Genelkurmay çatı davasında ilk FETÖ itirafı
Genelkurmay çatı davasının ilk itirafçısı olan sanık Eral,14 Temmuz'da kendisini çağıran örgüt 'abi'sinin 'Yarın, amirlerin ne derse onu yapacaksın' diyerek kendisini uyardığını, neden böyle söylediğini sorunca 'kapalı emir' cevabını bildirdi.

Oluşturma Tarihi: 2017-06-14 09:30:55

Güncelleme Tarihi: 2017-06-14 09:30:55

Fetullahçı Terör Örgütü'nün (FETÖ) 15 Temmuz darbe girişimi sırasında Genelkurmay Karargahında yaşanan eylemlere ilişkin, aralarında sözde Yurtta Sulh Konseyi üyelerinin de yer aldığı 221 sanığın yargılandığı davanın Ankara 17. Ağır Ceza Mahkemesince, Sincan Ceza İnfaz Kurumları Kampüsündeki salonda görülen duruşmasına tutuklu ve tutuksuz sanıklar, müştekiler ve tarafların avukatları katıldı.

Duruşmada, eşi de KPSS soruşturmasında itirafçı olan, soruları aldığını ve FETÖ üyesi olduğunu itiraf eden, Genelkurmay Başkanlığı Harekat Dairesinde görevli eski Deniz Yüzbaşı Ali Emre Eral savunma yaptı.

Bildiklerini samimiyetle anlatacağını belirterek itirafçı olan Eral, o dönem cemaat olarak bildiği FETÖ ile 2001'de Harp Okulu birinci sınıfta tanıştığını, görev yaptığı her yerde bir "abi"nin kendisinden sorumlu olduğunu anlattı.

Ankara'ya geldiğinde de Keklikpınarı'nda bir cemaat evine gitmeye başladığını, burada FETÖ elebaşı Fetullah Gülen'in videolarını izlediklerini, namaz kılıp, Kuran okuduklarını belirten Eral, 15 Temmuz öncesinde Gıda Tarım ve Hayvancılık Bakanlığında önceden görev yapan bir "abi"yle tanıştığını, bu "abi"nin kendisini bir başka "abi"nin yanına götürdüğünü aktardı.

"BANA 'KAPALI EMİR' DEDİLER"

Eral, "O kişi bana 'Yarın, (15 Temmuz'da) işyerindeki amirlerin ne derse onu yapacaksın' dedi. Ben 'Anlamadım, amirlerin emrilerini yerine getirmek zaten görevim' dedim. Bunun üzerine o kişi de bana 'kapalı emir' dedi. Tuhaf bir şeyler oluyordu fakat darbeyi sezemedim. Muhtemelen bana güvenmiyorlardı. 2 ay önce Tarım Bakanlığındaki abi gelmişti ve bir arkadaşının rüyasında ülkede darbe olduğunu gördüğünü söylemişti, peşinden 'acaba gerçek olabilir mi' demişti. Ben de 'kafayı peynir ekmekle yemek gerek, olabilir mi böyle bir şey' demiştim. Meğer ağzımı arıyorlarmış" ifadesini kullandı.

ERAL'IN AVUKATI: SALAĞA YATMANIN ANLAMI YOK

Eral'ın Avukatı Mustafa Derin de bazı sanıkların savunmalarında suçsuz olduklarını belirterek, "masumiyet karinesi" vurgusu yapmalarını eleştirdi. Derin, "Bu örgütün polisi, hakimi sahte delil üretmiştir, gazetecisi algı operasyonu yürütmüştür, çok canlar yakılmıştır" dedi.

Terör örgütü FETÖ üyelerinin, makam, mevki için masumiyetleri, özgürlükleri harcadığını söyleyen Avukat Derin, şu görüşlere yer verdi:

"Bundan sonra toplum olarak bir yol bulacağız. Özgür, demokratik bir ülke için yeni bir yol inşa etmemiz lazım. Ali Tatar'a, Kuddisi Okkır'ın ahları nedeniyle buradalar. Hizmet hareketi diye insanların özgürlüğünü, yaşam hakkını kimsenin almaya hakkı yok. Bu örgüte kimse dokunamazken ben dokundum, ama hala 'kontrollü darbe', 'bizim haberimiz yoktu' diyorlar. Genelkurmay güney nizamiyesindeki bir kişinin TBMM'ye atılan bombaları duymamasının imkanı yok. Kimin aklıyla oynuyorlar. "

Avukat Mustafa Derin, bu davanın arkasında hükümetin, devletin durması gerektiğini belirterek, sanıklara, "Masum rolü oynamayın, 'ben yoktum, tanımıyordum' demeyin.' Değer miydi ardından gittiğiniz, adam ilkokul 4'ten terk bir insan. Bunu ben 30 senedir biliyorum, sizlerin bilmemesine imkan yok. Salağa yatmanın anlamı yok burada. Toplum olarak demokratikleşme ve özgürleşme için bir fırsat geçti elimize, bu fırsatı hepimiz değerlendirelim" diye seslendi.