Dolar

34,8728

Euro

36,7570

Altın

3.042,79

Bist

10.142,10

Ersan Şen: Reza Zarrab ile 2-3 kez görüştüm

Zarrab, tek sanığı Hakan Atilla olan davada ifade vermeye devam ediyor. Reza Zarrab verdiği ifadelerde İran ile ilişkili işlemlerin Halk Bankası’nda yapılması için eski genel müdür Süleyman Aslan’a rüşvet verdiğini iddia emişti. Aslan'ın avukatı Ersan Şen konuştu.

8 Yıl Önce Güncellendi

2017-12-03 14:59:30

Ersan Şen: Reza Zarrab ile 2-3 kez görüştüm

17-25 Aralık sürecinde Süleyman Aslan'ın evinde ayakkabı kutuları içinde 4.5 milyon dolar civarı para bulunduğu öne sürülmüş; Aslan o paraların ‘yardım parası' olduğunu söylemiş ve 14 Şubat 2014'te tahliye edilmişti. Aslan'ın avukatı Prof. Ersan Şen, Habertürk'ten Kübra Par'a konuştu.

Şen, "Zarrab ile görüştüm" dedi.

İşte o açıklamaları:

“Süleyman Aslan'ı kurban ettiler” demiştiniz. Bugün hâlâ bir kurban olduğunu düşünüyor musunuz?

O zaman ne söylemişsem, şimdi de arkasındayım. Çünkü ben avukatım, profesyonel meslek icra ediyorum. İşlerini aldığım insanlarla ortak değilim, onların hayatları hakkında kararlar veremem. Aynen sizin icra ettiğiniz gazetecilik mesleğinde olduğu gibi objektif kriterlerle maddi hakikate ve adalete ulaşılması için çaba gösteririm. Dolayısıyla, duygularımla hareket etmem, hareket etmem de beklenmesin.

Subjektif bir soru sorayım; Süleyman Aslan, Ersan Şen'in vicdanında masum mudur, değil midir?

O dönem söyledikleri kendisini de beni de bağlar. Avukatlık benim için kutsal bir meslektir. Sır saklama yükümlülüğümüz var. Elbette vicdanınızla hareket edersiniz ama takdir edersiniz ki ifa ettiğiniz mesleğin size öngördüğü birtakım kurallar vardır. O kurallar çerçevesinde savunduğum bu kişinin ifadesi ne ise biz de onu o ifade çerçevesinde temsil etmişizdir.

Süleyman Aslan şimdi size gelip “Avukatlığımı üstlenir misiniz?” dese. kabul eder misiniz?

Evet, ederim. Netice itibarıyla şu anda vekâlet ilişkim devam ediyor. Devam etmemde hukuki veya vicdani anlamda bir sakınca yok. Bu bir tecrübe.

“Avukatlık masraflarını banka mı ödeyecek, şahsı mı ödeyecek?” tartışmaları olmuştu. Sonuçta kim ödedi?

Ödeme banka tarafından yapıldı. Kendisi de yapabilirdi, ama neticede bankacılık faaliyetleri çerçevesinde gerçekleştiği iddia edilen olaylar vardı. Halk Bankası'nın ABD'nin kanunlarını ihlal edecek şekilde birtakım ticari faaliyetlere girdiği söyleniyor. Bu bankacılık faaliyetleri bu kadar büyük ölçekte olduğunda, sadece Süleyman Aslan tarafından gizli yapılabilir mi? Neticede zaten Sayın Cumhurbaşkanı da İran'la yapılan ticaret konusunda bir sorun görmüyor, ama kanaatimce onun dışında birtakım iddialar varsa, iddia eden iddiasını hukuka uygun yöntemlerle ispatlamak zorundadır.

ZARRBA İLE GÖRÜŞTÜM

Peki siz Reza Zarrab ile tanışıyor musunuz?

Bu soruşturma sürecinde tanıdığım bir insan. Şahsen cezaevinde konuşmuşluğum var ama dışarıda görüşmüşlüğüm veya öncesinde tanımışlığım yok.

Kaç kez görüşmüştünüz?

2-3 kez. Bilgilerim itibarıyla, bugün ABD'de verdiği ifadelere benzer bir ifadesi olmadı.

“Rüşvet verdim” diye bir ifadesi olmadı mı yani?

Hayır, olmadı.

Zarrab bu işleri çevirirken, bu tür ticari ilişkileri yürüten herhangi bir insandan farklı olarak; gündelik hayatta öne çıktı, gece ortamlarında racon kesti, bu memleketin vergi veren vatandaşlarının yüzüne karşı “Gayri safi milli hasılanızı ben karşıladım” gibi şeyler söyledi. Reza Zarrab'ın bu korkunç imajı da kamuoyunda bu dava ile ilgili algıyı etkilemiyor mu?

Zarrab'ı temsil etmedim. Bu dosya nedeniyle tanıdığım biri. Onun davranışlarının toplumda ortaya çıkardığı etki üzerine yapacağım yorumlar isabetli olmaz

"BU SÜREÇTE MİLLİ MENFAATLERİMİZİN YANINDA DURMALIYIZ"

Sizce bu davaya karşı çıkmak bir yurtseverlik ölçütü mü? Milli çıkarlar ile rüşvet iddiaları birbirine karışmıyor mu?

Toplumda yanlış bir algı var. ABD orada, Türkiye'de görülen yargılamaya yönelik suçları ya da rüşvet iddialarını yargılamıyor. Böyle bir yetkisi yok. Dolandırıcılık suçu, ancak hileli hareketlerle ve esaslı hataya düşürme ile mümkündür. Bu konuda ABD'nin ve bankalarının İran ticareti kapsamında dolandırıldığı söylenebilir mi? Bu suç, ABD'ye gitmeden, ABD vatandaşı ve şirketi olmayan bir kişi veya şirket tarafından nasıl işlenebilir? ABD şu an ‘uzun kol yargı yetkisi'ni işletiyor. Ama ABD'nin Türkiye Cumhuriyeti'ne bu şekilde bir dayatma yapma hak ve yetkisi yok. “Sen doğalgaz ve petrol alabilirsin, BM ile kendi işin neyse görebilirsin ancak benim paramı ve benim bankamı kullanarak yapacaksın” diyor. Çünkü dolar kullanıyorsam onun sisteminden geçmek zorundayım. Dolayısıyla, seni mecbur bıraktığı parasıyla esasında senin içişlerine karışıyor. Burada yapılan ticarette, Halk Bankası para kazanmıştır. Kayıtlara geçmiştir; 320 milyon TL gibi bir paradan bahsediliyor. Türkiye Cumhuriyeti, İran'la tarihinde olmadığı kadar ticaret yapmıştır. Bu süreçte Türkiye'nin milli bir bankasının zarar görme ihtimalini dikkate aldığımızda, elbette bu süreçte milli menfaatlerimizin yanında durmak lazım.

 

 

Haber Ara