FETÖ'nün finansörü Koza-İpek davasıyla ilgili istinaftan önemli bir karar çıktı.
İngiltere'ye firar eden Akın İpek'in kardeşi Cafer Tekin İpek, annesi Melek İpek ile diğer sanıklar hakkında verilen hapis ve para cezaları hukuka uygun bulundu. Tabii, henüz süreç bitmedi. Yargıtay'da temyiz yolu açık…
Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 4. Ceza Dairesi'nin kararı İpekler'in şirketlerdeki hisseleri açısından da önemli… Zira, istinafın kararı müsadere kararı alınan hisseleri de bağlıyor. Yani Cafer Tekin İpek ve Melek İpek'in şirketteki hisseleri için yaptıkları itiraz da çöp oluyor. Şöyle anlatayım, artık Cafer Tekin İpek de Melek İpek de Kozaİpek Holding'deki yüzde 19.81'er hisseleriyle ilgili hak iddia edemez.
Buraya kadar her şey güzel…
Fakat bir de madalyonun diğer yüzü var.
Biliyorsunuz, daha önce mahkeme Akın İpek ile firari 5 sanığın dosyasını ayırdı. Dolayısıyla, istinaf kararı onları bağlamıyor.
Akın İpek'in şirketlerdeki hisse oranı yüzde 19.81… Şeytanın avukatlığını yapayım.
Misal, Koza-İpek Holding'in satışına karar verilse alacak olan kişi (belki bu Varlık Fonu bile olabilir) FETÖ'cü Akın İpek'le ortak olmaya devam mı edecek!
Ne zamana kadar derseniz… Akın İpek dosyası sonuçlanana kadar… Nasıl olur böyle bir şey demeyin… Oldu, oluyor… Hatta sadece Akın İpek için de geçerli değil bu dediğim… Firar eden Kavurmacı, Katırcıoğlu, Baltacı, Davulcuoğlu, Akyar, Tosun gibi isimlerin hepsiyle ilgili durum maalesef bu!
Sebebini dilim döndüğünce izah edeyim.
Türk Ceza Kanunu ve Ceza Muhakemeleri Kanunu (CMK) gereği, FETÖ yöneticisi ve üyesi olmak suçundan hakkında dava açılan ve yargılaması devam eden ama firardaki sanıklarla ilgili ne ceza ne varlıklarına müsadere kararı alınabiliyor. Hal böyle olunca da soruşturmaları yürüten Cumhuriyet başsavcılıklarının bir kısmı bu kişilerle ilgili kamu davası açmıyor.
Dosyalar soruşturma aşamasında bekliyor.
Bir kısım savcı ise ancak CMK'nın 247'nci maddesi gereği kaçaklık kararı alınması suretiyle kamu davası açabiliyor.
Ağır Ceza Mahkemeleri firarda olan sanıklarla ilgili mevcut yasal düzenlemelere göre karar oluşturamıyor.
Son dönemde sağda soldaki gelişmeleri dahi sessizce izleyen (!) savcıların elbette mevcut yasalar el vermedikçe FETÖ'cüler konusunda inisiyatif almalarını beklemek güç…
O halde ne yapılmalı?
Hukukçular, hissedarları firarda bulunan ve müsaderesi talep edilen ya da edilmesi gereken mal varlıkları ile şirket hisselerinin satışına imkân tanıyacak yasal bir düzenlemenin problemi çözebileceğini söylüyor.
Bu mülkiyet hakkına tecavüze girer mi?
Satış bedelleri açılacak bir hesapta nemalandırılmak suretiyle bloke edilirse bu argüman ortadan kalkabilir.
Bana kalırsa, bir an önce bu yasal düzenlemenin yapılması gerekir. Aksi halde, her dosyada aynı sorun yaşanır.