Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Diyarbakır annelerini kabul ettiği iftar programında açıklamalarda bulundu.
Erdoğan'a, eşi Emine Erdoğan, İçişleri Bakanı Süleyman Soylu ve İletişim Başkanı Fahrettin Altun da eşlik etti.
Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın konuşmasından satır başları şöyle:
Terör örgütü PKK ve onun siyasi uzantıları tarafından kandırılarak sizlerden kopartılan ciğerparelerinize kavuşmak için verdiğiniz mücadeleyi en başından beri takdirle takip ediyoruz.
Şu anda dertleri büyük, sıkıntıları büyük. Artık kaçacak delik arıyorlar.
Ailelerimizin kararlılıkla yürüttüğü bu mücadele terör örgütünün karanlık ve kandan beslenen gerçek yüzünün görülmesi bakımından çok hayırlı olmuştur.
Son terörist de etkisiz hale gelene, terör örgütünün elindeki son evladımız da ailesine kavuşana kadar, bu mücadeleyi sürekli daha ileri taşıyarak sürdüreceğiz.
Kandil'i çökerteceğiz ve Kandil'i kandil olmaktan çıkaracağız. Onlar için karanlık olacak.
Başarılı operasyonlarla terörün ülkemize uzanan kanlı ellerini adeta kökünden kırıyoruz.
Yıllardır birileri tarafından cilalanıp parlatılan, cici çocuklardan oluşan masum bir yapı gibi gösterilmeye çalışılan terör örgütü, hem iç kamuoyunda hem uluslararası kamuoyunda zor duruma düşmüştür.
Bin yıllık ortak coğrafyamızı türlü hile ve desiselerle parçalara ayırıp hem fiziken hem zihnen sömürme peşinde olanlara meydanı bırakmayacağız.
Bu tarihi mücadeleniz için her birinize şahsım, eşim, milletim adına teşekkürlerimi sunuyorum.
Diyarbakır annelerinin nezdinde tüm annelerin Anneler Günü'nü tebrik ediyorum.
Bölgemizi sömürge zincirlerine bağlamak, sinsi senaryolarına alet etmek isteyenlere tek yürek, tek yumruk olduğumuzu göstereceğiz.
Milli birlik ve beraberliğimize yönelik saldırıları, aile kurumumuzu yıkarak başarıya ulaştırmak isteyenleri inşallah annelerin öncülüğünde hezimete uğratacağız. Hiç endişeniz olmasın.
Türkiye Cumhuriyeti devleti, kendini bu (terör) bataklıktan kurtarmak isteyen her gencimizi adli bakımdan korunmanın yanında yeni hayatını kurmasına da destek verecektir
Kudüs'ü ve Müslümanları koruyamayan bir dünya, kendi kendine ihanet etmiş, kendi kendini imha edecek bombanın pimini çekmiş demektir.
Türkiye olarak her zaman olduğu gibi bugün de Kudüs'teki kardeşlerimizin, Filistin coğrafyasındaki tüm Müslümanların yanındayız.
Kudüs'te Mescid-i Aksa ve Müslümanlara yönelik alçak saldırıların derhal durdurulmasını istiyoruz.
İsrail devletinin saldırılarına sessiz kalarak veya kayda değer tavır ortaya koymayarak dolaylı şekilde destek veren herkes, orada yaşanan zulme ortaktır.
Zalim İsrail, terör devleti İsrail, mukaddesatlarını korumak, binlerce yıllık evlerine, yurtlarına sahip çıkmak dışında hiçbir gayeleri olmayan Kudüs'teki Müslümanlara vahşice ve ahlaksızca saldırmaktadır.
Üç dinin kutsallarını barındıran Kudüs'ü vicdansız, ahlaksız, hukuksuz, saygısız saldırılarıyla kirleten zalimlere karşı çıkmak 'insanım' diyen her bireyin vazifesidir.
Biz küresel dayanışma ve iş birliği sisteminin 5 ülkenin keyfine terk edilemeyecek kadar önemli bir mekanizma olduğuna inanıyoruz.
İslam ülkeleri başta olmak üzere tüm dünyayı İsrail'in, Mescid-i Aksa'ya, Kudüs'e ve Filistinlilerin evlerine yönelik saldırılara karşı harekete geçmeye davet ediyorum.