74. BM Genel Kurul çalışmaları için New York'ta bulunan Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, BM'de Türkiye ve Pakistan tarafından düzenlenen “Nefret Söylemiyle Mücadele” konulu yan etkinliğe katıldı.
Erdoğan, nefret söylemine karşı mücadelelerini sürdüreceklerini belirterek, "Türkiye olarak yükselen İslam düşmanlığı, ırkçılık, nefret söylemiyle etkin mücadele yönündeki çabalara öncülük etmeye devam edeceğiz" ifadesini kullandı.
Cumhurbaşkanı Erdoğan, fikir özgürlüğü ile nefret söyleminin birbirine karıştırıldığını belirterek, "Nefret söylemi küresel ölçekte yükselişte olan İslam düşmanlığının en yaygın aracıdır. Sosyal medya ile TV programları ve siyasetçi söylemleriyle normalleştiriliyor. Nefret söylemi fikir özgürlüğü parantezine asla alınmamalıdır. İnsanlığa karşı en büyük suçların işlenmesinde önce nefret söyleminin ayak sesleri duyulmuştur. Ruanda'daki katliamları gerçekleştiren Batı'yı kimse hesaba çekmemiştir. Orada milyonlar öldürülmüştür ama kimse Batı'ya böyle bir katliamı nasıl yaptınız dememiştir" diye konuştu.
"BM'DE NEFRET SÖYLEMİYLE İLGİLİ VERİ TABANI OLUŞTURULSUN"
Nefret söyleminin fikir özgürlüğü parantezine asla alınmaması gerektiğini kaydeden Cumhurbaşkanı Erdoğan, “BM'de nefret söylemine ilişkin bir veri tabanı oluşturulması fikrini destekliyoruz. Keşmir adeta bir açık hava hapishanesine döndürülmüş vaziyette. Bütün devlet kurumlarına bu konuda önemli görevler düşüyor. Hem devletler arası hem de bölgesel ve küresel nitelikli uluslararası örgütler nezdinde gerçekleştirilen somut girişimler daha etkin hale getirilmelidir” dedi.
"İSRAİL HİÇBİR ZAMAN SAMİMİ DEĞİL"
Cumhurbaşkanı Erdoğan, nefret söylemiyle ilgili İsrail'i samimi olmamakla eleştirdi. İsrail'deki bir anısını paylaşan Erdoğan, “Başbakan olarak İsrail'e gittim. İsrail'den Filistin tarafına geçerken eşimle beraber arabada yarım saat sınırda bekletildim. Niye bekletildiğimi anlayamadım. Resmi bir ziyaret için Tel-Aviv'deyim. Tel-Aviv'den geçerken başıma bu olay geldi. Ve bunu her zaman anlattım, anlatıyorum ve anlatacağım. İşte İsrail'in devlet liderlerine, devlet başkanlarına, başbakanlarına yaklaşımı budur. Eğer kimi beğeniyorlarsa onun için kapılar açıktır. Beğenmiyorlarsa kapılar kapalıdır. Lafa gelince özgürlüğü savunurlar ama hiçbir zaman samimi değildirler" dedi.