Hakan Çavuşoğlu: Arakanlı 100 bin ailenin zorunlu ihtiyaçlarını karşılayacağız
Başbakan Yardımcısı Hakan Çavuşoğlu, 'Bölgeden, zulümden  kaçan birçok Arakanlı Müslüman kardeşimiz Bangladeş'e sığınmış durumda. Bugün  itibarıyla Sayın Emine Erdoğan Hanımefendi de Bangladeş'e geçmek suretiyle  Arakan'daki zulümden kaçan Müslüman kardeşlerimizle orada sıcak temas  sağlayacak.' dedi.

Oluşturma Tarihi: 2017-09-06 12:46:07

Güncelleme Tarihi: 2017-09-06 12:46:07

Başbakan Yardımcısı Hakan Çavuşoğlu, ATV'deki ''Kahvaltı Haberleri'' programında, Arakan'daki  Müslümanlara yönelik yardımlara ilişkin bilgi verdi.Mazlum ve mağdurların nerede olurlarsa olsun, Türkiye'nin varlığını  hissettiklerini belirten Çavuşoğlu, Türkiye'nin bunu gerçekleştirirken etnik,  dini hiçbir ayrım yapmadığını ifade etti.Arakan'da yaşananlara tüm dünya sessiz kalırken Cumhurbaşkanı Recep  Tayyip Erdoğan'ın bu duruma karşı yüksek perdeden konuştuğuna işaret eden  Çavuşoğlu, ''İslam İşbirliği Teşkilatı dönem başkanı sıfatıyla da İslam  ülkelerinin devlet başkanlarıyla, mevkidaşlarıyla görüşmek suretiyle bir çözüm  arayışına girişti. Son olarak dün Myanmarlı mevkidaşıyla yaptığı görüşme  sonucunda bölgeye yardım kuruluşu olarak ilk defa TİKA marifetiyle girilmiş  olacak ve yaklaşık bin tonluk bir yardım sağlanmış olacak.'' diye konuştu.Çavuşoğlu, bölgedeki şartların zor olduğunu belirterek, ''Yardımı  havadan ulaştırma imkanı söz konusu olacak. Helikopterler yere iniş sağlayacak ve  yerde dağıtım yapılacak ama havadan intikal sağlanacak çünkü güvenlik sorunu  bölgede hala yaşanmakta.'' ifadesini kullandı.Yardım malzemeleri arasında pirinç, giyim ve kurutulmuş balığın  bulunduğunu bildiren Çavuşoğlu, ''Acil ihtiyaçlar şimdilik karşılanacak. Bunun  yanı sıra görüşmeler devam ediyor, ilaç ve benzeri zorunlu ihtiyaçların  karşılanması için de iş birliğimizi devam ettireceğiz.'' bilgisini paylaştı.''İnşallah bunun neticesinde 100 bin ailenin zorunlu ihtiyaçlarını  karşılamış olacağız.'' diyen Çavuşoğlu, bu vesileyle Türkiye'nin kadirşinaslığını  bir kez daha göstereceğini vurguladı.Bölgede TİKA'nın iki koordinasyon ofisinin bulunduğunu anımsatan  Çavuşoğlu, orada görevli iki kişinin de yardımların dağıtımı sırasında  helikopterle bölgeye gideceğini bildirdi. Yardımların TİKA görevlilerinin  koordinasyonunda yapılacağını ifade eden Çavuşoğlu, yardımın ne  zaman  yapılacağına yönelik soruya şu yanıtı verdi:''Bugünden itibaren yardımlar ulaştırılmaya belki de başlanmış  durumdadır. Çünkü dün bu karar alındı. Rakhayn hükümetinin iş birliğiyle, hükümet  yetkililerinin de bulunduğu çerçevede gerçekleştirilmiş olacak. Bölgeden,  zulümden kaçan birçok Arakanlı Müslüman kardeşimiz Bangladeş'e sığınmış durumda.  Bugün itibarıyla Sayın Emine Erdoğan Hanımefendi de Bangladeş'e geçmek suretiyle  Arakan'daki zulümden kaçan Müslüman kardeşlerimizle orada sıcak temas sağlayacak.  Gıda, ilaç temini sağlamak suretiyle yüz bin civarında Arakanlı Müslümanlar'ın  ihtiyaçları için yardımlar sağlamış olacak.''''BİZİ ÜZÜYOR''Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın eşi Emine Erdoğan'ın bugün Bangladeş'e  gideceğine dair soru üzerine Çavuşoğlu, ''Doğrudur. Bangladeş'e TİKA Başkanımız,  aynı şekilde Azerbaycan'dan da Sayın Dışişleri Bakanımızın oraya geçmesiyle  beraber oradaki görüşmelerini, temaslarını ve yardım imkanlarını sağlamış  olacaklar.'' karşılığını verdi.Çavuşoğlu, yardımların ne kadar süreceğine yönelik soru üzerine şu  değerlendirmeyi yaptı:''İlk aşamada yapabileceklerimiz bunlar ama bizim bundan sonra sağlamış  olduğumuz bu zemini muhafaza etmek istiyoruz. Sayın Cumhurbaşkanımızın  mevkidaşıyla yapmış olduğu görüşme neticesinde bu kapının açılmış olması çok önem  verdiğimiz bir anahtardı. Ben öyle tahmin ediyorum ki sadece gıda yardımlarının  ve diğer zorunlu ihtiyaçların ulaştırılması bakımından değil, bölgede bundan  sonra Sayın Cumhurbaşkanımızın sürdürmüş olduğu bu etkili diplomasi neticesinde  diğer sorunların da siyasi içerikli sorunların da çözüme kavuşması için ön ayak  olacağını düşünüyorum. Çünkü yapılan telefon görüşmesinde bahsedilen konulara  baktığınız zaman hem terörist gruplara hem insani duruma hem de bölgeye, geleceğe  ilişkin atıf var. Dolayısıyla bu bir anahtardı.''Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın etkili görüşmelerinin ardından diğer  ülkelerin, uluslararası platformlarının da devreye gireceğini yönelik düşüncesini  aktaran Çavuşoğlu, uluslararası kuruluşların insan haklarına yönelik her türlü  ihlalin ardından rol alması gerektiğini vurguladı. Çavuşoğlu, ''Maalesef bölgeye,  zulüm görenlere göre değişen bir çifte standartlı yaklaşım söz konusu oluyor. Bu  bizi üzüyor.'' diye konuştu.''TARİHİMİZDEN VE GELENEKSEL KODLARIMIZDAN TEVARÜS ETTİĞİMİZ  DEĞERLERİMİZ''Devasa ekonomiye sahip devletlerin varlığına değinen Çavuşoğlu, milli  gelirini oranla Türkiye'nin en cömert ülke olduğunu, devasa ekonomideki  devletlerin bu konularda rol almadığı, elini taşın altına koymadığını vurguladı.  Bu durumu, insanlık ve gelecek adına düşündürücü olarak nitelendiren Çavuşoğlu,  şöyle konuştu:''Biz ne olursa olsun Hakk'tan, hakikatten ayrılmayacağız. Bugün  Haiti'de bir deprem yaşanıyorsa mutlaka orada olacağız. Açe'de bir deprem  yaşanıyorsa orada olacağız. Filistin'de, Gazze'de kardeşlerimiz bir mağduriyet  hissediyorsa orada olacağız. Çünkü insanlık adına yola çıkmış olmak ve mağdur ve  mazlumların mağduriyetlerinin giderilmesi adına yola çıkmış olmak bizim  tarihimizden ve geleneksel kodlarımızdan tevarüs ettiğimiz değerlerimizdir. Onun  için bunu yapmaya devam edeceğiz. Suriyeliler için de aynı şey geçerli.''Çavuşoğlu, Myanmar'ın mesafesinin uzak ancak gönüllere yakın olduğuna  vurgu yaparak, şu görüşlerini aktardı:''Arakanlı Müslüman kardeşlerimiz, tarihten bu yana bize yardımlarının  bir şekilde ulaştığı insanlarımızdan ibaret buradaki topluluk. 1897'de yaşanan  Yunan Savaşı'nda, akabinde Balkan Savaşları'nda yine Hicaz demiryolu için yapılan  yardımlarda Arakanlı Müslümanlardan bize önemli miktarda yardımların geldiğini  görüyoruz. Hatta Hicaz demiryoluyla ilgili Arakan Müslümanların toplamış olduğu  yardımların bize ulaşmasından sonra kendilerine 'Hicaz Madalyası' adı altında bir  ödül de gönderilmiştir. Dolayısıyla bugün herkesin geçmiş tarihini birazcık daha  iyi okumalarla değerlendirmesi gerekiyor. Türkiye'nin oradaki varlığını, 'Neden  Türkiye buraya yardım ediyor?' diye sorgulayanların anlayamayacakları türden  şeyler bunlar. Çünkü tarihiyle kopuk, bağı olmayan, bu aidiyet hissini yaşamayan  kimselerin bu değerlendirmeyi yapmasını beklemek hayalcilik olur. Geçmişten bu  yana var olan bu bağımızı geleceğe dönük tekrardan sağlanması, teminat altına  alınması gerekiyor. Biz bu noktada milletimize inanıyoruz.''