Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Beştepe Millet Kongre ve Kültür Merkezi'nde Lise Öğrencileri Araştırma Projeleri Final Yarışması ve Ödül Töreni'nde konuştu.
Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın açıklamalarından öne çıkan başlıklar: "Millet Kütüphanesi'nin eşi benzeri neredeyse yok"
Dün Pakistan Başbakanı buradaydı ve kendisine bulunduğumuz yerden gösterdim. Dedim gezmende fayda var. Ve bugün oraya girip gezdiler. Gezdikleri zaman hepsi de buraya hayran kalıyorlar. Dünyada bizim bu Millet Kütüphanesi'nin eşi benzeri neredeyse yok. Bununla rahatlıkla iftihar edebiliriz. Önemli alan şu, birileri ne yapıyor değil, birilerinin yaptığını geçebiliyor muyuz, bunları aşabiliyor muyuz? Çünkü Müslüman Türk'e bu yakışır, biz de bunu yapıyoruz.
Örneğin ben bu proje için birçok mimar arkadaşımı dünyayı dolaşacaksınız, büyün oralardan beğendiklerinizi alacaksınız, ondan sonra da projelendirip bu Külliye'mize, milletin evini yapacağız. Sağ olsunlar dolaştılar, dört bir yanına dünyanın gittiler. Bütün batının ilmini alacaksın, ahlaksızlığını değil. Ona da kendi mührünü vuracaksın. Rami Kışlası kütüphaneye dönüştürülecek
Kongre ve Kültür Merkezimiz Ankara'nın en önemli toplantılarına ev sahipliği yapıyor. Tabii burayla kalmadık. Şimdi bir de İstanbul'da yapıyoruz. İstanbul'da Rami Kışlamız vardı. Bu tarihi kışlamızı aynen burası gibi bir kongre merkezinin dışında orayı da kütüphaneye çeviriyoruz. İnşallah orası da bu yıl sonu, önümüzdeki yıl başı gibi bitecek ve orada yine öğrencilerimiz 24 saat gelip rahatlıkla derslerini çalışacaklar, oturacaklar, kendilerine bu devlet ikramlarını yapacak, ikram izzet ile buralarda vakitlerini değerlendirmiş olacaklar.
Cumhurbaşkanı Erdoğan: İstanbul'da Rami Kışlamız vardı. Bu tarihi kışlamızı aynen burası gibi bir kongre merkezinin dışında orayı da kütüphaneye çeviriyoruz. "Sizler bu ülkenin geleceğisiniz, umudusunuz"
Sergi salonumuz yine kendi alanında ülkemizin en iyi etkinlik alanı, o da burada. Millet Camii'miz Beştepe'den Ankara'yı günde 5 vakit selamlayan abide bir eser. Asırlarca ilim ve gönül dünyamızı aydınlatacak, insanımıza hizmet verecek bu eserlerden kim rahatsız olabilir ki? Aksi yönde tepki gösterenler aslında kendi ülkelerinin ve milletlerinin medeniyet mirasının zenginleşmesinden rahatsızlık duyuyorlar. Biz ne yapıyorsak milletimiz için, özellikle de çocuklarımız için, gençlerimiz için yapıyoruz. Sizler bu ülkenin geleceğisiniz, umudusunuz. Biz gençlerimizi nasıl okumaya, araştırmaya, tefekküre, üretmeye teşvik ederiz bunun derdindeyiz.
Evlatlarımıza kendilerine, ailelerine, milletine, devletine en ideal hizmetleri verebilmesi için ne gerekiyorsa onu sağlamanın peşindeyiz. Bugün ödül töreninde bir arada olduğumuz Lise Öğrencileri Araştırma Projeleri yarışması, işte bu çabanın ürünlerinden biridir. "Birilerinin Neil Armstrong'u varsa bizim de Ahmet'imiz, Ayşe'miz, Fatma'mız var"
Az önce perdede izledik, inşallah içinizden birileri bir veya ikisi, uzaya gidecek mi? Gidecek… İnşallah birilerinin Neil Armstrong'u varsa bizim de Ahmet'imiz, Ayşe'miz, Fatma'mız var. Bize düşen bunun altyapısını yapmak, yaptık. Şimdi de inşallah hazırlıklar devam ediyor. Bir an önce bunu da başta Sanayi ve Teknoloji Bakanlığımız, TÜBİTAK olmak üzere bu çalışma devam ediyor.
Yıllar içerisinde gelişen, büyüyen, öğrencilerimiz için büyük bir teşvik haline gelen yarışmamızın 53'üncüsünün ödül töreninde sizlerle olmaktan büyük bir bahtiyarlık duyuyorum. Ödüllerini takdim edeceğimiz gençlerimizin araştırma projeleri, Külliye'nin sergi salonunda sergilendi. Bu sergiye de coşkulu bir katılım olduğunu biliyorum. Şimdi burada Kongre ve Kültür Merkezi'mizde ödüllerini vereceğimiz gençlerimizin her birini ve öğretmenlerini özellikle tebrik ediyorum.
Biz sık sık şu soruyla karşı karşıya kalıyoruz: Cumhurbaşkanım, siz yorulmuyor musunuz? Böyle soruyorlar. Ben de diyorum ki; gençlerle yol yürüyen, gençlerle birlikte mücadele veren insan yorulur mu? Enerjiyi sizden alıyorum, aldığım enerjiyi de bir yere vermem lazım. Nereye? Eserlere…
Neşet Ertaş ne diyor? Aşkınan çalışan yorulur mu? Biz milletimize deruni ve samimi bir aşkla hizmet ettiğimiz için yorulmuyoruz.
Cumhurbaşkanı Erdoğan: Biz sık sık şu soruyla karşı karşıya kalıyoruz “Cumhurbaşkanım siz yorulmuyor musunuz?” Ben de diyorum ki “Gençlerle yol yürüyen, gençlerle birlikte mücadele veren insan yorulur mu?"
"Darbelerin yıkıcı etkisi gençlerimizin geleceğini şekillendiren alanlarda görüldü"
Siyasi hayatım boyunca hep gençlerimizin önünü açmanın, onları desteklemenin mücadelesini verdik. Bu ülkede darbe sadece siyaset kurumuna, milli iradeye yapılmadı. Darbelerin asıl yıkıcı etkisi eğitim başta olmak üzere gençlerimizin geleceğini şekillendiren alanlarda görüldü. Mesleki eğitimin önü kesilerek gençlerimizin geleceği karartıldı, genç kızlarımızın eğitim hakları başörtüsü bahanesiyle engellenerek ayrımcılık yapıldı. Yükseköğretim imkanı sanki bir hak değil de imtiyazmış gibi dar tutularak pırlanta gibi gençlerimizle hayallerinin arasına girildi. Spordan teknolojiye ve kültür sanata kadar her alanda gençlerimizin umutlarını törpüleyecek ihmaller sergilendi.
Bakmayın siz bugün gençlerimiz için üzülüyormuş gibi yapanlara. Bakmayın siz gençlerimizin hayallerini ve umutlarını istismar edenlere. Biz bunların cemaziyelevvelini çok iyi biliriz. Bunlar görünüşte mış gibi yaparlar. Kafalarının arkasında ise 40 tilki kuyruklarını birbirine değdirmeden dolaştırırlar. "Bunlar maalesef o malum zihniyet tarafından idam edildiler"
Bizim neslimiz bunların hepsini de bizzat yaşadı. Sizler de internet kaynaklarını inceleyerek geçmişte gençlerimize hangi haksızlıkların yapıldığını tek tek görebilirsiniz. Şimdi hukuk nutku atanlar, hukuktan dem vuranlar geçmişte uygulanan baskılara, ayrımcılığa ses çıkarmamış, hatta bizzat taraf tutmuştur. Bu ülkenin başbakanının düzmece mahkeme kararlarıyla idamına alkış tutanların hukukun lafını etmeye bile hakları yoktur.
Gençler, Adnan Menderes'ten bahsediyorum, Fatin Rüştü Zorlu'dan bahsediyorum, Hasan Polatkan'dan bahsediyorum. Bu insanlar devleti yöneten büyüklerimizdi. Ama bunlar maalesef o malum zihniyet tarafından idam edildiler. Şimdi özgürlük nidası atanlar, geçmişte insanlarımızın en temel haklarının bile ellerinden alınmasına ses çıkarmamışlar hatta teşvik etmişlerdir.
Boraltan Köprüsü hadisesini bilir misiniz? Meşhur Boraltan Köprüsü'nde askerlerimiz düşmanın eline bırakılmış ve askerlerimiz o dönemin yönetimine aynen dönerek şu ifadeyi söylemişlerdir: Bizi düşmana teslim etmeyin, bizi siz öldürün ama düşmana teslim etmeyin.
Maalesef düşmana teslim ettiler. İşte o zamanki Mehmetlerimiz düşman tarafından şehit edildiler. Bu ülke bunları yaşadı. Biz bunların bir daha yaşanmasını istemiyoruz. Bu ülkede bir daha Boraltan Köprüleri olsun istemiyoruz. "Teröristleri inlerine gömmeye de devam edeceğiz"
Biz diyoruz ki; nasıl şimdi Cudi'de, Gabar'da, Tendürek'te, Besler Deresi'nde teröristlerin inlerine girip onları gömüyorsak, gömmeye de devam edeceğiz.
Cumhurbaşkanı Erdoğan: Nasıl şimdi Cudi'de, Gabar'da, Tendürek'te, Bestler Deresi'nde teröristlerin inlerine girip onları gömüyorsak, gömmeye de devam edeceğiz
Şehitlerimiz var, evet ama şehitlerimizin 10 kat, 15 kat, 20 kat evvelallah öldürülen teröristler var. Çünkü biz, şehitlerimiz noktasında, ‘şüheda fışkıracak toprağı sıksan şüheda, canı, cananı bütün varımı alsın da hüda, etmesin tek vatanımdan beni dünyada cüda' diyerek bu mücadeleyi veriyoruz.
Cuntacılar karşısında el pençe divan duran siyasetçileri, bürokratları, hukukçuları unutmadık. Biz çocuklarımızı aynı sıkıntıları çekmesin, aynı zorlukları yaşamasın diye 20 yıldır eğitimden sağlığa, adaletten güvenliğe, ulaşımdan güvenliğe her alanda ülkemize çağ atlatacak eserler ve hizmetler veriyoruz. Göreve geldiğimizde Türkiye'de 76 üniversitemiz vardı. Şimdi 207 üniversitemiz var. Göreve geldiğimizde parmak sayıları kadar ilimizde üniversite varken şimdi 81 vilayetimizin tamamında üniversite var. Niçin? İstedik ki benim Hakkari'deki evladım, üniversite için İstanbul'a, Ankara'ya gitmesin. Hocalarımız Hakkari'ye gitsin, orada kendi ilinde onlara ders versin.
Şimdi artık ilim için Hakkari'den İstanbul'a gitmiyor, İzmir'e, Ankara'ya gitmiyor. Hocalarımız onların bulunduğu yere geliyor. İşin bir diğer yanı da hamdolsun ilim noktasında şu anda çok da farklı, çok daha bu noktada başarı oranı yüksek neticeler alıyoruz. Üniversite giriş imtihanlarında eğer Iğdır'dan, Kars'tan, Hakkari'den, Ardahan'dan birinciler çıkıyorsa işte bu atılan adımların neticesidir. Gençlerimiz sadece eğitimlerine, sadece zihni ve fiziki gelişimlerine odaklanabilsin diye her türlü yatırımı yapıyoruz, yapacağız.
Araştırma desteklerinden bilim merkezlerine, burslardan festivallere, laboratuvardan şenliklere kadar gençlerimizi araştırmaya ısındıracak her adımı atıyoruz. Daha geçtiğimiz hafta, az önce Bakanım da söyledi, TEKNOFEST Azerbaycan'daydık. Bakü'deki festivalde, elverişli şartlar hazırlandığında gençlerimizin neler yapabildiğine bir kere daha şahit olduk. Bunları gördükçe tekrar gururlanıyor, gençlerimiz adına umutlanıyoruz. İnşallah bu sene TEKNOFEST'i Samsun'da gerçekleştireceğiz.
Eğitimin her alanında ülkemizde tarihi dönüşümlere imza attık. Mesela geçmişte ülkemizdeki en büyük sıkıntılardan biri ders kitaplarıydı. Ders kitabı bulamazdık. Gençler siz teksir kağıdı ne bilir miydiniz?
Kırtasiyeci dükkanına gidersiniz kitap almak için, o kitabınız yok. Bir hafta sonraya size gün verirlerdi, bir hafta sonra gidip kitabı almaya çalışırdınız. Biz bunları yaşadık. Dedik ki bu nesil bunları yaşamasın. Kitaplarınızı sıralarınızın üzerine koyalım ve eğitim öğretim yılı başlarken yavrularımız bütün kitaplarını sıranın üzerinde görsünler, kuşe kağıttan bu kitaplarla beraber eğitim öğretim yılına başlasınlar. "Şu ana kadar yaklaşık 4 milyar kitabı ücretsiz dağıttık"
Öğrencilerimize 2003 yılından beri her eğitim öğretim yılı başında işte ücretsiz olarak bu ders kitaplarını bu yüzden veriyoruz. Şu ana kadar yaklaşık 4 milyar kitabı ücretsiz dağıttık. Bu dönem başında yardımcı kaynakları da ücretsiz dağıtmaya başladık. Önümüzdeki eğitim öğretim yılında bir yenilik daha yapıyoruz. Ücretsiz dağıttığımız ders kitaplarıyla birlikte yardımcı kaynaklarımızı da öğrencilerimize ulaştıracağız.
Cumhurbaşkanı Erdoğan: Önümüzdeki eğitim-öğretim yılında bir yenilik daha yapıyoruz. Ücretsiz dağıttığımız ders kitaplarıyla birlikte yardımcı kaynaklarımızı da öğrencilerimize ulaştıracağız
Sene sonuna kadar 100 milyon yardımcı kaynağı öğrencilerimize teslim ediyoruz. Bu yeni uygulamanın ülkemize, öğrencilerimize, öğretmenlerimize hayırlı olmasını diliyorum.
Aynı şekilde kütüphanesiz okul bırakmayacağız dedik, bırakmıyoruz. Okul kütüphanelerimizde kitap sayısını 28 milyondan 60 milyona yükselttik. Yıl sonu itibarıyla 100 milyona çıkarıyoruz. Yine çocuklarımız ve gençlerimiz için açtığımız Bilim ve Sanat Merkezlerimizin sayısını 355'e çıkardık. Bu sene bir ilki daha gerçekleştirerek Bilim ve Sanat Merkezlerimizde tüm öğrencilerimiz için yaz okulu dönemini başlatıyoruz. İsteyen öğrencilerimiz istedikleri yerdeki bu yaz okullarına katılabilecekler.
Türkiye'nin dört bir tarafına yaydığımız dene-yap teknoloji atölyelerimiz var bu atölyelerde geleceğin teknolojilerine şimdiden hazırlanmanız için eğitim imkanı sağlanıyor, uygulamalı dersler veriliyor, gençlerimiz ulusal ve uluslararası yarışmalara hazırlanıyor. Atölyelerin sayısı şu anda Türkiye genelinde 66'ya yükselmiş durumda.
Türkiye bu yıl ilk çeyrekte yüzde 7,3 büyüme kaydetti. İhracatımızın her ay rekor kırıyor olması işte bundan.
Uzay misyonunu küçümseyenlere, aklınca alay edenlere de rastlıyoruz. Bunların böyle şeylere vizyonu yetmez. Bunlar bırakın uzaya insan ya da roket göndermeyi, gökyüzüne kağıttan uçak bile fırlatamaz.
Biz uzay yarışında olacağız, hem de en ön saflarda yer alacağız.