Ankara'nın varlığının ve etkisinin kentin her yerinde görünür olduğunun belirtildiği haberde şu ifadeler yer aldı:
DOKTORLAR TÜRKİYE SAĞLIK BAKANLIĞI'NIN ELDİVENLERİNİ GİYİYOR
"Doktorlar üzerinde Türkiye Sağlık Bakanlığı yazan eldivenler giyiyor. Bakkallar Türk bisküvilerinin olduğu kutularla dolu. Hatta sarı amblemiyle PTT'nin de bir şubesi var.
"ERDOĞAN'IN ARTAN NÜFUZU GÖRÜLÜYOR"
Şehir, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın ve Türk devletinin Suriye'nin kuzeyinde giderek büyüyen nüfuzunun sembolü gibi."
"TÜRKİYE KALICI OLACAK"
Gazete bölgedeki Türk varlığını "işgal" olarak tanımlarken şunları söyledi:
"Yetkililer bu şehir için, Afrin'le beraber Ankara'nın kontrolüne geçen Suriye'nin yaklaşık 4 bin kilometrekarelik topraklarındaki Türk yönetiminin nasıl olacağına dair bir 'model' diyor. Analistler, tüm işgaller gibi, Türkiye'nin bölgedeki varlığının rahatsızlık yaratma riski olduğunu ve Ankara'yı pahalıya mal olabilecek, zorlu bir sorumluluğa sürüklediğini söylüyor. Ayrıca 3 km mesafedeki ABD destekli Kürtlerle de çatışma riski var. Şimdilik Türkiye üstlendiği rolden gurur duyuyor ve bunu dünyaya göstermeye de istekli.
"SURİYELİLER TÜRKİYE'YE MİNNETTAR"
Birçok Suriyeli, Türklerin gösterdiği çabalar için minnettar olduklarını söyledi. Amira Najjar adlı bir öğretmen, 'Burada genel görüş, Türkiye'nin bize yardım ettiği yönünde. İnsanlar onlar işgalci gibi görmüyor' diyor.
"ÖNCELİK HAYATI NORMALLEŞTİRMEK"
Türkiye son 18 ayda bölgeye büyük kaynaklar akıttı. Türk bakanlıklar hasar gören binaların onarımına, hastane ve sağlık kliniklerin inşasına yardım etti, okulları yeniden açtı. Yüzlerce öğretmenin, doktorun ve polisin maaşını Türkiye ödüyor. Cerablus'a elektrik ulaştırılması için 3 kilometrelik bir kablo döşendi. Dokuz aydır Suriye'de çalışan Gaziantep Vali Yardımcısı Ahmet Turgay İmamgiller, 'Önceliğimiz burada hayatı normalleştirmek. Kaos vardı, savaş vardı, şimdi insanlar iyi şeyler görmeye başladı' diyor.
"SURİYELİLERİN DÖNÜŞÜ HIZLANDIRILIYOR"
Fırat Kalkanı Operasyonu'nun öncelikli amacı Kürtlerin sınır bölgesinde ilerlemesini engellemekti. Ama Erdoğan, Türkiye'de yaşayan ve bulundukları şehirlerde artık çok sıcak karşılanmayan 3.5 milyon mültecinin geri dönüşlerini hızlandırmak istediğini de söylemişti.
Cerablus bölgesinin nüfusu, IŞİD kontrolündeyken 5 bin kişiyken, yetkililer bugün nüfusun 140 bine çıktığını söylüyor. Şehirde yaşayanların bir kısmı Türkiye'den dönenler bir kısmı da ülke içinde evini terk etmeye zorlanan Suriyeliler.
Türk yetkililer Cerablus'taki görevlerinin, Suriyelilerden oluşan konseyin kentin yönetimine karar vermelerinde danışmanlık yapmak olduğunu ifade ediyor.
"PEÇE YASAĞI GERİLİME SEBEP OLDU"
Geçen yıl kadın öğretmenlere peçe yasağı getirilmesi üzerine protesto gösterileri düzenlendi. Yerel konseyin üyesi Abdüllatif el Muhammed bu tip anlaşmazlıkların çözüldüğünü ve hala idarenin Suriyelilerde olduğunu söylüyor: "Bizim mührümüz olmadan burada hiçbir şey olmaz. Kendi kararlarımızı kendimiz alıyoruz."
Kentteki en büyük sorun güvenlik. Bölge bombardıman altında, güvenlik yetkilileri de PYD'yi sorumlu tutuyor. Suriyeliler silahların çok olmasından, muhalif örgütlerin kent etrafında racon kesmelerinden endişe duyduklarını söylüyor. Muhalif örgütlerin şehirden ayrılmaları için görüşmeler sürüyor ama dizginlenmeleri için zaman gerekecek.
Cerablus, Türkiye tarafından Suriye'deki yönetimleri için bir model olarak görülüyor olabilir. Ama burası diğer bölgelere göre daha az zarar gördü. Nüfusu ağırlıklı olarak Sünni Arap ve Türkiye sınırına yakın, bu da lojistik kolaylık sağlıyor. Böyle olmasına rağmen birçok sorun yaşanıyor.
Şehrin merkezinin dışında, köylerde elektrik ve su sıkıntısı var. En az 20 bin kişi hala çadırlarda yaşıyor. Türkiye için zorluklar artabilir. Erdoğan defalarca ABD destekli Kürtlerin kontrolündeki bölgelere saldıracağı tehdidinde bulundu, bu da iki Nato ülkesini çarpışma noktasına getirdi.
Erdoğan, Türkiye'nin Suriye topraklarında gözü olmadığını ısrarla söyledi ancak Türk yetkililer bölgeden ayrılmalarının yıllar sürebileceğini ifade ediyor. Ve Suriyeliler şimdilik, Beşar Esed ve IŞİD saldırılarından uzak, güvende oldukları için minnettar.
Cerablus dışındaki bir köyde yaşayan yaşlı Ümmühan Şaban da şöyle diyor: "Türkiye'nin burada olmasını biz tercih etmedik ama IŞİD kontrolündeki hayatımızla kıyasladığınızda şimdiki hayatımız mükemmel."