'FETÖ'cü iş adamlarıyla diğerleri arasında dağlar kadar fark oldu'
Başbakan Yardımcısı Kurtulmuş, 'FETÖ'cü ve onlara bağlı olanlar, onların kölesi olanlarla onların dışında kalan iş adamları arasında neredeyse dağlar kadar fark olmuştur.' dedi.

Oluşturma Tarihi: 2016-10-15 14:34:19

Güncelleme Tarihi: 2016-10-15 14:34:19

Başbakan Yardımcısı Numan Kurtulmuş, Türkiye İktisadi Girişim ve İş Ahlakı Derneği (İGİAD) tarafından Haliç Kongre Merkezi'nde düzenlenen Türkiye İş Ahlakı Zirvesi'nin açılışındaki konuşmasında, FETÖ ihanet şebekesinin, çetesinin Türkiye'ye ne büyük faturalar ödettiğinin herkesin malumu olduğunu söyledi.

Başbakan Yardımcısı Numan Kurtulmuş, PKK'ın hendek teröründeki hedefi neyse, FETÖ'nün 15 Temmuz darbe girişimindeki hedefinin de aynı olduğunu belirterek,"DEAŞ'in Türkiye'de yapmış olduğu kanlı eylemlerin arkasındaki hedefler, amaçlar neyse bu FETÖ'cü eşkıyaların hedefi ve amacı aynıdır. Bunları bu salonda olan herkes biliyor. Allah'ın izniyle, milletin cesareti, feraseti ve desteğiyle bu oyunları bozacağız, boşa çıkartacağız. Uzun uzun FETÖ'nün yaptıklarını anlatmaya gerek yok. Sizler de millet de bunu iyi biliyor." şeklinde konuştu.

İş dünyasıyla ilgili güven bakımından yapmış oldukları ağır suçların, cürümlerin, bu millete de çok büyük bedeller ödettiğinin altını çizen Kurtulmuş, şunları söyledi:

"Sözde iş adamı dernekleri sıfatıyla ortaya çıkan bu şebekenin sivil ayaklarından bir kısmı, Türkiye'de iş adamlarımıza hayatı çekilmez hale getirmiş, maalesef içine sızdıkları devlet kurumlarının sahip olduğu birtakım imkanları da kullanarak, iş adamlarımızın arasında, kendilerinde olanların ve kendilerine köle olanların önünü açmışlardır. Bunları hepiniz yakinen biliyorsunuz. Normalde hiçbir şekilde o hızla yükselmesi mümkün olmayan, dünyadan bihaber iş adamlarının, bu şebekenin elinden tutmasıyla, devlet imkanlarıyla, bir şekilde onları güçlendirmesiyle ne kadar kısa sürede üst gruplara çıktıklarına hepiniz benden daha çok şahitsiniz."

"ŞİMDİ BU, B,ZE BÜYÜK BİR DERS OLSUN''

İnsanlardan zorla himmet parası adı altında, mahalledeki esnaftan bile aldıkları desteklerle kanlı şebekenin mali ayağını ne kadar kuvvetlendirdiğine herkesin şahit olduğunu ifade eden Kurtulmuş, salonda bulunanlara şöyle seslendi:

"Sadece Türkiye'nin iş adamları için değil ya da sadece Türkiye'deki ekonomik faaliyetlerle ilgili değil, dünyanın dört bir tarafındaki ihalelere, iş dünyasının hareketliliklerine doğrudan müdahale ederek, hatta yabancı birtakım şirketleri dahi buralara yönlendirerek ya da buralara erişimini önleyerek ne kadar çok serbest pazar ekonomisinin mantığının ayaklar altına alındığına yine siz benden daha çok vakıfsınız. Böylece iş dünyası içerisinde en küçük birimlerden, en küçük şirketlerden en güçlü şirketlere kadar nasıl bir korkunun hakim olduğunu, nasıl korku düzeninin egemen kılındığını hepiniz biliyorsunuz. Şimdi isimlerini söylemeyeyim ama yıllar boyunca bu ülkenin de çok büyük iş adamlarının Pensilvanya turlarıyla gidip, oradaki eşkıya başının önünde diz çökerek, onun yönlendirdiği birtakım ekonomik mekanizmalarla dünyanın dört bir tarafında nasıl ihaleler aldıkları, nasıl iş hayatında önlerinin açıldığını hepiniz biliyorsunuz. Bu, iş hayatında güveni sarsan son 10 yılların belki en önemli meselelerinden biri olmuştur. FETÖ'cü ve onlara bağlı olanlar, onların kölesi olanlarla onların dışında kalan iş adamları arasında neredeyse dağlar kadar fark olmuştur. Birisinin eriştiğine, sizin de temsil ettiğiniz Anadolu'nun ruhunu temsil eden, o milli, manevi değerlerimize bağlı, Türkiye'nin istiklaline ve istikbaline bağlı o iş adamlarımız maalesef ulaşamamıştır, ulaşmayı bırakın önlerine bin tane engel çıkartılmıştır."

Başbakan Yardımcısı Numan Kurtulmuş, "Şimdi bu, bize büyük bir ders olsun. Dini ya da seküler hiçbir grubun toplumsal hayatın içerisinde insanları birbirinden ayırt edecek, kimine imtiyaz sağlayacak kimini ise engelleyecek bir güce kavuşmasını önlemek mecburiyetindeyiz. Eğer iş dünyasında güvenden bahsedeceksek, en önemli şey, herkesin hiçbir engelle karşılaşmadan bu hayatın içerisine girmesi, rekabetin, eşit ve gerçekten adil aktörleri olarak bu rekabetin içerisine katılmasıdır. Bunları sağlayacağız." dedi.

"KÜRESEL ADALETSİZLİK, DÜNYA İÇİN VAROLUŞ MESELESİDİR''

Başbakan Yardımcısı Numan Kurtulmuş, küresel göç meselesi ve göçmen krizinin, dünyadaki kötü tablonun sadece bir parçası olduğunu söyledi.

Dünyanın göçmen meselesini, "ana mesele" olarak karşısına aldığını dile getiren Kurtulmuş,"Avrupa ve Batı ülkeleri 3-5 bin mülteci geldiği zaman ayakları titremeye başlıyor. Batı ülkelerinde ırkçılık siyasi bir mesele olarak yeniden canlanıyor. Halbuki herkesin gözünü açması lazım. Böyle gittiği sürece açık söylüyorum, küresel göç meselesi, dünyanın en sıkıntılı alanlarından birisi olacak. Belki konuşulan 3. dünya savaşından daha büyük küresel bir sorun olacaktır. Batı ülkeleri değil sınırlarına birtakım tel duvarlar örmek, gök kubbeyi dahi çelikten kubbelerle örseler, göçmen krizi, dalgaları karşısında hiçbir şey yapamaz duruma düşecekler, dünya bu yoksullukla devam ettiği sürece bu sorundan asla kurtulamayacaklardır." diye konuştu.

Gelir dağılımı adaletsizliğinin, sistem ahlakı bakımından üzerinde durulması gereken önemli sorunlardan olduğunu belirten Kurtulmuş, şöyle devam etti:

"Gelir dağılımındaki dengenin, zengin, çok zengin ülkelerde dahi giderek daha çok bozulduğu bir gerçektir. Amerika, Avrupa, dolar, petrol zengini ülkelerde dahi toplumsal sınıflar arasındaki gelir dağılımı adaletsizliği fevkalade önemli bir sorun olmaya şimdiden başlamıştır. Dolayısıyla bunun üzerinde odaklanmak mecburiyetindeyiz. Ancak bu kadar vahim, önemli bir soruna bile dünyanın yaklaşımı sadece filantropi çerçevesindedir. Yani bir hayırseverlik mekanizması olarak, görünür birtakım müesseselerle bunların bir kısmı, küresel dünya bankası, İMF gibi bir takım küresel örgütlerle yardım müesseseleri, bir kısmı da mültecilere şunlara, bunlara ellerinden dökülenlerle yapacakları 3-5 kuruşluk yardım çerçevesinde bir hayırseverlik meselesi olarak görülüyor. Hayır, dünyadaki küresel adaletsizlik, hayırseverlik meselesi değil, dünya için bir varoluş meselesidir."