Dolar

34,5424

Euro

36,0063

Altın

3.006,41

Bist

9.549,89

FETÖ’nün 'Ankara bölge sorumlusu' itirafçı oldu!

Fetullahçı Terör Örgütü’ne (FETÖ) yönelik soruşturma kapsamında, bir dönem örgütün Ankara bölge imamlığını yapan Ş.Y, avukatı aracılığıyla İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı'na başvurarak, etkin pişmanlık hükümlerinden yararlanma talebiyle ifade vermek istedi.

4 Yıl Önce Güncellendi

2021-04-10 12:29:13

FETÖ’nün 'Ankara bölge sorumlusu' itirafçı oldu!

Ş.Y ifadesinde, Ankara İlahiyat Fakültesi mezunu olduğunu, diplomasını aldıktan sonra Ankara Müftülüğüne müracaat ettiğini belirterek, 3,5 yıl TİGEM'e ait bir camide imamlık görevinde bulunduğunu, sonrasında daha önce aldığı öğretmenlik diploması ile imamlığı bırakarak öğretmen olduğunu kaydetti.

İstanbul'da öğretmenlik yaparken, 3 çocuğunun farklı bursluluk oranları ile Fatih Kolejinde eğitime başladığını ve bu dönemde örgütle tanıştığını savunan Ş.Y, çocukların durumunu öğrenmek için okula gidip gelmelerinden sonra okul yönetimi ile samimi olduğunu, evlerde yapılan veli toplantılarına katıldığını anlatarak, bu toplantılarda, sohbetleri kendisinin gerçekleştirmesinin istendiğini, toplantıların daha sonra çeşitli guruplar ile devam ettiğini, genellikle esnaf olan velilerden oluşan guruba sohbet vermeye başladığını aktardı.

Ş.Y., hitabetinin iyi olması sebebiyle örgütün o dönemki bölge imamı olarak belirttiği şahıslar tarafından isminin duyulmaya başladığını anlatarak, "Fatih Koleji okul müdürü olan Murat Yıldırım ve halkla ilişkiler sorumlusu, örgütün sohbet yaptırmış olduğu hocalara hitabet dersini vermemi rica etti. Bu dönemde Milli Eğitim Müdürlüğünün düzenlemiş olduğu değerler eğitimi projesinde öğretmenlere çeşitli konularda seminer vermeye başladım. Halkla ilişkiler Müdürü olan C.K, o dönem bölge imamıydı. Bu dönemde İstanbul 4 bölgeye ayrılmıştı, 2008 yıllarında 6, 2012 yılında ise 11 bölgeye ayrılmıştı” diye konuştu.

Esnafın isteğiyle gerek il dışında gerekse il içinde rehberlik amacı ile sohbetler verdiğini, bu sohbetlerin masraflarını esnafın kendi arasında karşıladığını söyleyen itirafçı, bu kapsamda 2006 ya da 2008 yıllarında örgütün organize ettiği kamplara gittiğini söyledi.

Bahse konu kamptaki seminerlere, örgüt tarafından belirlenen Sarıyer, Şişli, Fatih, Bayrampaşa, Bahçelievler, Bakırköy, Başakşehir, Beylikdüzü, Ümraniye, Kadıköy ve Kartal büyük bölgecilerinin katıldığını anlatan Ş.Y. ifadesinde, bu bölgeci şahısların isimlerini, mesleklerini, kod isimlerini, yaşlarını, fiziki özelliklerini ve memleketlerini tek tek ayrıntılarıyla savcılığa verdi.

"Örgüt seminerlerde propaganda yaptı"

O dönem Milli Eğitim Müdürlüğünce düzenlemiş olduğu değerler eğitim projesinde çeşitli seminerler verdiğini anlatan Ş.Y., "Seminer içeriği öğrenci veli ilişkisi, öğrenci öğretmen ilişkisi gibi konulardı. Örgütün bu program sayesinde propagandasını daha rahat yaptığını düşünmekteyim" diyerek bu seminerlere katılan örgüt mensuplarını da deşifre etti.

Örgütte “irşatçı” adı altında bir zümre olduğunu ifade eden Ş.Y., bu zümrenin örgüt talimatı doğrultusunda bölgecilere veya diğer örgüt üyelerine dini değerleri anlatmakla görevlendirildiklerini belirterek, M.B. adlı kişinin "irşatçılardan" sorumlu olduğunu, ayrıca diğer "irşatçı" olduğunu bildiği isimleri de ifadesine ekledi.

Kendisine, önce yurt dışında herhangi bir ülkede esnaf yapılanması ve örgütlenmesi ile görev teklif edildiğini, kabul etmeyince, İç Anadolu Bölge imamlığı teklif edildiğini anlatan Ş.Y'nin, örgütün yapmış olduğu faaliyetlerden bunalması sebebiyle, uzaklaşmak için Ankara'ya tayinini istediğini öne sürdü.

“Saffet” kod isimli A.H.V'nin, Ankara'da bulunan Aktif Eğitim-Sen isimli sendikada Ankara Şube Başkan Yardımcılığı görevi teklifinde bulunduğunu aktaran Ş.Y örgütsel görevi ile ilgili şunları anlattı:

"Doğrudan il sorumlusu olmak istemediğimi, sorumlu olacak arkadaşa tecrübelerimden dolayı yardımcı olabileceğimi söyledim. Daha sonra Ankara'ya gittiğimde beni bölge sorumlusu olarak lanse ettiler. Fakat benim ayak sürüdüğümü bu görevi istemediğimi anlayınca Konya'dan A.F.Ş. bölge sorumlusu' olarak geldi. Bu şahıs ile İstanbul'dan tanışıyor olmamız sebebiyle benim tecrübe ve bilgi birikimimden faydalanmak üzere zaman zaman görüşüyorduk. 2014 yılı temmuz ayından aralık ayına kadar, Ankara bölge sorumlusu olarak göreve nezaret ettim. Ankara 5 merkez ilçeye bağlı olan "kardeş iller" kendi aralarında bilgi görüş alışverişi yaptıklarını biliyorum. Daha öncesinde olduğu gibi toplu halde toplantılar yapmadıklarını bu şekilde bir sorumlulukla işlerini yürüttüklerini biliyorum."

"Bayram öncesi sohbetlerde himmet ve burs isteniyordu"

Bölge yapılanmasının dışında doktorlardan, işçilerden, mühendislerden ve öğretmenlerden sorumlu bir yapının da olduğunun anlatan Ş.Y., bu meslek gruplarından sorumlu kişilerin isimlerini de bildirerek, "Yaklaşık olarak 1,5 yıl Aktif Eğitim Sendikasında şube başkan yardımcısı görevini yürüttüm. Sendika görevlerimin dışında bu örgütün zaman zaman davetleri üzerine esnafa, öğretmenlere sohbetler ve seminerler verdim. Bu toplantı esnasında öğrencilerden sorumlu olduğunu öğrendiğim Namık Polat kod isimli A.K'nın sorumlu olduğunu öğrendim. Bu kişi teknoloji ile arasının iyi olduğu söylenince ‘Ben de teknoloji özürlüsüyüm zaman zaman bize yardımcı olursunuz' dedim. Bu konuşmadan sonra 'İsterseniz Bylock numaramı vereyim.' dedi ve Bylock üzerinden bu kişi ile birkaç kez görüştüğümü hatırlıyorum. Ankara da bahsi geçen bölge sorumluları özellikle ramazan ve kurban bayramları öncesinde esnafa yapmış oldukları toplu programlara beni davet eder, konuşma ve sohbet yapmamı isterlerdi. Bu davetlere iştirak ettim, örgütün belirttiği konularda seminer verdim. Bu seminerlerden sonra o bölgeden sorumlu olan kişi ileri gelen esnaf aracılığıyla himmet ve burs adı altında bağış isteniyordu." dedi.

Ş.Y, sendikal faaliyetlerle ilgili olarak şube başkan yardımcıları aracılığı ile Milli Eğitime bağlı okullara, yaptıkları faaliyetleri anlatan broşür ve reklamların götürüldüğünü anlatarak, "(17-25 Aralık sürecinden sonra) FETÖ'ye ait okul ve dershanelere mali denetimler yapıldığı, mensupların bundan cidden rahatsız olduklarını, basın aracılığıyla mağduriyetlerin dile getirilmesi gerektiğinin konuşulduğunu biliyorum. Ancak Zaman gazetesi ve Samanyolu kapatılmıştı. Onun yerine yanlış hatırlamıyorsam Millet gazetesi gibi farklı isimlerde gazeteler çıkarılmıştı. Bu gazeteler aracılığı ile haberler yapılıyordu." dedi.

"Türkiye'nin örgüt tarafından 5 büyük bölge şeklinde adlandırılıyordu"

Ankara'ya gittiğimde Türkiye'nin örgüt tarafından 5 büyük bölge şeklinde adlandırıldığını, bu bölgelerin, Marmara, Ege, İç Anadolu, Doğu ve Güneydoğu şeklinde olduğunu ve her bölgenin ayrı sorumlusu olduğunu belirten Ş.Y'nin "2015 yılının sonlarına doğru kurumların Milli Eğitim ve Maliye Bakanlığı tarafından denetimler geçirmesi ve benzeri olaylar üzerine kurumlarda örgüt içi denetim konuşuluyordu. 2016 yılı başlarında denetmenlik ile ilgili İzmir'de görev almam istendi. Benim sendikada resmi görevim olması hasebiyle sonrasında Ege Bölge Sorumlusu olan M.B. ile tanıştım. Denetim konusu yeni bir iş olmasından dolayı nasıl yapılacağı ölçü ve usulleri henüz belli değildi. Sendikada görev yaptığım dönemde kurumlara yoğun denetimler yapılıyordu. Basından operasyon haberleri alıyordum. Haber içeriklerini merak ettiğimden önceden aradığım kişilerle yazışmalarım oluyordu." diye konuştu.

Etkin pişmanlık hükümlerinden yararlanan Ş.Y ifadesine şöyle devam etti:

"Türkiye bölge sorumluları olarak 2014 yılının Ağustos ayı içerisinde İstanbul Pendik'de bulunan Anafen okulunda toplantı gerçekleştirdik. Bu toplantıya bölge imamları haricinde, sorumlular ve sekreterya olarak görev yapan Barbaros Kocatürk de (FETÖ Türkiye İmamı) katılırdı. Sekreteryanın görevi toplantıyı yönetmek gündemi belirlemektir. Sekreterya olmadığı zamanda kendi aramızdan biri sekreteryalık yapardı, 5 bölge imamı icracı olarak bilinirlerdi, yani toplantılarda gündem ile verilen kararları işleyişini, nasıl yapılacağı konusunda görüş bildiriliyordu, örnek vermek gerekirse toplantıda bize sekreterya tarafından gazete aboneliği 500 bin kişi olsun şeklinde gündeme alınıyordu, biz de üye sayısının nasıl artırılması gerektiği yönünde görüş bildiriyorduk, toplantılarda bizim karar alma gibi bir durumumuz söz konusu değildir. Sekreterya tarafından daha önceden alınan talimat ile gündem ve karar belirleniyordu, toplantıda görüşülen konular sekreterya tarafından örgütün üst yönetimine iletiliyordu. Toplantılara genelde 6 ayda bir katılan 'irşatçılar' da yer almaktaydı, toplantıya katılış amaçları toplantıyı takip ve motivasyon amaçlı olurdu, genelde örgüte ilk katılan kişiler olduğundan yaşlıydılar. Bu toplantılardan birine yurt dışı okullarından sorumlu olan aynı zamanda Türkçe Olimpiyat Organizasyonunu yapan ve Çin ülkesi sorumlusu olarak bildiğim Ali Ursavaş ( ( FETÖ çatı davasının firari sanığı) da katılıp yurt dışı okullarında meydana gelen olaylar ile ilgili bilgilendirme yapmaktaydı."

Örgüt elebaşının sohbetine katılmış

Ş.Y, 2012-2013 yıllarında İ.Ş adlı kişiyle birlikte Amerika'daki Fatih Koleji ve yine New York'da bulunan bir Amerikan resmi okuluna gittiklerini anımsatarak, "Bu gidiş amacım hem okulu yerinde teftiş etmek hem de imkan olursa Fetullah Gülen'i ziyaret etmekti ancak bir aksilik sebebi ile Fetullah Gülen ile görüşemedik. Daha sonra tam tarihini hatırlamamakla birlikte 17/25 Aralık öncesi döneme denk gelen zaman diliminde Fatih Koleji yönetim kurulu üyeleriyle Amerika'ya yapmış olduğum ziyarette Fetullah Gülen ile görüştük. Gülen'e Bahçelievler'de yeni yapılan okul ile ilgili sunum yaptık, ardından salonda herkesin katılmış olduğu sohbete katıldık, sohbeti Fetullah Gülen verdi. Brezilya Ülkesinde bulunan okul alımı ile ilgili tam hatırlamamakla birlikte 2011-2012 yıllarında seyahatim oldu.” ifadelerini kullandı.

İtirafçı Ş.Y. ifadesinin devamında örgüt içi mesajlaşma uygulaması olan Bylock'a dair bilgiler vererek, “Bylock mesajlarında yer alan ‘BLG' isimli grup İç Anadolu Bölgesi ile ilgili olan şahıslardan, ‘YK' resmiyette örgüte ait bir kurumda görev alan kişilerden, ‘YRD' bölge imamlarının yardımcılarından, ‘B' grubu Büyük Bölgecilerden, ‘ab' abilerden oluşmaktaydı. ‘HD' isimli Bylock grubun açılımı "HADİM" olarak kastedilmiştir. Hadimin anlamı örgüte hizmet eden anlamında kullanılmaktaydı, aynı zamanda belli bir bölgenin veya yerin ‘hizmetkarı' olarak yer almaktadır. ‘T' grubu tam hatırlamamakla birlikte Türkiye'de Üniter sorumlularını kastettiğini hatırlamaktayım. ‘Talebe A' grubu Talebe Abilerinden oluşmaktaydı. ‘DNT' denetçilerden oluşan guruptur, bölgecilerin altında yer alan kişilerden oluştuğunu düşünmekteyim." dedi.

"1​​​7/25 Aralık sonrası örgüt içerisinde serzenişler başladı"

Örgüt içerisinde Mollalar gurubu olarak adlandırılan doğrudan örgütün elebaşı Fetullah Gülen'den ders alanlardan oluşan aynı zamanda ilahiyatçı olan kişiler olduğunu bildiren Ş.Y., “Bu şahıslar ilahiyatçı olmaları sebebi örgüte yeni katılan öğrenciler ile ilgilenirlerdi, aynı zamanda çağrıldıkları yerde konferans şeklinde sohbet adı altında toplantı yapmaktaydılar. 17/25 Aralık sonrası örgüt içerisinde serzenişler başladı. Genel olarak örgüt yöneticileri ‘Allah büyük bir sınav' şeklinde örgüt üyelerini sakinleştirmeye çalışıyorlardı. 2014 yılında bölge sorumlusu iken beni bir sohbete çağırdılar, sohbete Çankaya ilçesinde esnafların geleceğini söylediler, ben de yaklaşık 35-40 kişilik gruba himmetin önemini anlattım." diye konuştu.

Ş.Y, ilk alınan ifadesinde, kendisine sorulan ve teşhis etmesi istenen bazı kişileri tanımadığını söylerken, bazı kişiler ve olaylara ilişkin ise hatırlamadığı yönünde cevaplar verdi. Ancak daha sonra ek ifadesi alınan şüpheli Ş.Y. ise bu sefer hatırlamadığını söylediği olaylar ve şahıslar hakkında detaylı anlatımlarda bulunması dikkati çekti. Ayrıca şüphelinin ekli ifadelerinde örgütün yapısı hakkında dilekçe yazıp şema çıkardığı da belirtildi.

"Etkin pişmanlık mahkemede tartışılsın"

İtirafçı Ş.Y. hakkında iddianame tanzim eden savcılık, "Şüphelinin örgüt içerisinde zamanla yükselerek örgütün hiyerarşik yapısı içerisinde örgütün amacına uygun biçimde işleyişini sağlayan, İç Anadolu bölgesinde bulunan örgütün sorumlularına görev veren ve genel stratejiyi belirleyen bir konumda olduğu, örgütün Türkiye'yi 5 bölgeye ayırdığı değerlendirildiğinde, şüphelinin bölge sorumluluğu statüsünün örgüt içerisinde 'Ülke İmamı' olarak değerlendirilmesi gerektiği, bu hali ile şüphelinin FETÖ/PDY silahlı terör örgütü yöneticiliği suçunu işlediği anlaşılmıştır." değerlendirmesinde bulundu.

Savcılığın hazırladığı iddianamede, hakkında kamu davası açıldıktan sonra savcılığa başvuran şüphelinin etkin pişmanlık hükümlerinden faydalanma talebinin mahkemede tartışılması gerektiği kaydedilerek, “Şüphelinin Bylock Değerlendirme ve Tespit Tutanağının tespit edilmesi üzerine sadece arkadaş listesinde ekli bulunan bir kısım şahısların isimlerini beyan etmesi, bir kısım şahıslar ve ID kullanıcıları ile yazışması olmasına rağmen bunları tanımadığını söylemesi, bu şahısların konumları ve faaliyetleri hakkında beyanda bulunmaması, hakkında etkin pişmanlık kapsamında beyanda bulunan bir kısım anlatımları kabul etmemesi ve kimi örgüt üyelerinin isimlerini veya bulunduğu görevleri ile ilgili eylemlerini gizlemesi, ayrıca kendi eylemleri hakkında elde edilen mevcut deliller haricinde bilgi vermemesi hususları birlikte değerlendirildiğinde, şüphelinin örgüt faaliyetleri çerçevesinde işlenen suçlarla ilgili yaptığı görevler dikkate alındığında konumu ile uyumlu, samimi, yeterli ve faydalı bilgi vermediği, bundan dolayı etkin pişmanlık gösterdiğinden söz edilemeyeceği ve hakkında etkin pişmanlık hükümlerinin uygulanma imkanı bulunmadığı.” ifadelerine yer verildi.

İtirafçı Ş.Y. hakkında “örgüt yöneticiliği” suçundan 15 yıldan 22,5 yıla kadar hapis cezası istemiyle hazırlanan iddianame, şüphelinin yargılandığı İstanbul 24. Ağır Ceza Mahkemesi'ndeki dava dosyasıyla birleştirilmesi talebiyle ilgili mahkemeye gönderildi.

AA

Haber Ara