Dolar

34,8758

Euro

36,6247

Altın

3.023,15

Bist

10.099,10

Feminizm şiddeti! 'Kadının beyanı esastır' erkeğe şiddettir

‘Şiddet’ kitabının yazarı Eğitimci, Sosyolog Saadet Berna Ocakçıoğlu, 'Kadının beyanı esastır' erkeğe uygulanan şiddettir. Kasıtlı olarak kadın ve erkeği birbirine düşman ediyorlar.' dedi.

2 Yıl Önce Güncellendi

2022-12-26 19:18:39

Feminizm şiddeti! 'Kadının beyanı esastır' erkeğe şiddettir

Milat gazetesinden Özlem Doğan'a konuşan, Berna Ocakçıoğlu, gündemden düşmeyen kadına şiddet, feminizm, İstanbul Sözleşmesi, aile meselelerine ilişkin değerlendirmelerde bulundu. Ocakçıoğlu, bugün dünyada insan soyunu yok etmek için oyunlar oynandığını ifade etti.

IMG_2081_767e07416713532e7e4a5d95e94d8af9

Ocakçıoğlu'nun geçtiğimiz günlerde Milat gazetesinde yayımlanan röportajından dikkat çeken başlıklar:

"FEMİNİZM ŞİDDETİ KÖRÜKLÜYOR"
Kadına yönelik şiddet ön plana çıkarılırken 1980'lerde moda olan feminizm kurtuluş olarak dayatılan bir çare şeklinde sunuldu. Oysa feminist söylemler kadınla erkeği daha çok karşı karşıya getirdi. Kadınlara ‘ben erkeksiz de yapabilirim, tek başına anne olabilirim' söylemlerini öğrettiler. Oysa kadın ve erkek birbirinin eksiğini tamamlayıp birlikte yol alanlar demektir. Fakat artık eşler birbirlerine üstünlük sağlamaya çalışan taraflar olarak görmeye başladılar. İki cins, aile içerisinde karşı karşıya geldi. Feminizm bu çatışmayı körükledi. Üstelik şiddet vakaları feminist akımların yayılmasıyla beraber arttı.

"İSTANBUL SÖZLEŞMESİ İLE KADINLARA ŞİDDET ARTTI"
İstanbul Sözleşmesi çeşitli maddeleriyle kadına şiddetin ortadan kaldırılması amacıyla yapılmış bir sözleşmeydi lakin yaşanan süreç gösterdi ki İstanbul Sözleşmesi toplumda feminizm akımının etkisini ortaya çıkardı. Erkeğin hiçbir şekilde dinlemeden kadının beyanına uyarak mahkûm edilmesi, yargılanması ve cezalandırılması söz konusu. Sözleşme, ustaca psikolojik şiddet uygulayarak erkeği mağdur eden art niyetli kadınların eline kötü bir silah verdi. İçinde darp olmayan münakaşada bile erkeği şikâyet eden kadınlar var. Bu durum da çocuğundan ayrı bırakılan erkeğin kadına olan öfkesini tırmandırdı. İstanbul Sözleşmesinden sonra kadınlara yönelik şiddette artış oldu.

"KÖTÜ ALIŞKANLIKLARI OLANLAR ŞİDDET GÖSTERİR"
Kadın, ‘Ben erkekten üstünüm' düşüncesiyle değil, yuvayı dişi kuş yapar sözündeki gücünün farkına varmalı. Her şeyin ötesinde anne olma makamını doğru yerine getirdiğinde şiddet kalmayacaktır. Aile hayatında normal değerleri yaşayan hiçbir ailede şiddeti görmezsiniz. Fakat şiddet uygulayan ailelerin yapısında genelde erkeğin uyuşturucu, içki, kumar gibi kötü alışkanlıkları vardır ya da yetiştirilme tarzı sorunludur.

ŞİDDETİ DESTEKLEYİCİ FAKTÖRLER
Şiddeti destekleyen dış faktörler çok fazla. Medyayı, dijital ortamları şiddet görsellerinden, şiddet dilinden, argodan temizlemek lazım. En büyük şiddet bugün moda, tarz diye dayatılan müziklerde yaşanıyor. Şiddet dilde başlar. Kişi dinlediğinden, izlediğinden, yiyip içtiğinden ibarettir. Küfürlü filmler izleyip müzikler dinleye dinleye ağzından o kelimeler dökülecektir. Çocuk gördüğünü, yaşadığını yaşatır. Ebeveynlerini taklit eder. Çocuklar birer objektiftir, ebeveynlerini yansıtır.

"İSLAM KADINA DEĞER VEREN TEK DİN"
İslam, kadına hak ettiği değeri veren tek dindir. Kız çocuklarının diri diri gömüldüğü bir toplumda Peygamberimiz toprağın altına layık görülen kadını el üstüne çıkarmıştır. Kadınların dövülmesi gibi bir şey Kuran-ı Kerim'de yok. Her şeyi cımbızlayanlar tarafından yanlış veya eksik yansıtılıyor. İslam birbirine değer vermeyi, aile bağlarını güçlü tutmayı, kadın erkek birbirini tamamlamayı, iyi bir insan olmayı ve sevgiyi temel alan bir din. İnsanları İslam'dan uzak tutmayı amaçlayanlar, insanları iyilikten, doğruluktan ve erdemden de uzak tutmayı başarmış olacaklar. İslam'ı kötüleyecekler ki kandırılabilen, bağımlı hale gelip sapkın eğilimlere yöneltilen ve terör örgütlerini destekleyen beşerî sermayelerini kaybetmesinler.

"HEDEF İNSAN SOYUNU AZALTMAK"
Soyun çoğalması için bir dişi ve bir erkeğe ihtiyaç var. Tüm dünyada bir oyun oynanıyor; insan soyunu azaltmak, yok etmek, tüketmek ve kaliteli insan yetişmesine engel olmak. Erkek cinsiyle oynayarak bunu çok daha rahat yapacaklar. Erkeklerin kendinden utanması, erkeğin eril güçlerinin kötüymüş gibi görmesi, kadının da eril özellikleri bir kötülük olarak görmesini sağlamak ve buna inanan nesiller yetiştirmek hedefleniyor. Bu da erkeğe uygulanan bir şiddettir.

Milat

Haber Ara