Filozof Zizek ve 'tetikçilik'
ABD Başkanı Biden'in Ermeniler hakkındaki 24 Nisan konuşmasından sonra ABD'de PKK/YPG için lobi faaliyetlerine hız verildiği ortaya çıktı. Uluslararası ilişkiler yazarı Bercan Tutar, 'Zizek, PKK, ABD ve Batılı taassup' başlıklı yazısında felsefeci-eleştirmen Slavoj Zizek'in DEAŞ hakkındaki ifadesini hatırlatarak, FETÖ ile ilgili yeni planların devreye sokulacağına dikkat çekti.

Oluşturma Tarihi: 2021-05-02 11:42:14

Güncelleme Tarihi: 2021-05-02 11:42:14

Merak ediyorum, Türkiye'yi DEAŞ terör örgütüne yardım ve yataklık etmekle suçlayan üst aklın bir numaralı kullanışlı aptallarından Hollywood düşünürü Slavoj Zizek, şimdi PKK'nın ABD'de bir lobi firmasıyla anlaşıp ofis açmasına acaba ne diyecek?

Hatırlayanlar bilir, film eleştirmeni filozofumuz 9 Aralık 2015'te İngilizlerin sosyalist dergisi New Statesman'da çıkan yazısında "Suriye'ye giden çok sayıdaki yabancı savaşçıyla ilgilenmek için DEAŞ'ın İstanbul'da bir konsolosluk açacağı" zırvasını dile getirmişti.

Oysa bırakın terör örgütünün İstanbul'da konsolosluk açmasına izin vermeyi Türkiye, Fırat Kalkanı Harekâtı ile ABD ve 60 küsur koalisyon ortağının yok edemediği DEAŞ'ın kökünü tek başına kazıdı. Bu gerçek bile Zizekçilerin önyargısını değiştiremedi, değiştiremez de!

Çünkü 'Batılı modern taassup' tam da böyle bir şeydir. Söz konusu Batı'ya hizmet etmeyen Müslüman bir ülke olunca kara propagandada sınır tanımazlar.

ABD işte bu yüzden terör örgütü olarak tanıdığı PKK ile ilişkisini resmileştirmekte bir beis görmüyor. Gezi'den bu yana devam eden süreçte bunu defalarca gördük.

Hatta New York Times gazetesi (NYT) 24 Mayıs 2015'te aleni şekilde "DEAŞ'a yardım etmekle suçladığı" Cumhurbaşkanı Erdoğan'a karşı ABD ve NATO'yu göreve çağırmıştı.

O dönemki ABD Başkanı Barack Obama ve Yardımcısı Joe Biden'ın amiral gemisi NYT'nin gerekçesi DEAŞ'tı. Fakat asıl neden Sayın Erdoğan liderliğindeki Türkiye'nin yükselişini durduramamaktı.

Nitekim bu ikili 15 Temmuz 2016'da harekete geçti fakat Türk milletinin destansı direnişiyle karşılaştılar. 15 Temmuz direnişi darbe çığırtkanlarının suratına adeta bir Osmanlı tokadı gibi indi.

Fakat unutmayalım ki vesayetçi zihniyet yenilse de asla pes etmez. Erdoğan'ı deviremeyeceklerini gören 'üst akıl' şimdi stratejilerini revize ediyor. Biden'ın ABD Başkanı olmasıyla kirli senaryolarını birer birer raflardan indirmeye başladılar.

Joe Biden'ın 'Ermeni soykırımı' iftirasından hemen sonra şimdi de terör örgütü PKK/YPG'ye ABD'de ofis açma imkânı veriliyor. Benzer şekilde FETÖ ile ilgili planların da yeniden devreye sokulmasının hazırlıkları yapılıyor.

Bakmayın siz ABD'nin Çin ve Rusya ile gelişen ilişkilerimizi bahane göstermesine! Gerçek neden Erdoğan'ın Türkiye'yi ayağa kaldıran hamleleridir.

Bu hamlelerin Batılı vesayeti kırıp İstanbul'un 'Konstantinopolis'e dönüşme sürecini ebediyen yok etme ihtimalidir.

Çünkü Bernard Lewis'in de işaret ettiği Batı'nın optik rasyonalitesi İslam dünyasının Hristiyanlaştırılmasına odaklıdır.

'Soykırım' konuşmasında Biden'ın İstanbul'dan 'Konstantinopolis' diye söz etmesi bu bilinçaltının hâlâ canlı olduğunun göstergesidir. Bu nedenle Müslüman coğrafyayı koruyan her lideri şeytanlaştırmaya çalışırlar.

O yüzden Erdoğan'ı "Yeni bin yılın Selahaddin'i" diye niteliyorlar. O yüzden panikle NATO'yu göreve çağırıyorlar. O yüzden FETÖ, PKK ve DEAŞ gibi örgütleri devreye sokuyorlar. O yüzden Zizek gibi filozoflara bile tetikçilik yaptırmaktan çekinmiyorlar. Ancak bunların hepsi de çaresiz stratejiler. Ne yapsalar boş.