Fuat Uğur: Tek tek oku Ezgi Mola... İddialar ve gerçek
Sosyal medyada uzun süre gündemde yer alan “Uzman Çavuş Musa Orhan ve İpek Er’in intihar mektubu” olayına ilişkin tartışmada oyuncu Ezgi Mola Ağustos 2020'de sosyal medya hesabından tepki göstermişti. Bu paylaşım üzerine Mola hakkında geçtiğimiz gün 'sesli, yazılı veya görüntülü bir ileti ile hakaret' ve 'hakaret' suçlarından 2 yıl 4 aya kadar hapis cezası istendi. Ardından sosyal medyada '#EzgiMolaYalnızDeğildir' etiketiyle başlatılan kampanyada Mola'ya destek mesajları yağdı. Gazeteci Fuat Uğur, konuya ilişkin yazısında Ezgi Mola'ya seslendi. Uğur, yazısında ilgili belgelerle birlikte olay hakkında ayrıntılı araştırma yapan gazeteci Emre Erciş’in elde ettiği bilgileri paylaştı…

Oluşturma Tarihi: 2021-06-05 15:38:49

Güncelleme Tarihi: 2021-06-05 15:38:49

“Ezgi Mola ne yaptığının farkında mı?”

Baştan söyleyeyim, kendisine karşı hiçbir ön yargım yok. Filmlerini zevkle izledim, TRT'de yayınlanan Masumlar Apartmanı'ndaki Safiye performansını müthiş buluyorum.

Ezgi Mola, üç gün önce sosyal medya hesabından "Tecavüzcü şerefsizi dışarı salan vicdanınızda boğulun. Artık yasa, dua, dilek, istek, rica, umut her şeyi elimizden aldınız ya! Ne diyim! Yazıklar olsun! Yazıklar olsun!!! #MusaOrhanTutuklansin" diye bir paylaşımda bulundu.

Korkunç bir linç başladı ve Musa Orhan üzerinden adeta bir provokasyonun kıvılcımları çaktı. Musa Orhan'a ait olmayan ve PKK'lı hesaplar tarafından yayılan bir fake paylaşım üzerinden bir cinnet hâliyle yürütüldü bu linç…

Peki, Ezgi Mola ve ona destek veren “ünlü”lerin bu olaya dair bilgileri var mıydı? Çünkü dediğim gibi ortada tek bir kaynaktan kasıtlı olarak yayılmış fake paylaşım ve intihar eden İpek Er'in “intihar mektubu”ndan yola çıkıyordu herkes. Oysa öyle karışık ve ipuçlarını o kadar farklı yönlere götüren bir olay ki bu, bilip bilmeden ve ön yargılarla yazılan her şey, yapılan her linç bir başka insanın hayatını karartabilir.

Acaba daha önceki tweetlerinde şehitlerimiz için yayınladığı taziye mesajı nedeniyle kızdırdığı PKK'lıların gönlünü mü almak istedi Ezgi Mola. Belki de PKK'lı hesapların dezenformatif yalanlarından gaza gelip onlara şirinlik yaptı.

Bu intihardaki belgeleri ve detayları incelemeden, yargının eldeki delil, belge ve tanıklıklarla yola çıkıp karar verdiğini göz ardı edip, davası bitmemiş ve kontrollü olarak serbest bırakılmış Uzman Çavuş Musa Orhan'a “Şerefsiz tecavüzcü” dedi. Musa Orhan'ın Avukatı da suç duyurusunda bulundu. Şimdi hakkında 2-4 yıl arasında hapis cezası istenmekte.

Gazeteci Emre Erciş de müthiş bir gazetecilik işi yaparak tüm belgeleriyle, olayların gelişimiyle birlikte “İpek Er adlı genç kızın intiharının sebebi ve Musa Orhan adlı gencin bu intiharda rolü var mı yok mu?” sorusunun cevaplarını tek tek vermiş.

TEK TEK OKU EZGİ MOLA

Benim Ezgi Mola'dan ricam bu sıralamayı tek tek okuması. Çünkü bu ağır hakaretinin ardından linç ettirdiğin Musa Orhan sırf sen ve seni destekleyenler öyle arzu ediyor diye değil, eldeki belgeler, deliller, tanıklıklar gösterdiği için aklanabilir. Bu durumda ne yapacaksın? Yaptırdığın linçi geri alabilecek misin? Kararttığın bir hayatı yerine koyabilecek misin? Mevcut durumu beğenmediğini ve yargının doğru karar vermediğini söyleyebilirsin ama henüz hakkında karar verilmemiş kişi hakkında nasıl böyle ağır hakaretlerde bulunup da yargı dağıtırsın?

SIRAYLA GİDELİM: İDDİA NEDİR?

Uzman Çavuş olan Musa Orhan henüz reşit bile olmayan İpek Er'i kaçırdı, zorla alıkoydu ve 17 gün boyunca hunharca cinsel istismarda bulundu. İpek Er şikâyetçi oldu ama gereği yapılmadığı için gururuna yediremeyip intihar etti.

GERÇEK NE?

1-İlk kaçış ve intihar teşebbüsü: Batman Kurtalan'da ikamet eden İpek Er kaçırılmadı. 8 Aralık 2018'de Siirt'te açık öğretim sınavına gireceği gün annesinden dayak yedi. Ağır ve galiz küfürler işitti. Siirt'te sınavdan çıktıktan sonra inşaattan atlayıp intihar etmek isterken yoldan geçen bir vatandaş tarafından kurtarıldı. Karakola götürüldü ve ifade verdi. Genç kızın ifadesi aşağıda. Görüleceği üzere İpek Er kendisine şiddet uygulayan anne ve babasından şikâyetçi oluyor ve eve dönmek istemiyor. Masumlaştırılan annesinin yaptıklarını okuyacaksınız. Eğer İpek Er yaşıyor olsaydı anne Hikmet Kılıç (İpek Er'in babasıyla nikâhsız bir beraberlik yaşıyorlar) kızı İpek Er'i darbettiği, hakaretlerle aşağıladığı için yargılandığından hapse girecekti.

2-İpek Er'in ikinci kaçışı: Reşit olmadığı için “Baban seni S....' diyebilecek ve kızını ölümle tehdit edecek kadar şaftı kaymış bir “Masumlar Apartmanı” annesinin şiddeti altında 2 yıl daha dayanarak 23 Haziran 2020 sabahına kadar yaşamak zorunda kalıyor İpek Er, o günün gecesi 02.00 sıralarında evi terk ediyor ve Siirt Öğretmen Evi'nde oda tutup yerleşiyor. İpek Er'in evden kaçtığını anlayan ailesi, polis olan abisinin nüfuzunu kullanarak İpek Er'i kayıp-aranılan şahıs listesine sokuyor ve 24 Haziran 2020 günü İpek Er, Öğretmen Evinde GBT'ye takılıyor. Kayıp-Aranılan Şahıs olarak İpek Er, Öğretmen Evi'ne gelen polisler tarafından gözaltına alınıyor ve ifadesi alınmak üzere Vatan Polis Merkezi'ne götürülüyor. İpek Er, orada verdiği ifadede REŞİT OLDUĞU İÇİN kendisine yeni bir hayat kurmak istediğini, İZMİR'E GİDECEĞİNİ, bunun için telefonunu sattığını, ailesine yalnızca iyi olduğunun söylenmesini istiyor. Dikkat edin, daha ortada Musa Orhan adlı Uzman Çavuş yok. Ve en önemlisi İpek Er kaçırılmamış, kendi iradesiyle de evi terk etmiş.

3-İpek Er otele yerleşiyor ve Musa Orhan ile buluşuyor: Daha sonra bir otele yerleşen İpek Er orada üç gece kalıyor ve kaldığı üç gecenin ikisinde akşam çıkıp sabah otele dönüyor. Nerede olduğu belli değil. Sosyal medya üzerinden yazıştığı Musa Orhan ise o gün izinli olarak Siirt'e geliyor. Buluşuyorlar ve sonra Musa Orhan'ın bir arkadaşının da bulunduğu eve gidiyorlar. Detaylara girmeyeyim, orada birlikte oluyorlar…

Kız ertesi sabah İzmir'e gitmek istediğini söylüyor. Muhtemelen daha önceki ifadesinde de belirttiği gibi İzmir'de yaşamak istemektedir. Musa Orhan onun biletini alıp yolcu ediyor. Ancak genç kız muhtemelen yazıştığı kişiyle buluşamadığı için geri dönüyor. Musa Orhan da görevi nedeniyle Siirt'ten ayrılıyor.

4-İpek Er baba evine geri dönüyor: İpek Er İzmir'den yeniden Siirt'e oradan da Kurtalan'a dönüyor. Olan biteni anlattığı babası ve annesi Uzman Çavuş Musa Orhan'ın bir yağlı kapı olduğunu düşünüyor. Bunun üzerine İpek Er'in babası Musa Orhan'ın babasını arayıp ona “Oğlun kızımla evlensin, başlık parası olarak da 150 bin lira istiyorum” diyor. Musa Orhan ve babası bunu “Reşit bir genç kızla gönüllü birliktelik” diyerek reddediyor.

5-İpek Er ailesinin isteğiyle Musa Orhan'ı savcılığa şikâyet ediyor: Aile son kozunu oynuyor. İpek Er savcılığa şikâyette bulunarak Musa Orhan'la onun evine gittiklerinde kendisine içki ve bir hap içirerek, evlenme vaadiyle kendisini kandırarak cinsel ilişkide bulunduğunu söylüyor. Ardından Musa Orhan'ın kendisini kuzeninin yanına İzmir'e gönderdiğini belirtiyor ama kuzenini bulamayınca da geri döndüğünü anlatıyor. Oysa İpek Er eğer ilk otele yerleştiği gün, yani Musa Orhan ile buluşmadan önce bilet alabilseydi zaten İzmir'e kendisi gidecekti poliste verdiği ifadeye göre. Musa Orhan da hayatında olmayacaktı.

6-Musa Orhan'ın ifadesi alınıyor: Savcılık bu şikâyet dilekçesi üzerine Musa Orhan'ın da ifadesini alıyor. O ise olan biteni yukarıda anlattığımız gelişmeler seyrinde anlatıyor. Reşit bir genç kızla gönüllü birliktelik olduğunu ifade ediyor ve zorla birlikte olduğu iddialarını reddediyor. Bunun üzerinde kontrollü olarak serbest bırakılıyor. Ama sosyal medyada yediği linç yüzünden soruşturma tamamlanıncaya ve aklanıncaya kadar açığa alındı.

7-İpek Er intihar edip bir de mektup bırakıyor: Musa Orhan kontrollü olarak serbest bırakılınca ve iddiaları kesin bir dille kabul etmeyince İpek Er annesi, babası ve kardeşlerinin gözünde artık o “Lekeli” bir duruma gelmiştir. Genç kızın intiharında o kadar çok soru işareti vardır ki… İntiharın yaşandığı odada kuzeni olan bir gence ait telefon vardır ve o telefon babası ve annesi tarafından çocuğun babasına teslim edilmiştir. İpek Er'in intiharında kullandığı o koca tüfeği kendisine çevirip ateşlemesi neredeyse imkânsızdır. Otopsi raporunda genç kızın vücudunda çeşitli darp izleri bulunmaktadır. Geride bıraktığı mektup çelişkilerle doludur. Kopuk kopuk ve sanki kendisine dikte edilerek yazdırılmış gibidir. Çünkü Musa Orhan ile tartışmalarını yazarken "Beni İzmir'e değil, Annene gönder” dediğini de ifade etmektedir. Kısacası İpek Er'in intiharı için; "bir TÖRE CİNAYETİ olabilir mi?" sorusu sorulmakta.

BU “İNTİHARI” PKK NASIL KULLANDI?

PKK'lı hesaplar bu intiharı sürekli köpürtüp alçakça “Türk Silahlı Kuvvetleri mensupları Kürt kızlarına tecavüz ediyor algısını” yerleştirmeye çalıştılar. Her tarafından şüphe ve sorular akan bu garip olaydan bir sokak hareketi çıkarır mıyız, bir kıvılcım çakabilir miyiz hevesine kapılanlar bile oldu. Ezgi Mola gibileri de bilip bilmeden, görünenin arkasındaki gerçekliğe dair hiçbir bilgiye sahip olmadan, yargının son kararını beklemeden yargı dağıtıp, kadın hakları kavramındaki ortak mutabakattan yola çıkarak başka bir insanın hayatını karartmaktan çekinmediler. Bir hayat söz konusu olduğunda bunun kadını ve erkeği olur mu? Nedir bu cinnet hâli? Yapılan hatalarla gelinen nokta çok trajik ama burada şiddet uygulayan ve kızlarının bu noktaya sürüklenmesine sebep olan bu tuhaf aileye bakmak yerine neden Musa Orhan linç ediliyor sadece anlamış değilim.

SONUÇ; BU SÖZLERİM DE MUSA ORHAN'IN KENDİSİNE

Gelelim işin Musa Orhan ile ilgili kısmına. Kendisi Türk Silahlı Kuvvetleri'nde görev yapan, dağda bayırda PKK'ya karşı mücadele veren yüz binlerce askerimizden biri. Ama bir askerin sadece askerlikte değil, özel hayatında da nasıl olması gerektiğini eminim kendisi çok daha iyi biliyordur. Evet, zor şartlarda bir mücadele veriyorlar ama kabul etmeli ki bu mesleklerinin doğasında var. Yani sürpriz değil. Yaşadıkları çeşitli maceralar hayatlarını sürdürülebilir kılıyor olsa da bunun yerine evlenip, mutlu bir yuva kurmaları daha iyi değil mi?