FETÖ sanığı polislerin 'usulsüz dinleme' davası
FETÖ elebaşı Fetullah Gülen aleyhinde kitap yazacağının duyulmasının ardından, kaçırılan ve cesedi denizde bulunan gazeteci Haydar Meriç ile belediye başkanları, STK temsilcileri ve gazetecilerin de aralarında bulunduğu 70 kişinin usulsüz dinlenmesi ve takip edilmesine ilişkin, Gülen'in de dahil olduğu 3'ü firari, 20'si tutuklu 33 sanığın yargılanmasına devam edildi.

Oluşturma Tarihi: 2018-01-04 20:56:05

Güncelleme Tarihi: 2018-01-04 20:56:05

FETÖ elebaşı Fetullah Gülen aleyhinde kitap yazacağının duyulmasının ardından, kaçırılan ve cesedi denizde bulunan gazeteci Haydar Meriç ile belediye başkanları, STK temsilcileri ve gazetecilerin de aralarında bulunduğu 70 kişinin usulsüz dinlenmesi ve takip edilmesine ilişkin, Gülen'in de dahil olduğu 3'ü firari, 20'si tutuklu 33 sanığın yargılanmasına devam edildi.

Kırklareli 2. Ağır Ceza Mahkemesi'nce Halk Eğitim Merkezi'nde yapılan duruşmada, 18 tutuklu sanık ile avukatlar hazır bulundu.

Tutuklu ve tutuksuz bazı sanıkların Ses ve Görüntü Bilişim Sistemi (SEGBİS) aracılığıyla katıldığı duruşma, sanıklara yöneltilen sorularla devam etti.

Tutuksuz sanıklardan eski istihbarat şube müdürlüğünde görevli M.K, tutuklu sanıklardan eski İstihbarat Şube Müdürü İbrahim Şimşek tarafından kendisine yöneltilen, ''Sana mobbing uygulandı mı?'' sorusuna, mobbingin en güzel örneğinin bazı personelin Şark görevine gönderilmek olduğunu söyledi.

Kendisinin de Şark'a gönderilmek istendiğini belirten M.K, FETÖ'cü olmayan kişilerin şubeden gönderildiğini ileri sürdü.

Cuma günleri şube müdürü ve bazı personelin vali ile emniyet müdürünün gittiği camilere gittiklerini öne süren M.K, kendisinin ise başka camilere gittiğini belirtti.

Öldürülen gazeteci Haydar Meriç'in fiziki takibine ilişkin Ankara ve İstanbul'dan takviye ekiplerinin gelmesine anlam veremediğini bildiren M.K, ''Bir kişinin takibi için 3-5 kişi yeterlidir. Şubede 20-21 personel çalışıyordu. Böyle bir ihtiyaç olması halinde Lüleburgaz ya da komşu illerden takviye çağrılabilirdi. Burada takviye istenmesinin amacı, kendi örgütlerinden olan kişilerin gelmesi ve olayın gizlilik içinde tutulmasının sağlanmasıdır. Ankara ve İstanbul'dan gelen kişilerde Bylock çıkması, bunun kanıtıdır.'' diye konuştu.

''CESEDİN FOTOĞRAFLARINI GÖREN ŞİMŞEK, MOSMOR OLDU''

Diğer tutuksuz sanıklardan S.D. ise soruları cevaplarken, eski İstihbarat Şube Müdürü İbrahim Şimşek'in, Meriç'in cesedine ilişkin fotoğraflarını gördüğünde yüzünün mosmor olduğunu ileri sürdü.

Meriç'in ölü bulunduğu bilgisini Şimşek'e verdiğini anlatan S.D, kendisine hitaben 'İnsan öldüğünde bir şeye benzemiyor işte' diyerek tepki gösterdiğini anlattı.

S.D, daha sonra müdürün kendisini makamından kovduğunu ifade etti.

S.D, diğer sanıkların sorularını cevapladığı sırada sürekli müdahalelerde bulunan eski İstihbarat Şube Müdürü İbrahim Şimşek'e, Mahkeme Başkanı Vahdet Yeltepe, tepki gösterdi.

Şimşek ise ''Ben artık dayanamıyorum ve arada müdahale ediyorum' demesi üzerine Yeltepe, 'Senin müdahale etmeye hakkın yok, sana söz vermedim.'' dedi.

Duruşma daha sonra mahkemeye sunulan belgelerin okunması ile yarına ertelendi.