Sosyal medyanın zihinleri iğdiş etme özelliği var. Sosyal medya düzleminden bakarsanız, Türkiye yanıp yıkılmakta, ABD kazanmaktadır.
Ama gerçeğin, eski deyişle önünde sonunda galebe çalma özelliği vardır. Sosyal medyada atıp tutanların, bilmedikleri çok önemli bir gerçek var. Hani moda deyişle “algı operasyonları” deniyor ya, bununla herkesin güdüleceği sanılıyor. Sosyal medyanın etkisini küçümsemiyoruz ama propagandanın, psikolojik savaşın kitleleri yönlendirme gücü bir yere kadardır. Son tahlilde halk, karşı karşıya olduğu nesnel duruma göre tutum belirler.
HERKESİ BİRLEŞTİREN NESNELLİK
Bireysel olarak, işçinin gündemi ekmek teknesini kaybetmemek, çiftçininki tarlasını ekip biçerek geçimini sağlamak, esnafınki borçlarını ödeyip işyerini kapanmaktan kurtarmak, fabrika sahibinin gündemi de üretimi sürdürerek kazancını artırmaktır.
Bütün bu bireysel beklentilerin üzerinde halkın tümünü birleştiren nesnellik ise vatan bütünlüğünün korunmasıdır. Eğer bir vatanınız varsa ekmeğiniz olacaktır. Eğer bir ordunuz yoksa ayaklar altında kalırsınız, ülkeniz parçalanır. Vatan tehdit altındaysa vatan savaşı kaçınılmazdır. Vatan savaşı, emperyalizme doğrudan bağlı kesimler ile FETÖ, PKK ve onun yandaşları dışında herkesi birleştirmekte olan ortak zemindir.
GÜNÜMÜZ GERÇEKLİĞİ
Gerçeklik düzlemi budur. Bu nesnelliğin, Türkiye ölçeğinde ekonomiden siyasete yansımaları olmaktadır, olmaya devam edecektir.
Türkiye, 2014'ten itibaren 1945'te içine sokulduğu cendereden çıkmakta, Atlantik zincirlerinden kurtulmaktadır. Belirleyici olgu, çok doğru bir tanımla paralel devlet yapılanması olarak adlandırılan Gladyo'nun devlet içinden temizlenmesidir. Ekonomiden, iç politikaya, dış politikadan güvenliğe kadar diğer her şeyi belirleyen olgu budur.
SOYLU'YA KARŞI GLADYO'NUN YANINDAN ATEŞ
Bu ülkenin İçişleri Bakanı, “Doğu Akdeniz'de, Libya'da, Karabağ'da, Suriye'de, Kuzey Irak'ta biz varız. 15 Temmuz'da ABD'nin bize yaptığına karşı attığımız adımlar. Bu bir operasyondur. Hedef Türkiye'dir. ABD'ye Türkiye'ye operasyon yaptırmayacağız” demekte, ABD'ye meydan okumakta ve Gladyo artıklarına karşı kılıcını çekmektedir.
Ama bizim klavye devrimcilerimiz CIA'nın yanından ona karşı savaşmaktadır. Anlı şanlı köşe yazarlarımız “Sedat Peker videoları neden bu kadar izleniyor” diye yazılar döktürmekte, onun ortaya attığı iddialara dayanarak Hükümet'e salvolar savurmakta. Gerçi çok şaşırtıcı değil, zira bu sözüm ona “Atatürkçü” yazarlarımızın Fethullah'ı savunan yazılarını da anımsıyoruz.
ABD'NİN MORALİ BOZUK
Biden yönetiminin işbaşına gelir gelmez örtülü operasyonları esas alan ataklara giriştiğini görüyoruz. Washington'da, ABD hegemonyasına karşı, gelişen dünya ülkeleri arasında güçlenen işbirliğini bozmak için Türkiye'nin zayıf halka olarak değerlendirildiğini saptıyoruz. Bu atakların devam edeceğini öngörebiliriz. Çünkü, ABD açısından en tehlikeli iki senaryo olan Çin ile Rusya ve Türkiye ile İran arasında ittifaklar kurulduğu gibi aynı zamanda bu dört ülke ve her birinin müttefikleri ile daha geniş bir ortaklık oluşmaktadır.
Psikolojik savaşın etkisine kapılıp morali bozulanlar olabilir. Bu psikolojik savaşı yürütenler, üstte olanlar değil yenilenlerdir. Onların çırpınışlarıdır. Youtube'da şu kadar milyon izlenmeyle bu gerçek değiştirilemez. Türkiye'ye, milletimize ve kendimize güveniyoruz.
Türkiye, ABD'yi ve onun aleti olan Gladyo'yu 15 Temmuz 2016'da yendiği gibi, bugün de artıklarından temizleyecek güce ve imkanlara sahiptir.