Erdoğan: İdam 16 Nisan'dan sonra Meclis'te
Cumhurbaşkanı Erdoğan, 'İdam 16 Nisan'dan sonra Meclis'e gelecek. Bunca şehidimizin katilini bizim affetme yetkimiz yok.' dedi.

Oluşturma Tarihi: 2017-03-30 17:46:28

Güncelleme Tarihi: 2017-03-30 17:46:28

TIMETURK|HABER MERKEZİ

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, toplu açılış törenini yapmak için gittiği Mardin'de konuştu.

Erdoğan, CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu'nun idam yasasının 16 Nisan'dan sonra Meclis'e geleceğini söyledi.

Erdoğan'ın konuşmasından satırbaşları şöyle:

"İdam 16 Nisan'dan sonra Meclis'e gelecek. Sayın Kılıçdaroğlu "Evet" diyeceğiz diyor, sayın Bahçeli "Evet" diyeceğiz diyor. Başbakan Binali Yıldırım da "Evet" diyecek. Ben George ne der, Hans ne der buna bakmam. Ayşe ne der, Mehmet ne der, ben buna bakarım. Allah ne der, ben buna bakarım. Bunca şehidimizin katilini bizim affetme yetkimiz yoktur.

Türkiye, siyasi ve ekonomik krizlerin pençesinde kıvranırken yaşadığımız acıları bir hatırlayalım. Cumhurbaşkanı ile Başbakan kavga ettiği için yaşadığımız 2001 krizini hatırlayalım. Halbuki bunlar aynı ekoldendi. Ama birbirleriyle kavga ettiler. Faturasını kim ödedi? Millet, millet. Millet böyle bir faturayı ödemeye mecbur muydu ya? Demokrasi, hak ve özgürlükler alanlarındaki kayıplarımızı gözler önüne getirelim. Koalisyon hükümetlerinin açtığı yaraları, 2002'nin Kasım ayından sonra gördük. Kurucusu olduğum AK Parti ile sağladığımız huzur ve güven ortamının meyvelerini toplamaya başladığımızda, o günlerin karanlık yönlerini daha iyi görmeye başladık.

"KARŞIMIZA SÜREKLİ ENGELLER ÇIKARDILAR"

Biz ülkemizi kalkınmanın mücadelesini verirken karşımıza sürekli engeller çıkartıldı. 2007'de yaşanan krizi, 367 garabetini hatırlıyorsunuz değil mi? Anayasanın, hukukun ayaklar altına nasıl alındığını gördünüz değil mi? İşte biz, bu sistemin ilk adımını o zaman attık. Bu sıkıntıyı geride bıraktık, ama sabotajlar bitmedi. Milletimiz bize olan desteğini artırdığı için, bu saldırıları da bertaraf ettik. Baktılar bizimle sandıkta başa çıkamadılar, ülkemize ve bize yönelik saldırıların mahiyeti değişti. Oysa biz terör sorunun tamamen çözümü için irademizi ortaya koymuştuk.Önce içimize fitne tohumu ekmek için Gezi olaylarını tertiplediler. 17-25 Aralık emniyet-yargı darbe girişimini tezgahladılar, FETÖ, onda da muvaffak olamadılar. Sonra siz beni cumhurbaşkanı seçtiniz, sükut-u hayal'e uğradılar.

"BEN 80 MİLYONUN TEMSİLCİSİYİM"

7 Haziran'da tek başına iktidar çıkmayınca bunların gözleri parladı. Demokrasi ve hukuk için yapılan her mücadeleye saygımız var, ama 7 Haziran sonuçlarını ülkemize ve milletimize saldırıların bahane edenlerin böyle bir derdi olmadığını gördük. Diyarbakır'da 53 Kürt kardeşimizi öldürdüler. Ölen Kürt, öldüren Kürt. Ya sen benim Kürt kardeşlerimden ne istiyorsun?14-15 yaşlarında bir genci haince şehit ettiler ya. Diyarbakır Belediyesi'nin önünde analar ağlıyordu ya. Bunlar Kürt annelerdi ya. Çocuklarını kaçırdınız ya. Kız demeden erkek demeden dağa kaçırdınız ya. Utanmadınız mı ya? O anaları nasıl ağlattınız? Utanmadan biz "Kürtlerin temsilcisiyiz" dediler. Ben Kürdün de, Lazın da, Abazanın da, Boşnağın da, Türkün de, seksen milyonun temsilcisiyim.

"PKK KÜRT KARDEŞLERİMİZİ ATEŞE ATTI"

Terör örgütü birileri tarafından kendisine verilen "Türkiye'ye zarar verme" misyonu için gözünü kırpmadan Kürt kardeşlerimizi ateşe atmıştır. Siyasetin kendine verdiği imkanları terör örgütünü bu yanlış yoldan döndürmek yerine, kendilerini onun emrine verenler bu ateşe odun taşımıştır. Bunlar gittiler, terör baronlarıyla diyalog yaptılar. Tüm dünya ile birlikte, tüm Türkiye ile birlikte bölgemizdeki kardeşlerimiz de kimlerin yanında olduğunu, kimlerin bunları yok etmek için saldırdığını artık görmüştür. Türkiye Cumhuriyeti devleti, seksen milyon vatandaşımızın tamamının devletidir.

"NE KADAR MÜTEVAZIYIM..."

Hayır çadırına girdim. "Niye 'hayır' diyorsunuz" dedim."Çağdaş bir ülke istiyoruz" dediler. Oradan da Yavuz Sultan Köprüsü gözüküyor he. Bunlara da söyledim, "Bakın köprüler, yollar yaptık" dedim. Bu sefer "Adı Yavuz Sultan Selim Köprüsü ama, niye Tayyip Erdoğan koymadınız" diyor. "Bak" dedim, "Ne kadar mütevazıyım görüyorsun değil mi?"