FETÖ her yerde... 'FETÖ MİT mahrem yapılanması'
15 Temmuz darbesinden sonra başlayan FETÖ ile mücadeledeki zaaflara dikkat çekilirken, FETÖ'nün çeşitli cemaat, vakıf, dernek veya partilere sızarak yeniden yapılanma faaliyetleri sürüyor.

Oluşturma Tarihi: 2024-04-08 11:21:43

Güncelleme Tarihi: 2024-04-08 11:37:19

Gazeteci Nedim Şener, 15 Temmuz darbesi sonrası Fetulahçı Terör Örgütü ile mücadeleyi başarılı bulanların oranının yüzde 60-70 aralığından yüzde 30-40 aralığına düşmesine dikkat çekti.

Şener'in, "FETÖ'yü bitirmezseniz FETÖ sizi bitirir" uyarısında bulunduğu yazısı...

15 Temmuz darbe girişiminin ardından 2 yıl sonra, “Bu gidişle 15 Temmuz bir dernek adı olarak kalır, 252 şehit bir rakam olarak hatırlanır” demiştim.

Fetullahçı Terör Örgütü ile mücadeledeki zafiyetleri görüp yaşanmasını istemediğim akıbeti ifade etmiştim. Oysa Fetullahçı Terör Örgütü'nün kanlı ihanet gecesinden sonra şehitlerimizi isimleri ve kahramanlıkları ile anıyorduk. Resmi binalara, meydanlara isimlerini veriyorduk. Hikâyelerini izliyor, ağlıyorduk. Hafızalarımızdan isimlerinin silinmesiyle Fetullahçı Terör Örgütü ile mücadelenin gerilemesi beraber yaşandı. Kahramanlarımızın isimleri tek tek hafızalardan silindi. Onun yerine “mağdur” diye darbe gecesi ihanet için sokağa çıkan FETÖ'cülerin isimleri gündeme gelmeye başladı.

‘ŞEYTANIN KARA KUTUSU'

2018 yılında Emniyet Kaçakçılık ve Organize Suçlarla Mücadele Başkanlığı'nın (KOM), Fetullahçı Terör Örgütü'nün Emniyet Mahrem Yapılanması raporunu okuyunca sadece kumpas kurmuş, darbeye kalkışmış ve tümüyle ortaya çıkarılmış bir örgütle değil, halen varlığını korumaya çalışan bir devasa tehlikesinin varlığına dikkat çekmeye çalışmıştım.

Çünkü Pensilvanya'daki Fetullahçı Terör Örgütü elebaşına gönderilen raporlar, oradan Türkiye'deki örgüt üyelerine verilen talimatları, ihanet şebekesinin 15 Temmuz darbe girişiminde amacına ulaşamasa dahi devleti ele geçirme amacından vazgeçmediğini gösteriyordu. O yüzden örgüt dokümanlarını ilk okuduğumda “Şeytanın kara kutusu” demiştim. Fetullahçı Terör Örgütü dokümanlarını ‘ŞEYTANIN KARAR KUTUSU' başlığıyla, 2018 yılında bir kitap haline getirdim. Ne kadar okunur bilemem diye özünü arka kapağa şu cümlelerle aktarmıştım: “Emniyet Mahrem Yapılanması Raporu” ilk defa bu kitapla gün yüzüne çıkıyor. Raporu okuduğunuzda ve örgütün yeni “Renklendirme” stratejisini öğrendiğinizde tehdidin hâlâ devam ettiğini ve ne kadar dehşet verici olduğunu göreceksiniz. Şeytani örgüt FETÖ, tekrar ele geçirmek istediği devlete karşı savaşmak için “Renklendirme” stratejisine geçti. İlim Yayma Cemiyeti, Milli Görüş, MHP, BBP, CHP, AKP ve SP yanında Nakşi, Kadiri, Halveti, Nur cemaatleri; Erenköy, Çarşamba, İslamoğlu gibi tarikatlara sızıyor, toplumsal örgütlenmelerin içinde medyayı, gazetecileri, siyasetçileri parmağında oynatıyor.

FETÖ'nün tüm bu planları, örgütün “Emniyet Mahrem Yapılanması” arşivinden çıktı; yani şeytanın kara kutusu açıldı. Bu onun son çırpınışı...”

KADROLAR TASFİYE EDİLDİ

Gerçekten ‘son çırpınışı' olduğunu düşünüyordum. Nitekim darbeye sadece 5 bin 600 örgüt mensubu subay, astsubay katılırken darbe sonrası Türk Silahlı Kuvvetleri'nden 25 bin dolayında örgüt üyesi ihraç edildi. Darbe girişimine katılanların 5 katı örgüt üyesinin ortaya çıkarılması devlet içindeki kripto örgüt üyeleriyle mücadelenin önemli bir simgesiydi. Tehlike bilindiğine göre yok edilmesi de mümkündü. Buna karşın önce 15 Temmuz sonrası risk alarak Fetulahçı Terör Örgütü ile mücadele eden hâkimlerin, savcıların, polislerin, TSK personelinin yerleri değiştirildi. Sonra bazıları mücadelenin dışında, bazıları devletin dışına atıldı. Örgütle mücadelede ‘canlı arşiv' neredeyse yok edildi. Fetullahçı Terör Örgütü ile hukuk içinde mücadele eden Türkiye Cumhuriyeti Devleti en büyük darbeyi de yargıdan yedi. 4 binden fazla örgüt üyesinin temizlendiği yargıda, kimi hesaplamalara göre 1.000'e yakın örgüt üyesi vardı.

ÇOKLARIN ARASINDAKİ AZLAR

FETÖ'nün klasik taktiği, ‘çokların arasında azları kaybettirmek' taktiği ile “renklendirme” yaparak varlığını koruyan hâkim ve savcıların verdiği takipsizlik ve beraat kararlarına “FETÖ borsası” tartışmaları karıştı.

15 Temmuz 2016 sonrası Fetulahçı Terör Örgütü ile mücadeleyi başarılı bulanların oranının yüzde 60-70 aralığından yüzde 30-40 aralığına düşmesi bir şeyleri anlatıyor olmalı.

Sonra her şey yavaşladı, bazen de tersine dönmeye başladı. Muhalefetin tutumu da FETÖ ile mücadeleyi PKK ile mücadeleye çevirdi. Devlet FETÖ'yü kovalarken, muhalefet kucak açtı. KHK ile ihraç edilenlere iade sözü verdi, FETÖ'cü KHK'lılar muhafet politikalarını hatta kadrolarını oluşturdu. Zaten FETÖ temizliği yeterli yapılmamışken bir de göreve iade kararları çıktı. Meslektaşlarının örgüt ilişkisini bildiği yargı mensupları kürsü, emniyet mensupları silah, bürokratlar masasına kavuştu.

PKK'DAN TEHLİKELİ

Hiç ummadığınız bir yargı kararı, hiç ummadığımız bir polis davranışı, hiç ummadığınız bir bürokrat uygulaması FETÖ'yü bölücü terör örgütünden daha tehlikeli hale getiriyor. Çünkü, PKK devletin dışında ama FETÖ içinde ve emperyalist ABD ile Avrupa ülkelerinin korumasında, soykırımcı İsrail'in amaçları doğrultusunda hem devletin içinde hem dışında hem de dünya ülkelerinde vatana ihanet için çalışıyor.

Sivil toplum arasında dernek, vakıflara sızıyor; kimi gün Atatürkçü kimi gün ülkücü, kimi yerde muhafazakâr kimi yerde solcuların arasına girerek, o görüntü altında sokakta ve toplumsal olaylarda karşımıza çıkıyorlar.
O yüzden bugün sokaklarda yaşananları ve yaşanacaklara şaşırmayın. Nasıl olsa onların yaptığı kötülükleri kapatan siyasetçiler ve belli toplum kesimleri, işbirliği yaptıkları dernek, vakıf ve partiler var.

Tüm bu gelişmeler görünen ve yakın tehlikeye dikkat çekmek için bir şeyler yapmam gerekiyordu; yazmak.

FETÖ-MİT MAHREM YAPILANMASI

Bu nedenle kısa süre önce ‘FETÖ- MİT MAHREM YAPILANMASI/ MAHREM İÇİNDE MAHREM'(Destek Yayınları) kitabını yayınladım. Yine anlaşılsın diye ne demek istediğimi arka kapağa şu satırlarla özetledim:

“15 Temmuz gecesi işlediği suçlar itibarıyla FETÖ'yü “terör örgütü” olarak tanımlamak yeterli olabilir ama “terör örgütü” tanımı FETÖ'yü tanımlamaya yetmez.

Fetullahçı Terör Örgütü (FETÖ) kumpas kuran, cinayet işleyen, soru çalan, sahte belge düzenleyen, yalan söyleyen, iftira atan, darbeye kalkışıp TBMM'yi bombalayan, 252 insanımızı tank ve F-16 bombaları ile katleden, devlete ve millete ihanet eden; tüm bunları yaptığı halde inkâr edip işlediği insanlık suçlarını başkalarının üzerine atan, her kılığa giren mankurtlaşmış beyinlilerden oluşan bir şebekedir.

FETÖ, hizmet ettiği ABD istihbaratı CIA kanatları altında kurulan, onun çıkarları için kullanılan ve halen onun tarafından ABD topraklarında korunan bir istihbarat ve operasyon aracıdır.

İşlediği suçlardan yola çıkarak FETÖ'nün nasıl bir ihanet şebekesi olduğunu anlayabilirsiniz ama “mahrem içinde mahrem” olan ‘FETÖ MİT Mahrem Yapılanması' bilinmeden nasıl bir istihbarat ve operasyon örgütü olduğu anlaşılamaz.”

Çünkü, FETÖ-MİT Mahrem Yapılanması, örgütün en gizli ve karanlık, en kirli ve operatif yönlerini içinde barındırıyor. Devlet ve iktidarla siyasi alanda mücadele için mevcut bilinen partilere sızmak amacıyla 2013 yılından itibaren ‘FETÖ MİT Mahrem Yapılanması' altında oluşturulan ‘FETÖ Siyaset Yapılanması'nın hedef, yöntem ve araçlarını bilmeden tehlikesinin büyüklüğünü anlamak ise imkânsız.