Genç kalmak için canlı çocuk kanı kullanıyorlar; 'Adrenokrom' nedir?
Psikopat Jeffrey Epstein davasında aralarında Hollywood ünlüleri ve siyasilerinde bulunduğu listenin ifşa edilmesiyle birlikte sosyal medya dünya zenginlerinin 'genç kalmak için canlı çocuk kanını içtiği' iddialarıyla çalkalanıyor. 'Adrenokrom' adı verilen sapkınlığı bir kısım kullanıcılar komplo teorisi olarak karşılarken bazı kullanıcılar konuyla ilgili iddiaları ciddiye alarak tartışmayı derinleştirme peşinde...

Oluşturma Tarihi: 2024-01-12 18:47:23

Güncelleme Tarihi: 2024-01-12 19:03:05

Sosyal medya ortamı son günlerde "çocuk kanıyla gençleşme" olarak da tanımlanan "adrenokrom" sapkınlığının gerçek olup olmadığını tartışıyor.

Bir kullanıcı, konuyla ilgili bir araya getirdiği iddiaları zincir halinde takipçileriyle paylaştı...

EPSTEİN LİSTESİ, QANON VE PİZZAGATE VE "ADRENOKROM" TARTIŞMASI

Şeytan'a tapan küresel ve Hollywood elitlerinin, genç kalmak için kanlarını akıtmak ve kimyasal adrenokromu toplamak amacıyla büyük bir çocuk kaçakçılığı çetesi işlettiklerini öne sürüyor ve QAnon ve Pizzagate teorileri tarafından benimseniyor.

QAnon'dan bahsedelim: 2017'de Donald Trump'ın başkanlığı sırasında ortaya çıkan aşırı sağ bir komplo teorisi olarak biliniyor.

Teori ilk olarak 2017 yılında 4chan adlı sitede Q rumuzlu kişi tarafından dile getiriliyor. Bu kişi, Q iznine sahip ve Amerikan devletine ait çok gizli belgelere erişebildiğini iddia ediyor.

Bu kişinin teorilerine göre 45. ABD başkanı Donald Trump, ülkesini Washington'ı ele geçiren pedofil Demokratlardan kurtarmak amacıyla Tanrı tarafından gönderiliyor.

Yine QAnon'a göre Trump, uluslararası şeytani bir pedofil ağı olan "Derin Devlet"e karşı savaşıyor.

Birçok QAnon destekçisi, bu ağın yalnızca çocukları istismar etmediğini, aynı zamanda ömürlerini uzatmak için onları kullandıklarını iddia ediyor.

QAnon'a göre derin devletteki komplocular arasında Demokrat Parti liderleri Barack Obama ve Hillary Clinton, Dalay Lama, Papa Francis gibi dini liderlerin yanı sıra George Soros, Tom Hanks, Oprah Winfrey ve Ellen DeGeneres var.

Komplo teorilerinin Rus Devlet'i tarafından desteklendiği iddia eden grup 2021 Amerika Birleşik Devletleri Kongre Binası baskınında da etkin oluyor.

Grubun öncülü olarak 2016 Amerika Birleşik Devletleri başkanlık seçimleri sürecinde ortaya çıkan Pizzagate Komplo Teorisi Skandalı gösteriliyor.

QAnon Amerika menşeili olmasına rağmen Birleşik Krallık, Fransa, Almanya ve Japonya'da da önemli sayıda destekçileri bulunuyor.

Gelelim Pizzagate teorisine: 2016 Amerika Birleşik Devletleri başkanlık seçimleri sürecinde ortaya çıkan bir komplo teorisidir. Bu süreçte, Washington DC polisi dahil olmak üzere birçok kurum güvenilirliğini kaybediyor.

Mart 2016'da, Hillary Clinton'ın kampanya yöneticisi John Podesta'nın kişisel e-posta hesabı, bir yemlemeyle saldırıya uğruyor.

WikiLeaks, Kasım 2016'da e-postalarını yayınlıyor. Pizzagate komplo teorisinin savunucuları, e-postaların üst düzey Demokrat Parti yetkilisini ve ABD restoranlarını insan kaçakçılığı ve çocuk istismarı iddialarıyla ilişkilendiren kodlanmış mesajlar içerdiğini iddia ediyor.

İşin içinde olduğu iddia edilen kuruluşlardan biri, Washington D.C.'deki Comet Ping Pong pizzacısı.

Alternatif sağ görüşlüler, muhafazakar gazeteciler ve Clinton'un maillerden dolayı yargılanmasını isteyenler 4chan, 8chan ve Twitter gibi sosyal medya siteleri üzerinden kamuoyu oluşturmaya başlıyor.

Kuzey Karolina'daki bir adam iddiaları araştırmak üzere adı geçen restorana gidiyor. Restoranda araştırma yaptığı sırada deponun kilidinin açılması için silahını ateşliyor.

Restoran sahibi ve çalışanları komplo teorisyenlerinden yıllardır ölüm tehditleri alıyorlar.

Pizzagate tüm bu sebeplerle QAnon komplo teorisinin öncülü olarak kabul ediliyor. İddialar, seçim yılı olan 2020'de yeniden gündeme geliyor.

Özetle QAnon ve Pizzagate diyor ki; ünlülerin ve siyasetçilerin içinde olduğu gizli bir şeytani yapı çocuklara yönelik seks kaçakçılığı çetesi organize ediyor.

Yine teoriye göre Clinton'lar ve Obama'lar gibi üst düzey Demokratlar, Tom Hanks ve Oprah Winfrey gibi ünlüler ve George Soros gibi milyarderler de işin içinde...

Teorileri bir kenara bırakıp üzerine konuştuğumuz Adrenokrom'un bu teorilerin oluşumunuda neden var olduğunu konuşalım.

ABD'li yazar Hunter S. Thompson'ın 1972'de yayımlanan "Fear and Loathing in Las Vegas" adlı romanında adrenochrome çocukların beyninden diri diri elde edilmesi gereken bir gençlik iksiri olarak anlatılıyor.

Las Vegas Parano adıyla filmi de çekilen roman, kimyasal sentezi dünyanın en güçlü uyuşturucu ilacı olarak sunuyor. Üstelik romanda geçen ifadelere göre çocukların beyninde adrenalin salgılarken ortaya çıkan bu molekülün, ölü bir bedenden elde edilmesi de mümkün değil.

Romanda molekülü satan karakterin çocuk katili olduğu ortaya çıkıyor. Thompson'ın romanından yola çıkan komplo teorileri de çocukların adrenochrome için kaçırıldığını ve işkence gördüğünü öne sürüyor.

Yani hem kitabında hem de filminde adrenokromu insanlardan çıkarılmış bir psychedelic olarak tasvir ediyorlar. Adrenokrom çıkarma sahnesinin bir klibi YouTube'da 3 milyondan fazla görüntüleme topluyor ve bazı yorumlar sahneyi adrenokrom komplo teorisiyle ilişkilendiriyor.

Adrenokrom kan toplama teorisi de sosyal medyada hızla yayılıyor. Adrenokrom teorisi hakkında bilinen en eski gönderilerden bazıları, aynı zamanda QAnon hareketinin doğum yeri olarak da hizmet veren tartışmalı sosyal platform olan 4chan'daki 2013 yılına kadar uzanıyor.

4chan'de paylaşılan ve adrenokrom teorisinin kanıtı olduğunu iddia eden bazı gönderiler ve videolar açıkça antisemitikti ve kan toplamanın bir Yahudi ritüeli olduğunu öne sürüyor.

Adrenokrom teorileri hala sosyal medyada yaygınlaşmaya devam ediyor; Son dönemde gündemde olan Epstein davası da teorileri özellikle ülkemizde tekrar gündeme sokmuş durumda.

Reddit, r/adrenochrome alt dizinini 2020'de yasaklıyor ve Amazon, adrenokrom teorisiyle ilgili bazı kitapları kaldırıyor. Ancak Twitter'da adrenkrom aramaları komployu destekleyen pek çok sonuç veriyor. Teorisyenler bunu da Elon'ın bu camia'ya savaş açtığı şeklinde yorumluyor.

İddiaları toparlayacak olursak eğer antisemitik kinayelere, Yahudilerin; Hıristiyan ve Yahudi olmayan çocukların kanını ritüellerde kullandığı efsanesine uzandığını da görebiliriz.