FETÖ'nün "futbol yapılanması"na yönelik eski Galatasaraylı futbolcuların yargılandığı davanın ilk duruşmasında eski futbolcu İsmail Demiriz, tutuksuz yargılanmak üzere tahliye edildi.
ARİF ERDEM HAKKINDA YAKALAMA KARARI
Habertürk'ten Veli Sarıboğa'nın haberine göre; mahkeme, Arif Erdem hakkındaki yakalama kararının devamına karar verirken, Uğur Tütüneker'in de yurtdışı yasağı kararı kaldırıldı. Duruşma 11 Mayıs'a ertelendi.
"O TARİHTEN SONRA İRTİBATIMI KESTİM"
AA'nın derlediği habere göre; Fetullahçı Terör Örgütü'nün (FETÖ) "futbol yapılanması"na yönelik eski 3 futbolcunun yargılandığı davada savunma yapan tutuklu sanık İsmail Demiriz, "Ben bu hareketin devletin içinde gizli olarak kadrolaştığından ve gayrimeşru bir amacı taşıdığından habersizdim. Yapıyla gönül bağım 2013 yılına kadar devam etti. 2013 yılı içinde henüz 17-25 Aralık operasyonları olmadan önce ABD'ye Fetullah Gülen'in yanına gittim. O tarihten sonra da yapıyla irtibatımı kestim." dedi.
İstanbul 23. Ağır Ceza Mahkemesindeki duruşmada savunması sorulan tutuklu sanık İsmail Demiriz, 1990 yılında Galatasaray'da futbol oynamaya başladığını, her futbolcunun yaşadığı gibi kendisinin de kötü ve düzensiz bir hayatının olduğunu söyledi.
Müslüman bir insan olduğu için dinini öğrenmek istediğini belirten Demiriz, "Bu amaçla birtakım dini yayınları okumaya başladım. Hatırladığım kadarıyla 1990 veya 1991 yılları itibariyle evlerde düzenlenen dini sohbetlere katılmaya başladım. 1991 yılı içinde Fetullah Gülen ile tanıştım. Tanıştıktan sonra da lideri olduğu hareketi bir dini hareket olarak düşündüğüm için sohbetlere devam ettim." diye konuştu.
Hiçbir zaman bu hareket bünyesinde sorumluluk düzeyinde bir görev almadığını ve hareketi bir hizmet hareketi olarak bildiğini aktaran Demiriz, "Bu yapının gayrimeşru amacından hiçbir zaman haberim olmadı. Yalnızca Sait Alpsoy ile 1990'lı yıllarda tanışmıştık. Diğer sanık Uğur Tütüneker ile Fatih'te ortak olduğumuz restoranımız vardı. Sait Alpsoy, zaman zaman buraya gelir giderdi. Hatırladığım kadarıyla 1998 yılı içinde kendisiyle bir konuşmamız sırasında, 'Foça'da askerlere imanı anlattığını' söylemişti. Ben bu hareketin devletin içinde gizli olarak kadrolaştığından ve gayrimeşru bir amacı taşıdığından habersizdim. Yapıyla gönül bağım 2013 yılına kadar devam etti. 2013 yılı içinde henüz 17-25 Aralık operasyonları olmadan önce ABD'ye Fetullah Gülen'in yanına gittim. O tarihten sonra da yapıyla irtibatımı kestim. Ben futbolcuyum. Çevremdeki insanlarla ister istemez futbol camiasından insanlar oluyor. Dolayısıyla zaman zaman futbolcu arkadaşlarla da sohbetlere katıldığımız oluyordu." şeklinde konuştu.
"BEN NEREDEN BİLEBİLİRDİM 15 TEMMUZ OLACAĞINI"
Demiriz, dini sohbetlere giderken sadece futbolculara değil herkese İslam'ı anlattığını ve terör örgütüyle herhangi bir ilgisinin olmadığını, dini sohbetlere katıldığı zamanlarda dönemin devlet büyüklerinin Amerika'ya gidişinden haberlerinin olduklarını ifade ederek, devlet görevlilerinin de Gülen ile görüştüğünü ve 17-25 Aralık operasyonlarına kadar görüşmenin suç olarak görülmediğini söyledi.
17-25 Aralık sürecinden sonra bir daha Gülen'le görüşmediğini, Amerika'ya gitmediğini de söyleyen Demiriz, "Ben nereden bilebilirdim onların terör örgütü olduğunu. Devletin en başındaki insanlar görüşürken ben nereden bilebilirdim 15 Temmuz darbe girişimi olacağını?" diye sordu.
Sanık İsmail Demiriz, mahkeme heyeti başkanının sorularını yanıtladı. Bu yapıyla 1990 yılı civarlarında, kimsenin vasıtasıyla değil kendi başına tanıştığını belirten Demiriz, "Kendim tanıştım. Sohbet arıyordum. Müslüman insanlarız, kendim başladım, Uğur Tütüneker şahittir. Kitaplar aldım okumaya başladım fakat bana yetmiyordu. Çarşı esnafları vardı, gidip gelirken onlar götürdüler beni sohbete. Çok güzel dini sohbetler yaptık. Hiçbir zaman da bana, 'şunu getir bunu getir' diye bir şey söylenmedi. Dinde, bir kişinin imanına vesile olanın herkesten daha hayırlı olduğunu öğrendim. Ben de buna göre davrandım." şeklinde savunma yaptı.
"ÖRGÜTTE HERHANGİ BİR GÖREV İCRA ETMEDİM"
Cemaatle irtibatına ne zaman son verdiği sorulan Demiriz, "En son 2013 yılında ABD'ye gittiğimde, 17-25 Aralık operasyonlarından önce son verdim." ifadesini kullandı.
Örgütte sorumluluk merciinde herhangi bir görev icra etmediğini ve futbolcu olduğu için de sadece meslektaşlarıyla muhatap olduğunu aktaran Demiriz, kendisine herhangi bir kod isim verilmediğini, herhangi bir maddi yardım veya himmet ödemesinde bulunmadığını da söyledi. Bunun üzerine mahkeme heyeti başkanı da, "Pek paralı olan adamları es geçmezler de, şaşırdım." dedi.
İsmail Demiriz, daha önce verdiği ifadede eski futbolcular Bülent Demir ve Tugay Kerimoğlu'nun da dini amaçlı sohbetlere katıldığını söylediğini ancak o ifadesinin yanlış olabileceğini belirterek, "Sohbet toplantılarına onların katıldığını tam hatırlamıyorum. Hakları geçmesin bana. Daha önce her ne kadar, 'Fetullah Gülen'in yanına Arif Erdem, Okan Buruk, Bülent Korkmaz ve Tugay Kerimoğlu ile gittiğimizi' belirtmişsem de, Bülent Korkmaz ve Tugay Kerimoğlu'nun olduğundan emin değilim. Yalnızca bazı sohbetlere geldiklerini söyledim. Ancak bu husus zannediyorum yanlış anlaşılmış. Tutanağa da yanlış geçmiş. Hakimlik beni adli kontrolle serbest bıraktığında Bülent Korkmaz bana, 'Abi ben hiç gelmedim, niye ismimi verdin?' Ben hak geçmesin istiyorum." ifadesini kullandı.
"BİR DOLARLAR HATIRA OLARAK SAKLADIĞIM PARALAR"
"Cemaatin gayrimeşru bir amacı olduğunu biliyor muydunuz?" sorusunu, "Kesinlikle bilmiyordum. Allah rızası için dünyanın her yerine gidilecek, her insana İslam anlatılacak diye biliyordum ben." yanıtını veren Demiriz, "Evinizde bulunan 1 dolarları size kim verdi?" sorusuna karşılık da, "Ben antrenörüm. Zaman zaman yurt dışına gidip geliyorum. Harcamalar sırasında da cebimizde bozuk paralar oluyor. Yapılan aramada iddianameye konu paralar çocuğumun odasında kutuda ele geçti. Yanında başka paralar vardı. Mark, Sterlin dahi var. Hatıra amacıyla bulundurulan bir sürü başka paralar da vardı. Yalnızca bir dolarlara el konuldu." diye konuştu.
İsmail Demiriz, evinde ele geçirilen Fetullah Gülen'den hediye edilmiş gömlek ve Gülen'in yer aldığı fotoğrafla ilgili, "Bunlar nedir, özel anlamı var mı? Kim verdi gömleği?" diye sorulması üzerine de, "Oradan, gelenlere hediye veriyorlardı. Fetullah Gülen'in elinden almadım. Hediye paketinin içinde ne olduğunu da bilmiyordum. Orada açamazdım. Hediyeyi getirdim. Herkese veriliyordu hediye. Bir tane çerçeveli resim vardı. O resimde ben yokum, hangi tarihten kaldığını da bilmiyorum." dedi.
Kapatılmasına karar verilen Bank Asya'da herhangi bir hesabının bulunmadığını, yapı içinde herhangi bir kod isim kullanmadığını, telefonunda şifreli bir yazılım programı bulunmadığını ve cemaatin yayın organlarına abone olmadığını da vurgulayan Demiriz, dinde zorlama olmadığını, dini sohbetlere giderken kimseyi zorlamadığını ve herkesin kendi isteğiyle gittiğini öne sürdü.
TÜTÜNEKER: "BİZ FUTBOLCUYUZ, BİZİ HER GRUBA ÇAĞIRIYORLAR
Savunması sorulan tutuksuz sanık Uğur Tütüneker de, 1998'den sonra antrenörlük yapmaya başladığını, daha önce İsmail Demiriz ile bir ortaklıklarının bulunduğunu, 1998'den beri 19 senedir çalıştığını ve işinden dolayı sohbetlere fazla gitmediğini vurgulayarak, "Benim de hizmetle hiçbir yerim, neyim, falanım olmamıştır. Ama bana özellikle diyorlar, 'cemaatten destek almışım takım bulma adına veya bunu, şunu bulma adına'. Ama tüm başkanlara, futbolculara sorsunlar, ben oralara kendi emeklerimle geldiğimi düşünüyorum. Çünkü 2-3 tane şampiyonluk yaşadım, 5-6 takımın da Süper Lige çıkmasına vesile oldum. En son takımım İsviçre'deydi. Zaten duyar duymaz istifa ettim ve direkt buraya geldim." ifadesini kullandı.
Sohbetlere 1993-94'lerde gitmeye başladığını ve 1998'e kadar sürdüğünü de anlatan Tütüneker, "Görüntüler zaten 1994 senesi civarında falan. Evet bir ziyaret. Biz futbolcuyuz. Bizi her gruba çağırıyorlar. Ben Almanya'dan geldiğim için Türkçe bile bilmiyordum. Sadece dinimizi öğrenmek için katıldım. 10 sene Galatasaray'da futbol oynadıktan sonra başka iş de yapamadık. Girdiğimiz her işte battık. Bundan dolayı kendi işime yöneldim. 15 civarında kulüpte çalıştım. Birilerini cemaate mi, camiye mi götürmüşüm, böyle bir şey yok." diye konuştu.
Tütüneker, 5-6 yıl önce Bank Asya'da hesabının bulunduğunu ve bankanın battığını duyduktan sonra parasını oradan çektiğini de anlatarak, "Cemaat bünyesinde hiçbir görev almadım. Yalnızca sohbetlere katılıyordum. Bu bağlantım da 1998'de bitti." dedi.
Duruşma tanık Sait Alpsoy'un anlatımlarıyla devam ediyor.