Gece yarısı bildirisinin arkasındaki Amerikan kuruluşları
Gazeteci Fuat Uğur, 104 amiralin imzasıyla yayınlanan gece yarısı bildirisinin organizasyonunda 'talimat sahibi' olarak ileri sürdüğü ABD merkezli iki yabancı kuruluşun ismini paylaştı. Uğur, ‘Ömrünüzün son demidir bu, pişmanlık belirtip özür dileyin’ başlıklı yazısından bir kesit...

Oluşturma Tarihi: 2021-04-08 08:26:17

Güncelleme Tarihi: 2021-04-08 08:26:17

Eski şaşaalı günlere özenerek, hekim tavsiyesi olmadan libido takviyesiyle halkın seçilmiş iktidarına karşı yükselince, Amerikancı darbelerle elde ettikleri lojmanlardan ve korumalardan da oldular. Dua etsinler de Devlet Bahçeli'nin söylediği gibi rütbeleri sökülüp maaşları kesilmesin.

Evdeki hatun adamın gözünün yaşına bakmaz, biliyorlardır sanırım.

İmzacı amirale soruyorlar:

-Montreux'nün feshedileceğini nereden çıkardın?

-Mustafa Şentop söyledi ya!

-Dinledin mi konuşmasını?

-Sosyal medyadan, gazetelerden, internet sitelerinden okudum.

-Mustafa Şentop televizyondaki konuşmasında Montreux feshedilecek ya da feshedilmelidir diye bir şey söylemiyor. Tam tersine bunun imkânsızlığını dile getiriyor.

-???

Bu diyalog ayniyle vaki.

Sonra ortaya çıktı ve ifşa edildi ki imzaladıkları metni de başkaları hazırlayıp önlerine getirmiş. Tabii onları sistematik olarak Sözcü gazetesi ve yazarları başta, tüm muhalif medya Montreux yalanı üzerinden kışkırttıkça kışkırttı. Diğer yandan CHP ile bol bol telefon trafiği var. İçlerinden 20'ye yakını CHP üyesi ya da bağlantılı. Partiden “yürüyün” denmiş bunlara sırtları sıvazlanarak. Malum, CHP'nin B planı da hazırdır FETÖ'den mülhem. Tepki olursa “Ne var canım bunda, emekli olmuş adamlar bir araya gelip fikrini açıklamayacak mı?” diyeceklerdir ve nitekim sert tepkiyle karşılaşınca dediler de.

Peki, ya tepki olmasaydı.

"Rand Corporation ve Dış İlişkiler Konseyi"

Bu işin Rand Corporation ve Washington merkezli Dış İlişkiler Konseyi CFR'ın talimatıyla organize edildiği aşağı yukarı belli oldu. Bildiri metninin CFR'ın Türkiye şubesi GİF'in (Global İlişkiler Forumu) 150 seçkin üyesinden biri olan emekli amiral Ergun Mengi tarafından yazıldığı ve imza işinin organize edildiği bizzat Avukat Celal Ülgen tarafından açıklandı.

Aydınlık gazetesi yazarı Utku Reyhan bu ilişkiyi tek tek anlattı önceki gün.

Ergun Mengi GİF üyeliğini silmiş ama Google'da ayak izleri kalmış. İnkâr edemedikleri için şimdi alaya alıyorlar. CFR'ın Türkiye Uzmanı ve 15 Temmuz'da Büyükada'da kamp kuran CIA ajanı Henry Barkey'in öğrencisi olan Steven A.Cook da Utku Reyhan'ın paylaşımıyla dalga geçmeye çalışarak “CFR hakkında eski ve çok kullanılmış komplo teorileriyle saçma bir mesaj. Aydınlık ahalisinin anlaşılan yeni bir eyleme ihtiyacı var ama bu artık çok sıkıcı” diye cevap vermiş.

Bu türler, başa çıkamadıkları fikirler olduğunda onlarla ya alay ederek ya da “bıkkın” bir ifade takınarak üste çıkarlar. Legal görünümlü uluslararası illegal masonik oluşumların tipik “iletişim” yöntemi.

Evet, bu emekli amiral taifesinin kalibresini zaten askerlik hayatları boyunca görmüştük. Şimdi emeklilik hallerini de görmek nasip oldu hepimize.

Organizatör, emekli amiral Ergun Mengi'nin organik, Türker Ertürk'ün inorganik GİF ve CFR bağlantıları ile Steven A. Cook'un konuşmaları çok ilginç ipuçları sunuyor bize.

Türker Ertürk ne diyordu:

“Orta Doğu'da laik bir PYD-YPG ile kuzeyden (Türkiye'den) ve güneyden (Suriye), Doğu'dan (İran) ve Batı'dan (Irak) katılımlarla güçlü bir federatif Kürt devleti kurulmalıdır.”

Şimdi de CFR Türkiye Uzmanı Steven A. Cook'un sözlerine bakın:

“Son üç yıla baktığımızda Amerikan Merkez Komutanlığı'yla YPG arasında bir güven ortamı oluştuğunu görürsünüz. Temmuz 2016'daki başarısız darbe girişiminden sonra, Türk Silahlı Kuvvetleri'nin kapasitesiyle ilgili bazı soru işaretleri var. Artık bilmedikleri, güvenmedikleri bir başka gruba ya da darbe girişimi nedeniyle aksamaya başlayan Türk ordusuna dönmeyi, çıkarlarına uygun bulmadı.”

Meali şu:

“YPG'ye destek veriyoruz, çünkü artık Türk ordusu ile çalışamayız. Sebebi de 'Temmuz 2016'daki başarısız darbe girişimi'nden sonra FETÖŞ kardeşlerimiz ordudan atıldığı için Türk ordusunda güvenecek adamımız kalmadı.”

Böyle bir sistematiği algılayamayan ve hâlâ ülkenin sahibi benim kafasından çıkamamış olan emekli amiraller acaba pişman olmuşlar mıdır?

Sanmam. Kuyruğu dik tutacaklardır.