Evanjelik siyonistlerle İsrailli siyonist neo-conların yeni savaşı
Uluslararası ilişkiler yazarı Bercan Tutar, Batılı güçlerin ‘terörler savaş’ olarak dillendirdiği politikaların gerçek hedefinin ‘gaddarca yöntemlerle İslam medeniyetini yıkmak’ olduğunu ifade etti. Tutar’ın ‘Terörle savaşın yeni stratejisi: Türkofobi’ başlıklı yazısı…

Oluşturma Tarihi: 2021-05-27 11:20:54

Güncelleme Tarihi: 2021-05-27 11:20:54

The American Empire Project'in yazarı Tom Engelhardt'a göre 11 Eylül 2001 saldırıları, El KAİDE (El CIADE) lideri Usame Bin Ladin'e 500 milyon dolara ve üzerlerinde sadece mektup açacağı bulunan 19 fedainin hayatına mal oldu.

ABD'nin bu saldırıya misilleme olarak 'terör ile savaş' adı altında İslam dünyasına yönelik devreye soktuğu işgal ve kaos projesinin faturasının ise 7 trilyon dolar olduğu tahmin ediliyor.

Bireyi matematiksel bir veri, istatistiksel bir girdi veya askeri bir unsura indirgeyen bu mekanik, metalik ve kapitalist anlayışla malul stratejik mantık, ABD'nin İslam dünyasında yol açtığı insani, toplumsal ve kültürel zararların gerçek maliyetini ve mahiyetini hesaplamaktan çok uzak.

Bu modernist, jakoben ve pozitivist paradigma hakikati sadece perdeliyor. Bunu yapamadığı yerlerde de gerçekleri acımasız bir şekilde çarpıtıp manipüle ediyor.

2 bin 977 kişinin hayatını kaybettiği 11 Eylül saldırılarına karşılık ABD, İslam coğrafyasını adeta ölüm ve kaos yurduna çevirdi. Irak, Afganistan, Libya, Yemen ve Suriye başta olmak üzere birçok ülkeyi işgal eden ABD ve müttefikleri, 2 milyondan fazla insanın katledilmesine, milyonlarcasının sakat kalmasına ve on milyonlarca insanın da evini yurdunu terk etmesine yol açtı.

Sadece evler yıkılmadı. Her biri İslam medeniyetinin birer burcu niteliğindeki birçok şehir sakinleri, tarihi ve zengin kültürel mirasıyla birlikte harabeye çevrildi.

Buradan da anlıyoruz ki terör ile savaşın asıl amacı İslam dünyasını yeniden şekillendirmek değildi. Temel hedef gaddarca yöntemlerle İslam medeniyetini yıkmak; çocuk, kadın ve yaşlı demeden olabildiğince Müslüman'ı soykırıma uğratmaktı. Ne acıdır ki bir dereceye kadar bunu başardılar da.

Bu çerçeveden bakınca terör ile savaşta ABD'nin izlediği stratejinin, İsrail'deki siyonist rejimin Filistinlilere yönelik devreye soktuğu sistematik soykırım mekanizmasından farksız olduğunu görürüz.

Zaten Amerikalı Evanjeliksiyonistlerle İsrailli siyonist neo-conların ortak projesiydi terörle savaş. İlhamları da terör devleti İsrail'in işgal altındaki Filistin'de uyguladığı ırkçı, barbar ve Nazist yöntemlerdi. Hedefleri bu yöntemleri bir bütün olarak İslam dünyasında da devreye sokmaktı.

Bir bakıma ABD tarafından terör ile savaş adı altında bütün İslam ülkelerine Filistin; bu ülkelerde yaşayan Müslümanlara da Filistinli muamelesi yapıldı. Batı ülkelerinde yaşayan Müslümanlar için ise İslamofobi ve Türkofobi (İslam ve Türk düşmanlığı) adı altında yeni bir sistematik terör stratejisi uygulanıyor.

Ancak Türkiye'nin bu kirli küresel oyunu bozması hesapları altüst etti. İslam dünyasının 'çelik çekirdeği' konumundaki Türkiye'yi eğer rehin alabilselerdi işler tam da ABD ve İsrail'in hayal ettiği gibi yürüyecekti.

Fakat hayalleri kâbusa dönüştü. Deşifre olan ABD, gizlilik perdesini kaldırarak 'terör ile savaş'ını artık PKK/YPG ve FETÖ gibi terör örgütlerini açıktan destekleyerek sürdürüyor.

Fakat unutmayalım ki terörle savaş bitse de Doğu ile Batı arasındaki 'medeniyetler savaşı' denilen jeo-politik mücadele devam edecektir. Nitekim İslamofobi ve Türkofobi üzerinden Batılı ülkelerde devreye sokulan yeni savaş formu bunun en somut kanıtıdır.