'FETÖ'nün Afrika'daki faaliyetlerine son verme süreci hızlanacak'
Bir dönem Çad Büyükelçisi olarak da görev yapan İstanbul Medeniyet Üniversitesi Siyasal Bilgiler Fakültesi Dekanı Prof. Dr. Ahmet Kavas, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın, Sudan, Çad ve Tunus'u kapsayan gezisine ilişkin, 'Türk hükümetinin etkin gayretleri ve Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın ziyaretleri, FETÖ'nün Afrika ülkelerindeki faaliyetlerine son verme sürecini hızlandıracaktır'' değerlendirmesinde bulundu.

Oluşturma Tarihi: 2017-12-28 12:26:17

Güncelleme Tarihi: 2017-12-28 12:26:17

İstanbul Medeniyet Üniversitesi Siyasal Bilgiler Fakültesi Dekanı Prof. Dr. Ahmet Kavas, Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın üç Afrika ülkesini kapsayan ziyaretinin, sadece ikili siyasi ilişkiler kurma amacı taşımadığını, ciddi ekonomik projelerin de bu ziyaretlerle birlikte hayata geçirileceğini söyledi. Cumhurbaşkanı ile birlikte Dış Ekonomik İlişkiler Kurulu'nun (DEİK), çok sayıda iş adamı ile katıldığını aktaran Kavas, şöyle devam etti:

''DEİK bir uçak dolusu iş adamı ile Afrika ziyaretine katılıyor. Aralarında, bu ülkelerde aldıkları projeleri tamamlayan iş adamları, ticaret yapanlar, karşılıklı iş yapan şirket temsilcileri gibi pek çok kişi yer alıyor. Yerel halkla kaynaşılması,Türkiye'nin kazanımlarını Tunus, Sudan ve Çad ile paylaşması; eğitim, sağlık ve kültürel birçok alanda geleceğe yönelik işbirliği imkanlarının yollarını açacaktır. Türk hükümetinin etkin gayretleri ve Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın ziyaretleri, FETÖ'nün Afrika ülkelerindeki faaliyetlerine son verme sürecini hızlandıracaktır.''

"ZİYARET 12 YILDA HANGİ SEVİYEYE ULAŞTIĞIMIZI GÖSTERECEK"

Prof. Dr. Kavas, bu ziyaretin Türkiye'nin genelde kıta, özelde ise Sudan, Çad ve Tunus ile ilişkiler konusunda yeni etkileşim alanları açma sürecini başlatacağını vurguladı.

Geçmiş asırlardaki bağlara rağmen, 20. yüzyılda Türkiye ile Afrika kıtası arasındaki ilişkilerin üzerine hiçbir şey ilave edilemediğini dile getiren Kavas, ''Oysaki geçen yüzyıl başlarken bu ülkelerin tamamı ile sömürgeciliğe karşı kader birliği yapmış, mücadele etmiş, zaman zaman başarılar da elde etmiştik. Fakat bir yüzyıl ara verdik, Bu, doğrudan Türkiye'nin verdiği bir karar değildi. Bu ülkeler de aslında bunu istemediler. Dönemin sömürgeci güçleri şunu biliyorlardı ki eğer Türkiye onların işgalleri altındaki bölgelerle bağlantı kurarsa tüm girişimleri boşa çıkacaktı'' ifadelerini kullandı.

Kavas, Türkiye'nin gerek kıta içinde hem de İslam İşbirliği Teşkilatı aracılığıyla Asya ve Afrika ülkelerini bir araya getirdiğini belirterek, ''İstanbul'da yapılan pek çok uluslararası toplantıda Afrika ülkeleri mutlaka geniş heyetlerle temsil ediliyorlar. Bu son ziyaret bir anlamda 2005'teki ilk eylem planlarının, 12 yılda hangi seviyeye ulaştığını da görmemize vesile olacaktır '' değerlendirmesini yaptı.

TÜRKİYE'DE 500 ÇAD'LI EĞİTİM GÖRÜYOR

Prof. Dr. Ahmet Kavas, Türkiye- Çad ilişkilerinin 2002'den sonra yeni sürece girdiğini, 2017 yılında ise iki ülke arasında ilişkilerde yeni bir sayfa açıldığını söyledi. Çad ile ilgili sosyal medyada yayılan terör haberlerinin gerçeği yansıtmadığını savunan Kavas, bu ülkeye gitmek isteyen Türk halkının bu tür haberlere itibar etmemesi gerektiğini kaydetti.

Türkiye'deki üniversitelerde ve bazı liselerde okuyan Çadlı gençlerin sayısının 500'ün üzerinde olduğunu, adeta bir okulu dolduracak kadar öğrencinin burada eğitim gördüğünü vurgulayan Kavas, şunları kaydetti:

"Türkiye, Çad'la eğitim, tarım ve hayvancılık konusunda bir dizi ortak projeyi yürütüyor. Yurtdışı Türkler ve Akraba Toplulukları bursları, Diyanet Vakfı da eğitim masraflarını üstlendi. Ayrıca Karabük Üniversitesi'nin, Çad'ı pilot ülke seçip iki ülke arasında lisans, yüksek lisans ve doktora eğitimine öncelik vermesi bir model olacaktır. Çad, 30 milyon hektar ziraata elverişli arazisi, hayvancılık alanında gelişmeye müsait konumu ve petrol dahil yeraltı zenginlikleri ile yakın gelecekte yatırımcılar için tercih edilecek ülkelerden olacaktır.''

Çad'ın bölgede Boko Haram gibi terör örgütleri ile mücadelesinde çok başarılı sonuçlar aldığını anlatan Kavas, şunları söyledi:

"Sahra bölgesinde güvenliği tehdit eden ve nasıl ortaya çıktıklarına kimsenin aklının ermediği Boko Haram gibi örgütler Çad'da yenilgiye uğradı. Dahası Çad, sadece komşuları arasında değil Afrika genelinde güvenlik ve terör örgütleri ile mücadelede ciddi mesafe aldı. Mali, Nijer, Nijerya, Orta Afrika gibi ülkelerdeki her türlü tedhiş örgütü ile doğrudan mücadele eden tek ülke oldu. Bu sebeple Afrika Birliği Komisyonluğu Başkanlığı görevini üstlenmesi zor olmadı. Çad artık iç savaşın tahrip ettiği bir ülke değil."

"ÇAD İSRAİL'İ TANIMAYAN BİR KAÇ ÜLKEDEN BİRİSİDİR"

ABD'nin Kudüs kararının ardından BM'den çıkan olumlu karar ile ilgili Çad'ın tavrına da değinen İstanbul Medeniyet Üniversitesi Siyasal Bilgiler Fakültesi Dekanı Prof. Dr. Ahmet Kavas, Çad'ın İsrail'i resmen tanımayan ülkelerin başında geldiğine dikkati çekti.

Türkiye öncülüğünde diğer İslam ülkelerinin de Kudüs konusunda kararlı bir duruş sergilediğini ifade eden Kavas, İslam İşbirliği Teşkilatı'nın (İİT) olağanüstü zirvesinin İstanbul'da toplanmasının, Türkiye'nin uluslararası arenada takdir toplamasına yol açtığını kaydetti. Kavas, İİT toplantısında mutabık kalınan konuların, ziyaret edilen ülkelerde tekrar gündeme taşınarak daha kalıcı kararların alınmasına vesile olacağını dile getirdi.

İsrail'in Afrika ülkelerinin desteğini almak için yaklaşık 69 yıldır çaba gösterdiğini anlatan Kavas, "Fakat İsrail'in tavrı ile ABD'nin ona verdiği destek bir şekilde tüm ülkelerce reddedildi ve dünyada büyük yankı uyandırdı. Ziyaret kapsamındaki ülkeler de İsrail ile ilişkilerini Filistin davasına göre belirleyen ülkelerdir. Çad İsrail'i resmen tanımayan birkaç ülkeden birisidir'' diye konuştu.