Suriye'de rejim güçleri ve Rusya'nın hava saldırıları nedeniyle siviller yaşadıkları bölgeleri terk ediyor.
Ekvador'da konuşan Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan, askıya alınan Cenevre görüşmeleri hatırlatarak Suriye'den yeni sığınmacı akımına dikkat çekti.
AA'nın haberine göre Erdoğan şunları söyledi:
"Bildiğiniz gibi Cenevre görüşmeleri dün (çarşamba) 25 Şubat'a ertelendi. Bu görüşmeler devam ederken, Suriye halkına yönelik hava bombardımanları ve saldırılar da devam ediyordu. Son olarak Halep'e yönelik saldırılar neticesinde binlerce sivil Türkiye'ye doğru harekete geçti. Avrupalı dostlarımız bizden mülteci akınını durdurmamızı istiyor. Suriye'de bunlar yaşanırken, soruyorum ben; bu akım nasıl durdurulacak?"
"Rusya, rejim, ağır bombardımanlar altında bu insanları tutarken, bu insanların oradan kaçmaktan başka bir çözümü olabilir mi? Bu insanlar nereye gidecekler? Müzakerelerin netice vermesi için bu saldırıların derhal durdurulması gerekmiyor mu? Bu saldırıları durduramayan dünya, bizden mülteci akınını durdurmamızı istiyor. Mantıkla bağdaşmayan, hiçbir stratejide olmayan böyle bir anlayış olabilir mi? Önce bunu çözmemiz gerekiyor. Şu anda Cenevre anlaşması durdu. Şimdi soruyorum; Cenevre'den ümidi olan var mı? Tabii ki muhalefet böyle bir yaklaşıma, böyle bir anlayışa olumlu yaklaşmayacaktır. Burada oynanan oyuna, kurulan tuzağa da muhalefet gelmeyecektir."
'SURİYE'DEKİ SİVİLLER KAÇIYOR'
Özgür Suriye Ordusu (ÖSO) ile Beşşar Esed rejimine bağlı askerler ve onlara destek veren Rusya, İran ve Hizbullah mensupları arasındaki çatışmalar Halep ve çevresinde yoğunlaşmış durumda.
Halep ve çevresindeki köylerden kaçan Suriyeli siviller, ÖSO'nun kontrolündeki Esselame, Şemmarin, Siccu ve İğde kamplarına yerleştirilirken, birçok sivil de Türkiye sınırına doğru yürüdü.
Kilis'teki Öncüpınar Sınır Kapısı'nda meydana gelen yoğunluk nedeniyle güvenlik önlemleri artırılırken, kentte görev yapan sağlık ekipleri de sınır bölgesine sevk edildi.
"5 BİN 642 KİŞİ ALINDI"
Başbakanlık kaynaklarına göre, Hatay Yayladağı'nın karşısında sınırın diğer tarafındaki Türkmenlerin olduğu bölgeyi Rusya havadan bombalarken karadan da Esed rejimi ve rejime destek veren güçler saldırdı.
Türkiye'nin bu çerçevede son bir haftadır aralarında Arapların da olduğu Türkmenleri kabul ettiğini belirten kaynaklar, ülkeye 29 Ocak'ta 731, 30 Ocak'ta 911, 31 Ocak'ta bin 407, 1 Şubat'ta bin 337 ve 2 Şubat'ta ise bin 256 kişinin alındığını bildirdi.
Yamadi'de kimsenin kalmadığına dikkat çeken kaynaklar, Yayladağı yakınında Affin ve Azzaz bölgelerinde de saldırılar nedeniyle hareketlenmeler yaşandığını kaydetti.
'70 BİN SIĞINMACI YOLDA'
Başbakan Ahmet Davutoğlu, Londra'da yapılan Suriye Donörler Konferansı'nda yaptığı basın açıklamasında, geçtiğimiz bir hafta içinde Kuzey Lazkiye'de Yamadi Kampı'ndaki 10 bin kişinin Türkiye'ye kaçmak durumda kaldığını ve Türkiye'nin bu kişileri kabul ettiğini söylemişti.
Davutoğlu ayrıca bu sabah toplantıya katılmak için Türkiye'den ayrılırken kendisine bir rapor geldiğini ifade ederek, "Halep'teki hava saldırılarından dolayı, 10 bin yeni sığınmacı Türkiye sınırının önünde beklemektedir. Halep'in kuzeyindeki kamplarda bulunan 60-70 bin kişi Türkiye'ye doğru hareket ediyor" demişti.
Başbakan konferansın kapanışındaki konuşmasında ise, "Türkiye-Halep arasındaki insani koridor, Rus savaş uçaklarının da desteğiyle yabancı savaşçıların ve rejim güçlerinin işgâli altında. Türkiye'den Halep'e koridor yok olursa, BM insani felakete hazır olmalı" demişti. "Halep'te yapmak istedikleri, Madaya'da daha önce yaptıkları; abluka ve açlığa mahkûm etmek" diye konuşmuştu.
Rus savaş uçaklarının Halep'in kuzeyinde muhaliflerin denetimindeki bölgelere yönelik 4 gündür yoğun şekilde sürdürdüğü hava saldırılarında, muhaliflere göre 2 bin aile yerinden oldu. Halep'teki son saldırılarda en az 37 kişi hayatını kaybetti.
Rusya Savunma Bakanlığı, 30 Eylül'de Suriye topraklarındaki IŞİD hedeflerine yönelik hava operasyonları başlattığını duyurmuştu ancak Rus uçakları daha çok Humus, Hama, İdlib ve Halep'te ılımlı muhaliflere ait karargâh ve eğitim kamplarıyla sivil yerleşim yerlerini hedef alıyor.
'TÜRKİYE ŞU ANDA DÜNYADA EN FAZLA SIĞINMACIYA EV SAHİPLİĞİ YAPAN ÜLKEDİR'
Cumhurbaşkanı Erdoğan, Türkiye'nin 5 yıllık dönemde aldığı uluslararası katkının sadece 455 milyon dolar olduğunu belirterek, şunları söyledi:
"Birleşmiş Milletler Mülteciler Yüksek Komiserliği yetkililerine göre, Türkiye şu anda dünyada en fazla sığınmacıya ev sahipliği yapan ülkedir. Yine Türkiye dünyada en fazla insani kalkınma yardımı yapan miktar olarak üçüncü, bu yardımın milli gelire oranı bakımından ise birinci ülkedir. Bu bakımdan ilk defa 2016 yılında düzenlenecek olan BM Dünya İnsani Zirvesi'ne ev sahipliği yapmamız da önemlidir. Türkiye olarak gerek sınırlarımıza gelen gerekse kendi yaşadıkları yerlerdeki tüm mazlumların, mağdurların yanında olmayı imkanlarımızı onlarla paylamayı sürdüreceğiz. Bu çerçevede Suriye meselesi önemli ve öncelikli bir konu durumundadır. Suriye'de yaşanan sorun çözülmeden bölgede yaşanan diğer sorunların üstesinden gelinebilmesi, huzur ve güven ortamının yeniden tesisi mümkün değildir. Suriye nüfusunun yarısı evlerinden edilmiş, bu şekildeyken göçmen sorunu çözülemez. Birçok terör örgütünün alanı haline dönüşen bu ülkede devlet siyasi ve kurumsal olarak yeniden yapılandırılmadan güvenlik sorunları ortadan kaldırılamaz. Küresel güç mücadelesinin arenası haline getirilen Suriye'nin yeniden bu ülke halkının hayat alanı haline dönüştürülmesini sağlamayız. Kucaklarındaki evlatlarıyla kendilerini Akdeniz'in soğuk sularına atan anneler ve babaların dramından, bu meselenin çözümüne katkı sağlamayan herkes sorumludur. Biz, Suriye'de halkın meşru talepleri ve beklentilerini karşılayacak şekilde gerçek bir siyasi geçiş sürecinin süratle hayata geçirilmesini tek çözüm olarak görüyoruz"
2 MİLYON 700 BİN İNSANA KAPILARINI AÇAN TEK ÜLKE TÜRKİYE
Cumhurbaşkanı Erdoğan, dünyanın hiçbir yerinde şu anda 2 milyon 700 bin insana kapılarını açmış, onların yemesini, içmesini, giymesini, bütün eğitim şartlarını hazırlayan ikinci bir ülke olmadığını, bunu yapan tek ülkenin Türkiye olduğunu belirtti.
Erdoğan, şunları kaydetti:
"Buna karşılık Avrupa ülkelerinden bazılarının sığınmacıları denize dökmekten söz etmesini, mallarına, paralarına, hatta çocukların ziynet eşyalarına el koymaya varacak kadar ileri gitmesini üzüntüyle takip ediyoruz. Şu ana kadar denizlerden topladığımız insan sayısı 90 bin aştı. Bunları topluyoruz sonra da ülkelerine gönderiyoruz. Biz bunu yapıyoruz. Sorunun kaynağının çözümü yönündeki çabalarımıza en küçük bir destek vermeyenlerin sorunun sonuçları karşısında bu derece gayri insani bir tutum takınması kaygı vericidir. Bu konuda insanlığın ortak vicdanına güveniyoruz. İnsani diplomasinin uluslararası ilişkilerin anahtarı olması gerektiğine inanıyoruz. Türkiye olarak gerek ülkemize sığınan mağdurlara kucak açarak gerekse dünyanın dört bir yanında gerçekleştirdiğimiz insani yardımlarla bu konuda farklı bir konumda bulunuyoruz. İnsani yardımlar konusunda dünyada Amerika birinci sırada, İngiltere ikinci sırada biz Türkiye üçüncü sıradayız. Eğer bunu nüfusa orantılı olarak belirlerseniz Türkiye birinci sırada. Biz böyle bir çalışma içerisindeyiz. Biz insani yardım noktasında ellerini, kasasını, bütçesini, bu şekilde açmış bir ülkeyiz . Ülkemizin 2014 yılında 4,5 milyar dolar olan uluslararası insani yardım tutarının 2015 yılında 5 milyar dolar olarak gerçekleşeceğine inanıyorum."