Fahrettin Altun'dan 'Sesimizi duyan var mı' paylaşımı
Cumhurbaşkanlığı İletişim Başkanı Altun, sosyal medya hesabı Twitter'dan Sabah gazetesinin 'İşte sosyal medyada herkesin paylaştığı o mesaj' başlıklı haberi paylaştı.

Oluşturma Tarihi: 2019-05-09 11:13:33

Güncelleme Tarihi: 2019-05-09 11:13:33

Cumhurbaşkanlığı İletişim Başkanı Fahrettin Altun, CHP'nin İstanbul Büyükşehir Belediye Başkan Adayı Ekrem İmamoğlu'nun çağrısının ardından "Her şey çok güzel olacak" etiketiyle paylaşılan mesajların ardından "Sesimizi duyan var mı" başlığıyla sosyal medyada yayılmaya başlayan mektuba Twitter hesabında yer verdi.

Altun, sosyal medya hesabı Twitter'dan Sabah gazetesinin "İşte sosyal medyada herkesin paylaştığı o mesaj" başlıklı haberi paylaştı.

Haberde, İmamoğlu'nun çağrısıyla başlayan "Her şey güzel olacak" mesajının ardından oluşturulan bir mektubun sosyal medyada paylaşım rekoru kırdığı belirtiliyor.

Mektupta şu ifadelere yer veriliyor:

"Sesimizi duyan var mı; bizler toplum olarak, geniş halk kesimlerini ve ülkenin sesi duyulmayan çoğunluğunu teşkil ettiğimiz halde bizleri marjinal bir azınlık gibi göstermeye, bizleri yok saymaya, ötekileştirmeye ve hedef göstermeye çalışan odakların eylemlerinden rahatsızız.

Ülkemizi adeta bir korku iklimi içinde göstererek dışarıya şikayet etmelerine, emperyalist iştahları kaşıyarak halkın büyük çoğunluğunun keyfini sürdüğü özgürlükleri ortadan kaldırmalarına, bir grup Batıcı azınlığın sefasını sürdüğü, baskıcı uygulamaların kabul gördüğü eski Türkiye'yi geri getirmelerine müsaade etmeyeceğiz.

Aşağıdaki metni ulaştırabildiğin her yere ulaştır.

Üyesi olduğun sivil toplum kuruluşlarına, partilere, sendikalara, veli gruplarına, aile gruplarına, ulaşabildiğin bütün köşe yazarlarına, gazetelerin, televizyonların yayın yönetmenlerine, devam ettiğin toplantı gruplarına, arkadaş gruplarına, aklına gelen, elinin, gönlünün yettiği her yere gönder.

Sessizliğini, söyleyecek bir sözün olmadığı şeklinde yorumlayanlara sesini duyur.

Milletin sesine kulak verin...

Bu toprakları vatan bilen, kaderini bu toprakların ve bu milletin kaderine bağlamış olan, her siyasi gelenekten, her yaşam biçiminden gelen, bu toprağın sevinciyle gülen, kederi ile hüzünlenen, din, dil, sınıf, cinsiyet, ırk farkı gözetmeksizin bu ülkenin evladı olan, buradan başka gidecek yeri olmayan bizler, emperyalistlerin toprağımızdan, vatanımızdan, milletimizin ve çocuklarımızın ortak geleceği üzerinden ellerini çekmesini istiyoruz.

Bu topraklarda savaş, sömürü, kışkırtma, kardeş kavgası istemiyoruz.

Emperyalistlerin ve onların iş birlikçilerinin kirli emelleri uğruna milletimizin kışkırtılmasını, hepimizin hakkı olan güzel bir gelecek arzusunun, onların çıkarları doğrultusunda kardeş kavgası için kullanılmasını kabullenmiyoruz.

Ülkemizin son yıllarda yaşadığı sarsıntıların nedenlerini çok iyi biliyoruz.

Ülkemiz ve bulunduğumuz bölge üzerinde emelleri olan odaklar, topraklarımızı ve insanımızı yıllardır sömüren çıkar şebekeleri, dünyanın pek çok ülkesine yaptıkları gibi bu toprakları da yıllardır sömürüyorlar.

Bu sömürü düzeninden çıkmak, zincirlerimizi kırmak için ilk defa büyük bir fırsat yakaladık.

Halkın, lideri etrafında kenetlenmesi ile ortaya çıkan enerji ile on yıllardır yapılamaz denilen pek çok şeyi başarıp, özgüvenimizi yeniden kazandık.

Biz uluslararası çıkar şebekelerinin bizleri mahkum ettiği kölelik düzeninden çıkmak istedikçe millet olarak daima saldırı altında kaldık ve cezalandırılmak istendik.

Oy verdiğimiz parti kapatılmaya, başa getirdiğimiz hükümetler defalarca darbe ile ortadan kaldırılmaya, sokak kalkışmaları ve ekonomik saldırılarla yıkılmaya çalışıldı.

FETÖ gibi iş birlikçi oluşumlar adalet mekanizmasını ve devlet bürokrasisini yozlaştırmak, bizleri devletimize düşman etmek için elinden geleni yaptı.

Bizlerin refahına, huzuruna ve mutluluğuna harcanması gereken büyük bir enerji bu şer odakları ile verilen beka mücadelesine aktarıldı.

Elbette çözüm beklediğimiz pek çok başlık var.

Daha fazla barış, kardeşlik, refah, huzur ve mutluluk hepimizin ortak beklentisi.

Ne var ki bize bunları emperyalistlerin getirmeyeceğini çok iyi biliyoruz.

Irak'ta, Suriye'de yaptıkları ve Venezuela'da yapmaya çalıştıkları gibi bize sözde demokrasi getirmelerine ihtiyacımız yok.

Darbeler ve başka gayrimeşru müdahalelerle demokrasi olmaz.

Halkın sesine kulak verin!

Bizler kendi demokrasi hikayemizi kendimiz yazabilecek olgunluktayız.

İç işlerimize müdahale edilmesine, asla yerine getirmeyecekleri demokrasi, özgürlük, kardeşlik gibi vaatlerle bizleri kışkırtıp aramıza nifak sokmalarına, bizleri kamplara ayırmalarına müsaade etmeyeceğiz.

Suriye ve Irak'a reva gördükleri deli gömleğini giymeyeceğiz.

Millet olarak kenetleneceğiz, birbirimizi kucaklayacağız, sosyal medyadan üzerimize boca ettikleri yalanlara, kışkırtmalara ve milyonlarca dolar harcayarak yürüttükleri algı operasyonlarına prim vermeyeceğiz.

Türkiye paydasında birleşeceğiz, bölünmeyeceğiz.

Bizler milletiz, halkız, vatandaşız, anayız, babayız, evladız, kardeşiz.

Bizler işçiyiz, memuruz, çiftçiyiz, işvereniz, Türküz, Kürdüz, Lazız, Çerkeziz...

Emperyalistleri ve onların içerideki iş birlikçilerini akılla, irfanla yeneceğiz, hep yaptığımız gibi bir kez daha demokrasi ve hukuk yoluyla, halkın gücüyle oyunlarını boşa çıkaracağız.

Anadolu'nun binlerce yılda damıtılmış bilgeliğini onlara tattıracağız. Arif olacağız, birlik olacağız, daima millet olacağız!"