Cumhurbaşkanı Erdoğan, katıldığı televizyon programında gündeme dair açıklamalarda bulunuyor.
Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın açıklamalarından satır başları şu şekilde:
Çok ciddi ölüm vakaları oldu. 50 bini aşkın vefat var, ciddi yaralılarımız var. Attığımız adım, verdiğimiz sözler var. Bakan arkadaşlarım, valilerimiz ve tüm kamu kurumları 11 vilayette yoğun çalışma içerisindeler. Enkazlar kaldırılıyor. Yüzde 50'nin üzerinde kaldırıldı. Zemin etütleri bir taraftan yapılıyor. Yeni bir adım atıldı.
"Köy evlerini bayrama yetiştirmenin gayreti içerisindeyiz"
Köy evleri dediğimiz evlerin bir kısmını bayrama yetiştirmenin gayreti içerisindeyiz. Benim '1 yıl müsaade edin' dediğim kalıcı konutlar var. Çadırlarla işe girdik. Bu yetmez dedim, ikinci adım gerek Katar'dan gelen, gerek Türkiye'de inşa edilen konteynerlerle kent kurduk. Bir adım daha atıp prefabrik konutları yaptık. Ben de tebrik ediyorum müteahhit firmalar çok güzel yaptı. Bunlarla yeni şehirler oluşturuldu.
Köy evleriyle de yeni adımlar atıldı. İmkanlarımızı seferber ediyoruz. Bunlarla beraber NATO'nun gönderdiği çadırlar farklılık arz ediyor. Alışılmış çadırlardan değil. Klimatik sistemlere varıncaya kadar var. 5 adet gönderin dedik. 20 bin kişilik bir potansiyel olsun. Benzer İsveç'in var. Onlar da gönderdiler. Seçimden sonra gerek Kızılay, gerek AFAD modellerini alıp ülkemizde üretelim istiyorum.
Attığımız en önemli adım, kabulleniyorsanız sizleri komşu illere gönderelim. Buralarda yurtlarda sizleri misafir edebiliriz her şey lüks çünkü. Ara karar aldık online sisteme geçmek suretiyle yurtlarımızı ferahlatalım istedik. Bakıyorum depremzedelerimiz, 'Biz memleketimize gidelim' diyorlar. Bazı şikayetleri var. Kiralar oralarda yüksek olduğundan şikayet ediyorlar. Yüksek kira uygulaması yapandan biz bunun hesabını yargı vasıtasıyla soracağız diyoruz. Yurtlarda kalanlar, 'Devletimiz bizi açıkta bırakmadı' diyorlar.
"Merkezi yönetim ve belediye ortak çalışacak"
Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanlığımız 'Bu binaya girilmez' diyor. Ben de vatandaşıma 'Sakın ha girmeyin' diyorum. Orada 3-5 parça şeyin kalmış olabilir, biz tayin ediyoruz. Kentsel dönüşümle ilgili sözümüz var. Özellikle kendi oturduğum bölge Üsküdar'da vatandaşlara dedim ki, 'Dönüşümde bize yardımcı olun' dedim.
Evleri boşaltın, kiraya çıkın. Kiranızı biz ödeyeceğiz. Kabul edenler oldu, etmeyenler oldu. Kabul edenlerin binalarını yıktık yaptık. Geçenlerde önümü kestiler, 'Yanlış yaptık, yıkılmasına fırsat vermedik' dediler. Baktım, vinçler gelmiş orada işler başlamış. Yepyeni farklı bir semt meydana geldi. Muhalefet, CHP ve yandaşları buna rantsal dönüşüm diyorlar. Biz yapıyoruz, vatandaşımız buradan rant elde edecekse etsin.
Yasal düzenlemeyle merkezi yönetim ve belediye ortak çalışacak. İstiyoruz ki belediye ve bakanlık bu tür yanlışlıklara izin vermesin. TOKİ inşaatlarında zemin etütleri bitmeden hiçbir proje başlayamaz. Sulak zeminlerde inşaata müsaade ediyor belediye. Hatay'da bunu görüyoruz.
"Manevi değerlere hassasiyeti olmayanın seccadede gözü olmaz"
Bunların hepsi aynı yerden besleniyor. Seccadenin üzerine ayakkabıyla basılır mı? Bu bir edep meselesidir. O kendi edebi adabıdır. Başörtüsüne ne diyor, bir bez parçası. Bunu diyen bay bay Kemal. Yeri bir değer ifadesiyle bir kutsalımızdır. Mahremiyetin ifadesidir. Aynı şekilde bunu diyen Kuran-ı Kerim için de kağıt parçası der.
Yaklaşım tarzları bu. En önemli değer insandır. Bay Kemal hadisi bile yanlış söylüyorsun. Hadisin aslı, cennet annelerin ayakları altındadır. Burada böyle fark var. Erbakan hocamızın ayetle ilgili yaptığı açıklamaları, iftar sofrasında değişik şekilde anlatıyor. Erbakan hocamıza ait söz değil bu bir ayet. Manevi değerlere hassasiyeti olmayanın seccadede gözü olmaz. Vatandaşlarım bu fotoğrafları zihnine kazısın. İnanıyorum ki, yayınlanmasından sonra seccadenin de kıymeti artmaya başlayacaktır.
"14 Mayıs'ta beklediklerini bulamayacaklar"
Selo'nun Diyarbakır'da attığı adımla, 51 vatandaşımızın ölümüne neden olması Kürt vatandaşlarımın gözünden kaçıyor. 5 yıla mahkum oldu. Ne kadar cesurane 'Bunları çıkartacağız' diyor. Bu ülkenin yargısı böyle bir cezayı verdi. Apo'yla ilgili kararı yargı verdi. Kılıçdaroğlu hangi cesaretle bunu konuşabiliyor.
Bunlar ortadayken bizim bu tartışmaları yapmamıza gerek var mıydı? Yargıyı hiçe sayıp cezalarla ilgili bunları konuşuyor. 14 Mayıs'ta beklediklerini bulamayacaklar. Gerçek yargı olarak, milletim son sözü söyleyecek gerekli olan kararı verecek. Adalet tecelli ederek yolumuza devam edeceğiz. HDP'liler bunlara hakaret ettiklerinde bunlara karşı sesleri çıktıklarını duydunuz mu? Aynı şey FETO için de geçerli. CHP'nin de yaşadığı dönüşümle bu projeye yazıldığını anlıyoruz. Masa bunu nasıl kabul ediyor? Partisine gidip ziyaret edemedi, Meclis'teki odada ziyaret etti.
Demirtaş aslında hüküm giymesi gerekenden hükmü almadı. Hüküm giydiğinde bunu konuşamayacaklar. Yasin'imizle alakalı hükmü giydiğinde bunlar rahat hareket edemeyecekler.,
AA, TRTHaber