Hablemitoğlu suikastında CIA ajanı Enver Altaylı ve FETÖ’cü Mustafa Özcan iddiası?
Yeni Şafak yazarı Bülent Orakoğlu, gazeteci yazar Zihni Çakır'ın Doç. Dr. Necip Hablemitoğlu cinayetini soruşturan savcılığa verdiği ifadede CIA ajanı Enver Altaylı ve FETÖ’cü Mustafa Özcan'ın suikastta parmağı bulunduğunu söylediğini hatırlattı.

Oluşturma Tarihi: 2021-12-22 08:37:18

Güncelleme Tarihi: 2021-12-22 08:37:18

Necip Hablemitoğlu 19 yıl önce, 18 Aralık 2002 yılında soğuk bir Çarşamba gecesinde evinin önünde faili meçhul bir suikast sonucu öldürülmüştü. İlk incelemelerde cinayetin birçok açıdan profesyonelce çok kısıtlı iz ve delil bırakılarak işlendiği kanaati hasıl olmuştu. Uzmanlara göre tetikçi çok yakın mesafeden (10-15 cm) ateş açarak Hablemitoğlu'nu öldürmüştü.

Bu durum suikastı gerçekleştiren kişi veya kişilerin çok profesyonel ve soğukkanlı olmasına ve şansa yer bırakmadan kesin öldürme refleksi ile hareket ettiklerinin bir işaretiydi.

Hablemitoğlu suikastı ile ilgili olarak 19 yıl içinde bu suikastı gerçekleştiren örgüt veya kişiler ile çok sayıda senaryolar ve iddialar ortaya atılsa da günümüzde bu suikastın arkasında olabileceğini düşündüğümüz iki illegal yapı var. Aslında günümüzde bu iki derin yapı birbiri ile irtibatlı bile olması kuvvetle muhtemel sanırım. Tahmin ettiğiniz gibi FETÖ ve Türk Gladyosu'ndan bahsediyorum. Şöyle ki; “FETÖ'nün(Cemaat) yayın organlarından Aksiyon Dergisi, 2003 Nisan tarihli sayısında isimlerini vermediği suikast olayını yakından araştıran cemaatçi bazı uzmanlara atfen Hablemitoğlu'nun sol gözünden vurularak öldürülmesini ilginç, tuhaf ve manidar bir şekilde değerlendirmişti: “Belki de suikastın sırrı, Hablemitoğlu'nun sol gözüne sıkılan kurşunda gizlidir. Çalışma ve konuşmalarıyla, bakmaması gereken bir yere bakmışsa, yönelmemesi gereken bir tarafa yönelmişse, bu kurşun bir mesajdır. O zaman suikastçilerin onu ‘hain' olarak değerlendirmedikleri anlaşılıyor. Eğer hain olduğunu düşünseler arkadan vururlardı. Ama önden, hem de gözüne vuruyorlar. Yaptığı ölümcül hata, yüzüne okunduktan sonra vurulmuştur.'' Bu analiz Hablemitoğlu'na yapılan suikastın FETÖ(cemaat)tarafından işlendiğinin açık bir itirafı gibi. Ancak FETÖ'nün cemaat ve Gladyo B olarak anıldığı dönemlerde bu terör örgütünün bu kadar açıktan bir suikastı üstlenmesi eylem stratejilerine ters olsa da suikastın FETÖ tarafından gerçekleştirildiği yönünde gazeteci yazar Zihni Çakır da suikastı soruşturan savcılığa verdiği ifade- de önemli iddialarda bulunmuştu. Şöyle ki “Suikast görevlendirilmesinde FETÖ/PDY içerisinde etkili olduğunu tahmin ettiği Mustafa Özcan'ın CIA'nın Türk ajanı olarak bilinen Enver Altaylı ile bir görüşme yaptığını, bu görüşmede hatırı sayılır bir para karşılığı suikastın işlendiğini, Enver Altaylı'nın Özel Kuvvetler Komutanlığı'ndaki uzantıları aracılığıyla suikastta etkili olduğu” belirtilmişti. Bu önemli iddianın araştırılması sonrasında CIA ajanı Enver Altaylı'nın Özel Kuvvetler Komutanlığı'ndaki uzantılarının Ukranya'da Hablemitoğlu suikastını gerçekleştirdiği için tutuklanan eski Özel Kuvvetler Komutanlığı'ndaki görevli suikastın kilit ismi Nuri Gökhan Bozkır ile irtibatlı olması kuvvetle muhtemel görünüyor.

Zira FETÖ çatı iddianamesine de giren Hablemitoğlu suikastı soruşturmasının, örgüt üyesi polisler tarafından bilinçli olarak karartıldığı tespitleri yapılmıştı. Soruşturma Ankara Başsavcılığı tarafından kurulan özel ekiple yeniden başlatılmıştı. Hablemitoğlu'nun ölümünden önceki 6 ay boyunca katil ya da katilleri tarafından takip edilmiş olabileceği değerlendirilerek, suikasttan önce gittiği her adresteki baz istasyonlarından alınan kayıtlar, numaralar ve sahipleri tespit edildi. Olay anında ve yerinde baz kayıtları olan telefonların kim ya da kimlerin olduğu belirlendi. İşte bu çalışmada Özel Kuvvetler Komutanlığı'nda yüzbaşı rütbesiyle görev yaparken Türk Silahlı Kuvvetleri'nden ihraç edilen Nuri Gökhan Bozkır'a ulaşılmıştı. Bozkır'ın suikastın kilit şüphelisi olduğu, diğer faillere ulaşılmasında vereceği ifadenin son derece önemli olduğu yetkililerce açıklandı.

HTS KAYITLARI ELE VERDİ, ERKETEDE ÖZEL HAREKÂTÇININ YARDIMCILARI DA VARDI

Hablemioğlu suikastı ile bağlantısı nedeniyle Ukrayna'da yakalanan Nuri Gökhan Bozkır ile ilgili bir önemli bir delile daha ulaşıldı. Hablemitoğlu suikastından sonra, olayın gerçekleştirildiği Portakal Çiçeği Sokak'ta oturan görgü tanığı X kuşkulu bir aracın sürekli çevrede beklediğini aktardı. Polis, tanığın plakasını da verdiği aracın sahiplerinin ifadelerini almasına karşın işin devamını getirmedi. Ancak, FETÖ darbesinden sonra soruşturmayı titizlikle sürdüren savcı Zafer Ergün'ün talimatıyla yapılan çalışmalarda, söz konusu araç sahiplerinin, Hablemitoğlu'nun öldürüldüğü gün ve öncesinde, Ukrayna'da yakalanan eski özel harekâtçı Nuri Gökhan Bozkır'ın cep telefonu ile temas kurdukları belirlendi. Bozkır'ın cep telefonunun, suikast günü de olay yerinde olduğu yapılan soruşturma ile anlaşılmıştı. Bozkır'ın cinayet sonrası bu araçla olay yerinden kaçtığı ve Mogan Gölü'ne giderek cinayet silahını attığı düşünülüyor.

Başsavcılık Doç. Dr. Necip Hablemitoğlu cinayetinin kilit şüphelisi olduğu iddiasıyla Bozkır hakkında yakalama kararı çıkardı. Şüpheli Bozkır Interpol'ün kırmızı bülten düzenlemesi sonrası 10 Temmuz 2019 tarihinde Ukrayna'nın başkenti Kiev'de gözaltına alınmıştı. Bozkır, 3 ay cezaevinde kaldıktan sonra Ukrayna mahkemesi tarafından elektronik kelepçeyle ev hapsine çıkarıldı Şüpheli Bozkır Türkiye'ye iade süresini uzatmak ve kaçma hazırlıkları için Ukranya'da yargı ve hukuki süreçlerin tamamını kullandıktan sonra yargılandığı mahkeme 18 Ağustos'ta zorla getirilme kararı verdi. O tarihten günümüze şüpheli Bozkır'ın bulunamaması nedeniyle duruşmalar ertelenmeye devam ediyor. Firari şüpheli Bozkır'ın yakalanıp Türkiye'de sorgulanması Hablemitoğlu suikastındaki sır perdesini aralayacak gibi görünüyor. Ancak Türkiye'de Bozkır'ı suikaste azmettiren derin yapı Türk Gladyosu izin verirse tabii!