Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, medya temsilcileri ile iftar programında yaptığı konuşmada, "Haber peşinde koşmakla ihanete aracılık etmek tamamen farklı şeylerdir. Manşetini, kalemini, gazete sayfalarını terör örgütünün emrine verenlere, eline silah alıp dağa çıkan arasında temelde bana göre hiçbir fark yoktur." dedi.
"Maalesef bizler ülkemizde senelerce haber yerine özellikle de dezenformasyonla ağır bir propanganda programıyla hep karşı karşıya kaldık." diyen Erdoğan, şunları söyledi:
"Bilhassa medya dünyasının köşe başlarında bulunanlar, ellerindeki bütün gücü milletin sesini duyurmak için demokrasinin gelişmesi için değil, özellikle de kendi ideallerini yansıtabilmek, bunu özellikle ısrarla devam ettirebilmek amacıyla kullandılar. Medya, halk adına kamuoyu oluşturan bir kuvvet olmaktan ziyade kendisini siyasetin, yargının, yasamanın, yürütmenin özellikle yerine koyan bir konumda olmuştur."
Cumhurbaşkanı Erdoğan, "Terör örgütü mensuplarıyla iş birliği içinde hukuku çiğnemenin, milli güvenliği tehdit eden eylemlere girişmenin elbette bir müeyyidesi olacaktır. Dünyanın hiç bir ülkesinde devlet sırlarını yasa dışı yollarla, tahrif ederek, eğip bükerek sözüm ona haberleştirmek gazetecilik faaliyeti olarak görülemez, gerçekçi olalım." diye konuştu.
'Türkiye'de anayasa ve yasalar herkes için bağlayıcıdır'
"İktidarlarımız döneminde diğer alanlarda olduğu gibi medya sektöründe de farklı seslerin, farklı görüşlerin dillendirilmesine özellikle imkan sağlamaya gayret ettik." ifadesini kullanan Erdoğan, şunları söyledi:
"Ayrıcalıklarını kaybedenler bundan rahatsız olsalar da bugün medyamızın daha renkli, daha demokratik daha çoğulcu olduğunu bir muhakkaktır, bir gerçektir. Demokraside ulaştığımız seviye itibarıyla ülkemizde artık hiç kimse milli iradeyi yok sayamaz. Kendini milletin ve seçtiklerinin üstünde göremez. Türkiye'de anayasa ve yasalar herkes için bağlayıcıdır. Nasıl siyasetçiler hukuk içinde hareket etmek zorundaysa şüphesiz ki gazetecilerin, medya dünyası mensuplarını aynı şekilde hukuka bağlı kalmak zorunda olduğu bir Türkiye'de yaşıyoruz."