Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın konuşmasından satır başları şöyle;
Cumhurbaşkanı Erdoğan, G20 Liderler Zirvesi'nin yapıldığı INTEX Osaka Fuar Merkezi'nde basın toplantısı düzenledi.
G20 Liderler Zirvesi'nin 14'üncüsünü Japonya'nın ev sahipliğinde tamamladıklarını belirten Erdoğan, Japon makamlarına ev sahiplikleri ve misafirperverlikleri için teşekkür etti.
Osaka Zirvesi'ni küresel gündemdeki konuların etraflıca ele alındığı verimli ve son derece başarılı bir toplantı olarak gördüğünü dile getiren Erdoğan, iki gün boyunca zirve toplantıları, ikili görüşme ve liderler yemeği sırasında muhataplarıyla güncel meseleler üstünde istişarelerde bulunduklarını ifade etti.
Ticaret savaşları ve korumacı tedbirleri de ele aldıklarını belirten Erdoğan, küresel ekonomide uluslararası iş birliğini artırmanın ve ülkeler arasındaki güven kanallarını açık tutmanın önemine değindi. Bu çerçevede, var olan tüm politika araçlarının kullanılması gerektiği noktasında mutabakata vardıklarını anlatan Erdoğan, "Altyapı yatırımlarının ekonomik refah, kalkınma ve kapsayıcı büyüme için itici bir güç olduğu üzerinde fikir birliği içindeyiz. Bu kapsamda G20 kaliteli altyapı yatırımları prensiplerini kabul ederek onayladık." diye konuştu.
Küresel ölçekte adil, sürdürülebilir ve modern bir vergi sisteminin tesisi amacıyla atılacak adımları da değerlendirdiklerini söyleyen Erdoğan, "Dijital ekonominin vergilendirilmesinde ise ülkelere özgü faktörleri ve ülkelerin düzenleme hakkına saygıyı esas alan, uzlaşma temelli bir çözüm geliştirilmesi gerekiyor. Ayrıca bu alanda geleceğe yön vereceğine inandığım bir bildiriyi de G20 olarak kabul ettik." ifadesini kullandı.
Erdoğan, 2008 küresel finans krizi sonrasında belirlenen reformların uygulanmasının ehemmiyetini dile getirdiklerini aktardı.
Eşitsizlikler oturumunda mültecilere yönelik Türkiye'nin gösterdiği fedakarlıkları ve ortaya koyduğu çabaları anlattıklarını vurgulayan Erdoğan, Türkiye'nin Suriye'deki çatışmalardan kaçan milyonlarca insana kapısını açtığını anımsattı.
Halihazırda 3,6 milyonu Suriyeli olmak üzere 4 milyonu aşkın mülteciye Türkiye'nin ev sahipliği yaptığını hatırlatan Erdoğan, sözlerini şöyle sürdürdü:
"Bu insanlar için Birleşmiş Milletler hesaplamalarına göre kullandığımız kaynağın miktarı 37 milyar doları aşmış bulunuyor. Uluslararası kuruluşlardan gelen yardımların ise miktarı şu anda Avrupa Birliğini ele aldığımız zaman yaklaşık 2 milyar avro gibi ama Birleşmiş Milletler Mülteciler Komiserliğinden gelen de yaklaşık 1 milyar dolar gibi. Ürdün ve Türkiye gibi Suriye'ye komşu birkaç ülke milyonlarca düzensiz göçmenin yükünü tek başlarına sırtlanmak zorunda kalmışlardır. İnsan hakları konusunda diğer ülkelere karne düzenleyen gelişmiş Batılı devletler en temel insanlık sınavından maalesef geçemedi.
Akdeniz'den, sınırlardan adeta birer toplama kampını, birer hapishaneyi andıran mülteci kamplarından yansıyan fotoğrafları özellikle de hepimiz gördük. Aylan bebeğin sahile vuran cansız bedeni, 100 binlerce umut yolcusunun yaşadığı trajedinin en acı ifadesidir. Mültecilerle ilgili ön yargılar yerine vicdanı merkeze alan politikalar geliştirilmediği sürece minik yavrular nehir kenarlarında, özellikle deniz kıyılarında ölmeye devam edecektir. Muhataplarımıza Türkiye'nin yardım ve hizmetlerini sürdürebilmesi için uluslararası toplumun sorumluluk ve yük paylaşımına gitmesi gerektiğini ifade ettik."
"VERİLEN SÖZLERİN TUTULMASINI İSTİYORUZ"
Uluslararası ticaretin zirvenin en önemli konularından biri olduğuna işaret eden Erdoğan, "Açık, serbest ve kurallara dayalı çok taraflı ticaret sistemine olan taahhütümüzü koruyoruz. Gerginlikleri gidermek için atılacak adımların dünya ticaret örgütünün kurallarıyla uyumlu olması gerekir." dedi.
İklim konusunun, G20'nin özellikle önem verdiği konular arasında yer aldığına dikkati çeken Erdoğan, şunları kaydetti:
"G20 içerisindeki en düşük emisyonlara sahip ülkelerden biri olarak bu alanda gerekli katkıyı sağlıyoruz. Biz başından beri iklim değişikliği alanında hakkaniyetli bir yaklaşım ortaya konulması gerektiğinin altını çiziyoruz. Devletlerin tarihi sorumluluklarının ve kalkınma seviyelerinin dikkate alınmasına ihtiyaç vardır. Türkiye'nin Ek-1 ülkeleri listesinden çıkarılarak gelişmekte olan ülkeler kategorisinde yer alması önem arz ediyor. Ayrıca ülkemize Paris ve Buenos Aires zirvelerinde verilen sözlerin tutulmasını istiyoruz. Bunlar yapılmadan Türkiye de ilave adımlar atmayacaktır."
İklim konusu G20'nin en önemli konularından biriydi. Biz en başından beri hakkaniyetli bir yaklaşım olması gerektiğinin altını çiziyoruz. Ülkemize Paris ve Buones Aires zirvelerinde verilen sözlerin gerçekleştirilmesini, tutulmazsa adım atmayacağımızı söylüyoruz.
"FATURASI TÜM İNSANLIK İÇİN AĞIR OLACAKTIR"
G20 ülkelerinin terörizmle mücadele konusunda ilkeli, tutarlı ve kararlı bir duruş sergilemesi gerekiyor. Terörün kanlı yüzüyle son dönemde birçok ülke yüzleşti. Tüm devletlerin teröre 'terör' deme erdeminin artık göstermesi gerekiyor. Suriye sınırında ciddi ayrım yaşanıyor. Etnik temizlik yaşanan, insanları topraklarından eden terör örgütleri el üstünde tutuluyor. Ülkemize darbe girişiminde bulunan FETÖ terör örgütü bazı ülkeler tarafından el üstünde tutuluyor. Uluslararası toplum Breivik katliamından ders çıkarmamış, benzer ırkçı saldırılar devam etmiştir.
Demokrasiye kasteden darbecilerin 'siyasi sığınmacı' kılıfı altında korunması ve kollanmasının faturası tüm insanlık için ağır olacaktır.
"KAŞIKÇI CİNAYETİ İÇİN AYNI HASSASİYETİ BEKLİYORUZ"
Biz bu hassas tavrı merhum gazeteci Cemal Kaşıkçı cinayetinde de gösterdik. Kaşıkçı cinayetinin üstünün örtülmesine izin vermeyeceğiz. Kaşıkçı cinayetinin, en üstten en alta kadar sorumlularının tamamından hesap sorulması, uluslararası toplumun öncelikli görevidir.
BM raportörü Callamard'ın raporunun arkasında durarak adım atmasını bekliyoruz. Sorumluların en alttan en üste kadar yargılanmasını bekliyoruz.
"MURSİ İÇİN ADLİ TIP İNCELEMESİ YAPILMADI"
Mısır'ın seçimle başa gelip, darbeyle indirilen eski Cumhurbaşkanı Mursi için de aynı adımı bekliyoruz. Duruşma salonunda vefat etmiş, yarım saat hiçbir müdahale yapılmaksızın gelişen durum demokrasi ve insanlığa sahip çıkılmasını beklerdik. Mursi'nin ölümünde adli tıp incelemesi yapılmadı.
Ne Kaşıkçı cinayetinin ne de Cumhurbaşkanı Mursi'nin şaibelerle dolu vefatının gündemden düşürülmesine izin verilmemelidir.
Bu tür olaylar yapanın yanında kar kalırsa dünyanın geleceği, dünya açısından, dünya siyaseti açısından da tehlikelidir. Zirvede bunu liderlerle görüştük. Üzülerek belirtmek isterim ki, bazı Batılı ülkeler Mısır'daki idamlar karşısında üç maymunu oynuyor. Konu Türkiye olunca darbeciler için idamın tartışılmasını kabul edilemez bulanlar maalesef Mısır'daki idam cezalarına seslerini çıkarmıyor.
Hayattaki her şey gibi teknoloji de insan için var, ancak teknoloji ciddi tehditleri de beraberinde getiriyor. Hiçbir kontrol olmayan sosyal medyadaki provokatif haberler hızla yayılıyor. Siber saldırılar büyük şirketlerden, demokratik seçimlere karşı her şeyi tehdit ediyor.
"TRUMP YAPTIRIM KONUSUNU KENDİ AÇIKLADI"
Az önce Sayın Trump'ın da basın toplantısı oldu. S-400'ler teslimat sürecindedir. Böyle bir sözleşmeyi inkar etmemiz Türkiye gibi bir devlete yakışmaz. Bu iş bitti. Biz Amerika'yla da Patriot almak için Obama döneminde adım atmıştık, Kongre'nin müsaade etmediğini söyleyerek, satışı gerçekleştirmediler. En uygun şartlarda bunu Rusya'dan aldık. Yaptırımlar konusunda Trump bugün de açıklama getirdi, böyle bir şeyin olmayacağını kendisinden dinlemiş olduk. S-400 olayı bir taraftan yürürken, ABD'den şu an 100 tane Boeing uçağı alıyoruz.
F-35 konusunda, 1 milyar 400 milyon dolar ABD'ye ödememiz var. Bir üretici değil, ortak üreticiyiz. 4 tane uçak verildi, toplamda 116 uçak alacağımız var. Ödemeler yapılır, beklenti içindeyiz. Altta birilerinin yaptığı açıklamalarla hiç örtüşmüyor. Bizim ikili ilişkilerimizi bozmayacağını düşünüyoruz.
Akdeniz'deki konuda doğmamış çocuğa don biçilmez. Kaşıkçı cinayeti konusunda ABD de BM de bu işin peşinde. Yapanın yanına kar kalmayacak.
"ABD'NİN BÖLGEDE OLDUĞUNU GÖRMEMEK ELDE DEĞİL"
Rejim tarafından maalesef sınırlarımıza saldırı oldu ve bir askerimiz şehit oldu. Tarafımızdan müdahale edildi, ama bir daha olmaması gerekir. Bunlarla ilgili görüşmeleri yaptık. Gözlem kulelelerin varlığı, İdlib'in korunmasıdır. Hassasiyetimizi sonuna kadar koruyacağız.
Amerika'yla Suriye'de Münbiç, Fırat'ın doğusu, bunlarla ilgili Trump'ın yaptığı açıklamalar, askerlerinin tamamen çekilmesi, en azından Fırat'ın doğusuna çekilmesi konuları konuşuldu. Koalisyon güçleriyle beraber ABD'nin de bölgede bulunduğunu görmemek mümkün değil. Özellikle Rusya'yla Suriye'nin kuzeybatısındaki varlığımız farklı. Münbiç'te ABD ile ortak atacağımız adımlarla Münbiç'in işgalcilerden kurtulup, sahiplerine teslim edilmesi yönündedir. Oranın yüzde 90'ı Araptır, bir terör koridoru vardı. Burasının artık bir barış koridoru olmalı ve gerçek sahiplerinin yerleşmesi lazım.
Şu anda Suriye'de FETÖ'nün herhangi bir durumu söz konusu değil. Görüştüğümüz tüm liderlerle FETÖ konusunu konuştuk ve kendi ülkelerini de korumalarını özellikle istedik.
"SELMAN'IN TÜM KAYITLARDAN HABERİ VAR"
Muhammed bin Selman'la görüşmedim. Kaşıkçı'nın öldürülmesi esnasındaki bilgiler, kayıtları hepsini dinledim. Bu kayıtları dinlediğim için biliyorum. Selman'a istihbaratçılarımız dinletti, bunu onlar da biliyorlar. Burada söylenemeyecek kadar ağır ifadeler söz konusu. Türkiye'ye 2 uçakla gönderilen 15 kişi bu olayın failleridir. Bu olayı ortaya çıkarması gereken kişi Selman'dır. Başka yerde aramalarına gerekir. Yargılanmaları gereken yer İstanbul'dur. Çünkü suçun işlendiği yer İstanbul'dur. İstanbul'da yargılanması gerekir. Her şeyden önce bir insan öldürülüyor, o kadar hafif mi? Uluslararası basının daha fazla bu olayı kaleme alması lazım. Dolar her şeyi satın alıyor mu? Her şeyi alamaz. Kalemi satın alamaması lazım.