söyledim, 'Sizden Patriot almadıysak da sizden biz, 100 yeni nesil Boing alıyoruz. Bu alışveriş değil mi? Yine de vereceksinzi verin.' Bu yeni nesil Boing'in birisi geldi. Ödemesini yapıyoruz, biz iyi müşteriyiz. Böyle giderse bu konuda da düşünmek zorunda kalacağız.
SERT İSRAİL VE AB AÇIKLAMASI
İsrail'in yanında kimler yer alıyorsa, biz onların karşısındayız. Doğu Kudüs'te evleri başlarına yıkılan ve açlığa mahkum edilen Filistinlilere kulaklarını tıkayanlar kendi değerlerini kendi elleriyle yıkanlardır. Biz AB'yi en büytük ticari ortağımız, yol arkadaşımız olarak görüyoruz, görmeye devam etmek istiyoruz. Tam üyelik müzakerelerinde AB'nin verdiği sözleri açıkça çiğnediğini unutmadık. Mülteci meselesiyle yükümlülüklerimizi yerine getirmemize rağmen, vize muafiyetinin üzerine yattıklarını biliyoruz. Türkiye hala Avrupa'nın en yakın, en güçlü, en karlı, potansiyeli en yüksek ortağı. Öyle de kalmalı, yeter ki Avrupalıların da öyle olduğunu görelim. Suriye ve Doğu Akdeniz'deki hassasiyetlerimiz başta olmak üzere AB ile daha geniş uzlaşma zemini elde edeceğimize inanıyorum.
EKONOMİ AÇIKLAMASI
Biz ekonomiyi güvenliğimiz kadar önemli görüyor, sıkıntıların çözümü için çalışıyoruz. 1 yıl önce tarihimizin en büyük finansal saldırısına uğradık. Benzer bir saldırıya maruz kalan Rusya, rezervlerinin erimesine, faizlerinin iki kat artmasına rağmen durumu 4 yılda kontrol altına alabilmişti. Biz de bir yılda bu saldırıların etkilerini önemli ölçüde giderdik. 31 Mart seçimlerine birkaç gün kala gerçekleştirilen ikinci saldırıyı da süratle etkisiz hale getirdik. Kredi derecelendirme kuruluşlarının nasıl tavır aldıklarını hatırlayın. Bunlar kendilerine göre bu kararları alıyor.
Bu kararlar siyasi, samimi değil. Aldılar da ne oldu? Biz yolumuza kararlı bir şekilde devam ediyoruz. Saldırı kanallarını kapattık. Swap piyasasına ilişkin düzenlemeler yaptık. Bankalardaki döviz likitidesinin yurti çinde kalması sağlandı. Bu konudaki kararlılığımız sürüyor. Başaracağız.
Varlığa dayalı menkul kıymet ihracı ile sermaye piyasalarına olmayan bir ürün kazandırıldı. Böylece ülkemize 4 milyar liranın üzerinde finansman sağlandı. Kuru 9-10 liraya çıkarmaya çalışanların heveslerini kursaklarında bıraktık.
'MERKEZ BANKASI 425 BAZ PUAN DÜŞÜŞE GİTTİ, NE OLDU? BATTIK MI, BİTTİK Mİ?'
Uzun zamandır faizlerin yüksek olduğunu savunuyordum. Bundan ne kadar rahatsız olduğumu hep söylüyorum. Ne dediysek oyalama taktikleriyle gittiler. Faiz oranlarındaki dramatik düşüşlerin ekonomiyi tepetaklak edeceklerini söylüyorlardı. Merkez Bankası dün 425 baz puan düşüşe gitti. Peki ne oldu? Battık mı, bittik mi? Piyasalar bunu gayet normal karşıladı. Olması gereken zaten buydu. Bu bile yeterli değil. Yıl sonuna kadar bunun devamı gelecektir. Biz buralarda nerelere bakacağız? Biz burada dünyaya bakacağız. Bugün ABD'de, Japonya'da, AB'de faiz oranları nedir, bir bakalım. Faiz düştükçe enflasyon düşer. Diğerleri yan unsurlar. Üretimin ve yatırımın önünü kesen, yüksek faiz oranları ekonominin önündeki en büyük engeldir.
Bugün yüksek faizle hükümetimizi devamlı sigaya çeken Bay Kemal şimdi de faizlerin bu şekilde indirilmesinden rahatsız olmuş, Merkez Bankası Başkanı'nın alınmasından rahatsız olmuş. anlamak mümkün değil, sana mı soracağız? Yeni yönetim sisteminden çok rahatsız. Niye?
'İLLA PARLAMENTER DEMOKRASİYE GEÇMEK GEREKİYORMUŞ'
İlla parlamenter demokrasiye geçmek gerekiyormuş. tek adam diye nakarat yapıyor. Biz tek adamlığı sizden öğrendik ama biz tek adam değiliz. Siz bu ülkede il başkanlarınıza illerin valiliğini veren değil misiniz? Siz devleti böyle yönettiniz o yüzden batırdınız, bitirdiniz. CHP'nin yönetimlerinde ne yazık ki il başkanları valilik de yapmıştır. Tarih bunun açık şahididir. Biz yolumuzda devam edeceğiz.
‘ENFLASYON DAHA DA DÜŞECEK'
Büyüme her zamankinden daha kıymetli hale gelmiştir. Faizlerin düşmesi ekonomimizin büyümesini sağlayacaktır. Dün alınan kararı hayati bir dönüm olarak görüyorum. Enflasyonun da süratle düşmeye başladığını göreceğiz. Yüzde 63 faizle hükümeti devralan biziz. Onu yüzde 4'e düşüren biziz. Enflasyon yüzde 30'du onu, yüzde 20'ye düşüren yine biziz.
Gezi olaylarıyla bir anda faiz ve enflasyonun tırmanmaya başladığını gördük. Bay Kemal siz bu ülkede miksersiniz. Ülkenin hayrına hiçbir şeyiniz yok, niyetiniz de yok. Faizin de enflasyonun da nasıl düştüğünü izlemeye devam edeceğiz. Yatırımların arttığını, istihdamın arttığını göreceksiniz. Faiz oranlarındaki düşüş üretim maliyetini aşağı çekecek. Kur saldırılarıyla bozulan fiyatlama algısı hemen tarihi bir duruş sergiledi.
Enflasyonla topyekun mücadele bunun etkisidir. Bunun ikinci ayağını da kırdık. O günlerde hep bunların elinde patates, soğan oyuncaktı. Tanzim satışlarla bu algı operasyonlarını boşa çıkardık. Tüm fiyatları düşürmek amacıyla gerekli önlemleri aldık. Bazı sektörlerde KDV ve ÖTV indirimleri yaptık.
‘TUTTURMUŞ BİR NAKARAT'
Birilerinin yüzde 40'ı bulacak dediği enflasyonda şu anda yüzde 15,7'yi yakaladık. Daha da gerileyeceğini işaret ediyor. Bay Kemal Türkiye'nin emir alır hale geldiğini söylüyor. Bay Kemal, Türkiye Cumhuriyeti Hükümeti bizim dönemimizde asla ve kata emir alan bir ülke olmamıştır. Biz kimseden emir almadık, bundan sonra da öyle devam edeceğiz. S-400'lerde, Kuzey Suriye'de emir alıyor muyuz, almıyor muyuz? Ama sen alırsın senin cibiliyetin bu. Ankara'dan İstanbul'a yürümen kurtarmayacak. Onları inlerinde vuruyoruz. Sen onlarla berabersin. Senin adamların onların tabutlarını taşıyadursun, biz şerefli insanlara omuz veririz. IMF'e borcu biz mi yaptık? 23.5 milyar dolar borcumuz varken, 2013 mayısında bu borcu sıfırladık.
Tutturmuş yeni nakaratı o; tek adam, tek adam. Türkiye'nin itibarı düşmüş... Sen kaç ülkeyi gezdin, gördün? Bizim derdimiz o değil. Benim BM Genel Kurulu'ndaki konuşmalarımı saptıracak kadar yalana yanlışa başvuruyor. İzle bu sene BM'de nasıl bir konuşma yapacağım izle. Ekonomide yürüttüğümüz etkin mücadelenin sonuçlarını cari açık verilerinde de alıyoruz. Bu olumlu gelişmeler sayesinde geçtiğimiz yıl mayıs ayında zirve yapan cari açığımız 2,4 milyar dolara kadar geriledi.
Haziran ayında ilk defa yıllık cari fazla vermeye başlayacağız. Şimdi önümüzde 4 yıllık icraat dönemi var. Bundan sonrası çok daha kolay olacaktır. Sonuçlarını her alanda göreceğiz.
‘GERÇİ SEN FINDIK GÖRSEN TANIMAZSIN'
Bay Kemal, bak burayı iyi dinle. Gerçi sen fındık görsen tanımazsın. Fındıkla ilgili bir müjde vereceğim. Türkiye, Azerbaycan ve Gürcistan olarak fındıkta işbirliği çalışmalarını başlattık. Önemli bir adım atmış olduk. Biz fındık üreticilerini hep destekledik. Bu işin soygununu yapanlar var. TMO'yu devreye soktuk. Fındık üreticimize 8,5 milyar lira destekleme ödemesi yaptık. Fındık hasat döneminde üreticiler aleyhine gelişmelerde TMO'yu görevlendirerek taban fiyat oluşmasını sağladık.
Sağda solda dedikodular var. Hiç bu dedikodulara kafanızı takmayın, yolumuza bakalım. Birileri parti kuruyormuş, onu yapıyormuş, hiç kafanıza takmayın.
Bu tür ihanetler içinde olanlar bu işin bedelini de ağır öderler.