Şehir ve Güvenlik Sempozyumu'nda önemli açıklamalarda bulunan Cumhurbaşkanı Erdoğan, "İdlib'den 250 bin mülteci sınırımıza doğru hareket halinde. Karşılıklı tedbirler almaya çalışıyoruz. Arap Ligi'nde utanmadan bize karşı karar alıyorlar. Bizim ülkemize kabul ettiğimiz mültecilerin çoğu kahir ekseriyetiyle Arap." ifadelerini kullandı.
Erdoğan'ın açıklamalarından satır başları:
Bugün nüfusumuzun dörtte üçünden fazlası il ve ilçe merkezlerinde ikamet ediyor. Güvenlik konusu artık çok daha önemlidir.
Şehir kavramının insanlık tarihinde önemli bir yeri var.
İnsanların güvenlik ve gıda için değil ibadet için yerleşik hayata geçtiğini gösteren Göbeklitepe bilinen şehir tarihini de 12 bin yıl öncesine götürmüştür.
"SİTE KÜLTÜRÜ BİZİM KÜLTÜRÜMÜZ DEĞİL"
Site kültürü bizim kültürümüz değil. Ama ne yazık ki şu anda bir site kültürü anlayışı ülkemizde egemen olmaya başladı. Tarihin akışına yön veren medeniyetlerin hepsi de şehirlerde inşa edilmiştir. Her medeniyet kendi inanç, ahlak, sanat, felsefe anlayışı içerisinde şehirleri geliştirmiş, sorunlarını tespit etmiş ve çözümler üretmiştir. Şehirlerin güvenliği ise bunların arasıdır. İlk zamanlarda genellikle harici tehditlerden kaynaklanan güvenlik ihtiyacı zamanla çeşitlenmiştir. Dışarıdan gelecek saldırılar karşısında insanoğlu kimi zaman şehrin etrafına sur inşa ederek, kimi zaman hendek açarak tedbir almaya çalışmıştır.
Bugün, İstanbul, Kudüs, Diyarbakır gibi hala ayakta kalan surlarıyla ünlü pek çok şehir bulunuyor. Tabii gün gelmiş Fatih'in İstanbul'u fethinde olduğu gibi, aşılmaz zannedilen surlar aşılmış, geçilmez denen hendekler geçilmiştir. Şehirlerin güvenlik sorunları bazen de içerideki sorunlardan kaynaklanmıştır. Büyük bir nüfusu kısmen küçük bir alanda güven, huzur, refah içinde yaşatmak öyle zannedildiği kadar da kolay değildir. Şehirlerde yaşanan kargaşaların çok büyük insani ve fiziki maliyetleri ortaya çıkmıştır. Deprem, yangın ve hastalık gibi tabii afetlerde şehirleri sarsmıştır. Ekonomik sebepler yanında, güvenlik ve tabii afetler yüzünden tümüyle terk edilen nice yerleşim yerleri vardır. Günümüz dünyasında da pek çok farklı ülkede milyonlarca hatta on milyonlarca insanı bir arada yaşatan şehirler mevcuttur.
Artık şehirlerimizin dış güvenliğini surlar ve hendeklerle koruyamayacağımız, içerideki düzeni de sadece kolluk gücüyle sağlayamayacağımız bir yere gelmiş durumdayız.
KÜÇÜK HESAPLAR YAPARSAK İHANET ETMİŞ OLURUZ
Özellikle şehirlerin inşasında bütün mesele sizin kaleminizin ucundadır. Küçük hesaplar yaparsak şehirlere ihanet etmiş oluruz. Dikey mimari ile şehirlerimize ihanet etmiş oluruz. Bu adımları kararlılıkla atmak ve TOKİ ile Emlak Konut'la ortak adımlar atmak lazım. Kibrit kutuları gibi dikilmiş binalarla bir yere varamayız.
BUNLAR DAHA İYİ GÜNLERİ
Fransa'da yaşananları görüyorsunuz. Paris'in sokaklarının ne hale geldiğini görüyorsunuz. Açık ve net söylüyorum inanın bunlar iyi günleri. Bunları daha çok büyük musibetler bekliyor. Niye? Güvenlik sorununu tehdit eden ne kadar uyuşturucu olayı varsa bütün bunların baronları bizdeki terör örgütleriyle beraber çalışıyorlar. Ülkemizde her gün olan olaylardan sadece biri batı ülkesinde olduğunda demokrasiden hemen taviz veriyorlar.
İstanbul sokaklarını kaosa sürüklemeye çalışanların yanında yer alırken aynı eylem Paris'te, Londra'da olunca sesiniz çıkmazsa kimse samimiyetinize inanmaz. Terörizme karşı her türlü önlemi almak devletlerin sorumluluğu ama bu konuda ilkeli davranmak da bir o kadar önemli.
ARAP LİGİ'NE TEPKİ
İdlib'den 250 bin mülteci sınırımıza doğru hareket halinde. Karşılıklı tedbirler almaya çalışıyoruz. Arap Ligi'nde utanmadan bize karşı karar alıyorlar. Bizim ülkemize kabul ettiğimiz mültecilerin çoğu kahir ekseriyetiyle Arap. Türkiye gönül zenginliğiyle Batı değil bazı Arap ülkelerine de ders vermiştir. Bazı ülkelerin dertleri başka.