Göçmenlerin sorunları masaya yatırıldı

TİMETURK | ÖZEL HABER
PINAR HİLAL BALTA

Medipol Üniversitesi'nin düzenlediği Yaz Akademisi'nde 2 haftalık bir Arapça kursu alan öğrenciler, bir Arap yemeği olan "falafel" programında yeniden bir araya geldiler.

Yaz akademisini tamamlayan öğrencilerle yeni öğrencilerin ilk defa bir araya geldiği programda, sığınmacı çocukların eğitim sorunu konusu ele alındı.

"SURİYELİ ÇOCUKLAR ANA DİLLERİNİ UNUTMAMALI"

Bazı Arap ailelerin çocukların eğitim sürecinde "asimile olma" endişesine kapılması konusunda söz alan bazı Arap öğrenciler, Türkiye'de eğitime ulaşan ve ulaşamayan öğrencilerin bir araya getirilerek ana dillerinde etkinlikler yapılabileceğini, kendilerinin de bu etkinlikler sırasında gönüllü olarak katkıda bulunabileceklerini, çocuklara refakat ederek, onlarla konuşabileceklerini ve ders verebileceklerini belirttiler.



"600 BİN ÇOCUK EĞİTİME ULAŞAMIYOR"

Programa katılan Prof. Dr. Bekir Berat Özipek de bir gün önce geldiği Gaziantep'ten gözlemlerini paylaştı. Burada, sivil toplumun, sığınmacılarla dayanışma çalışmaları kapsamında rehabilite edilmeye ihtiyacı olan savaş mağduru kadın ve çocuklar için önemli adımlar atıldığını belirtti. Savaştan kaçarak gelmiş kişilerin, göçmen kitlesi içerisinde korunmaya muhtaç en kırılgan unsurlar olabildiğini dile getiren Özipek, sığınmacı kadın ve çocukların durumunun daha büyük bir önem teşkil ettiğini anlattı. Özipek, son verilere göre Türkiye'de eğitime ulaşamayan 600 bin çocuk olduğunu belirtti.



GÖÇMENLERİN YAŞADIĞI SORUNLAR

Programda, bu buluşmaya ev sahipliği yapan Önder İmam Hatipliler Derneği Teşkilatlanma Koordinatörü Mehmet Ali Kılıç da söz aldı. Kılıç, Sultanbeyli'de faaliyet gösteren "Mülteci Derneği"nin Suriyeliler'e yönelik yardım çalışmalarından ve bu çalışmalar sırasında "sahada edindikleri tecrübe ve izlenimlerinden" söz etti.
İlçedeki Suriyeli nüfusu 10 ila 12 bin arasında iken yoğun şekilde yardım faaliyeti yürütüldüğünü belirten Kılıç, nüfusun şu anda 20 bine ulaştığını ve bunun 17 bini ile bire bir görüşmelerle anketler yapılarak ciddi bir saha çalışması elde edildiğini belirtti.

Kılıç, yapılan faaliyetler sırasında yaşanılan sorunları şu şekilde sıraladı:

* Suriyeliler ve yardım faaliyetlerinden yararlanan diğer göçmenler bu yardımların tamamının devlet tarafından yapıldığını düşünüyor.

* Bu düşünce sebebiyle yardım gönüllülerine "zaten yapmak zorundasınız" algısı ile yaklaşılıyor.

* Bu durum yardım faaliyeti yürüten gönüllüleri zorluyor.

* Türkiye'de yapılan yardımların yarısı sivil toplum ve gönüllüler eliyle gerçekleşiyor.



* Ayrıca özellikle Suriyeliler'in "dernekleşme" kültürü yeterli değil. Kılıç, göçmenlerin herhangi bir sorun için Türkiye'de olduğu gibi dernek kurma yolunu tercih etmeleri durumunda "ihtiyaç tespiti ve yardım ulaştırma girişimlerinin" daha hızlı sonuçlanabileceğini belirtiyor. Dernek kurma konusunda bir bilinç oluşturmanın önemli bir adım olacağını söyleyen Kılıç, bu süreçte hukuki bazı sorunlar yaşansa da bu tarz girişimlerle aşılabileceğini düşünüyor.

* Son olarak "istihdam ve iş" konusunda açıklamalarda bulunan Kılıç, en büyük sorunun "çalışan ile ait olduğu sektörü" buluşturamama olduğunu, ülkesinde bir kaç üniversite bitirmiş, hakim, doktor veya başka bir iş ile ilgilenen göçmenlerin Türkiye'de hayata tutunurken bir tekstil fabrikasında veya atölyelerde çalıştığını söylüyor. Kılıç, "göçmen toplumlarının eğitimli kitlesini oluşturan kişilerin" Türkçe öğrenirken mesleklerine ait teknik terimleri de öğrenmeleri gerektiğini, fakat ortalama bir Türkçe dersinde bunların verilemeyeceğini belirtiyor.