Birleşik Arap Emirlikleri BAE Dışişleri Bakanı Abdullah bin Zayed'in, Twitter'da bir kullanıcının mesajını paylaşmasıyla gündeme gelen Medine müdafisi Fahreddin Paşa'nın gösterdiği şanlı direniş sırasında halkının her türlü ihtiyacını düşündüğü, Devlet Arşivleri Genel Müdürlüğü bünyesinde bulunan Osmanlı arşivlerindeki tarihi belgelerle ortaya çıktı.
"Çöl Kaplanı" ve "Medine Kahramanı" olarak da bilinen Fahreddin Paşa, teçhizat ve mühimmatı azalan, gıda malzemesi biten askerlerini, çekirge yedirerek ayakta tutan ve Medine'nin İngilizlere karşı müdafaasından vazgeçmeyen bir komutan olarak tarihe adını yazdırdı.
MUHTAÇ DURUMDAKİLERE PARA DAĞITTI
Devlet Arşivleri Genel Müdürlüğü yetkililerinden alınan bilgiye göre, Fahreddin Paşa'nın Medine müdafaası sırasında açlık ve yoklukla mücadele eden Medine halkının gıda ihtiyacının karşılanmasına ilişkin faaliyetleri, Osmanlı arşivlerinde bulunan 9 Kasım 1915 tarihli belgeye yansıdı.
Belgede, Fahreddin Paşa'nın Medine-i Münevvere'de muhtaç durumdaki halka dağıtılacak buğday bedeli için nerelere, kaçar kuruşluk havale ödenmesi gerektiğine ilişkin bildirim yazısı yer aldı.
Ayrıca 1 Eylül 1916 tarihli bir başka belgeye göre, Fahreddin Paşa, merkez ile yaptığı bir yazışmada, "Medine Muhafızlığına gönderileceği bildirilen para miktarının, Medine'deki muhtaç durumda olan Müslüman halka para verileceği için yetersiz kalacağını” aktardı.
Bu sırada 12. Kolordu Komutanı olan Fahreddin Paşa'nın 20 Mayıs 1916'da Hicaz Kuvve-i Seferiyesi Kumandanlığına tayinine ilişkin belge de Osmanlı arşivlerinde saklanıyor. Bu görevi sırasında Fahreddin Paşa'nın 21 Ağustos 1917'de Medine Menaha Meydanı'nda, Haremi Şerif-i Nebeviye'nin Babüs Selam Kapısı tarafında 20 metre genişliğinde yapılan caddenin açılışının Ramazan Bayramı'na rastlaması dolayısıyla yapılan merasim hakkında merkezi bilgilendirdiği telgraf da tarihi belgelerle ortaya çıktı.
Söz konusu tarihi belgeler, Fahreddin Paşa'nın İngiliz kuşatması altındaki halkının gıda ve para ihtiyacının yanı sıra kentin ihtiyaçlarını da gözeten bir komutan olduğu gerçeğini ortaya koydu.
"TÜRKİYE İMAJINI ZEDELEMEYE YÖNELİK PRPVPKATİF BİR AÇIKLAMADIR"
Fahreddin Paşa'nın Medine müdafaasındaki rolüne ilişkin değerlendirmelerde bulunan tarihçi-yazar Enes Demir, Paşa'nın Medine'yi 2 yıl 7 ay boyunca kahramanca savunan bir komutan olduğunu söyledi.
Demir, "30 Ekim 1918'de tüm cephelerdeki Osmanlı ordusu teslim olmasına rağmen Medine müdafisi Fahreddin Paşa, Osmanlı Başkumandanlığının emrini de hiçe sayarak, Hazreti Peygamberimizin şehrine ve kabrine sahip çıkmıştır. Yaklaşık 72 gün, hiçbir destek almadan, teçhizat ve mühimmatı azalmış, gıda malzemesi bitmiş bir vaziyette askerleri ile direnişini sürdürmüştür ki Medine'ye İngiliz ordusu ve onların piyonu çöl Arapları girmesin diye" değerlendirmesini yaptı.
İNGİLİZLER BİRÇOK KÜLTÜR VARLIĞINI ÇALDI
İngilizlerin daha önce işgal ettiği yerlerden birçok kültür ve medeniyete ilişkin malzemeleri çalarak Londra'ya götürdüğünü anlatan Demir, Fahreddin Paşa'nın bunu bildiği için 1918 yılı ortalarında kutsal emanetleri, özel koruma birlikleri ile İstanbul'a ulaştırdığını söyledi. Demir, "Fahreddin Paşa'nın bir Osmanlı Paşası olarak, Hazreti Peygamberimizin emanetlerini, İslam'ın sancağını, İslam'ın şerefi olan sembolleri, İslam'ın başkenti İstanbul'a göndermesinden daha doğal ve haklı bir şey olamaz" diye konuştu.
BAE Dışişleri Bakanı Abdullah bin Zayed'in sosyal medya paylaşımına ilişkin olarak ise Demir, şunları kaydetti:
"Bakanın bu açıklaması tamamen politiktir. Özellikle son yıllarda güçlenen Türkiye'nin bölgesinde ve küresel çapta bir lider ülke olması, İslam'ın şerefini ve haysiyetini korumaya çalışması bunda etkilidir. Son olarak Kudüs kararının Türkiye'nin önderliğinde alınması, 100 yıldır zor durumda olan İslam coğrafyasındaki milletlerin de İslami ruh ve bilinçlenme yolunda dikkatini çekmiştir. Bilhassa Arap coğrafyasında, Sayın Cumhurbaşkanımız Recep Tayyip Erdoğan liderliğinde artan Türkiye imajı, özellikle siyonist-haçlı yapısı ile ittifak eden BAE ve Suudileri rahatsız etmiştir. Dolayısıyla bu açıklama, kendi kamuoyunu ve Arap coğrafyasını yanlış bilgilendirmeye, Türkiye imajını zedelemeye yönelik planlı ve provokatif bir açıklamadır."