Gürdeniz: Türkiye son hamlesiyle ikinci Sevr’i de yırtıp attı
Türkiye’nin ilan ettiği yeni Navtex, Yunanistan’da geniş yankı uyandırdı. Ankara’nın bu hamlesini “Libya anlaşmasının ardından en önemli adım” olarak değerlendiren emekli Tümamiral Cem Gürdeniz’e göre Türkiye bu hamleyle ikinci Sevr’i de yırtıp attı.

Oluşturma Tarihi: 2020-08-11 11:14:38

Güncelleme Tarihi: 2020-08-11 11:14:38

 Ankara'nın Navtex hamlesini “Libya anlaşmasının ardından en önemli adım” olarak değerlendiren emekli Tümamiral Cem Gürdeniz'e göre Türkiye bu hamleyle ikinci Sevr'i de yırtıp attı.

Türkiye, Akdeniz'de sismik araştırma yürütecek Oruç Reis gemisi için 23 Ağustos'a kadar Navtex (Denizcilere duyuru) ilan etti.

Emekli Tümamiral Cem Gürdeniz, söz konusu Navtex'in 10 Ağustos 2020 tarihinde ilan edildiğine dikkat çekerek, 10 Ağustos 1920'de imzalanan ve Anadolu'yu paramparça etmeyi amaçlayan Sevr Anlaşmasının 100. yılında atılan bu adımın son derece kritik olduğunu vurguladı.

Mavi Vatan'ın ‘Sevr' anlaşmasını yırtıp attık

TRT Haber'den Sertaç Aksan'ın haberine göre; söz konusu Navtex ve hemen ardından gelen Oruç Reis hamlesini "Mavi Vatan için düşünülen ikinci Sevr'i yırtıp attık" sözleriyle değerlendiren Gürdeniz, şöyle devam etti:
“İlan edilen Navtex, Türkiye'nin Doğu Akdeniz'de başlattığı yeni safhanın en önemli adımlarından biri. Tarihi bir güne denk gelmesi son derece manidar. Ülkemizi sadece Antalya Körfezi'ne sıkıştırmak isteyenlere, Anadolu'ya hapsederek Türkiye'yi ait olduğu Akdeniz medeniyetinden koparmaya çalışanlara bunu asla kabul etmeyeceğimizi bir kez daha ilan etmiş olduk.
Bu durum sadece güvenlik, savunma ve refah kaynağı denizlerimizi, münhasır ekonomik bölge ya da kıta sahanlığımızı alakadar etmiyor. Türkiye'nin Akdeniz medeniyetinin bir devamı olarak kabul edilmesinin mücadelesi yaşanıyor. Atatürk'ün ‘1 Eylül 1922 günü ordularına haykırdığı ‘İlk hedefiniz Akdeniz' emri ve 1933 yılında İsmet İnönü tarafından dile getirilen ‘Türkiye bu emri başarıyla yerine getirmiş, Akdeniz medeniyetindeki yerini almıştır' açıklaması ile bugün yaşananlar birbirinden bağımsız değil. Türkiye denizdeki Sevr'i yıkmak zorundadır.”

AB ve ABD'nin Yunanistan ile Güney Kıbrıs Rum Yönetimi üzerindeki etkisinin altını çizen Gürdeniz'in üzerinde durduğu bir diğer nokta ise bölgedeki dış güçlerin Türkiye üzerindeki nihai hedefleri.
“Bizim kara alanlarımızla ilgili hayallerini biliyoruz. Şimdi bunu denize taşımak ve bizi Akdeniz'den koparıp atmak istiyorlar” diyen Gürdeniz, şunları söyledi:
“Oruç Reis gemisi ile başlayan faaliyetler iki açıdan önemli. Öncelikle Türkiye, Libya ile imzaladığı deniz yetki alanı anlaşmasının ardından en kritik adımlarından birini attı. Bu son derece önemli bir devlet uygulaması. Yunanistan'ın paniği bu yüzden.
Diğer taraftan bakıldığında ise bilindiği üzere 21 Temmuz'da Oruç Reis göreve açılacaktı. Ancak Almanya Şansölyesi Merkel araya girdi ve Ankara ile Atina'yı aynı masada buluşturmak istedi.
Türkiye hem siyasi anlamda adımlar atıp üçlü görüşmelere devam etti hem de Oruç Reis'in görevini erteledi. Bu boşluktan yararlanan Yunanistan, Türkiye'nin tüm iyi niyetine rağmen gidip Mısır ile anlaşma imzaladığını açıkladı.
Bu ne diplomasiye ne siyasi ahlaka ne de reel politiğe uymayan bir durumdu. Türkiye'nin attığı bu adım Atina'nın diplomatik kabalığına, aldatıcı, hilekar siyasetine de çok net bir yanıt oldu.”

Yunanistan barış statükosunu
bozmayı göze alamaz

Emekli Tümamiral Cem Gürdeniz, “Eğer kriz siyasi olarak çözüme kavuşmaz ise muhtemel senaryolar nasıl gelişir?” sorusuna ise şu yanıtı verdi:
“Denizlerde çıkar çatışmaları söz konusu olduğunda risk her zaman var. Ancak iki ülkenin sismik araştırma ya da deniz sondajı için başlayan bir çatışma ile topyekun savaşa gittiğinin tarihte örneği yok. Eğer Yunanistan tarihte bir ilk olmayı dener, Türk devlet gemisine silahla müdahale ederse Türkiye misliyle mukabele eder.
Enerji Bakanı'nın Oruç Reis paylaşımında '83 milyon arkanda' vurgusu altı çizilesi bir durum. Bu iş çok ciddi bir iştir ve Türkiye üzerine düşeni yapacaktır. Yunanistan'ın barış statükosunu bozmayı göze alabileceğine inanmıyorum. Eğer gemilerimize ateş açılırsa Birleşmiş Milletlerin 51. maddesi devreye girer ve Ankara misliyle karşılık verir. Kimsenin şüphesi olmasın.” Yunanistan ülkelere göre değişiklik yapıyor

Mısır ve Yunanistan arasında imzalanan münhasır ekonomik bölge anlaşmasına da değinen Gürdeniz, “Bu hukuki değil, AB ve ABD'nin zorlamasıyla yapılan siyasi bir anlaşma. Uluslararası deniz hukukunda en ufak bir karşılığı yok. Mısır'ın esas aldığı adalar zinciri Yunanistan kıta sahanlığının devamı gibi kabul ediliyor. Halbuki bu adaların kıta sahanlığı olmaz. Yunanistan, İtalya ile anlaşma yaparken bu adaların hakkı olmadığını bilip ona göre davranıyor ama Mısır ile anlaşma yaparken adaları öne sürüyor. Sadece bu durum bile atılan adımların tek ve ortak amacının Türkiye'yi zorda bırakmak olduğunu gösteriyor.”

Kaynak: TRT Haber